Değerli Misafirler,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Bugün bu fabrikanın açılışını yapmaktan, gerçekten büyük bir gurur duyuyorum. Çünkü 2011 yılı mayıs ayında, çoğumuz hep beraberdik o zaman. Buranın temelini atmıştık ve temelini atarken de “İnşallah kısa süre içerisinde her şey biter, açılışını da hep beraber yaparız” sözünü vermiştik. Bugün o sözü gerçekleştiriyoruz. Sadece İzmir için değil, Türkiye için çok büyük, çok önemli bir tesisin açılışını gerçekleştiriyoruz.
Bundan dolayı, önce tabii ki bütün bu hizmetlerin gerçekleşmesi için her türlü desteği veren hükümetimiz başta olmak üzere, bütün yerel yöneticiler, onları tebrik ediyorum, ama bunun sahipleri olan, bütün sorumluluğu üstlenen, başta Sayın İbrahim Bey’i, Türkiye’nin en değerli sanayicilerinden Zeynep Hanım’ı, Osman Bey’i, Amerikalı ortaklarını ve Amerikalı dostlarımızı, hepsini de tebrik ediyorum; hepsine hayırlı olsun diyorum.
Sanayi tesisleri olunca, hele yüksek teknolojiyi ihtiva eden tesisler olunca, eminim ki herkes ayrı bir heyecan duyar, ayrı bir gurur duyar. Bugün herhangi bir, sıradan bir sanayi tesisisin açılışını yapmıyoruz. Bugün, çok ileri teknoloji isteyen, çok hassas üretim isteyen, çok hassas standartları olan, her türlü güvenlik testlerinden geçmiş olan bir üretimden bahsediyoruz. Burada üretilecek parçaların, dünyanın en son nesil savaş uçakları F35’lerin motorlarında kullanılacağından bahsediyoruz. Dolayısıyla Türkiye için gerçekten sanayide bu tip üretimler hep sınıf atlama, standart yükseltme anlamına gelmektedir.
Bu tip tesislerin sayısının da giderek arttığını görmekten de şüphesiz ki her zaman gurur duyuyoruz.
Türkiye gibi büyük ülkelerin; nüfus olarak, coğrafi olarak, itibar ve siyasi derinlik ve ağırlık olarak, tarihi olarak derinliği olan, büyüklüğü olan ülkelerin muhakkak ki sanayiinin güçlü olması gerekir. Her ne kadar refah arttıkça, gelişme giderek arttıkça, tarımdan sanayi ve hizmete bir geçiş söz konusu ise de, daima zengin ülkeler, gelişmiş ülkeler hizmet sektörü ne kadar önemli olursa olsun, ne kadar öne geçerse geçsin çok sağlam bir sanayi sektörü, çok sağlam bir üretim sektörü vardır. O bakımdan Türkiye’nin geleceğinde daima sanayi, üretim önemli olacaktır; devlet yönetiminde, ekonomi politikalarımızda, yatırım politikalarımızda daima bu akılda olacaktır ve daima bu gözetilecektir.
Bazı aileler vardır, tabii hiç kimseyi kınayamayız, çünkü nihayetinde herkes çok kazanmak için uğraşmak ister ve en doğal, en yasal ve en meşru haklarıdır çok kazanmak, ama bazı aileler de vardır ki onlar çok kazanmaktan çok gerçekten üretmeye, sanayici olmaya çok önem verirler. İşte onlardan birisi ve onların en önde gelenlerinden birisi de değerli Bodur ailesidir. Bundan dolayı kendilerini gerçekten tebrik ediyorum. Bunu yakinen bildiğim için bu kadar vurgu yaparak doğrusu bunu söyledim. Birçok hikayelerini biliyorum, çok daha rahat bir şekilde kazanç imkanları varken ısrarlı bir şekilde, sanayide ve üretimde kalmayı kendilerine prensip edinmişlerdir. Şüphesiz ki ülkemizde buna benzer birçok değerli şahsiyetler ve değerli aileler de vardır.
Değerli Konuklar,
Türkiye gerçekten, her bakımdan her alanda önemli atılımlar yapıyor. Şüphesiz ki siyasi istikrar, gelecekle ilgili güven, hukukumuzun buna göre gelişmesi, demokratik standartlarımızın buna göre gelişmesi aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik büyümesini, kalkınmasını da beraber getirmektedir. Son on yıl içinde, %5,5 olan ekonomik büyüme bunun çok açık bir misalidir. Bunun, şüphesiz ki önümüzdeki yıllar uzun bir süre devam etmesi şarttır. Türkiye’nin açıklarını kapatması, başka ülkelerle arasındaki mesafeyi kapatması için bu elzemdir. İnanıyorum ki bu hep gerçekleşecektir.
