Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile Astana’da Türk Akademisi’nin açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Gül, akademide yapılacak çalışmalar sonucunda Türk medeniyet havzasındaki kültürel canlanmanın ivme kazanacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Astana'daki temasları çerçevesinde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile birlikte Türk Akademisi'nin açılış toplantısına katıldı.
Cumhurbaşkanı Gül, açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türk Akademisi'nin, Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ile başka devletlerdeki Türk topluluklarının ortak kültürel değerlerini ve bu değerlerin temelindeki Türkçenin bilimsel açıdan uluslararası düzeyde incelenmesine ve ortak kültür politikaları oluşturulmasına katkıda bulunmak üzere kurulduğunu ifade etti.
TÜRK MEDENİYET HAVZASINDAKİ KÜLTÜREL CANLANMA
Orhun Yazıtları'ndan başlayarak günümüze uzanan süreçte, Türkçenin dünya kültür mirasına yaptığı katkının yeterince ortaya konulmadığı ve öğretilmediği kanaatinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Kazakistan'ın öncülüğünde oluşturulan Türk Akademisi girişiminin Türk dünyasında iş birliğine yeni bir boyut kazandıracağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, Türk Akademisi'nin, Türk dili ve edebiyatının evrensel medeniyete katkılarını ortaya koyacak çalışmalarıyla Avrasya'nın merkezinde yer alan Türk medeniyet havzasındaki kültürel canlanmaya ivme kazandıracağını vurguladı.
“TÜRK EDEBİYATI POPÜLER KÜLTÜRÜN TEHDİDİ ALTINDA”
Akademi'den Türkçenin öğretilmesi, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi konusunda ortak politikalara temel teşkil edecek çalışmalara öncülük etmesini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkçe öğretiminin ülkeler arasındaki iş birliğinin gelecek nesillere taşınması bakımından önem taşıdığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, Türk edebiyatının bazı popüler kültür ve dillerin tehdidi altında olduğuna işaret ederek, “Çocuklarımız, nesillerimiz güzel Türkçeyi, Türk edebiyatını, Türk şiirini, Türk tarihini geniş bir şekilde öğrenmeden, felsefi ve kültürel derinliklerine hâkim olmadan başka kültürlerin çok kolay etkisi altında kalır ve kendi kökünden kopar. Bunu çok büyük bir tehlike olarak görüyorum” diye konuştu.
“GENÇLİĞE TÜRK KÜLTÜRÜ VE TARİHİNİ ÇOK İYİ ÖĞRETMELİYİZ”
Bu nedenle, Türk Akademisi'ndeki bu toplantıya büyük önem verdiğini, ancak millî programlarda, eğitim programlarında da buna aynı önemin verilmesi gerektiğini ve bu konuda devletlere büyük görevler düştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti: “Okullarımızda gençliğe çok sağlam, temeli olan bir Türk kültürünü, edebiyatını, tarihini, medeniyetini öğretmemiz gerekir. Bunu öğrendikten sonra hangi kültürle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, hangi dili öğrenirlerse öğrensinler, hiç çekinmeyiz. Hatta ‘Başka dilleri ve kültürleri çok iyi öğrenin ve öğretin’ diye teşvik ederiz. Ama kendi kültürümüzü, kendi dilimizi, edebiyatımızı ve tarihimizi bilmeden, onda cahil olup başkalarında zengin olmaya kalkarlarsa bu çok tehlikelidir.”
“GELECEK NESİLLER TÜRKÇEYİ ANLAYABİLMELİ”
Cumhurbaşkanı Gül, ülkeler arasındaki siyasi engellerin kalktığını belirtirken, farklı popüler kültürlerin etkisi altında kalınması halinde, bu kez de kültürel engellerle karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulundu. Bunun çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, gelecek nesillerin kardeşlik ve beraber olma ruhu taşıyabilmeleri için Türkçeyi anlamaları gerektiğini vurguladı. Türk kültürünün zengin bir birikime sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Türk dili ve edebiyatı sadece bilim adamlarının, Türkologların uğraştığı bir alan olmamalı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gül, Akademi’nin ilgisinin sadece beşeri bilimlerle kısıtlı kalmaması gerektiğini de belirterek, “Fen Bilimlerinde de Türklerin armağan ettiği ne varsa ortaya çıkarılmalıdır” dedi.