Türk ve Gürcü İş Dünyasının Değerli Temsilcileri,
Önce hepinize sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Bugün uzun bir aradan sonra Tiflis'te bulunmaktan ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Bulunmadığım süre içerisinde Tiflis'in ne kadar değiştiğini, -zaten burası bir kültür kimliği olan, kendi kültürü olan ve bu kültürü korumayı da bilen şehirdi- restore edildiğini, yenilendiğini ve bu yolda da önemli adımların atılmakta olduğunu görmekten gerçekten çok memnun oldum. Ayrıca son 1-2 sene içerisindeki siyasi transformasyonun gayet demokrasiye yakışır, barışçı bir şekilde gelişmesi ve yeni hükümetin gayet vizyoner bir şekilde dünyaya açık politikalarını ortaya koyması da, dost ve komşu bir ülke olarak bizi gerçekten samimi olarak çok mutlu etmektedir.
Dün ve bugün, bu düşüncelerimi Sayın Cumhurbaşkanı ile paylaştım. Biliyorsunuz Tiflis'te iki nedenle bulunuyoruz. Biri Türkiye ile Gürcistan arasında resmi bir devlet ziyareti yapmak ve bu çerçevede gerçekleşen faaliyetlerimiz; diğeri de Türkiye-Gürcistan ve Azerbaycan arasında üçlü bölgesel bir işbirliğinin ilk zirve toplantısını yapmak.
Bu toplantıya, Tiflis'e, biz değerli bakanlarımız, bütün partilerden milletvekillerimiz ve çok sayıda işadamı ile geldik. Ama Sayın Başbakan, şunu da size hatırlatmak isterim: Tek tek saysam mümkün olmayacak, Türkiye'nin global planda büyük şirketleri, büyük yatırımcıları var aralarında ve çok sayıda var. Yani Gürcistan'a Türk iş dünyasının verdiği değeri de açıkça burada işaret etmek isterim.
Türkiye ile Gürcistan sadece komşu değil, aynı zamanda akraba topluluklar. Türkiye'de de, burada da çok sayıda birbirinin akrabaları var. Bütün bunlar tabii ki işbirliğimizin halktan halka olmasının da temel direklerinden birisi. Eğer halktan halka bir muhabbet, ilişki söz konusu olmasa bu arzu ettiğimiz iklimi, ortamı oluşturamayabiliriz. Dolayısıyla kadim bir dostluk var aramızda ve bu dostluğun neticelerini de almak istiyoruz. En zor zamanlarımızda daima hep birbirimizi desteklemiş ülkeleriz.
İşte bu siyasi atmosfer içerisinde kalkınma faaliyetlerine özellikle önem veriyoruz. Aslında Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan bütün bunları böyle bir uzantı olarak görebiliriz ve bütün bunların Avrupa Atlantik yapılarıyla birleşmesinin hem demokrasi ve hukuk gibi değerler açısından, hem de serbest piyasa ekonomisi açısından birleşmesini temin etmek üzere olduğumuzu da doğrusu burada herkesin görmesi gerekir.
Bunun aynı zamanda çok büyük bir global planda, bölgesel planda bir siyasi aktivite olduğu da gayet açık. Ama bunun esas mahsullerini, neticelerini ekonomik alanda zaten almaya başladık. Bildiğiniz gibi “Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı, Bakü-Tiflis- Erzurum gaz boru hattını yapalım” diye konuşulduğunda, “Bunlar olacak işler değil” diyen dünyada çok devlet adamı vardı vaktiyle. Ama bunlar gerçekleşti. Kafkasların, hatta Orta Asya'nın -çünkü Orta Asya da Hazar üzerinden Bakü'ye bağlandı- petrolleri Akdeniz'de Ceyhan üzerinden dünyaya artık pazarlanabiliyor, Gürcistan üzerinden gelen hatlarla.
Şimdi ulaşım açısından da Bakü-Tiflis-Kars demiryolunu yapmak üzereyiz. Neredeyse yüzde 80'i tamamlanmış vaziyette. Bugün yaptığımız toplantıda değerli ulaştırma bakanlarımız bize son durumla ilgili resimler, video gösterimleri yaparak bilgiler verdiler. Gerçekten 4 kilometre uzunluğunda tünellerin, hem de kaç tane tünelin açıldığını, büyük viyadüklerin yapıldığını gören muhakkak ki çok heyecanlanacaktır.
“Bunlar niçin yapılıyor?” dersek; bütün bunlar işte siz işadamlarının malları bütün bu güzergâhlardan serbestçe gitsin, gelsin; yatırımlar serbestçe yapılsın diye yapılıyor. Biliyorsunuz son anlaşmayla Türkiye ve Gürcistan arasında enterkonnektif sistemi sağlandı. Gürcistan'da üretilen elektriğin fazlası Türkiye'ye ithal edilecek ve gerekirse Türkiye üzerinden Avrupa'ya da gönderilebilecek. O bakımdan özellikle enerji yatırımları sadece Gürcistan'ın kendi ihtiyaçları için değil, bir ihraç kalemi olarak da önemli. Aynı zamanda Türkiye'nin elektrik ihtiyacını giderme açısından da bunlar en güzel işbirliği örnekleri. Hangi bölgede bu tip güzel işbirlikleri varsa muhakkak ki orada refah, ekonomik kalkınma ve neticede de huzur, sükun söz konusu olacaktır.
