Aziz şehitlerimizin eşleri ,anneleri, babaları, değerli gazilerimiz,
Önce hepinize hoş geldiniz diyorum.
Eşim ve ben bugün sizleri, burada Cumhurbaşkanlığında ağırlamaktan , bir iftar vesilesiyle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Sizler Türkiye'nin dört bir yanından teşrif ettiniz ve burayı onurlandırdınız.
Ramazan ayınız mübarek olsun. Bu mübarek günler vesilesi ile sadece ülkemizde değil bütün dünyada huzur ve mutluluk olsun. Sizler en değerli varlıklarınızı, çocuklarınızı, vatan için, millet için, huzur için, bu milletin ve ülkenin bütünlüğü için, bütün vatandaşlarımızın emniyeti, güvenliği için yeri geldiğinde en değerli varlıklarını, canlarını verdiler vatan için şehit oldular.
Gazilerimiz, şehitliği göze alarak büyük fedakarlıklar, kahramanlıklar yaptılar. Milletimiz sizlere şükran borçludur. Bütün Türk milleti adına milletimizin bu şükran borcunu, en üst bu Cumhurbaşkanlığı makamında size göstermek istiyorum. Tabi ki sizlerin hakkı ödenemez. Çünkü sizler en kıymetli varlıklarınızı bu ülke için hediye ettiniz adeta ve değerli gazilerimiz de her şeyi göze alarak bugün belki bir çok zorluk içerisinde hayat sürmeye kendilerini mahkum ettiler. Ama bütün bunları yaparken çok kutsal görevler için yaptınız. Onun için sizlerin bu fedakarlıklarınızın karşılığını vermek mümkün değil. Ama inanıyorum ki devletimizin sizi unutmadığını, daima sahip çıktığını gösterme açısından bu beraberliğimiz anlamlı.
İlk Cumhurbaşkanı seçildiğimde yedi sene önce güzel bir gelenek başlattım. O zaman 2007 yılının eylül ayında ilk defa şehitlerimizin aileleri ve gazilerimizi Cumhurbaşkanlığına toplayarak bu iftarları başlattık. Bugün sizlerle yedi yıl içerisinde sekizinci buluşmamızı gerçekleştiriyoruz. Sizler de biliyorsunuz ki Ağustos ayı sonunda Cumhurbaşkanlığı görevim sona eriyor. Bir anlamda bu sizlerle veda iftarı da olmuş oluyor. Eminim ki benim yerime seçilecek olan Cumhurbaşkanı da bu güzel geleneği devam ettirerek daima şehitlerimize gazilerimize milletimizin, devletimizin sahip çıktığını daime gösterecektir. Gönül şunu ister tabi ki bir ülkede anlaşmazlıklar varsa, sıkıntılar varsa, problemler varsa bu problemler konuşularak çözülsün. Silah kan bunlar söz konusu olmasın. Ama maalesef eğer bunu anlamayanlar olursa o zaman mecburen bu zor şartlar yaşanıyor ve ülke için vatan için şehitler veriliyor. Son yıllarda konuşarak problemlerimizin çözümü yolunda önemli mesafelerin alındığını görüyorum. İnşallah ülkenin birliği bütünlüğü içerisinde çoğulculuğumuzu gösterip, herkesin birbirinin farklılığına saygı gösterecek şekilde yeri geldiğinde bir olduğumuzu gösterecek bir çözüm ile bu anlaşmazlıklar da neticelenir. Tabi ki devlet adamlarının, yönetimlerin görevi konuşarak problemlerin çözümünü bulmaktır. Vaktiyle problemler küçükken konuşularak, doğru teşhisler konularak kararlı adımlar atılsaydı, belki bu maliyetler de ödenmemiş olacaktı. Ama maalesef bu acıları hep beraber tattık. Bir şehit haberi geldiğinde inanın ki evlerinizde bu acıyı nasıl hissettiyseniz bizler de evlerimizde hep beraber, komutanlar, devletin yetkilileri hep beraber hissettik. Şehit cenazelerine katıldığımızda sizlerin acılarını hep beraber hissettik. Gazilerimizin tedavileri, gazilerimizin hayatlarını en normalde rahat bir şekilde devam ettirebilmeleri için elimizden gelenleri yapıyoruz yapmaya da devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanlığında ihsas ettiğim danışmanlarım, devletin bütün kademeleriyle iş birliği içerisinde oldu. Anayasa değişiklikleri, kanun değişiklikleri, bütün bunlar yapıldı ve sizin hizmetinizde olmayı hep şerefli bir görev olarak bildiler. Bundan sonra da bu böyle olacaktır. İnşallah bu terör biter.