Özellikle son yıllarda, yine yüksek teknolojiyle ilgili sanayide de önemli atılımlar olmuştur. Savunma sanayii söz konusu olduğunda; dünyanın her tarafında savunma sanayii diğer sanayinin de hep lokomotifi olmuş ve birçok önemli buluşların aslında esas test edildiği alan olmuştur. Bu, gerek sanayide, gerek bilişimde hep böyle olmuştur. Bugün Türkiye’de de bunu çok güzel bir şekilde yaşamaktayız.
Sivil havacılıktaki gelişmeler, herkesin yaşadığı ve birebir görüp takdir ettiği güzel başarılardır. Sadece Türk Hava Yolları olarak değil, özel şirketlerimizin sayısı çoğalması, onların uçak sayılarının çoğalması, onların uçtuğu alanların çoğalması ve havacılık sektörünün libere edilmesi, içeride ve dışarıda çok büyük gelişmeler. Aynı zamanda ona dayalı çeşitli alanlarda üretimi de başlatmıştır.
Havacılık söz konusu olunca, askeri alanı tabii ki hiç ihmal edemeyiz. Aslında Türk Hava Kuvvetleri, dünyanın en eski hava kuvvetlerinden birisidir bildiğiniz gibi. Geçtiğimiz yıllarda 100. yıldönümünü kutladık. Uçak kullanılmaya başlandığında ilk kullanan ülkelerden biriyiz. Hatta ilk imal eden ülkelerin de arasındaydık vaktiyle. Ama maalesef ki geçmişimize baktığımızda çeşitli sebeplerden dolayı buna ara vermek durumunda kaldık. Şimdi bunun bilincini tekrar fark edip, tekrar üretime geçme safhası içindeyiz. Biraz önce değerli Savunma Bakanımızın da anlattığı gibi, geçenlerde AWACS uçaklarını envanterimize aldık. Ama sadece satın almadık, onların çok önemli birçok parçalarının üreticisi de olduk. Yine geçenlerde, Kayseri’de yaptığımız merasimde, A400M stratejik nakliye uçaklarını, ki birincisi Fransa’ya ikincisi Türkiye’ye geldi, o konsorsiyumun içerisinde olan bir ülke olarak onun da kritik birçok parçasını Türkiye’de ürettik. Böylece bütün diğer ülkelere giden uçakların da yine parçaları, Türkiye’den gitmiş oluyor. Bunda sadece TAI’nin değil, özel sektörümüzün de katkıları hep söz konusu oldu. Yine havacılıkta, önümüzdeki hafta Ankara’da yapacağımız bir merasimde, ATAK helikopterlerinin Kara Kuvvetlerimizin envanterine girişi gerçekleşecek. Bildiğiniz gibi, onun da üretimi ve çok önemli bir kısmı, tasarımı, hepsi yine Türkiye’de gerçekleşti. Dolayısıyla havacılık sektörünün yüksek teknoloji isteyen, yüksek kalite isteyen, yüksek standart isteyen sektörde Türkiye giderek artık gücünü göstermekte, giderek bu alanlarda kendisini artık ispatlamaktadır. İşte bunlara yeni bir örnek, bugün burasıdır.
Amerikalı dostlarımız, şüphesiz ki sadece ticari amacı ve ticari getirileri göz önüne alarak bu tercihi yapmıyorlar. Böyle bir kapasite Türkiye’de var mı, böyle bir ortak Türkiye’de bizim standartlarımızı ve bizim kalitemizi karşılayabilir mi ve burada üretilen parçalar, burada üretilen motor aksamları, biraz önce gördüğümüz, dünyanın en gelişmiş uçaklarının motorlarında en hassas parçalarında kullanılabilir mi? Burada sıfır hata olması gerekir ki buna “evet” denebilsin. Dolayısıyla bu aynı zamanda, Türk sanayiine, Türk müteşebbisine, Türk mühendisine, Türk teknisyenine ve Türkiye’deki nihayet bu organizasyon kabiliyetine güvenmektir. Bundan dolayı şüphesiz ki yine büyük bir gurur duyuyoruz.
İnanıyorum ki bugün açılışını yaptığımız bu tesis giderek genişleyecek, büyüyecek ve üretilen parçalar daha da artacaktır. Sonunda, Türkiye’nin ileride kendi tasarlayacağı, kendi yapacağı uçaklar ve diğer yine yüksek teknoloji ihtiva eden araç ve gereçler için de hep kullanılacaktır.
Bir kez daha bu tip tesislerin Türkiye’ye olan güveni arttırdığını, bütün vatandaşlarımızın kendi ülkesine olan güvenini arttırdığını, her zaman gurur duyduğumuz anlar olduğunu burada ifade etmek istiyorum. Emeği geçen herkesi tekrar hep tebrik ediyorum. Başta Bodur ailesi olmak üzere, devletimizin bütün destek veren yöneticileri ve sorumlularına ve Amerikalı dostlarımıza teşekkür ediyorum.
Hayırlı olsun, hep bu başarılara yeni başarıların tabiî ki de eklenmesini beklemek de hakkımızdır. Bunu da ifade ederek sözlerime son veriyorum. Sağ olun, var olun. Teşekkür ediyorum.