Hayrünnisa Gül, ''Eğitim Her Engeli Aşar'' kampanyasına destek vermesi, kampanyayı himaye etmesi nedeniyle, AKPM üyesi İstanbul Milletvekili Lokman Ayva tarafından hazırlanan “Hasta ve Engelli Çocukların Eğitiminin Güvence Altına Alınması” konulu raporun ele alındığı Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'na hitap etti.
Bayan Gül, Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin parlamenterlerinin hazır bulunduğu Genel Kurul’da, sözlerine “demokrasi ve insan hakları okulu olarak bilinen bu mecliste konuşma yapmak benim için bir onurdur. Hepinize bu davet için teşekkürlerimi sunmak isterim” diyerek başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AKPM’de uzun yıllar görev yaptığını hatırlatan Bayan Gül, “Burada yaptığınız işlere fazlasıyla aşina olduğumu belirtmek isterim. 1990’lar boyunca, yaklaşık 10 yıl, benim eşim de aynen sizler gibi bu sıralarda oturdu ve bu konseyin ilkelerine hizmet etti. Ben de onunla buraya gelir ve komitelerin sosyal ve kültürel aktivitelerine katılırdım. O yılları her zaman gururla anıyoruz” diye konuştu.
“ÇOCUKLAR VE KADINLAR İÇİN YAPILMASI GEREKEN DAHA ÇOK ŞEY VAR”
İnsan hakları söz konusu olduğunda, içinde yaşadığımız dünyada, çocuklar ve kadınlar için yapılması gereken daha çok şey bulunduğunu belirten Bayan Gül, kadınlara karşı uygulanan ayrımcılık, kadınların ezilmişliği ve kız çocuklarının okullaşma oranının, Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri doğrultusunda da ele alınan en önemli konulardan biri olduğunun altını çizdi.
Avrupa Konseyi’nin var oluş gayesi olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini koruma ve geliştirmenin önemli bir boyutunun da kadınlar, çocuklar ve engelliler gibi dezavantajlı kesimlerle ilgili olduğunu kaydeden Bayan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından, yirmi yıl önce kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin dünyada en yaygın şekilde onaylanan insan hakları anlaşması olması, çocuk hakları konusunda dünyanın mutabık olduğunu göstermektedir. Bu mutabakata ve kat edilen çok olumlu mesafeye rağmen, çocuklar halen zatürre, sıtma, kızamık ve kötü beslenme gibi önlenebilir sebepler yüzünden ölmeye devam etmektedir. Dünyada çok sayıda çocuk, okulda bir sınıfa hiç girememekte; milyonlarcası şiddet, istismar, sömürü, ayrımcılık ve ihmal gibi, olumsuzluklara karşı korunamamaktadır. Kız çocuklarının haklarına bugün de özel olarak eğilmek gerekiyor. Kız çocuklarının olumsuzluklara maruz kalma oranı daha yüksektir. İlköğretime gitmeyen çocukların çoğunluğunu kızlar oluşturmakta; birçok bölgede kız çocukları, temel sağlık hizmetlerinden bile yararlanamamaktadır.”
