Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen törenle, Turgut Cansever, Yaşar Kemal ve Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca'ya verildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, törende yaptığı konuşmada, görev dönemindeki ilk Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninin gerçekleştirildiğine atıfta bulunarak, mimari alanında Turgut Cansever, edebiyat sahasında Yaşar Kemal ve müzik dalında ödül alan Alaeddin Yavaşca'yı kutladı.
Turgut Cansever'in sağlık durumu nedeniyle törene katılamadığını ve kendisine acil şifalar dilediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, Cansever'i eşi ve kızının temsil ettiğini ifade etti.
Ödüller, Devlet ve Toplumun Duyduğu Saygının İfadesidir"
Cumhurbaşkanı Gül ödüllerin, Turgut Cansever, Yaşar Kemal ve Alaeddin Yavaşca'nın neredeyse asırlık emeklerinin ve artistik yaratıcılıklarının toplamına, aydın olarak özgür ve bağımsız duruşlarına ve toplumsal sorumluluk bilinciyle oynadıkları rollere devlet ve toplum olarak duyulan saygıyı ifade ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Gül, on yıllar boyunca kendi alanlarında sanatın asaletinden, insani değerlerin yüceliğinden hiçbir taviz vermeksizin, en güzel ve özgün eserleri Türkiye'ye ve dünyaya armağan eden Cansever, Yaşar Kemal ve Yavaşca'nın dehalarıyla mimarimizi, edebiyatımızı ve müziğimizi en yüksek noktalara taşıdıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, Cansever'in, eşsiz yapılarıyla antik çağlardan Selçuklu ve Osmanlı şaheserlerine uzanan insan odaklı Anadolu İslam mimarisi geleneğini ve formlarını, şehircilik anlayışını çağdaş ve yaratıcı biçimde dönüştürerek sunduğunu ifade etti. Yaşar Kemal'in, Homeros'tan Dede Korkut'a; Kürt destanlarından Yunus Emre ve Karacaoğlan'a; Evliya Çelebi'den Sait Faik'e uzanan son derece zengin edebî geleneklerimizi kendi evrensel ve anıtsal eserlerine dönüştürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, Yavaşca'nın da, Anadolu'nun bin yıllık çeşitli müzik geleneklerini araştırarak, en ince ve saf biçimleriyle günümüzün süzgecinden geçirerek adeta yeniden yarattığını söyledi.
"Bugün Kültür ve Sanata Daha Saygılıyız"
Cumhurbaşkanı Gül, üç değerli kültür adamının, uzun sanat yaşamları boyunca, şu veya bu şekilde uğramış oldukları anlayışsızlık, ilgisizlik, vefasızlık veya haksızlıklar nedeniyle zaman zaman üzülmüş olabileceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül daha sonra, her şeye rağmen bugün başta hükümet olmak üzere, devletimizin kurumlarında, özel sektörde ve vatandaşlarımızda kültür ve sanata karşı giderek daha ilgili, duyarlı ve saygılı bir yaklaşımın gelişmekte olduğuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Gül, bu yaklaşımın sonucu olarak, kültür hayatımızın canlanıp, çeşitlendiğini, sanat-kültür ortamının daha özgür ve demokratik hale geldiğini ve kültürümüzün de evrensel erişiminin arttığını bildirdi.
"Sanatçılarla Diyalog İçinde Bulunmaktan Mutluyum"
Cumhurbaşkanı olarak, kültür ve sanat faaliyetlerine şahsen destek olmaya kararlı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "Bildiğiniz gibi, Frankfurt Kitap Fuarı'nın açılışına bizzat katıldım. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasının restorasyonunun hızla tamamlanmasına öncelik verdim. Devlet ve özel müzelerimizin faaliyetlerini izlemeye ve bunlara katılmaya özen gösteriyorum. Sanatçı ve yazarlarla güzel bir diyalog içinde bulunmaktan mutluluk duyuyorum ve yararlanıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının ardından ödülleri sahiplerine verdi.