Kıymetli Misafirler,
T-129 ATAK Helikopterlerinin Kara Kuvvetleri envanterine girişi vesilesiyle tertiplenen bu merasimde hep beraber bulunmaktan büyük bir gurur duyuyorum.
Her şeyden önce bu projenin gerçekleşmesinde emeği geçen herkesi tebrik etmek istiyorum.
2004 yılında Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde bu stratejik kararın alınmasında imzaları olan Sayın Başbakan başta olmak üzere Komitenin bütün üyelerini de tekrar tebrik ediyorum.
Vaktiyle alınan kararlar işte aradan geçen yıllar sonra semeresini bu şekilde vermektedir. Hatırlayacaksınız bundan kısa bir süre önce Konya’da AWACS uçaklarının, daha sonra Kayseri’de A400M Stratejik Nakliye Uçaklarının Hava Kuvvetlerimize katılımı vesilesiyle bir araya gelmiştik. Orada da tabii büyük gurur duyduk. Orada Boeing’in ürettiği AWACS’ları, Airbus’ın ana üstlenicisi olduğu A400M’leri alırken ifade etmiştim ki, “Bu uçakları sadece para verip almıyoruz, bu uçakların üretimine kısmen de katıldık” demiştim. Ama bugün çok daha farklı bir şey söylemek istiyorum, gururumuz gerçekten bugün daha büyük. Buraya birkaç kilometre uzak mesafede TAI’nin ana üstlenici olduğu yerde bu uçakları, helikopterleri Türkiye’de ürettik. Nasıl Boeing, Airbus o zaman ana üstlenici ise, bu sefer burada da TAI ana üstlenici oldu. Tabii ki başka yerlerden de aldıklarımız, destekler söz konusu oldu.
Bu Türk savunma sanayiinin helikopter yapımında “know-how” başta olmak üzere geldiği noktayı göstermektedir. Verilen bilgiler şunu gösterdi ki: Biz bu helikopterin sadece mekanik kısımlarını değil, çok önemli sistemlerini, bunların elektronik harp, silah ve aviyonik sistemlerini de Türkiye’de yaptık. Bunlar çok sofistike, ileri teknoloji isteyen noktalardı, bunların tabii gururunu yaşama hakkımız da vardır.
Ayrıca şu bir gerçektir: Bu coğrafyada yaşayan herkes “hazır ol cenge, istiyorsan sulh-u salah” sözünü bilir. Savaşmamak için, başkasının yanlışa girip size karşı herhangi bir yanlış yapmaması için hazırlıklı olmak durumundasınız. Türkiye uzun süredir bu hazırlığını güçlü bir şekilde yapmakta ve caydırıcılığına her gün yeni güç katmaktadır. Bundan da şüphesiz yine büyük bir gurur duyuyoruz.
Değerli Katılımcılar,
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı bize çok şeyler öğretti. Savunma konusunda sadece dışa bağımlılığın doğru olmadığını öğretti. O günden bugüne çok önemli siyasi kararlar alındı ve bugün geldiğimiz noktada, Türkiye içerisinde Silahlı Kuvvetlerimizi donatacak teçhizatın önemli kısımlarını üretmeye başladık. Bunları müttefiklerimizle de yeri geldiğinde paylaşmaya başladık.
Bugün artık sadece konvansiyonel tehlikelerle karşı karşıya değiliz. Bugün terör, kaçakçılık, radikalizm, çağın ortaya çıkarttığı birçok tehditler de var. İşte bütün bunlara karşı en güçlü şekilde mücadele vermek, kendimizi en iyi şekilde koruyabilmek, kendimize gelebilecek zararları uzakta tutabilmek için Silahlı Kuvvetlerimizi daima güçlü tutmalıyız. Bu uğurda yapılan büyük gayretleri Türk milleti de büyük bir takdirle karşılamakta ve büyük gurur duymaktadır.
Bugünkü bu merasim hepimizin gurur duymasına gerçekten büyük vesile olmaktadır. Bu vesileyle şunu da ifade etmek isterim: Topraklarımızın dokunulmazlığının, Türkiye’nin bağımsızlığının garantisi tabii ki Silahlı Kuvvetlerimizdir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, Türk milleti daima göz bebeği gibi korumuştur, bundan sonra da daima göz bebeği gibi koruyacaktır ve bunda titiz davranacaktır. Bir kez daha bu projenin başından sonuna kadar emeği geçen başta hükümetlerimiz ve Hükümetimiz olmak üzere, Genelkurmay Başkanlığımız, Savunma Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız, Savunma Sanayi Müsteşarlığımız ve şu anda ismini tek tek sayamayacağım bütün kurumlarımıza, değerli şahsiyetlere, herkese tekrar tekrar teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum, hayırlı olsun diyorum. Sağ olun.