Zonguldak’ta Onurlarına Verilen Yemekte Yaptıkları Konuşma

02.05.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Kıymetli Misafirler,

Önce hepinize iyi akşamlar diliyorum. Sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Burada, Zonguldak’ın temsilcileri olarak sizleri görüyorum ve sizlerle beraber olmaktan da büyük bir mutluluk duyuyorum. Bugün, sabahtan itibaren buradayız, bu geceyi de burada geçireceğim biliyorsunuz. Zonguldak’a daha önce bir çok vesilelerle özellikle siyasette bulunduğum dönemde, milletvekili olarak, bakan olarak defalarca geldim.y Ama Cumhurbaşkanı olarak ilk defa ziyaret ediyor olmaktan ve sizlerle beraber olmaktan şüphesiz ki ayrı bir memnuniyet duyuyorum.

Sizler de eminim ki takip etmişsinizdir. Cumhurbaşkanı olarak bütün illerimizi ziyaret etmeyi, ilk Cumhurbaşkanı olduğumda planlamıştım. Bazı illerimiz var ki, 40 sene hiç cumhurbaşkanı ziyareti gerçekleşmemiş. Biliyorum burada o kadar büyük bir ara söz konusu değil. Ama her zaman cumhurbaşkanı ziyaretleri, illerimizde bir heyecan,  bir dayanışma ve bir birlik oluşturur. Bu vesileyle de ben de gelecekle ilgili düşüncelerimi hep ifade ederim.

Zonguldak, memleketimizin en şirin, Karadeniz’in en şirin illerinden birisi. Cenab-ı Allah buraya çok büyük güzellikler vermiş. Ama sadece toprağın üstü değil, toprağın altı da zengin. Belki başka illerimizden, yörelerimizden farkı, toprağının altıyla, toprağının altının da çok zenginliğiyle meşhur olmasıdır. Tabii ki toprağın altı deyince de madenler ve esasta kömür gelmektedir. Onun için geldiğimiz andan beri en çok duyduğum şey, “Emeğin başkenti Zonguldak’ımıza hoş geldiniz” diyor herkes. Ben de gerçekten alın terinin en kutsal olduğu, yerin üstünde değil, özellikle yerin altında alın terinin olduğu Zonguldak’ta, “Emeğin başkenti”nde olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Zonguldak, aynı zamanda kömürüyle Türkiye’nin demir ve çelik sektörünü de destekleyen ve gerçekleştiren bir ilimizdir. Bu bakımdan Türkiye’de şüphesiz ki çok ayrı bir yeri vardır.

Bütün illerimizin kendine has bir özelliği vardır. Hepsinin, Türkiye’nin her bir tarafı hepimize aittir, doğudan batıya kadar. Gittiğim her ilde, o ilimizin özelliklerini tabii ki öne çıkartırım. Ama şu gerçek ki: Buradaki söylediğim özellikler, Türkiye’nin diğer yerlerinde yoktur. O bakımdan, şehrimizin kıymetini hepimizin bilmesi gerekir. Ayrıca şu da bir gerçek: Zonguldak çok değerli devlet adamlarını, ilim adamlarını, kültür adamlarını da hep Türkiye’ye hediye etmiştir. Bu vesileyle eski başbakanlarımızdan rahmetli Bülent Ecevit’i tabii rahmetle anıyorum.

Değerli Konuklar,

Bütün bunları söylerken, aslında şunu hatırlatmak istiyorum: Hepimiz ülkemizin, şehirlerimizin kıymetini bilmemiz gerekir. Hepimizin enerjisi, şehirlerimizin, ülkemizin, memleketimizin geleceğini daha iyi yapmakla ilgili. Bir süre önce mahalli seçimler oldu ve gayet huzur içerisinde bu seçimleri gerçekleştirdik. Önümüzde başka seçimler de söz konusu olacak. Çok şükür ki Türkiye, demokrasinin temel ilkelerini gerçekleştirmiş, temel hak ve hürriyetlerini gerçekleştirmiş, hatta AB ile bütünleşme yolunda önemli mesafeler alan ve bu doğrultuda eksikliklerinin de farkında olan ve bu eksiklikleri de giderme yönünde iradesi olan bir ülke. Çoğulculuğun bir gerçeği, farklı siyasi partiler, farklı düşünceler, buna saygı söz konusu olacak ki herkes kendisini hür hissedecek. Ama bunu eğer demokrasinin beraber yaşama, birbirine saygı gösterme ilkelerinin ötesine geçirirsek, o zaman enerjilerimizi boşa harcamaya başlarız ve enerjilerimizden sinerji doğmaz. Halbuki bizim ihtiyacımız, mevcut enerjilerimizden sinerji doğurmak ve memleketin eksikliklerini, demokratik alanda, ekonomik alanda, diğer alanlarda gidererek ileriye taşımaktır.

