Değerli Misafirler, Değerli Dostlarım,
Beyefendiler, Hanımefendiler,
Öncelikle şahsım ve eşim adına hepinize hoş geldiniz diyorum.
Bildiğiniz gibi Türkiye’nin 11.Cumhurbaşkanı olarak görev sürem bitti. Geçen hafta burada yasama, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yürütme, hükümetin hep üyelerine ve yargı mensuplarına bu şekilde bir veda toplantısı yapmıştık. Bugün de sivil toplumun değerli temsilcileri, arkadaşlarım, dostlarım, sanat, kültür, spor camiasının temsilcileri, iş dünyası, sendikalar olarak sizlerle beraberiz. Ve sizlere bu vesileyle veda etmek istiyoruz.
Aslında gerçekten talihliyim. Çünkü Cumhurbaşkanlığı yaptığım süre içerisinde ülkemiz her bakımdan yükseldi. Yerel yönetimlerden ekonomiye, sanattan, kültürden, bilimden spora kadar her alanda çok başarılı şeyler oldu. Ve hepimizin kıvanç duyduğu, övündüğümüz başarılar elde edildi ve bunları geçen 7 yıl içerisinde hep yaşadık. İşte bütün bunlar, burada bulunan sizlerin, -ki sizler çok geniş bir toplumun temsilcileri olarak buradasınız- sayesinde oldu. Ülkemizin artan refahının temelinde işçilerimizin, mühendislerimizin, teknisyenlerimizin, müteşebbis ve iş adamlarımızın, sanayici ve tüccarlarımızın, esnafımızın, çiftçilerimizin emeklerinin yattığının bilinci ile doğrusu herkese teşekkür etmek istiyorum.
Türkiye’nin kalkınmasında herkesin çok büyük emeği oldu. Şüphesiz ki, geçen hafta yaptığım veda konuşmasında, Türkiye’nin siyaseti ile ilgili söyleyeceklerimi söylemiştim. Dolayısıyla bugün mesajım sadece sizlere. Sanatçılarımızın, bilim ve kültür adamlarımızın, araştırmacılarımızın yaratıcılıklarından ve aldıkları ödüllerden her zaman gurur duydum. Sporcularımızın yine başarılarını gördükçe, onları arayıp ilk kutlayanlardan oldum. Yerel yönetimlerin hizmetlerine bizzat şahit oldum ve hepsinden gerçekten yine çok büyük mutluluk duydum. Basın mensuplarının cesaret ve dikkatini her zaman takdir ettim. Sivil toplum olarak gündelik siyasetin kimi zaman kısır döngüsünün dışında kaldınız ve bütün bu başarıları temin ettiniz.
Dinler, inançlar, kimlikler arasında yine çok yakın iş birliği oldu ve huzur içerisinde Türkiye’de herkes beraber yaşadı. Dolayısıyla sizleri bundan dolayı bugün bir kez daha kutluyorum, tebrik ediyorum ve dediğim gibi veda ediyorum.
Değerli Misafirler,
Doğrusunu söylemem gerekirse, ben de Çankaya’yı herkese açtım, kapılarımı herkese açtım. Sizin, bu ilginizi de karşılıksız bırakmamaya çalıştım. Cumhurbaşkanlığı benim dönemimde sendikaların, -hepsini burada görüyorum- esnaf ve meslek kuruluşlarının, odaların en sık uğradıkları ve dertlerini, meselelerini ilettikleri ve bunlara çare aradıkları makam oldu. Yurt dışına yaptığım seyahatlere sizler de çok iyi biliyorsunuz, iş adamlarımız, ihracatçılarımız, yatırımcılarımız hep beraber gittik. Sayılarını istatistiki olarak çıkarttılar, herhalde binlerce oldu. Hep beraber bunları seferler yaptık adeta. Yeni pazarlar keşfettik, yeni dostlar keşfettik, gittiğimiz her yerde ülkemizi hep beraber gururla temsil ettik ve tabii çok da iyi neticeler aldık.
Yurt içi ziyaretlerimde belediyelerimiz arasında hiçbir ayrım yapmadan bütün belediyelerimizi ziyaret ettim. Dolayısıyla bütün siyasi partilerimizin temsil ettikleri belediyelerimizin hepsine gittim ve hepsini teşvik ettim. Çeşitliliğimizi ve zenginliğimizi oluşturan bütün mezhep, inanç, düşünce, din ve kimliklere ve onların temsilcilerine de daima kapılarımı açık tuttum.
Cumhurbaşkanı seçildiğimde yaptığım ilk konuşmada ‘Sanat, kültür, bilim faaliyetlerini daima himayeme alacağım ve destekleyeceğim’ dedim. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödüllerini yeniden vermeye başladık. Dünya Kültür Mirası alanlarımızın bakım ve restorasyonlarını himayeme aldım. Cumhurbaşkanlığında bulunan kültür ve sanat eserlerinin bakım, restorasyon ve korunması konusunda Eşim Hayrünnisa Hanım öncülüğünde gerçekten çok çalışmalar yapıldı. Ve birçok şeyler ortaya çıkartıldı.
Bilimsel-teknolojik çalışmaların ülkemiz için önemine daima dikkat çekmek amacıyla, TÜBİTAK tarafından verilen bütün ödülleri, bilim adamlarımıza Çankaya’da vererek ilginin, alakanın, takdirin nerede yoğunlaşması gerektiğini özellikle gösterdim ve bilim adamlarımızla daima gurur duydum. Üniversiteler ve düşünce kuruluşlarıyla yine çok yakın diyalog içerisinde oldum ve gittiğim bütün illerde üniversiteleri ziyaret ederek onları daima teşvik ettim.
Değerli basın mensuplarına da her zaman açık davrandım, yeri geldiğinde de yapılan yanlışlıkları açıkça zikretmekten de hiç çekinmedim. Sosyal medyayı da kullanan ilk Cumhurbaşkanı oldum. Belki aranızda da epey takipçim vardır. Birçok alanda da sosyal sorumluluk projelerine Eşimle birlikte öncülük ettik.
Başarılı sporcuları demin dediğim gibi daima tebrik ettim, onlarla da hep gurur duydum.
Zaman zaman değerli kültür, bilim insanları, gençlerle burada Çankaya Sofraları düzenledim ve bu geleneği tekrar başlatıp, burada hem birçok meseleyi konuştuk hem oradan öğrendiklerimizle onların çözümünü sağladım.
Önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin bütün bu alanlarda daha ileri gideceğinden eminim ve Türkiye’nin geleceğinin çok daha parlak olduğundan, her alanda Türkiye’nin çok daha yükseleceğinden de hiçbir şüphem yoktur. Bu duygularla bir kez daha hepinize hoş geldiniz diyorum ve aynı zamanda Eşimle birlikte veda ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum.
Sağ olun, var olun.