Soru- Önce iki ülke arasındaki ilişkiler konusunda sizin görüşünüzü de almak isteriz.
Cumhurbaşkanı Gül - Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkiler mükemmeldir, bu ziyaretimde ilişkilerimizin ellinci yıl dönümüne rastlamaktadır. Emir Şeyh Sabah çok aziz bir dostumuzdur ve çok güzel bir hukukumuz vardır. Benim kendisine olan sevgi ve muhabbetim, kendisinin de bana olan sevgisini ve muhabbetini çok yakinen biliyorum. Bu vesileyle şunu da söylemek isterim ki Türk halkı daima Kuveyt halkına büyük bir sempati duymuştur. Bu ziyaretim vesilesiyle ilişkilerimizi her alanda daha da geliştireceğiz inşallah.
Soru- Son zamanlarda ilişkiler çok fazla ivme kazandı, öyle görüyor musunuz?
Cumhurbaşkanı Gül - Doğrudur, son zamanlarda çok ziyaretler gerçekleştirdik, Türkiye’yi ziyaret etti üç kez bende onu ziyaret ettim. Her vesileyle davetlere icabet ettim, bu seferde bu davetleri vesilesiyle çok memnun oldum. Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkiler güçlü bir şekilde tabi devam edecek. Kuveyt Körfez’in bir parçasıdır, Türkiye ile bütün Körfez arasındaki ilişkilere çok önem veriyoruz. Bütün Körfez’in istikrarı, güvenliği ve refahı bizim için çok önemlidir. Güvenlik ve siyasi konulara stratejik bir açıdan bakıyorum, o bakımdan bu önce gelir, şüphesiz ki güvenlik, istikrar söz konusu olunca, dostlukta olunca, o zaman ekonomik işbirliği otomatik olarak zaten arkasından geliyor. İlişkilerimizin seviyesinden çok memnunum.
Soru- Geçen sene Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed-Ül Cabiri ziyaretleri oldu buraya, herhalde bunlarında bazı sonuçları bazı bağlantıları oldu, öyle midir acaba?
Cumhurbaşkanı Gül - Tabi ki her ziyaret ilişkilere ivme kazandırır. Son ziyaret vesilesiyle yaptığımız birçok anlaşmalar oldu, hem askeri anlaşmalar oldu, ekonomik anlaşmalar hep oldu. Şimdi de bu benim ziyaretim vesilesiyle yine yeni anlaşmalar yapacağız, askeri eğitim anlaşmaları yapacağız. Özellikle savunma sanayinde çok önemli müşterek çalışmalarımız söz konusu oluyor. Bütün bunlar ilişkilerimizin iyiliğinin çok müşahhas göstergeleri.
Soru- Sizin Emirimizle çok ciddi ve çok yakın ilişkinizin olduğunu biliyoruz, bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Cumhurbaşkanı Gül - Şöyle, değerli dostum Emir sadece Kuveyt’in emiri değil aynı zamanda hepimizin çok gerçekten saygı duyduğumuz çok sevdiğimiz, muhabbet ettiğimiz bir lider. Kendisinin ayrıca kırk yıla yakın bir Dış İşleri Bakanlığı görevi var ki bütün dünya olaylarına, bölge olaylarını ve diplomasiyi de çok iyi bilen bir şahsiyet. Bende Dış İşleri Bakanlığı yapmış bir Cumhurbaşkanı’yım dolayısıyla Emir’in problemleri suhuletle, aklıselimle ve tecrübeyle çözülmesi yönünde tavsiyeleri, telkinleri sadece bölge için değil, diğer olaylar içinde muhakkak ki çok önemlidir. O bakımdan bölgenin en tecrübeli, en akil, o bakımdan değer veririm sağ olsun kendilerinin de bana muhabbetinin çok olduğunu bilirim. Zaman, zaman telefonla da konuşuruz, hal ve hatır sorarız çok şükür kendisinin sağlık kontrolünden sonra da şimdi işinin başına döner dönmez de Arap Ligi’nin toplantısına ev sahipliğini yaptı. Malum bölgemizin birçok sıkıntıları var, çok önemli problemler var, bütün bunları dikkatli bir şekilde çözümler getirerek, suhulet, aklıselim ve bütün bölgemize istikrarı kavuşturmada eminim ki bu toplantı da önemli olmuştur.
Soru- Aslında Türkiye ile Kuveyt arasında çok ciddi bir şekilde işbirliği ortaya çıkıyor, onlar sadece ekonomik konulardan mı yoksa görüş birliğinden mi kaynaklanıyor?
