Yunus Emre Enstitüsü Roma Türk Kültür Merkezi’nin Açılışında Yaptıkları Konuşma

30.01.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Konuklar,

Bu ziyaretimiz vesilesiyle Yunus Emre Kültür Merkezi’nin Roma'da da açılıyor olmasından çok büyük memnuniyet duyuyorum. Çünkü; Dışişleri Bakanlığım dönemimde, Yunus Emre Kültür Merkezlerinin, yasasını özellikle takip eden, çıkartan bir kişi olarak, o dönemdeki en iyi faaliyetlerimden birisi olduğunu düşünürdüm. Roma gibi, açık bir müze şehirde, her tarafı, her taşının altı tarih ve kültür kokan bir şehirde, bir Türk Kültür Merkezi'nin açılıyor olmasının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Bunun, işte bu gördüğünüz muhteşem, yüzyıllar önce yapılmış böyle güzel bir yerde, çok nadir bir kültür eseri olan bu binada açılıyor olmasını da ayrıca çok büyük memnuniyetle karşılıyorum.

Türk-İtalyan ilişkileri birçok alanda çok güçlüdür ama, en güçlü olduğu alanlardan birisi de karşılıklı kültürel ilişkilerimizdir. Birçok ressamlar, birçok müzisyenler, birçok mimarlar karşılıklı şekilde birbirimizi çok etkilemişizdir, birçok başarılı eserler verilmiştir. Şimdi işte bu Merkez vasıtasıyla Türk kültürünün, Türkçe’nin, İtalya’da, Roma’da bütün buradaki sanatsever, kültür severlere ve Türk dostlarına aktarılabilmesi çok büyük bir imkan olacaktır. Bundan dolayı buradaki şubenin açılışında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. İnanıyorum ki burası dolup taşıyacak, kültür merkezi olarak faaliyetlerini sürdürecektir.

İtalyan makamlarına da gösterdikleri kolaylıktan dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.

Gezimizi takip ediyorsunuz. Dün Sayın Cumhurbaşkanı’yla resmi görüşmelerimizi yaptık, hem baş başa, hem heyetler arasında. Basın Toplantısında da vardınız, onları hep açıkladık. Akşam da güzel bir şekilde heyetimizi ağırladılar.

Bu ziyaretimizin önemli boyutlarından birisi, ekonomik ilişkilerimize yeni bir ivme vermekti. Bu çerçevede iş dünyası ile de bir araya geliyoruz. Sabah bazı büyük İtalyan şirketlerinin sahipleriyle kahvaltıda bir araya geldik. Onları daha çok teşvik ettik, Türkiye ile iş yapmaları ve yatırım yapmaları için. Öğleyin de buraya gelmeden önce de, İş Forumu Toplantısına katıldım.

Görünen çok aleni olan bir şey şu: İtalya'da Türkiye'ye karşı olağanüstü büyük bir alaka ve ilgi var. Bundan tabii ki büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Tarih boyunca Türkler ve İtalyanlar, çok yakın ilişki içerisinde oldular. Bu ziyaretimiz vesilesiyle aramızda yeni bir sayfanın açılıp, özellikle ekonomik alandaki ilişkilerimizin daha da ileri gideceğini tahmin ediyorum. Çünkü, İtalyan firmaları da burada adeta doymuş vaziyette. Onların büyüyebilmeleri, devam edebilmeleri için, yeni alanlara ihtiyaçları var. Türkiye gibi büyüyen, ekonomisi düzgün, makroekonomik göstergeleri sağlam, çok büyük fırsatlar vaat eden bir ülkede, şüphesiz ki onlar da bu şanslarını hep arayacaklardır.

Yine bu ziyaret vesilesiyle Yunus Emre Kültür Merkezi'nin de açılışını yapmaktan ayrıca memnuniyet duyuyorum. Birçok yerde Yunus Emre Kültür Merkezlerinin açılışlarını yaptım. Bir ülkenin gücü sadece ekonomisinden geçmiyor. Onun yumuşak gücü dediğimiz; kültür, eğitim. bu alanlar çok önemli. Türk kültürünün burada tanıtılabilmesini, gerek eski kültürümüzün, gerek modern, bugünkü çağdaş kültürümüzün böyle bir kültür merkezinde tanıtılabilmesini çok önemli bir adım olarak görüyorum. Ayrıca Roma'nın böyle bir merkezinde, böyle güzel bir yerde bu Merkezin açılması eminim ki çok büyük bir ilgi toplayacaktır. Ve özellikle genç İtalyanlar Türkçe’yi öğrenme açısından, Türkiye'yi ve Türk kültürünü tanıma açısından büyük bir imkan kazanmış oluyorlar. Tekrar size çok görev düşüyor, başarılar diliyorum. Buranın dolup taşmasını ümit ediyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım AB Dönem Başkanlığı İtalya'ya geçecek bu yılın ikinci yarısında. Bu konuda ümit verici bir şey bekliyor musunuz İtalyanlardan?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Avrupa Birliği'nin Dönem Başkanlığı bu yılın ikinci yarısında İtalya'ya geçecek bildiğiniz gibi. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Çünkü İtalya Türkiye'ye daima destek vermiş bir ülkedir. Neredeyse bütün hükümetler, bütün partiler Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine hep destek vermişlerdir. İtalyan halkının yine büyük bir kısmı buna çok büyük bir sempatiyle bakmaktadırlar. Dün de yaptığımız görüşmelerde, bugün de yaptığımız görüşmelerde İtalya'nın Dönem Başkanlığına gayet iyi hazırlandığını gördüm. Ümit ederim ki, Dönem Başkanlığı sırası içerisinde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri büyük bir hız kazanır, bugünkü durağan döneminden çıkıp olması gerektiği noktaya gelir. İtalyanlar bu desteği açık veriyor. Cumhurbaşkanları basın toplantısında açıkça bunu ifade etti. Dışişleri Bakanları çok eski bir dostumuzdur. Daima Türk dosyalarını Avrupa Birliği'nde hep sahiplenmiştir. Adeta Türkiye'nin de gönüllü bir sözcüsü gibidir. Kendisini eskiden beri hep tanırız. Dönem Başkanlığı geldiğinde çok canlı bir dönem yaşayacağımızı tahmin ediyorum.