Her zaman söylediğim bir şey var, Türkiye orta gelirli bir ülke zaten. Son 10 yıl içerisinde orta gelirlilerin çok şükür üstüne çıktık. Yapılan çok köklü reformlarla, yapılan çok köklü çalışmalarla, bunun üstüne çıktık. Ama önemli olan, Türkiye’yi onun da üstüne çıkartıp, geliri yüksek olan ülkeler arasına sokabilecek miyiz, sokamayacak mıyız? Bunun yolu da, sağlam bir demokrasi, sağlam bir hukuk nizamı, şeffaflık, tabii ki hesap verebilirlik ve neticede birbirimize saygı çerçevesi içerisinde bütün enerjimizi toplayarak, birleştirerek, çok hızlı yol almaktan geçer.

Bugün övüneceğimiz çok şey var. Özellikle son 10 yıl içerisinde yapılanlar ve geldiğimiz noktaya baktığımızda övüneceğimiz çok şey var. Ama noksanlığımızı düşündüğümüzde de, yapacağımız da, çok şey var. İşte hala şehirlerimizin ne kadar çarpık olduğunu görüyoruz. Bugün belki de ilin yöneticileriyle yaptığım konuşmalarda en çok söylediğim şey, adeta cennet parçası olan bu güzel yerleri, kendi ellerimizle ne kadar çirkinleştirdiğimiz ve bunları tekrar ne kadar düzeltmek mecburiyetinde olduğumuz. Vali Beyle, Sayın Belediye Başkanı’yla ve diğer bütün ilin yöneticileriyle hep yaptığım konuşmalarda, bu güzel beldeleri nasıl güzelleştireceğiz, tekrar nasıl güzelleştireceğiz? Bütün bunlar aslında gelişmenin ve kalkınmanın da tabiî ki ölçüleri olacaktır. Hala köylerimize baktığımızda yapılacak çok şeyimiz var. Onun için şimdi hep beraber daha çok çalışma, daha çok ileriye doğru koşma dönemi.

Bugün burada gün boyunca birçok incelemelerde bulundum. Önce tabii Vali Bey’den geniş bir brifing aldım. Sonra Sayın Belediye Başkanı’na uğradık. Ondan şehrin geleceğiyle ilgili hem bilgiler aldık hem ben kendi görüşlerimi, tavsiyelerimi kendisine ve arkadaşlarına hep söyledim. Üniversite’yi ziyaret ettim. Doğrusu çok memnun oldum. Her ilde bir üniversite var, ama üniversitelerin kalitesiyle özellikle çok ilgileniyorum. Ve Rektör’den, arkadaşlarından aldığım bilgilerden memnun oldum. Kendilerine de söylediğim şey şu: Üniversite şehirle bütünleşecek, ama onu alıp daha yükseğe taşıyacak. Şehrin meselelerine projeler sunacak, çözümler getirecek. İl yöneticileriyle hep beraber olacaklar. Bu konularda da iyi gördüm. Ve şu tavsiyemi bütün yöneticilere yaptım: Burada sizler de şehrin ileri gelenlerisiniz. Hangi ilde, hangi şehirde siyasetçiler arasında, ili yönetenler arasında, ilin önemli ekonomik faaliyetlerinde bulunanlar arasında ve önemli sivil toplum kuruluşları arasında eğer bir uyum varsa; şehir için canı gönülden bir dayanışma varsa, tabii ki o ilde çok büyük işler yapılır ve çok büyük mesafeler katedilir. Ülke için de böyle, şehirler için de böyle. Bu, en küçük birimler için de, bir şirket için de böyle.

Burada bütün herkesi, hep beraber görmekten gerçekten büyük bir memnuniyet duydum. Türkiye’nin önü çok parlak. Bundan hiçbir tereddüdüm yok. Türkiye’nin geleceğinin çok daha iyi olduğundan hiçbir şüphem yok. Türkiye’nin etrafında birçok büyük meseleler olurken, Türkiye’nin bölgede güvenli bir ada olarak görülmesi ve böyle olması, hepimizin birinci derecede dikkat etmemiz gereken şey. Ancak böyle olursa, o zaman ekonomik kalkınma olur, yatırımlar gelir. Bugün görüyorum ki Zonguldak sadece artık kendi imkanlarıyla değil, özellikle enerji alanında, dışarıdan sermayenin geldiği bir şehir haline geldi.

Güven ve istikrar olursa bir ülkede gelecek parlak olur. Öngörülebilir olursa, bir ülkede gelecek hep parlak olur. Bunun için işte hepimiz, elimizden gelen bütün gayreti göstermemiz lazım. Tabii ki sorunlar, muhakkak ki olacaktır. En büyük sorun da bu ülkede terör sorunuydu. Çok şükür orada da ümit ediyorum ki herkesin aklı başına gelecek ve şiddetle bir neticeye ulaşılamayacağı görülecektir. Bu vesileyle de bütün şehit ailelerimizi, gazilerimizi bir kez daha şükranla doğrusu karşılıyorum. Hepinizin elini tek tek sıkmak isterdim. Ama bu şartlar altında bu çok mümkün olmadığını görünce, hepiniz adına sadece şehitlerimizin aileleri ve gazilerimizle selamlaşmış oldum.

