TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri" Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

03.12.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli bilim insanları,

Değerli konuklar,

Önce hepinize hoş geldiniz diyorum.

Bugün, TÜBİTAK  Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni’nde  beraberiz. Çok büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu tür toplantılarda bilim insanlarımızın değerli aileleri, yakınları, dostları  da aramızda bulunuyorlar.

Sizler de hatırlayacaksınız, Cumhurbaşkanı olarak  TÜBİTAK  ödülleri törenlerinin yedincisini  yapıyoruz burada. 7 senedir organizasyonları burada yapmaktan gerçekten büyük  gurur duyuyorum. Şuna inanıyorum ki marifet  iltifata tabidir. Hatta  hekimliğin önemli simalarından  İbni Sina, “bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder” diyor. Eğer bilim ve sanat takdir edilirse, teşvik edilirse o zaman orada  yeşerir, çok  büyük başarılar, çok büyük maharetler ortaya çıkar.

Bugün büyük bir memnuniyetle görüyorum ki ülkemiz, Türkiye, bilim, teknoloji, araştırma, bütün bunlara olağanüstü önem veriyor. Uzun yıllardan sonra böyle bir döneme girdik. Hatırlarsanız okullarda tarih kitaplarında, siyasi alanda yapılanlar - önce ülkeler kalkınır, güçlenir, askeri olarak büyürler- okutulduktan, bilimde, sanatta, kültürde yaptıkları anlatılır. Şimdi Türkiye öyle bir dönemin içerisinde.  Ekonomisini, siyasi istikrarını rayına koymuş bir ülkenin önceliklerini fark ettiğini görüyorum. Bu öncelikler bilimdir, araştırma- geliştirmedir, teknolojidir. Her zaman şunu söylüyorum; Türkiye gibi büyük bir ülke, nüfusu bu kadar büyük olan bir ülke, tarihi bu kadar köklü olan bir ülke, bulunduğu coğrafyada önemli olan bir ülke, insanlık tarihine önemli katkılar sunmuş ve dünya çapında büyük devletler kurmuş, cihanşümul diyoruz, devletler kurmuş bir ülkede, bir neslin devamı olan Türkiye Cumhuriyeti, teknolojiyi transfer ederek veya teknolojiyi alıp uygulayarak yoluna devam edemez. Türkiye’nin  muhakkak teknolojiyi üretmesi, tasarlaması, satması, bütün bunun için de her şeyin başı bilimdir, her şeyin başı eğitimdir. Bilimde Türkiye’nin başarılı olması da buna öncülük vermesiyle ancak ortaya çıkar.

Biraz önce Değerli Bakanın da söylediği gibi Türkiye, milli gelirinin  yüzde 1’ini araştırma ve geliştirmeye ayırmaya başlamıştır. Hedef kısa süre içerisinde Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 2’ye ulaşıp, onun da ilerisine geçmektir. Bu iradeyi ortaya koymak çok önemlidir. Bu iradenin var olduğunu şuradan da görebilirsiniz, geçen yıllardaki global ekonomik, finans krizinden Türkiye’de etkilendi ama o dönemde bile bilim, araştırma ve geliştirme kaynaklarında Türkiye hiçbir tasarrufa gitmedi ve aynı şekilde hızına devam etti. Bütün bunların karşılığı alınacaktır. Bu, bir gecelik iş değildir. Bu konuya ne kadar çok önem verirseniz,  ne kadar çok  teşvik ederseniz, bilim insanlarını ne kadar çok bu alana çekersiniz ve onların çalışmaları da muhakkak neticesini verir. Bütün dünyada da böyle olmuştur. Bu alanda başarılı ülkeler elimizdedir; Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin uygulamaları, beyin göçü bunun için olmuştur,  İbni Sina’nın dediği gibi.

Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde dünyanın her tarafından değerli beyinler vardır.  Çünkü takdir ettikleri, teşvik ettikleri, sahip çıktıkları için vardır. Türkiye bunun farkına varmıştır ve bu alanda önemli düzenlemeler yapmaktadır, kurallarını değiştirmiştir, teşviklerini arttırmıştır, fonlar çok gelişmiştir, üniversitelerin sayısı çok artmıştır ve bu alana önem vermektedir. Memnuniyetle yine görüyorum ki bunun neticeleri görülmeye başlamıştır. Her zaman yurtdışındaki değerli Türk bilimadamları niçin Türkiye’ye gelmez deriz. Ama onları durduk yere çağırmaya hakkımızın olmadığını da bu kürsülerde defalarca söylemişimdir. Ama artık biz çağırmadan Türkiye’nin bu önemi verdiğini gördükleri için önemli dönüşler başlamıştır.