Soru: Avrupa Birliği konusunda özellikle bu dönemde ziyaretler de arttı.  Karşılıklı ziyaretler hem Avrupa Birliği ülkelerinden, hem de Türkiye'den AB'ye. Avrupa Birliği’nin üst düzey yetkililerinden de Türkiye'de yaşanan gelişmelerle ilgili özellikle HSYK ve bu yargı süreci ile ilgili eleştiriler geliyor. Yeni açılan fasıllar da zaten yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü üzerinde duran fasıllar olacak. Bu arada Avrupa'dan gelen bu kaygıları nasıl görüyorsunuz, Avrupa kaygılanmalı mıdır, bu konudaki yorumunuz nedir?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Biz tabii müzakere yapan bir ülkeyiz. Müzakere yapmak demek, Avrupa Birliği hukukunu devralmak demektir. Değişik fasıllar adı altında yargı, temel hak ve özgürlükler fasıllarını yıllardır açalım da Türkiye'nin bu alandaki hukukunu ve standartlarını AB standartlarına biraz daha yakınlaştıralım diye ısrarımıza rağmen, ne yazık ki bu fasıllar hâlâ açılamıyor, biliyorsunuz. O açıdan bir tezat var ortada gerçekten. Ben bu vesileyle bütün AB'li dostlarımıza tekrar bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu fasılların açılışının önündeki engelleri kaldırın. Bunlar zaten haksız engellerdir, çünkü bu süreç teknik bir süreçtir. Bunlara siyasi blokaj uygulayan üyelerine de kendi aralarında sert çıkmaları lazım, “bunlar yanlıştır” diye.

Son dönemde üye ülkeler arasında çok sık ilişkiler başladı biliyorsunuz. Birkaç gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye'de idi, gayet başarılı bir ziyaret yaptı. Benim bu ziyaretim, Sayın Başbakan'ın 1-2 gün sonra Almanya ziyareti söz konusu olacak. Benim yine bu sene içerisinde, Macaristan, Danimarka ziyaretlerim var. Romanya Cumhurbaşkanı önümüzdeki hafta misafirim olacak. Gördüğünüz gibi en yoğun ilişkilerimiz, siyasi olarak da, ekonomik olarak da Avrupa Birliği ile. Müzakere sürecinin adeta donmuş olması bizden kaynaklanmıyor. Bunu herkes biliyor. Önümüzde yapacak iş, açacak fasıl neredeyse hiç kalmadı, bu süreç donduğu için. Bunun da hiç kimse için iyi olmadığını herkes gördü. Onun için tekrar buradan bu çağrıyı yapıyorum: Dondurulmuş, aleni veya gizli dondurulmuş fasılları bir an önce açın da, biz de yolumuza devam edelim, diyorum. Şunun da Türk halkı tarafından bilinmesini isterim; Avrupa Birliği süreci Türk ekonomisini, demokrasisini, hukukunu güçlendirmiştir. 10 sene içinde yaptığımız köklü reformlar, bunlar aynı zamanda AB sürecimiz ile de ilgilidir. Bunların hep faydasını görmüştür Türk halkı. Türk halkı Avrupa Birliği’ni tatmin etmek için bu işleri yapmıyor. Halkımızı daha mutlu kılmak, daha zengin kılmak, Türkiye'yi daha güçlü hale getirmek için bu konuda ısrarlıyız. Bunun da iyi bilinmesini isterim.

Soru: Kuvvetler ayrılığı konusundaki kaygılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Biliyorsunuz, bu konu ile ilgili yasa hükümetin girişimiyle dondurulmuş vaziyettedir. Dolayısıyla şu anda tartışmalar zaten kesildi.

Soru: Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması tartışmaları var şu anda Türkiye'nin gündeminde. Sizin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Bu eski bir konu, tekrar gündeme geldi. Özel Mahkemelere ihtiyaç olmadığı kanaatindeyim. Bunu daha önce de söylemiştim. Gördüğüm kadarıyla bununla ilgili adımlar da atılmaya başladı. Zaten biliyorsunuz, Özel Mahkemeler kaldırıldı, şu anda Özel Mahkeme yok. Önce Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardı, önce onları kaldırdık. Sonra onları Özel Mahkemelere çevirdik, onları da kaldırdık. Onlarda bazı davalar vardı, ama "Bu davalar bitene kadar görevlerine devam etsin." denmişti. Şimdi gördüğüm kadarıyla bu mahkemelerdeki davalar da normal mahkemelere devredilecek. Artık Özel Mahkeme tamamen kalmayacak. Bununla ilgili hükümet tarafından gelen açıklamaları da gayet memnuniyetle karşılıyorum.

Yazdır Paylaş Yukarı