Batum Havaalanı dünyada çok örnek bir projedir. Dünyada ikincidir. Bir Cenevre Havaalanı vardır, iki ülkenin ortak kullandığı; birisi de Batum Havaalanı’dır. Batum Havaalanı'nı yapanın da, işletenin de bir Türk şirketi olduğunu (TAV) hepimiz biliyoruz ve iftihar ediyoruz tabii.
Burada Türk ve Gürcü işbirliği çok önemli. Neticede Türkler ve Gürcüler pasaportsuz ve vizesiz seyahat ediyorlar. Bu demektir ki sınırlarımızı idari sınır haline adeta getirmişiz biz. Bu, işte bugün en gelişmiş Avrupa'nın aslında uzun süreçlerden sonra ulaştığı entegrasyondur. Biz bunu iki ülke olarak konuşarak gerçekleştirdik. Bütün bunlar ekonomik işbirliğini daha da artırmak için. Bunun neticesindedir ki Gürcülerin en çok ziyaret ettiği ülke Türkiye, Türklerin de en çok ziyaret ettiği ülkelerden birisi Gürcistan. 1,6 milyon vatandaşımız Türk vatandaşı, gerek iş, gerek turizm, gerek başka kültürel sebeplerle Gürcistan'a gelmiş. Gürcistan'dan 1,8 milyon kişi Türkiye'yi ziyaret etmiş. İki halk kendisini birbirine bu kadar yakın hissediyor, akrabalık bağları, komşuluk bağları, ticari bağları, yatırım bağları var ki, bu rakamlar gerçekleşiyor demektir. Tabii ayrıca biliyorsunuz Serbest Ticaret Anlaşması’nı da imzaladık. Bu ticareti daha çok teşvik ediyor. Şimdi Gürcistan, Avrupa Birliği ile de bir serbest ticaret anlaşması imzalayacak. Geçenlerde Doğu politikaları çerçevesinde Prag'da toplantılar yapıldı. Gürcistan, Azerbaycan hepsi de ordalardı.
Ulaştırmada yeni kapılar açıyoruz. Bunları ulaştırma bakanları hep detaylı konuştuğu için size doğrusu teknik bilgi verecek durumda değilim. Ama şundan emin olun, akşam da sizlerin bazılarınızı dinledim. Bu konuda gayet herkes iyi niyetli; yeni kapıların açılması, hızlandırılması, gümrüklerle ilgili -biraz önce TOBB Başkanı'nın da söylediği gibi- bunları kolaylaştırmak. Bunlar nihayetinde herkesin işine geldiği için bu konularda hep güzel inisiyatifler alınıyor. Bütün bunlar kısa süre içerisinde tabii ki gerçekleşecek.
Hidroelektrik santrallerinin öneminden bahsettim. Şimdiye kadar 14 hidroelektrik santrali bildiğim kadarıyla Türk yatırımcılar tarafından yapıldı. 1 milyar doların üzerinde bir yatırım. Yenileri de var. Yeni ihaleler yapıyorsunuz. Bunlara yine müracaat eden çok büyük şirketlerimiz var. Karşılıklı saygı, karşılıklı birbirimizin hukukunu koruyacak şekilde işbirliğinin ben uzun süreli olacağına inanıyorum. Yani su akıp biz bakmıyoruz artık. Yani suyu hep beraber değerlendiriyoruz. Bu bakımdan başka ülkelere de örnek olacak bir işbirliği içerisindeyiz. Tabii ki müteahhitlik hizmetleri açısından da Türk firmaları (çoğu burada) burada 3 milyar dolar civarında 160'a yakın projeyi hep gerçekleştirmişler, özellikle alt yapı projelerinde. Bundan da ben Türk Cumhurbaşkanı olarak hep gurur duyuyorum.
Değerli İşadamları,
Ne kadar çok birbirinizi tanırsanız, ne kadar çok potansiyelleri keşfedip de harekete geçirirseniz, o kadar çok kolay olur. Tabii çok faaliyet olunca, çok iş olunca problemler de söz konusu olabilir. Muhakkak ki problemler olacaktır çeşitli konularda, ama iyi niyetin olduğu yerde bunlar konuşularak muhakkak ki halledilecektir. Gürcistan Hükümeti şunun farkındadır: Büyümenin nasıl olacağının, ekonomik kalkınmanın nasıl olacağının farkında olan bir hükümettir.
Şu bir gerçek ki: Kalkınmakta olan ülkelerin kendi tasarrufları kendilerini hızlı bir şekilde kalkındırmaya yetmiyor. Yatırım yapabilmek için tasarrufun olması lazım. Ya tasarruf olacak veya borç alacaksınız. Borç yerine ise başkalarının tasarruflarını alıp ülkenize getirmek ve yatırıma yönlendirmek en hızlı kalkınma yollarından birisidir. İşte o bakımdan siz yatırımcılara canı gönülden burada hoş geldiniz diyorlar.