“ENGELLİ ÇOCUKLARIMIZI HAYATIN İÇİNDE GÖREMİYORUZ”
Engelli çocukların da dezavantajlı grubun içinde yer aldığını belirten Bayan Gül, şunları kaydetti: “Nüfusumuzdaki engelli çocuk oranı tahminlerimizden daha fazladır. Çünkü engellileri her zaman hayatın içinde göremiyoruz. Engelliler, eskiden olduğu gibi, belki okyanus açıklarındaki adalarda tecrit edilmiyor ama özellikle bazı ülkelerde hâlâ dört duvarla çevrili evlere mahkûm edildiklerini biliyoruz. Bunun için onların bazen farkında bile olamıyoruz. Hayatın standartları düzenlenirken engelliler dikkate alınmıyor ve her şey, hiçbir engeli olmayan insanlara göre dizayn ediliyor. Bu, çok büyük acılara ve eşitsizliklere sebep oluyor. Unutmayalım ki, hiçbir çocuk kendi seçimi ve tercihiyle engelli olmuyor. Ama kaçınılmaz bir şekilde, bu engellerle yaşamak zorunda kalıyor. Ayrıca herkes bir gün engelli olabilir. Hayat biz planlar yaparken başımıza gelendir ve her şey insan içindir. Buna engelli olmak da dâhil…”
“İYİ BİR TOPLUM OLMANIN YOLU ENGELLİ ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKMAKTAN GEÇİYOR”
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg’in “Sonuçta bu ahlaki bir meseledir. Eğer bir toplum en savunmasız bireylerine ve onların haklarına öncelik tanıyorsa, o toplum iyi bir toplumdur” sözlerini hatırlatan Bayan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İyi bir toplum olmanın yolu engelli çocuklarımıza sahip çıkıp onları aileleriyle baş başa bırakmamaktan ve erken yaşta engellerini aşabilecekleri eğitim imkânlarına kavuşturarak, toplumun aktif bireyleri olmalarını sağlamaktan geçiyor. Bunun mümkün olduğunu biliyoruz. Konseye üye ülkelerin bazıları bunu başarmışlardır. Ancak şu bir gerçektir ki, bazı üye ülkelerde ve dünyanın diğer bölgelerinde hâlâ yapılacak çok şey var. Öncelikle hükümetlerin, çocuk hakları ve engellilerle ilgili uluslararası sözleşmelerin tavsiyelerini yerine getirmek için, gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapmaları gerekmektedir. İkinci olarak toplumun tüm kesimlerinin, bu konuda daha fazla fedakârlık, katkı ve faaliyet içine girmesini sağlamalıyız. Sivil toplum örgütlerinin toplumu harekete geçirme ve liderlik etme gücünü öne çıkartmalı; her şeyi devlete bırakmamalıyız. Eğitimin her engeli aşabileceği konusunda toplumu bilinçlendirmeli ve gerektiğinde bunun için mücadele etmeliyiz. Ancak bu şekilde toplum bu konuyu sahiplenecektir. Son olarak da, engelli çocukları olan ailelere ve çevresindekilere ulaşıp onları bilinçlendirmeliyiz ki, çocuklarını evlerinde tecrit etmesinler, onlardan utanmasınlar. Engelli çocuklarının önünde bir engel de kendileri olmasınlar. Bu ailelere doğru ve iyi bir eğitimle, engelli çocukların kabiliyetlerine göre, diğer çocuklardan daha başarılı olabileceklerini göstermeliyiz.”
“ÜLKEMİZDE KADIN, ÇOCUK VE ENGELLİ GİBİ DEZAVANTAJLI GRUPLARIN HAKLARI KONUSUNDA ÖNEMLİ İLERLEMELER KAYDEDİLDİ”
Bütün insanların, özellikle de masum çocukların eşit olduğuna, eşit haklara, eşit muameleye, saygı ve şefkate layık olduklarına inandığını ve Cumhurbaşkanı eşi olmanın verdiği fırsatları da değerlendirerek, kendisini bazı sosyal faaliyetlere adadığını belirten Bayan Gül, bunlardan birinin de “Eğitim Her Engeli Aşar” kampanyası olduğunu kaydetti.
Türkiye’de son yıllarda sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda sağlanan gelişmelere paralel olarak, insan hakları, özellikle de kadın, çocuk ve engelli gibi dezavantajlı grupların hakları konusunda, önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Bayan Gül, şunları söyledi:
“Devletin, engelli vatandaşların yararlanması için sunduğu imkânlar gözden geçirildi ve kurumsallaştırıldı. Yeniden yapılandırılan sosyal güvence sistemi içinde, engelliler için özel kaynaklar oluşturuldu. Sadece devletin değil, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının, engelli vatandaşlarımıza yönelik sağladığı kolaylıklar arttırıldı. Bu çalışmalarda, Türkiye’de temel hakların genişletilmesini ve derinleştirilmesini hedefleyen demokratik vizyon kadar, AB üyelik sürecimiz de önemli bir itici güç olmuştur. Ayrıca ülkemizde kabul edilen son anayasa değişikliğiyle çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi mağdur grupların temel hak ve özgürlüklerini en üst düzeyde kullanmaları için pozitif ayrımcılık hakkını veren yeni düzenlemeler hayata geçirilmiştir.”