Cumhurbaşkanı Gül - Önce tabi görüş birliği olması gerekir, aynı doğrultuda politikalar inanmanız gerekir. Eğer görüş birliği olursa o zaman oturursunuz o işbirliğine dönüşür. Her ikimizin de görüşü, istikrarlı, güvenlikli ve barışa çok önem vermektir, problemler ortaya çıkmadan problemlerin çözümü çok önemlidir. Problemler saklayarak, yok farz ederek çözemezsiniz ama problemler küçükken onları anlarsanız ve onları çözmeye çalışırsanız büyümesini önlersiniz. Bu bakımdan Kuveyt – Türkiye politikaları birbirine uygun olmaktadır ve bu işbirliğine de dönüşmektedir.
Soru- Bir de Türkiye ile Kuveyt arasındaki engel tecrübelerden birisi var o da demokratik şekilde yönetilmeleri konusudur. Bu konuda sizlerin de tecrübelerinden nasıl daha fazla istifade edebiliriz? Onu da sormak isterim.
Cumhurbaşkanı Gül - Doğru, Körfez’e baktığımızda Körfez’de en modernleşme ve parlamentonun ilk kurulması Kuveyt’te olmuştur. Ben daha önceki yıllarda geldiğimde Kuveyt parlamentosuna davetle katıldığımda kadınların aktif hayatta yer almaları, parlamentoda yer almaları bunları çok yıllar önce görmüştüm, daha Cumhurbaşkanı olmadan önce ben milletvekili olduğum dönemlerde, dostluk grupları içerisinde gelerek görmüştüm. Kuveyt’in böyle bir özelliği var, dünyaya daha açık olması, modern olması ve ayrıca bütün Körfez’in kalkınma hamlesi ilk Kuveyt’te başlamıştır. Bu anlamda bütün diğer ülkelerden önce Kuveyt dünya gündemine oturmuş bir ülkedir. Türkiye’de bildiğiniz gibi 1946’dan bu yana çok partili demokratik bir sistem var, hanımlar aktif bir şekilde hayatın içinde, 1934’te seçme, seçilme hakkı verildi kadınların. Bu anlamda muhakkak ki birbirimizden öğreneceklerimiz, birbirimizden alacaklarımız hep vardır.
Soru- Bu görüş birliği acaba iki ülkenin uluslararası camia içindeki çalışmalarına da yansıyabilir mi? Ona da yansıyabilir mi? Ona da hizmet edebilir mi?
Cumhurbaşkanı Gül - Tabi bu bir ikili devlet ziyareti yapıyorum ben Kuveyt’e bu vesileyle sadece Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkileri nasıl geliştirebiliriz bunu konuşmayacağız. Bunların ötesinde bölgemizle ilgili problemler var malum çok önemli ciddi problemler var, Arap Dünyasının, İslam Dünyasının, Orta Doğu’nun karşı karşıya kaldığı çok önemli meseleler var. Bunlarla ilgili görüşlerimizi paylaşacağız, belki Dünya’da yine uluslararası camia da önemli olaylar oluyor, bütün bu konuları da konuşarak Sayın Emir’in tecrübelerinden, fikirlerinden doğrusu dinleyeceğim ve faydalanacağım.
Soru- Biz bu ilişkilerin aslında daha da ivme kazanmasını isteriz Kuveyt’te.
Cumhurbaşkanı Gül - Bizde bunu tabi isteriz, Türkiye ile Kuveyt’in dostlukları çok tarihten kaynaklanır, en zor dönemlerde de bu dostluğu Türkiye ispatlamıştır. Bunu da daima Kuveytli dostlarımız her zaman yeri geldiğinde de teşekkür ederler, Türkiye her zaman dostluğunu ispatlamıştır, Kuveyt’te ispatlamıştır. Bu ilişkilerimiz halktan halka olan ilişkilerdir, dolayısıyla daha da ileriye taşınması için gönülden herkesin büyük bir arzusu vardır.