Biraz önce Sayın Başbakan'ı da dinledim. Biz nasıl başka ülkelerin tasarruflarını Türkiye'ye çekmeye uğraşıyorsak, bu sene 10 milyar dolar Türkiye'ye dışarıdan yatırım geldi. Daha önceki senelerde 20 milyar dolara kadar çıkmıştı diye nasıl bununla mutluluğumuzu ifade ediyorsak, -büyümenin motoru oluyor bunlar- neticede Gürcistan da şüphesiz ki dışarıdan gelecek kendi kurallarına riayet eden yatırımcıya tabii ki kapısını açacaktır.
Sayın Başbakan yatırımcıların aradığı, bir şey vardır; tabii ki kardeşlik, komşuluk; bunların hepsi önce bir altyapı, ama ondan sonra kendilerini güvende hissetmeleri. Bu da hukukla olur. Eğer herkese hukukun açık şeffaf kurallar çerçevesinde muamele edilirse ön göremeyecekleri durumlar ortaya çıkmazsa ileride çeşitli bürokratik problemler söz konusu olmazsa o zaman yatırımcılar tabii ki sermayelerini getirecekler, o ülkeye yatırım yapacaklardır. Benim sizin hükümetin programını ve vizyonunu takdir etmem buradan gelmektedir.
Şu da bir gerçek: Siyasi problemlerle ülkeler enerjilerini tüketiyorlar bazen. Memnuniyetle görüyorum ki, bu ülkede siz gayet ülkenize zarar vermeden bu aşamaları geçtiniz. Şimdi hızlı kalkınma dönemi işte. Hem yerli sermayeniz, hem yabancı, dost, komşu sermaye gelecek ve ülkenizi çok daha hızlı kalkındıracaktır. Bu anlamda belki bazı anlaşmalar, yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması gibi anlaşmalar güncelleştirilebilir. Bunları zaten büyükelçiliklerimiz, ticari ataşelerimiz yakından takip ediyorlar. Bütün bunlarla ilgili, -problem demek istemiyorum- upgrade etmek, daha da yenileştirmek, yükselttirmek, bunların hep yapılacağına inanıyorum.
Ekonomi ve siyaseti birbirinden ayırmak bazen çok mümkün değildir. Ayrı ayrı alanlardır, ama neticede birleşirler. Yani siyasi istikrar yoksa, güvenlik yoksa bir ülkede ekonomik kalkınmanın olası mümkün değil. O açıdan bölgemize şu açıdan baktığımızda Gürcistan'ın Avrupa Atlantik Sisteminin bir parçası olmasını destekliyoruz. Bunun siyasi olduğu kadar, ekonomik kazanımları vardır. Bunu Gümrük Birliği’nin 1996'dan beri bir üyesi olan ve Avrupa Birliği'yle tam üyelik müzakereleri yapan bir ülkenin Devlet Başkanı olarak söylüyorum size. Gürcistan'ın Avrupa Birliği Atlantik Sistemlerine entegrasyonu Gürcistan'a yönelik ikili ve bölgesel vizyonumuzla da örtüşmektedir, başında da kısaca değindiğim gibi. Bu çerçevede Gürcistan'ın Avrupa Birliği'nin Doğu Ortaklığı girişimi çerçevesinde, AB ile ilişkilerini geliştirmesini de destekliyoruz. Gürcistan'ın gelecek ay Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşmasını imzalayacak olmasını da memnuniyetle karşılıyoruz. Bu anlaşmayla birlikte Avrupa Birliği-Gürcistan Derinleştirilmiş ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması da yürürlüğe girecektir. Şüphesiz ki bu size çok başka avantajlar da sağlayacaktır. Özellikle sermayenin daha hızlı gelmesini, ülkenizin belki de üretim üssü haline dönüşmesini, bütün bunları temin edecektir.
Son olarak şunu söylemek isterim: Ben yurt dışına her gittiğimde iş forumlarına önem veriyorum. Nihayetinde siyasi ilişkilerimiz mükemmel bir şekilde devam ediyor. Bunun meyvelerini de karşılıklı olarak ekonomik işbirliğinde alacağız. Bunu da artık devlet şirketleri ile yapmıyoruz. Devlet şirketleri ile yapanlar, yapmaya ısrar edenler, geride kaldılar. Büyük bir sistemin iflas etmesinin sebebi de buydu. Onun için özel sektörün rekabetçi bir ortam içerisinde, daha verimli bir şekilde, daha süratli bir şekilde, daha az maliyetle işlerini yaptığını da hepimiz biliyoruz. Türk özel sektörünü teşvik ettiğim gibi, Gürcü özel sektörünü de bu anlamda teşvik ediyorum. Siz de gelin Türkiye'de yatırımlar yapın, Türkiye'de işler yapın, beraber Türk işadamları ile yatırımcılarla başka ülkelere gidin. Bütün bunların hepsinin kapısı açıktır.
Bir kez daha hepinize başarılar diliyorum.
Burada, Gürcistan'da her kademede gördüğümüz misafirperverliğe de teşekkür ediyorum.