Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Birleşmiş Milletler 63. Genel Kurulu Genel Görüşmeleri’ne katılmak üzere bulunduğu New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un BM ülkelerinin liderleri onuruna verdiği resepsiyona katıldı.

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra 63. Dönem BM Genel Kurulu Genel Görüşmeleri’nin açılış toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül yaptığı konuşmada, Türkiye açısından, Birleşmiş Milletler Yasası’nın, insanlığın ortak özlemlerini ve vicdanını temsil ettiğini belirtti. Uluslararası toplumun önündeki en acil görevin, zengin ve fakir ülkeler arasındaki uçurumun -mümkün olduğu kadar süratle- kapatılması olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bu doğrultuda önemli ilerlemeler kaydedildiğini ancak yoksulluk, cehalet, salgın hastalıklar, çocuk ölümleri ve iklim değişikliği gibi konularda mücadelenin henüz sona ermediğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Gül, değişken akaryakıt fiyatları, gıda krizi ve küresel ekonomik durgunluk gibi faktörlerin kalkınma ve güvenlik konusunda daha da çetin koşulların ortaya çıkmasına yol açtığını, bunun da terörizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, dinî ayrımcılık ve aşırılıklar ile mücadeleye önem kazandırdığını bildirdi.

Farklı kültürler ve dinler arasında yabancılaşmanın daha da artmaması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, “Bu kapsamda, BM Genel Sekreterinin gözetimi altında İspanya ile birlikte eş sunuculuğunu yaptığımız Medeniyetler İttifakı Girişimi’ni, böyle tehlikeli bir mecraya sürüklenmemizi önleyecek önemli bir araç olarak görüyoruz” dedi.

“Türkiye Yükselen ‛Donör’ Ülke”

Cumhurbaşkanı Gül, gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının çözümünün öncelikli bir konu olduğunu, sürdürülebilir kalkınma süreçlerinde bu ülkelere ihtiyaç duydukları her türlü yardımın sağlanması gerektiğini bildirerek, Türkiye’nin, yardım programlarının sonucunda uluslararası toplum tarafından bir “yükselen donör ülke” olarak kabul edildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, geçen ay İstanbul’da yapılan Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi’nin kıta ile yeni işbirliği alanlarının belirlenmesi bakımından önemli bir fırsat teşkil ettiğini de vurguladı.

Türkiye’nin, küresel ısınma ile mücadele konusunda da kararlı olduğunu, bu anlayışla Kyoto Protokolü’nün yerini alacak yeni küresel iklim değişikliği anlaşması ile ilgili müzakerelere etkin biçimde katıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin dünyadaki su krizine de özel önem verdiğini, gelecek Mart ayında İstanbul’da 5. Dünya Su Forumu’nun yapılacağını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizin, Güney Kafkasya’da yeni çatışmaları önlemeyi amaçlayan Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu Girişimi’nin, bölgede ortak sorunların demokratik bir zeminde tartışılmasına imkân sağlayacak bir güven ortamının oluşturulması bakımından yararlı bir çerçeve teşkil ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, Filistin halkının acılarının hafifletilmesine yönelik bütün çabaları Türkiye’nin etkin biçimde desteklediğini vurguladı.

Ülkemizin aynı zamanda Suriye ve Lübnan ilişkilerinin ilerletilmesine yardımcı olmak amacıyla da her türlü gayreti sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bunun son örneğinin de geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye’nin gözetiminde İstanbul’da, Suriye ile İsrail arasında başlayan dolaylı barış görüşmeleri olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin, Irak halkına ve hükümetine de güçlü destek verdiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, “Buna yönelik ikili düzeydeki çabalarımızın yanı sıra beş yıl önce başlatmış olduğum Komşu Ülkeler Sürecinin de iyi işlemeye devam ettiğini görmekten özel bir memnuniyet duymaktayım” dedi.

Türkiye`nin Kıbrıs’ta siyasi çözümü sağlamaya yönelik diplomatik çabalara tam destek verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs’ta çözümün eşit statüye sahip iki kurucu devletten müteşekkil yeni bir ortaklık devletinin kurulmasından geçtiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül: “Türkiye, 2009–2010 Dönemi İçin BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliğine Adaylığını Koymuştur”

Cumhurbaşkanı Gül, etkin ve iyi işleyen bir dünya örgütü olmaksızın, ulusların ümit ve beklentilerini gerçekleştirmenin imkânsız olduğunu, bu nedenle BM sisteminin reformlar yoluyla bir bütün olarak daha da güçlendirilmesine büyük önem verdiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye`nin, kalkınmadan barışın korunmasına ve insan haklarına kadar BM’nin gündemindeki bütün konularda katılımcılığını ve katkılarını sürekli arttırdığını belirterek, “Bu sorumluluk duygusuyla Türkiye, 2009–2010 dönemi için BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığını koymuştur” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra ikili görüşmeleri çerçevesinde Makedonya Cumhurbaşkanı Branko Crvenkovski, Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Zerdari, Namibya Cumhurbaşkanı Hifikepunge Pohamba, Swaziland Kralı Miswati III, Orta Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı François Bozize, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi, Letonya Cumhurbaşkanı Valdis Zatlers ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile ayrı ayrı bir araya geldi.

Tüm Haberler