Soru- Sayın Cumhurbaşkanım, bu konuda da fikirlerinizi almak isteriz. Bir başarı hikâyesi var burada o da Kuveyt Türk Bankası, şu anda 265 şubesi oldu, 8 milyar dolarlık bir sermayesi var, 5 milyar dolarlık bir katkısı oldu Türk ekonomisine, ciddi bir başarı ekonomisi olduğunu görüyoruz. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Gül - Kuveyt Türk Finans Kurumu Bankası, Türkiye’de faizsiz çalışan ilk bankalardan birisi ve şu anda sektörün en önemli bankası. Bende yakın takip ediyorum gerçekten çok gurur duyucu, çok sayıda şubeleri var, Türkiye’nin her tarafında Türk ekonomisinin bütün büyük şirketleri çok yakın çalışıyor. Türk ekonomisine tabi ki çok büyük katkılar var. Kuveyt Türk’ün başarılı olması Kuveyt’ten Türkiye’ye finans sektörüne girip yeni bir bankayı aldı Kuveytli kardeşlerimiz, ondan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ama Kuveyt Finans zaten başka ülkelerde de kurulmuş ama Türkiye’de faaliyetleri çok gurur verici.
Soru- Kuveyt Emiri bu konudan da esinlenerek Türk işadamlarına çağrıda bulundu onlar da Kuveyt’e gelsinler, çalışsınlar, yatırım yapsınlar bunları da herhalde takip etmişsinizdir.
Cumhurbaşkanı Gül - Doğru tabi ben bu seyahatimde çok sayıda işadamı ve yatırımcıyla da beraber geleceğim, orada bir iş toplantısı da yapacağız. Bu vesileyle orada yapılan önemli bir liman var bir Türk şirketi yaptı, onunda açılışında bulunacağım. Yine Kuveyt – Türk müteahhitlerine, işadamlarına güvendiği için çok büyük projelerin gerçekleşmesi için fırsat veriyor, bundan da müteşekkiriz ayrıca. Kuveytli işadamlarının Türkiye’de başka sektörlerde de büyük yatırımları vardır. Tabi ki Türk Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi, Dünya’nın on altıncı büyük ekonomisiyiz, bütün makroekonomik göstergeleriniz çok sağlam, yatırım yapılması açısından çok cazip bir ülkeyiz. Bu anlamda daha çok Kuveytli dostlarımızı Türkiye’de de görmek istiyorum, orada da bu çağrıyı yapacağım. Türk işadamlarından da Kuveyt’te daha çok iş yapmaları için her türlü fırsat zaten orada var, inanıyorum ki ilişkilerimizin ekonomik boyutu da her bakımdan takdire değer.
Soru- Bir de teknoloji konusunda Kuveyt ile Türkiye arasında bir işbirliği olabilir mi? Bu konuda bizim için çok önemlidir.
Cumhurbaşkanı Gül - Tabi ki üniversitelerimiz, teknoloji ve bilim endüstrilerimiz, merkezlerimiz bunlar arasında da çok yakın işbirlikleri var hatta bazı anlaşmalar da yapacağız bu vesileyle, bunlar hep beraber çalışılabilecek konulardır. Beraber projelendirme, beraber araştırmalarını yürütme, bilim adamlarımızın birbirlerini yakın tanımaları, üniversitelerin işbirliği yapması bunların hepsine çok açığız.
Soru- Kuveyt’in Türkiye’de ki yatırımları on milyar doları geçti, bunları daha da fazlalaştırmak, ciddi bir şekilde artırmak mümkün mü? Sizde böyle görüyor musunuz?
Cumhurbaşkanı Gül - Evet mümkün bunun için söyledim Türk ekonomisi büyük bir ekonomi, bizim 80 milyona yaklaşan bir nüfusumuz var ama devamlı büyüyen bir ekonomiyiz. Biz OECD içerisinde en hızlı büyüyen ülkeyiz, Avrupa içerisinden en hızlı büyüyen ülkeyiz, bütün Avrupa ile Gümrük Birliği içerisindeyiz ve biz İngiltere’yle, Almanya’yla, Fransa’yla Türkiye arasında hiçbir gümrük duvarı yok. Onlar bize istediğini satabilir, bizde onlara istediğimizi satabiliriz, dolayısıyla büyük bir ekonomik potansiyeli var Türkiye’nin, gayri safi milli hasılası harcama hesabına göre bir trilyon doların üstünde. Bu açıdan tabi ki Kuveyt büyük sermayesi olan bir ülke, bu Cenabı Allah’ın Kuveytlilere verdiği büyük bir servet tabi ki, onu gelecek nesillere en iyi şekilde değerlendiriyorlar, birçok yerlerde kârlı yatırımlar yapıyorlar, Türkiye’de çok kârlı yatırımlar olduğuna inanıyoruz. İşte bunun için işte Kuveytli firmalar shopping centerları, İstanbul’un en büyük shopping centerlarından birisine sahip, Kuveytlilerde büyük bankalar diğer büyük yatırımlar var, bunun daha da çoğalmasını her zaman arzı ederim ve çok teşvik ederim.