Yeri geldiğinde, bu ülkenin evlatları, en değerli varlıklarını, bu memleketin geleceği için vermişlerdir. Bundan sonra da ihtiyaç olursa böyle olur. Ama önemli olan, böyle bir ihtiyacı duyurmamaktır. İşte onun için de hepimizin sorunlarımızı, sıkıntılarımızı, konuşarak, tartışarak, akli selim içerisinde çözmek ve geleceğe güvenle ilerlemektir. Bütün Türkiye ilerlerken, tabii ki Türkiye’nin illeri, şehirleri, bütün ilçeleri, aynı şekilde gelişirse bunun tadı olur. Bir taraf ilerler, bir taraf eğer o ilerlemeyi göstermezse o zaman orada da mutluluk olmaz.

Onun için, bu güzel şehrimizin büyük projeleriyle de ilgili bugün hep fikirler aldım. Takip edilmesi gerekenler var. Filyos Projesi’nin ihalesinin yapılmış olması ve yakında bunu yapacak olan şirketin belirlenmesi, tabii ki çok önemli. Böyle tarihi, büyük bir projenin hayata geçiyor olması, çok önemli. Eskiden bu tip projeler, uzun yıllarda ancak hayata geçirilirdi. Şimdi çok şükür başlanınca bitiyor bunlar. Hatta tarih vererek bitirebiliyoruz. Bu imkanlarımız ve de bu kabiliyetimiz gelişti çok şükür. Onun için eksikliklerin giderileceğinden hiç şüpheniz olmasın. Özellikle yollar, bağlantılar, Ankara, İstanbul,bunlar tabii ki çok önemli. Bu çalışmalar, yapılıyor, tüneller açılıyor. Ama bazen tabii ki gecikmeler söz konusu olabiliyor. Burada birazcık bu tip gecikmeleri de gördüm. Ama hepsinin projelendirildiğini, hepsinin programda olduğunu ve hepsinin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bitirileceğinden de hiçbir tereddüdünüz olmasın.

Havaalanı, artık Zonguldak’ı Türkiye’nin dışına bağlıyor. Bugün aldığım bilgilere göre yazın hep charter seferleri yapılıyor. Karayolları da, tamamlandığında inanıyorum ki, büyük şehirlere, İstanbul ve Ankara’ya ulaşım imkanları birkaç saate düşecek. Ve o zaman bu şehrimiz çok daha sorunsuz hale gelecek.

Yalnız bugün değerli Zonguldaklı vatandaşlarım, bir şeye çok üzüldüm. O da Zonguldak’ın nüfusunun, yani bir göç olarak, %8 nüfusunun azaldığını söylediler bana. Ben doğrusu Türkiye’nin bütün şehirlerini dolaştım, biliyorum, daha önce de biliyordum. Şimdi de her gittiğimde Cumhurbaşkanı olarak brifingler alıyorum. Böyle bir nüfusta azalma hiçbir yerde görmedim. Halbuki cennet misali bu beldelerin insanların akınına uğraması lazım. Bunun muhakkak ki çözümü vardır. Muhakkak ki bununla hep yakından ilgilenilecektir.

Bugün ayrıca Kozlu Taşkömürü İşletmeleri’ni de ziyaret ettim. Gerçekten emeğin en kutsal olduğu, en helal kazancın temin edildiği yerin altında, büyük bir fedakarlıkla çalışan hep işçilerimizi, onları ziyaret ettim, onlarla beraber oldum. Her bölgenin kendine has bir gelir, rızık kapısı var. Buralarda maden ve kömür var. Bu işleri yaparken, tabii ki bir taraftan ekonomik şartların dikkate alınıp, ona göre bu faaliyetlerin modernleştirilmesi, buralardaki teknolojinin geliştirilmesi ve buralardaki uygulamaların daha verimli hale getirilmesiyle ilgili hem bilgiler aldım, hem görüşlerimi paylaştım. Bunları şüphesiz ki hükümetimizle, ilgili bakanımızla, ilgili bürokratlarımızla, onlarla da hep paylaşacağım.

Velhasıl, bugün gördüklerimden çok memnun oldum. Bu güzel şehrimizin geleceğinin her bakımdan çok daha parlak olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle, gün boyunca bütün vatandaşlarımdan büyük bir sevgi gösterisi gördüm.

Sizler, demin de söylediğim gibi, Zonguldak’ın temsilcileri olarak buradasınız. Hepinize, sizler vasıtasıyla da bütün Zonguldaklı vatandaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Burada olmayanlara da yine sizler vasıtasıyla selam ve muhabbetlerimi sunmak istiyorum. Sağolun. Hepinize iyi akşamlar diliyorum. Afiyet olsun.

Yazdır Paylaş Yukarı