Almanya Özel-2

Almanya Özel-2

 

Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un davetlisi olarak Hayrünnisa Gül ile bu ülkeye resmî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Berlin, Osnabrück ve Stuttgart’ı kapsayan programı sırasında hem Cumhurbaşkanı Wulff ve eşi, hem de Türk ve Alman vatandaşları tarafından sıcak bir şekilde ağırlandı. Tarih boyunca müttefik olmuş iki ülkenin Cumhurbaşkanları ve eşleri arasında kurulan güçlü dostluk ilişkileri ziyarete damgasını vururken; daha önce Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül’ün memleketleri Kayseri’de ağırladığı Cumhurbaşkanı Wulff ve eşi, aynı jesti göstererek, Cumhurbaşkanı Gül ve eşini, memleketleri Osnabrück’te misafir etiler.

Almanya ziyaretlerinin üçüncü gününde Cumhurbaşkanı Wulff ve eşi Bettina Wulff ile Berlin Tegel Havalimanı'nda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Alman Cumhurbaşkanlığına ait uçakla Cumhurbaşkanı Wulff'un memleketi olan tarihî Osnabrück kentine geçtiler.

YOĞUN SEVGİ GÖSTERİSİ

Cumhurbaşkanları ve eşleri, programları çerçevesinde Osnabrück Belediye Binası'nın bulunduğu meydana geldiklerinde, iki ülkenin bayraklarını taşıyan ve kendilerine sevgi gösterilerinde bulunan kalabalığın yanına giderek bir süre sohbet ettiler. Cumhurbaşkanları ve eşleri, daha sonra, belediye binasının merdivenlerinde basına poz verip kalabalığa buradan el salladılar.

VESTFALYA ANLAŞMASI’NIN İMZALANDIĞI BARIŞ SALONU’NDA GÖRÜŞME

Osnabrück Belediye Binası’nın Vestfalya Anlaşması’nın imzalandığı yer olması dolayısıyla “Barış Salonu” olarak adlandırılan yerde yapılan konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Gül, buranın nasıl bir başkent olduğunu, büyük barışın burada 1600’lü yıllarda nasıl kurulduğunu ve o günden bugüne buranın nasıl huzurlu ve uyumlu bir kent olduğunu gördüğünü belirterek, kendisine ve Bayan Gül’e gösterilen sıcak karşılamadan da çok etkilendiğini ifade etti.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanları ve Hanımefendi’ler Şeref Defteri’ni imzaladılar. Ardından 1648 Vestfalya Anlaşması’nın imzalandığı yeri gezdiler.

Cumhurbaşkanı Gül ve Bayan Gül, Cumhurbaşkanı Wulff ve eşi Bettina Wulff ile birlikte daha sonra St. Marien Protestan Kilisesi ile Osnabrück Katedrali’ni de ziyaret ederek, yetkililerden bilgi aldılar. Katedrale yürüyerek giden Cumhurbaşkanları ve eşleri yol boyunca Almanya'da yaşayan Türkler ve Alman vatandaşların ilgisiyle karşılaştılar.

MÜZİK DİNLETİSİ

Cumhurbaşkanları ve eşleri, Osnabrück Katedrali'ni ziyaretin ardından öğle yemeği yiyecekleri restorana da yürüyerek gittiler. Restoran girişinde gençlerden oluşan bir grup, kısa bir müzik dinletisi sundu.

ALMAN ÇEVRE VAKFI’NI ZİYARET

Cumhurbaşkanları ve eşleri yemeğin ardından Alman Çevre Vakfı’nı (DBU) ziyaret ettiler. Vakıf bünyesinde hayata geçirilen, "Çevrecilikle Kurulan Köprüler: Türkiye-Almanya" projesine katılan Türk ve Alman gençlerinin projenin içeriğine dair Türkçe ve Almanca yaptığı sunum sonrası, Cumhurbaşkanı Gül ve Cumhurbaşkanı Wulff, projeyi himayelerine alan sözleşmeye imza attılar.

OSNABRÜCK ÜNİVERSİTESİ İSLAM ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ

Cumhurbaşkanı Gül ve Cumhurbaşkanı Wulff, Osnabrück şehrindeki temasları çerçevesinde son olarak Osnabrück Üniversitesi İslam Araştırmaları Enstitüsü’nü ziyaret ettiler. Üniversiteye gelişlerinde Rektör Prof. Dr. Claus Rollinger ve Kültürlerarası İslam Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bülent Uçar tarafından karşılanan Cumhurbaşkanları, eşleriyle birlikte konuşmaların yapılacağı salona geçtiler.

Konuşmasında, İslam Araştırmaları Merkezi hakkında çok güzel şeyler duyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Almanya’da birçok alanda bilim adamı yetiştirildiğine, ilahiyat konusunda önemli araştırmaların yapıldığına ve İslam dini üzerine objektif görüşler ortaya koyan, araştırmalar yapan bilim adamları olduğuna dikkat çekti.

“ALMANYA’DAKİ MÜSLÜMANLARIN DİNLERİNİ ÇOCUKLARINA ÖĞRETEBİLMELERİ ÖNEMLİ”

Cumhurbaşkanı Gül, temel hak ve özgürlüklerin önemli ayaklarından birisinin de din özgürlüğü olduğuna ilişkin evrensel anlayışı hatırlatarak, “Bu, hangi dinle ve nerede olursa olsun geçerli olan evrensel bir anlayıştır. Bu çerçevede Almanya’daki Müslümanların da dinlerini, inançlarını çocuklarına öğretebilmeleri için, kendilerinin de öğrenebilmeleri için kendilerine imkân sunulması, bu yönde sorumlulukların üstlenilmesinin önemli olduğu kanaatindeyim. Eğer kendilerine önderlik edecek kurumlar söz konusu olmazsa o zaman yanlış kaynaklardan yanlış şeyleri öğrenebilirler ve farklı mecralara kayabilirler” uyarısında bulundu.