Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Birleşmiş Milletler 63. Genel Kurulu için bulunduğu New York`ta temaslarını tamamladıktan sonra Türk Evi`nde bir basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Gül, yoğun bir diplomasi trafiği gerçekleştirdiğine işaret ederek temaslarına ilişkin bilgi verdi.
Gerçekleştirdiği görüşmelerde ve katıldığı toplantılarda Türkiye`nin uluslararası ve bölgesel konulara ilişkin yaklaşımlarını ayrıntılı bir biçimde dile getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye`nin sorunların çözümü için, bugün olduğu gibi, önümüzdeki dönemde de çabalarının süreceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, temasları sırasında, Kıbrıs konusunda siyasî çözüme verdiğimiz desteği yinelediğini, kültürler ve dinler arasında artan kutuplaşmanın önlenmesine verilen önemin altını çizdiğini belirterek, ekonomi çevreleriyle küresel, mali krizi konuştuklarını da ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, Türk heyetinin New York temaslarının en önemli başlıklarından birini oluşturan Türkiye`nin 2009-2010 dönemi BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği adaylığı üzerinde de titizlikle durduğunu ve tatminkâr düzeyde destek gördüklerini vurgulayarak, kampanyayı son güne kadar devam ettirmenin önem taşıdığını kaydetti. Görüştüğü muhataplarına, Türkiye`nin bölgesel rolü, istikrar ve refahı geliştirme çabaları, diğer coğrafyalara yönelik açılım politikaları ile insanlığa karşı yaptığı yardımların, adaylığımızın ötesinde bir anlam taşıdığının altını çizdiğini vurguladı.
El Cezire, CNN International, PBS, Voice of Amerika kanallarıyla Newsweek dergisine mülakatlar verdiğini de kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, değerlendirmelerinin ardından soruları cevaplandırdı.
“Irak`a Desteğimi Göstermek İsterim”
Irak Devlet Başkanı Talabani ile görüşmesi hatırlatılarak, Irak`ı ziyaret planı olup olmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Gül, “Benim çok arzu ettiğim bir ziyaret. Yakın ve uygun bir zamanda Bağdat`a gitmek istiyorum. Yapılan ziyareti iade gerekir. Irak, Türkiye`nin komşusu ve önemli bir dönemden geçiyor. Irak`a desteğimi göstermek isterim” dedi.
Terör örgütü PKK`ya karşı bölgede Türkiye`nin operasyonlarını sürdürdüğünün anımsatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, “PKK ile mücadele ayrı bir şey. Türkiye, nokta operasyonları yapıyor. Türkiye`nin niyeti, Irak`ı istikrarsızlaştırmak değil. Hedefimiz belli. Yapılan; Türkiye`ye karşı terörist faaliyetlerde bulunan bir terör örgütüne karşı nokta faaliyetidir.” dedi.
Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye`nin Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu girişimini dünya liderlerinin nasıl karşıladığına ilişkin soruya ise, “Kafkasya bizim bölgemizdir. Bu girişime herkes desteğini gösterdi. BM Genel Sekreteri de öyle. Şu anda Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye olarak bu işin başlaması düşünüldü. Önce başlasın, daha sonra kimlerin gözlemci olacağı ileri safhalarda konuşulur” yanıtını verdi.
“Liderliğin Görevi, Ülkesine ve Bölgesine Hizmet Etmektir”
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde gelinen noktaya dünya kamuoyunun ilgisine yönelik soru üzerine, iki ülke arasındaki son gelişmeleri hatırlatan Gül, bölgede daha sonra yaşanan olaylara dikkat çekerek, “Kafkaslarda başka olaylar oldu. Bütün bunlar herkesin durumu yeniden değerlendirmesine yol açtı. Dünya kamuoyu iki ülke arasındaki ilişkilerle çok ilgili. Liderliğin görevi, ülkesine ve bölgesine hizmet etmektir. Problemleri saklamak değildir. Bu konjonktürde herkesin aynı anlayışta olduğunu gördüm. Sorunların çözülmesinde bir iklim oluştu. Gerek Türkiye-Ermenistan, gerek Rusya-Gürcistan, gerekse Ermenistan-Azerbaycan hepsini kapsar” dedi.
New York`ta bulunan Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan ile görüşme ihtimali olup olmadığına yönelik bir soruyu cevaplandıran Gül, planlanmış bir görüşme olmadığını, Sarkisyan`ın New York`a biraz geç ulaştığını, Erivan`daki görüşmelerin devamına karar verilmiş olmasının önemli olduğunu, yeni bir görüşme için yeni bir durum söz konusu olmadığını, mesafeler alındıkça tekrar görüşülebileceğini kaydetti.