Gazilerimize özellikle seslenmek istiyorum. Hiç zannetmeyin ki bu işler bitince sizler unutulursunuz. Şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz ile ilgilenmek, bu devletin de, bu milletin de, bu vatandaşların da, sorumlularının da en asil ve en şerefli görevi olmaya devam edecektir. Bundan hiçbir zaman şüpheniz olmasın. Tabi ki ateş düştüğü yeri yakıyor. Tabi ki acılar çok çekiliyor. Belki her şeye tam çare olamadık. Ama şuna inanın ki hepinizin derdini çözmek için hepimiz seferberlik içerisindeyiz.
Hala halledilemeyen meseleler olabilir problemler olabilir. Değerli şehitlerin aileleri ve gazilerimizin bulunduğu bu masalarda muhakkak bir Cumhurbaşkanlığı görevlisi var. Onları da arzularınızı ve isteklerinizi, gördüğünüz noksanlıkları söylemekten hiç çekinmeyin. Hepsi en sıkı bir şekilde takip edilecektir bundan emin olun.
Değerli misafirler, aziz kardeşlerim, şehitlerimizin aileleri, gaziler.
Ülkemizin kıymetini bilmemiz lazım. Biz ülkemizin kıymetini bilmezsek birbirimizin derdini bilmezsek örnekler ortada. İşte televizyonlarınızdan izliyorsunuz. Hemen komşu ülkelerde neler yaşanıyor. Şehirler nasıl harabeye dönüyor, insanlar nasıl evlerinden yurtlarından göçmen oluyor. Yüzbinlerce insan evini terk ediyor, milyonlarca insan göçmen kamplarında yaşama başlıyor. Memleketinin kıymetini bilmeyenlerin birbirine saygısı sevgisi olmayanların neticede geldiği yer burası. Onun için hepimiz farklı düşüncelerde olabiliriz. Bakın burada Diyarbakır'dan Edirne'ye, Bursa'dan Kayseri'ye, Sivas’tan Erzurum'a, Trabzon'a, Adana'ya her yerden sizler varsınız. Bu ülke ve vatan için yeri geldiğinde her şeyi yaptınız. Ama bir gerçek daha var. Hepinizin geldiği yerlerin ayrı ayrı kültürü var geleneği var özellikleri var. Yani bu büyük ülkede çok çeşitliyiz biz. Bu büyük ülkede farklılıklarımız var. Ama bu hepimizin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, şerefli vatandaşı olmanın ötesinde değil. Yeri geldiğinde nasıl bu batan için Şırnak'ta da, Diyarbakır'dan da Hakkari’den de Edirne'den de, Kayseri'den de, Adana'dan da şehitler verildi, farklılıklar unutuldu, birlik ve beraberlik içinde olundu, huzurlu olabilmenin yolu bu birliğimizi korumaktan geçmektedir. Onun için saygı göstermek gerekiyor. Onun için birbirimize sevgi göstermek gerekiyor ve varsa birbirimizin farklılıkları, bunları konuşarak halletmek gerekiyor.
Ben bir kez daha hepinize, devletimizin milletimizin şükran borcunu ifade etmek istiyorum. Hiçbir zaman unutulmayacaksınız. Bu mekanın çok misafirleri olmuştur. Bunu daha önceki iftarlarda da söyledim. Burada çok değerli insanlar gelmiştir, heyetler gelmiştir. Ama bütün samimiyetimle söylüyorum ki, bütün bu misafirlerin içinde en değerli misafirler sizlersiniz ve sizler olmaya da devam edeceksiniz.
Bir kez daha bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Bütün gazilerimize şifa diliyorum ve onların hayat boyu mutlu olmalarını istiyorum. Asker, polis, köy korucusu bütün şehitlerimizin hatıraları daima yaşatılacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Gazilerimize de sahip çıkılmaya onları hiçbir zaman kendi hallerine bırakmamaya, eksiklikleri gidermeye, hep beraber el birliği içerisinde devam edeceğiz. Hepinize bu vesile ile sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum. Şükranlarımı yineliyorum ve döndüğünüzde bütün ailelerinize, komşularınıza, hemşerilerinize selamlarımızı iletmenizi sizden özellikle rica ediyorum. Sağ olun. Var olun