Cumhurbaşkanı Gül, 2010 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini, tarih dalında Cemal Kafadar'a, resim dalında Ergin İnan'a, kültür sanat kurumu olarak İstanbul Modern adına Oya Eczacıbaşı'na verdi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Konuşması | Konuşmalar |
Müzik Dinletisi | Resepsiyon ve Kabul |
Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, her yıl aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin sahiplerini bulduğunu hatırlattı. Bir toplumun büyümesi, gelişmesi ve zenginleşmesinin sadece ekonomik faaliyetlerinin, ticari rakamlarının, imar faaliyetlerinin artmasıyla olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, kültür, sanat ve bilim alanınındaki faaliyetlerin varlığının o ülkenin esas zenginliği olduğunu vurguladı.
KÜLTÜR, SANAT VE BİLİMSEL FAALİYETLERİN ÖNEMİ
Konuşmasında, kültür, sanat ve bilimsel faaliyetlere verdiği önemi de vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, “Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı olarak, bunun en iyi göstergesi, her sene verdiğimiz bu ödüllerle Türkiye’nin yetiştirdiği bu değerleri, tanımak, takdir etmek, bütün dünyaya ve Türk halkına onları bir kez daha tanıtmak şeklinde gerçekleşiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, kültür, sanat ve bilim alanında Türkiye’de son yıllarda faaliyetlerin giderek arttığını ve bunların yabancı dillere de çevrildiğine dikkat çekerek, dünyanın herhangi büyük bir kentindeki sanat galerilerinde Türk sanatçıların eserlerini görmenin artık mümkün olduğunu sözlerine ekledi. Sinemada, tiyatroda, müzikte ve birçok alanda çok büyük başarılar elde edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, önemli ödüllerin alındığını da aktardı.
“TÜRKİYE HER BAKIMDAN DEĞERİ ARTAN BİR ÜLKE HALİNE GELİYOR”
Tarih kitaplarında siyasi konular yazıldıktan sonra devamında kültür ve sanatla ilgili bölümler bulunduğunu, ülkelerin yükseliş devirlerinde kültür ve sanat bölümlerinin çok geniş olduğunu hatırlatarak, bugünkü Türkiye’de de bu durumun yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye her bakımdan itibarı yükselen, takdir edilen ve değeri artan bir ülke haline geliyor. Bu sadece ekonomisiyle, siyasi ağırlığıyla ve diğer faaliyetleriyle değil, aynı zamanda kültür, sanat ve bilim alanındaki faaliyetleriyle de böyle oluyor. Bunu ileride çok daha fazla göreceğiz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ
Dünya tarih ve kültür mirası listesinde nasıl Türkiye’den birçok eser yer alıyorsa bugünün sanatçı ve bilim adamlarının da çağdaş, evrensel sanat ve kültür hayatına büyük değerler kattığını ve kültür mirasının temellerinin de atıldığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Bu bakımdan Türkiye’nin en büyük zenginliğini de burada görüyorum. Bunun gerçekleşmesi için de özgürlükler, demokrasi, serbestlik, bunlar bunun esas temelidir. Böyle bir iklim olmazsa kültür, sanat ve bilim faaliyetleri de evrensel şekilde başarı gösteremez. O açıdan özgürlüklerin genişliği her zaman bizim için çok önemlidir ve Cumhurbaşkanı olarak, daima bunların hamisi, bütün bunların koruyucusu ve öncüsü olmaya devam edeceğim, çok önem vereceğim” dedi.
Konuşmasının sonunda ödül alanları kutlayan Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizde tarih ve resim konularına ilginin giderek arttığını, İstanbul Modern’in de müzecilige yeni bir soluk, İstanbul’a ayrı bir değer kazandırdığını söyledi.
Tanıtım Filmi
PROF. DR. KAFADAR: “ÖDÜLE DEĞER BULUNMAK BERABERİNDE ÖNEMLİ SORUMLULUKLAR GETİRİYOR”
Tarih dalında ödül alan Prof. Dr. Kafadar törende yaptığı konuşmada, ödüle değer bulunmanın beraberinde önemli sorumlulukları da getirdiğini belirterek, gurbette geçen uzun yıllar boyunca tarihini, kültürünü, dilini vatan etmeyi öğrendiğini, vatanını zihninde taşıdığını ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşık 90 yıl boyunca çok büyük bir gelişme ve büyümeye şahit olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kafadar, son yıllarda çok dinamik gelişmelerin yaşandığını belirtti. Çok sesli bir Türkiye'yi yaratmak adına verilen böyle ödüllerden kendisine de bir pay düştüğü için mutluluk duyduğunu dile getiren Kafadar, “Çok onur duyuyorum bugün ve şükranlarımı arz etmek istiyorum. Öncelikle cumhurumun başkanı Sayın Cumhurbaşkanıma, aynı zamanda beni bu ödüle layık gören sayın jüri üyelerine teşekkür ediyorum” dedi.
Prof. Dr. İnan da konuşmasında, ödülü almaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, kendisini çalışmalarında destekleyen ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ise, ödülün kendilerine büyük onur verdiğini söyledi. İstanbul Modern'in temelinde İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Nejat Eczacıbaşı'nın 1980'li yılların İstanbul'una bir çağdaş sanat müzesi kazandırma isteğinin yattığını ifade eden Oya Eczacıbaşı, ödülü İstanbul Modern'in gelişimine ve geleceğine duyulan güvenin bir simgesi olarak algıladıklarını, yarınlara daha büyük umutlarla baktıklarını dile getirerek, Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkürlerini sundu.
2010 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Sahipleri
Prof. Dr. Cemal Kafadar (Tarih Dalında)
1954’te İstanbul’da doğdu. Doktorasını Kanada McGill Üniversitesi İslami Araştırmalar Enstitüsü’nde gerçekleştirdi. 1985–1989 yılları arasında Princeton Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 1990’dan bu yana Harvard Üniversitesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesidir.
Prof. Dr. Ergin İnan (Resim Dalında)
1943’te Malatya’da doğdu. 1968’de Devlet Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü’nü bitirdi. Avusturya, Almanya, Fransa ve İtalya’da mesleki çalışmalarda bulundu. 1992–1998 yılları arasında Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Hâlen Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim üyesidir.
İstanbul Modern Sanat Müzesi (Kültür Sanat Kurumu Dalında)
Türkiye’de modern ve çağdaş sanat sergileri düzenleyen ilk özel müzedir. İstanbul Modern, modern sanatın toplum içinde yaygınlaşmasını desteklemek amacıyla Oya Eczacıbaşı öncülüğünde, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 2004 yılında ziyarete açılmıştır.