Ermeni diasporasının tutumunda da barıştan yana bir değişiklik gözlendiğine ilişkin bir soru üzerine Gül, önemli olanın bölgede tam bir işbirliği elde edilmesi olduğunun altını çizerek, “Diasporanın da olup bitenleri takip etmesi önemli” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan ile Türkiye arasında sınır kapısının açılıp açılmayacağının sorulması üzerine; sınır kapısı açılmasının sorunların ortadan kalkmasına bağlı olduğunu vurguladı ve “Ermenistan ile ziyaret ve görüşmelerin amacı problemleri ortadan kaldıracak diyalog sürecini başlatmak. Bu süreç içinde bu problemler uzaklaştırılırsa, ondan sonra her türlü işbirliği olur. Kapılar da açılır, ilişkiler tam kurulur, daha geniş ekonomik dayanışma ortaya çıkar`` dedi. Gül, sınır kapısının açılmasının hangi koşullara bağlı olduğu yönündeki soruya ise ``Aramızda problemler olmasa kapılar kapalı olur mu? Problemlerimiz var da ondan kapılar kapalı. Bu ziyaret ve görüşmelerin amacı bu problemleri ortadan kaldırmak, diyalog sürecini başlatmak. Ondan sonra her türlü işbirliği başlar” dedi.
Bir gazetecinin, Türkiye`nin Ermenistan ile yakınlaşmasının, Rusya`ya karşı Gürcistan`ın konumunu zora sokacağı, Rusya`nın bölgedeki ağırlığının artacağı yönünde Washington`da kimi yorumların bulunduğunu aktarması üzerine ise Cumhurbaşkanı Gül, “Konuşmalarımızda böyle bir şeyi ben görmedim. Gürcistan ile Rusya problemi ortaya çıktığında, Türkiye`nin Gürcistan`ın toprak bütünlüğüne verdiği önemi belirttim. Kimsenin böyle bir kaygı duymaması lazım” dedi.
Kıbrıs Sorunu
Bir gazetecinin, Kıbrıs Rum lideri Hristofyas ile el sıkıştığını hatırlatması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, BM çerçevesindeki resepsiyonlardan birinde Hristofyas ile karşılaştığını ifade etti ve “Tanıdığım birisi. Elini uzatınca elini sıktım” dedi.
Kıbrıs sorununun “millî dava” olduğunu vurgulayan Gül, Türkiye`nin, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünü güçlü bir biçimde desteklediğini kaydetti.
Kimi çevrelerin, “Türkiye veya Türk Silahlı Kuvvetleri çözüm istemiyor” gibi bir propaganda yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs Türk tarafının referandumda “evet” oyu verdiğini hatırlatarak, “Unutmayın ki, oylamada Rum tarafı da olur verseydi, kapsamlı barış sağlanmış ve asker sayısı 600`e inmiş olacaktı. TSK`yı kapsamlı barışa karşı diye takdim etmek yanlıştır. Önemli olan, çözümün kabul edilebilir ve adil olmasıdır” diye konuştu.
BM Genel Sekreteri ile görüşmesinde de bunları açık bir biçimde ortaya koyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat`ın çözüm yönündeki çabalarını da övdü. Hristofyas`ın muhatabının KKTC ve Talat olduğunu vurgulayarak, Hristofyas`ın Kıbrıs Rumları`nı temsil ettiğini, iki toplumun anlaşması durumunda garantör ülke olarak Türkiye`nin de destekleyeceğini kaydetti.
“Türk-Amerikan İlişkileri, Türk Dış Politikasının Önemli Direklerinden Birisidir”
Bir soru üzerine, ABD`de başkanlık seçiminde, McCain ve Obama`nın, seçim öncesinde televizyondaki ilk başkanlık tartışmasını izlediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Amerikan halkı karar verecek. Türk-Amerikan ilişkileri, Türk dış politikasının en önemli direklerinden birisidir. Bu ilişkiler, kim seçilirse seçilsin devam edecektir” dedi.
New York`ta bulunan İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile neden ikili görüşmede bulunmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Gül, burada bulunma önceliklerinin belirli olduğunu, İran ile görüşmenin Dışişleri Bakanları düzeyinde gerçekleştiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, Türk Toplumu Temsilcileriyle Buluştu
Cumhurbaşkanı Gül, basın toplantısının ardından Türk Toplumu temsilcilerini ve vatandaşlarımızı kabul ederek bayramlaştı. Vatandaşlarımızla görüşmesinde Cumhurbaşkanı Gül özellikle çocuklarla ilgilendi. Vatandaşlara hitabında, ABD gibi dünyanın en önemli ülkesinde yaşamanın avantajlarından ve sorumluluklarından söz eden Cumhurbaşkanı Gül, “Burada ne kadar başarılı olursanız, konumunuz ne kadar iyi olursa Türkiye`yi de o kadar iyi temsil edersiniz. Türkiye hakkında da o kadar iyi intibalar verirsiniz” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Ahıska Türklerini kabul etti.
Cumhurbaşkanı Gül, temaslarının ardından 29 Eylül’de Türkiye’ye dönecek.