Soru- Sayın Cumhurbaşkanı, Kuveyt ile Türkiye arasında 38 tane anlaşma imzalanmış şu ana kadar, ekonomik konularda da bunlar, bunlara nasıl işlerlik kazandırmak mümkün olabilir? Nasıl daha da ileriye götürürüz?
Cumhurbaşkanı Gül - Tabi bunlar aslında yapılan anlaşmaların hepsi çalışıyor, çalışan anlaşmalardır, bunların her iki devletinde ilgilileri yakın takip ederler. Zaten ilişkilerin, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi bu ahdi yapının yani hukuki alt yapının tamamlanmasıyla mümkün oluyor. Yoksa iki ülke birbirlerini çok sevsin, muhabbet duysun ama işbirliği, yapılacak işler için anlaşmalar yapılmadıysa yani iki ülke arasında otobanlar döşenmediyse onun üzerinden arabalar gidemez. İşte bu hukuki anlaşmalar iki ülke arasındaki ilişkilerin otobanları, demiryolları gibi, çok şükür bunların hepsi yapılmıştır ve bunlar üzerinden de faydalananlar çoktur. Bazen Türkiye ile Kuveyt arasında günde 8 – 10’a kadar uçak seferi var. İstanbul ile Kuveyt arasında on uçak seferi oluyor bazen bir günde, bu bile iki ülkenin birbirine olan yakınlığını gösterme açısından büyük bir işaret.
Soru- Aslında bu sefer sayılarını daha da artırmak icap eder çünkü Kuveyt halkı çok fazla seyahate meraklı, insanların başka kültürleri görmek konusunda çok istekli bir konudur. Onun için turizm konularında nasıl bir işbirliği yapılabilir?
Cumhurbaşkanı Gül - Turizm alanı zaten ilişkilerimizin en güçlü alanlarından birisidir. Bildiğiniz gibi Kuveytliler çok seyahat ederler, Türkiye’ye de çok sayıda Kuveytli her sene gelir, burada uzun süre de otururlar. Biz anayasamızda bir değişiklik yaptık ve dost ve kardeş gördüğümüz ülkelerin halklarının bizden gayri mülk, yani mülk almalarına izin verdik, o ülkeler bize izin vermese bile. Biz Körfez ülkelerinin bazıları tabi küçük ülkeler olduğu için sizin nüfusunuz ve toprağınız dolayısıyla bu konuda başkalarına izin vermeyebilirsiniz. Bunu haklı da görüyoruz o zaman siz bize vermiyorsanız bizde size vermeyelim gibi bir durumda değiliz. Eskiden böyleydi, anayasamızı değiştirdik ve bütün Kuveyt vatandaşlarının Türkiye’de mülk almalarının yolu açıldı. Bildiğim kadarıyla Kuveytlilerin Türkiye’de yazlıkları, güzel mülkleri de var, tabi ki burada kendi ülkelerindeki gibi kendilerini huzurlu hissedebilirler, burası da Müslüman bir ülke, gelişmiş bir ülke, ayrıca tarih dolu. Burada hiçbir zaman yabancılık çekmez Kuveytliler.
Soru- Dış politikada da Kuveyt ile Türkiye arasında bir görüş birliği vardır. Bu konuda mesela Suriye konusunda meseleye aynı şekilde bakıyoruz, insani boyutlardan da baktık, bu konular bizim içinde Kuveyt olarak çok önemlidir. Türkiye bu konulara nasıl bakar?
Cumhurbaşkanı Gül - Tabi başında da aslında söyledim, aynı görüşte olmasak zaten işbirliği gelişmez, Suriye konusundaki politikalarımız da aynı. Biz Suriye’de ki bu zulmün, Suriye’de ki bu iç yakan gayri insani durumun bir an önce bitmesi için elbirliğiyle çalışıyoruz.
Soru- Kuveyt’in bölgede olsun veya uluslararası camiada olsun, barışa olan hizmetini nasıl görürsünüz?
Cumhurbaşkanı Gül - Şimdi tabi önce barışı desteklemek, istikrarı ve güvenlik konularında aklıselimle hareket etmek bu çok önemli, bu konuda ortak bir anlayışımız var ve bunu da çok değerli buluyorum tabi.
Soru- Biz Kuveytli izleyicilerimize diyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’den gelen kardeşlere mülteci görme konusunu reddediyor, onları misafir olarak kabul ediyor, bunu böyle mi görüyoruz?