“ENGELLİ ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİMİ VE SOSYAL HAYATTA ETKİN OLMASI KONUSUNDA TOPLUM BİLİNÇLENDİRİLMELİ”
Engelli çocukların eğitim görebileceği ve sosyal hayatın her alanında etkin olabileceği konusunda, başta engellilerin kendileri ve aileleri olmak üzere, okullarda görev yapan öğretmenlerin, idarecilerin, yerel yöneticilerin ve nihayetinde tüm toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Bayan Gül, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu düşünceden hareketle, Eğitim Her Engeli Aşar projesini hayata geçirdik. Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği, sanatçılar, sporcular, iş adamları ve medyanın gönüllü desteğiyle yürüttüğümüz bu projenin, ilk tanıtım toplantısını Nisan 2009 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde yaptık. Projemiz, engelli çocuklarımızın diğer çocuklarla aynı ortamda, aynı okullarda eğitim görebileceği konusunda toplumsal farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. Kaynaştırmalı eğitim olarak adlandırılan bu sistemde, çocuklarımız farklılıklarıyla birbirlerini kabul etmeyi, hoşgörüyü ve farklılıklarına rağmen bir arada yaşamayı, hayatı paylaşmayı öğreniyorlar.”
“İNSANLIĞIN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİ AYRIMCILIKTIR”
Günümüzde insanlığın karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunlardan birinin ayrımcılık olduğunu söyleyen Bayan Gül, ayrımcılıkla mücadele ve demokrasi kültürünün gelişmesi açısından da kaynaştırmalı eğitim sisteminin çok önemli olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Bayan Gül, Eğitim Her Engeli Aşar Projesi kapsamında yapılan diğer çalışmaları da şu sözlerle ifade etti:
“Türkiye’nin 81 ilinde valilerimiz engelli çocuğu olan aileleri ziyaret ederek engelli çocuklara devletimizin sağladığı eğitim imkânları konusunda onları bilgilendirdi. Ailelere engelli çocuklarını evlere hapsederek onları koruyamayacakları anlatıldı. Aksine ‘gün gelip sizden ayrı kaldıklarında onları çaresiz bırakırsınız’ dendi. Bu şekilde sadece bir yıl içinde, yaklaşık 24 bin aile ziyaret edildi. Örneğin, Diyarbakır ilimizde, valimiz ve ekibi, bir yıl içinde 400’den fazla aileyi ziyaret ederek, engelli çocuklarını okula göndermeye ikna etmeyi başardılar. Ayrıca, 2055 okulda seminerler verilerek, eğitimcilerimiz bilinçlendirildi.”
“SOSYAL ÇEVRE, ENGELLİLERİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK FİZİKİ ŞARTLARA KAVUŞTURULMALI”
Eğitim Her Engeli Aşar kampanyasıyla, engellilerin eğitimi konusunda toplumsal duyarlılığımızın giderek yükseldiğini büyük bir memnuniyetle gördüğünü belirten Bayan Gül, “Ancak toplumsal duyarlılık kadar önemli diğer bir konu da, eğitim kurumlarımız başta olmak üzere tüm sosyal çevrenin, engellilerin ihtiyaçlarını karşılayacak fiziki şartlara kavuşturulmasıdır. Bu da, projemizin diğer bir ayağını oluşturmaktadır. Bu çerçevede, bir yıl içinde 877 özel eğitim sınıfının açıldığını ve 14 özel yeni okul yapıldığını, sizlere müjdelemek isterim. Bu sınıf ve okulların önemli bir bölümünün hayırsever vatandaşlarımız tarafından yapılması, ayrı bir gurur kaynağımızdır” diye konuştu.
“PROJE KAPSAMINDA BİR YILDA EĞİTİM GÖREN ENGELLİ ÇOCUK SAYISI YÜZDE 30 ARTTI”
Proje kapsamında şimdiye kadar çok olumlu geri dönüşler aldıklarını belirten Bayan Gül, bir yıllık bir süre zarfında, ülkemizde eğitim gören toplam engelli çocuk sayısında, yaklaşık yüzde 30 oranında bir artış sağlandığını vurguladı. Rakamların, projenin başarısını göstermesi açısından önemli olduğunu kaydeden Bayan Gül, “Ancak, tek bir engellinin bile hayatını değiştirmenin, ona mutlu ve onurlu bir hayat imkânı sunabilmenin benim için her şeyden daha değerli olduğunu, burada özellikle belirtmek isterim” dedi.
“ENGELLİ OLMAK BAŞARILI OLMAYA ENGEL DEĞİLDİR”
İnsanların, engelli doğabileceğini ya da sonradan engelli olabileceğini belirten Bayan Gül, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Ancak, bu başarılı olmaya engel değildir. Bunun en güzel örneği biraz önce raporunu hep beraber dinlediğimiz Sayın Milletvekili Lokman Ayva’dır. Kendisinin Türkiye’de engellilerin haklarının genişletilmesi yolundaki çalışmaları, her türlü övgüye layık, örnek çalışmalarıdır. Kendisine, bütün engelli vatandaşlarımız adına, huzurlarınızda teşekkür ederim. Engelli insanlarımıza, iyi eğitim imkânları sağlandığında, sahip oldukları potansiyeli açığa çıkarabilecek, toplumun kalkınmasına, gelişmesine ve kültürel birikimine katkıda bulunabilecekler. Bu şekilde dünya, tüm insanlık için daha yaşanabilir bir hale gelecektir. Bu amaçla, Sayın Raportörün raporunda bahsettiği, engellilerle engelli olmayanların aynı ortamda eğitim almalarını sağlayacak tedbirlerin, tüm Avrupa’da hayata geçirilmesi için buradan çağrıda bulunuyorum. Ayrıca, engellilerin eğitim hakkının güvence altına alınması yolunda, Avrupa Konseyi’nin 2006–2015 Engelliler Eylem Planının çok önemli olduğunu ve tüm üye ülkelerde uygulamaya geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Engellilere karşı ayrımcılık başta olmak üzere her türlü ayrımcılığa karşı mücadele, hepimizin önceliği olmalıdır. Ancak bu şekilde temel değerlerimiz olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini, ortak evimiz olan Avrupa’da ve tüm dünyada hâkim kılabiliriz. Sözlerime son verirken, nazik davetleriyle bugün burada sizlerle bir araya gelmemizi sağlayan Sayın Başkan Mevlüt Çavuşoğlu’na, Sosyal, Sağlık ve Aile İşleri Komisyonuna ve siz Değerli Parlamenterlere teşekkür ederim.”
RAPORA VE BAYAN GÜL’E ÖVGÜ
AKPM üyesi İstanbul Milletvekili Lokman Ayva’nın hazırladığı rapor hakkında söz alan farklı gruplara mensup parlamenterler gerek Bayan Gül’ün konuşması ve yaptığı faaliyetler, gerekse raporun içeriği hakkında beğenilerini ifade ettiler. “Hasta ve Engelli Çocukların Eğitiminin Güvence Altına Alınması” konulu rapor, daha sonra AKPM Genel Kurulu tarafından onaylandı.
BAYAN GÜL’ÜN STRASBOURG TEMASLARI
Bayan Hayrünnisa Gül, Strasbourg'da, Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) tarafından Avrupa Konseyi binasında düzenlenen resim sergisinin açılışına katıldı. Bayan Gül'ü serginin açılışında TÜRKSOY Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, ''Kâtibim'' şarkısını çalarak karşıladı.
Sergiyi gezerken, sergiye katılan Azeri Parlamenterlerle bir süre sohbet eden Bayan Gül, daha sonra Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı ve AK Parti Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nu makamında ziyaret etti.
AKPM Genel Kurulu’nda, “Hasta ve Engelli Çocukların Eğitiminin Güvence Altına Alınması” konulu raporun tartışılmasına katılacağı için Bayan Gül'e teşekkür eden Mevlüt Çavuşoğlu, “Bu önemli raporun tartışıldığı oturuma katılmanızdan ve konuşma yapmanızdan dolayı büyük memnunluk duyuyoruz” dedi.
Bayan Gül de, AKPM Başkanlığına seçilmesinden dolayı Çavuşoğlu'nu kutladı ve çalışmalarında başarılar diledi. Bayan Gül, görüşmeden önce makam odasındaki AKPM şeref defterini de imzaladı.
Bayan Gül, Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer Buquicchio ile görüşmesinin ardından Strasbourg'dan ayrıldı.