Cumhurbaşkanı Gül - Evet şöyle biz bunun geçici olmasını doğrusu istiyoruz. Herkes kendi evinde tabi ki huzurlu olur, bizde bir söz var, siz altın kafesin içine bile koysanız herkes insanları, herkes kendi vatanı diye kendi evini özler. O bakımdan inşallah hepsinin bir gün evlerine dönmesini arzu ediyoruz, onun için şimdi bizim misafirimiz, tabi ki başımızın üstünde de yeri vardır hepsinin. Şu anda Türkiye’de 250 bin kişi bizim kurduğumuz evlerde yaşıyor. Kamplar ama onlar ev gibi kamplar, banyoları, tuvaletleri, çocuk yuvaları, parkları, sağlık kuruluşları, 250 bin kişi orada yaşıyor ve onların tamamen masraflarını biz karşılıyoruz. Şimdiye kadar üç milyar dolara yakın masrafımız oldu, tabi ki bunun hesabı söz konusu olmaz, devam edeceğiz. Bir de ayrıca 500 bin kişide kendi imkânlarıyla Türkiye’ye sığındılar ve Türkiye’de ki şehirlerde kendi imkânlarıyla yaşıyorlar, şüphesiz ki onların acılarını ve onların bütün sıkıntılarını kalbimizde hissediyoruz. Ne kadar onlara iyi baksak, misafirperverlik göstersek tabi ki orada herkes kendi evinde mutlu olur, onun için en kısa süre içerisinde Suriye’nin huzura kavuşmasını ve Suriye’nin tehlikeli olmaktan çıkıp, tekrar güvenilir, yaşanabilir ülke haline gelmesini istiyoruz.
Soru- Biliyorsunuz Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Emir Hazretlerine bir talebi vardır, Dönerler Toplantısı’nın Kuveyt’te yapılası, birinci ve ikinciyi Kuveyt’te yaptık. Bu konuda ciddi bir çalışma yapıldı Kuveyt’te, bu konuya nasıl bakarsınız?
Cumhurbaşkanı Gül - Yani hepsini şükranla karşılarız, Kuveyt bu acıları yaşadığı için birinci Körfez savaşında, Kuveyt Emiri hemen ülkesini açtı ve bu Dönerler toplantısını gerçekleştirdi ve katkıda bulundular tabi, çok takdirle karşılıyoruz bunları. Maalesef milyonlarca Suriyeli bugün evinden yurdundan olmuş vaziyette, onlara sahip çıkmak hepimizin insanlık borcu.
Soru- Birkaç gün önce Kuveyt’e Emir Hazretleri’nin başkanlığında bir Arap Zirvesi yapıldı, bu zirvenin sonuçlarına siz nasıl bakıyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Gül - Arap Zirvesi önemli kritik bir ortamda yapıldı, bir taraftan Suriye meselesi, bir taraftan Mısırla ilgili gelişmeler, diğer taraftan tüm Körfez içerisindeki bazı sıkıntılar bütün bunların olduğu bir dönemde tecrübeli ve çok akil bir liderin başkanlığında Arap Zirvesine Kuveyt’in ev sahipliği yapması önemlidir tabi ki. Ben bu toplantıların hepsinin çok önemli olduğuna inanıyorum, orada suhuletle ve aklıselimle bütün meselelerin ele alındığı kanaatindeyim.
Soru- Sayın Cumhurbaşkanı sizi dört gözle bekliyoruz Kuveyt’e bundan çok memnunuz ancak birde bu ziyaret esnasında beklentileriniz nedir?
Cumhurbaşkanı Gül - Bu ziyaretimde en büyük beklentim dostluğumuzu bir kez daha pekiştirmek, ilişkilerimizi gözden geçirip bölgeyle ilgili konuları istişare etmek ve ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırmak olacak.
Soru- Bu konuda özel bir soru sormama izin verin, burada bu görüşmeyi aslında hiç bitirmek istemiyoruz ama bunu bitirirken sizi birde tebrik etmek istiyoruz bir de yeni bir torununuz oldu, Kübra Hanım kızınızın ikinci bir kızı oldu, daha önce de bir kız oldu. Siz dede unvanından memnun musunuz?
Cumhurbaşkanı Gül - Duymuşsunuz demek ki, evet teşekkür ederim tabi dün ikinci torunum olmuş oldu, kızımdan bu tabi ailemiz içinde büyük bir mutluluk, büyük bir onur. Ben bütün herkese bu tip mutlulukları Cenabı Allah’ın hep tattırmasını temenni ederim.