Sayın Tübitak Başkanı’nın söylediğine göre 5 misli bir artış var dönüşte. Bu, ancak kendiliğinden olursa, kendi kararıyla bilim insanları dönerse değerlidir. Yoksa onları  getirip de zorla burada bir göreve oturtmak, onların döndüğü anlamına gelmez. O geçici bir geliştir, önemli olan bunun tabii olmasıdır. Türkiye’nin artık önemli bir bilim ve araştırma merkezi haline geldiğinin ortaya çıkmasıyla bu beyin akışındaki dönüş  gerçekleşecektir.

Değerli bilim insanları,

Araştırma geliştirmenin ve bilim üretmenin merkezi üniversitelerdir. Bir çok kurum, özel sektör, bunlar  çok büyük, önemli faaliyetler gösteriyor olsa bile üniversitelerdir.  Onun için üniversitelerimizi çok dikkatli takip etmeli ve hepsine sahip çıkmalıyız. Çok sayıda üniversitenin olmasıyla övünürüz ama üniversitelerimizin eğitim seviyeleri, üniversitelerin bilim alanındaki faaliyetleri, ortaya koyduğu netice ve kaliteye bakmamız gerekir. Yoksa bu kadar büyük kamu kaynaklarının ayrıldığı, bu kadar büyük kamu kaynaklarının verildiği üniversitelerimiz, lise üstü kuruluşlar şeklinde kalır ki,  çok büyük yazık olur. Onun için gerek Yüksek Öğretim Kurumu gerekse TÜBİTAK, ve üniversitelerin çok büyük bir işbirliği içerisinde bu hedefleri gerçekleştirmeleri şarttır. Ayrıca, teknoloji, araştırma, geliştirme, inovasyon, sanayi ile  üniversite işbirliği zincirine baktığınızda, burada da yine önemli desteklerin olduğunu biliyorum. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın farklı fonları, çok büyük destekleri olduğunu, TÜBİTAK’ın çok büyük destekleri olduğunu biliyorum. Hatta bazen bu alanda çalışanlar bile bu kadar büyük imkanların olduğunun  farkında değiller. Bunların en iyi şekilde değerlendirilmesi şart.

Burada üniversite dediğimizde devlet ve vakıf üniversitesi arasında da ayırım yapmamak gerektiği kanaatindeyim. Çünkü bu desteklemelerle bildiğim kadarıyla vakıf üniversiteleri, daha çok eğitimle  öne çıkartılıyor. Bana gelen çeşitli mektuplarda, taleplerde görüyorum. Araştırma, geliştirme ve  destekleme konusunda belki biraz daha onlara eşit davranma, devlet üniversiteleriyle  eşit hale getirmenin gerekliliği var diye görüyorum. Buna tabi ki sizler yakından bakarsınız ve onu bilirsiniz.

Şu da çok önemli; bilim ve teknoloji aşkının  gençlere, çocuklarımıza aşılanması.  Bu bakımdan  geçen hafta, doğrusu en mutlu günlerimden birini burada yaşadım ve az önce Sayın Bakan da söyledi, uluslararası olimpiyatlara katılan Türk öğrencilerin kazandıkları başarılar.  Kendileriyle, 20’ye yakın kızlı erkekli, göğüslerinde altın, gümüş, bronz madalyalarla geldiler. Burada,  onlarla bir süre sohbet ettim. Gerçekten çok heyecan verici ve gurur verici, binlerce öğrencinin içinden seçilmiş Türkiye’de, daha sonra dünyadan gelen binlerce öğrencinin içinde girdikleri, matematik, fizik, kimya, biyoloji, bilgisayar  dallarında hepsinin madalya kazanmaları. Hepsinin gelecekle ilgili düşüncelerini tek tek sorup konuştuğumda bir kez daha Türkiye’nin geleceğinden gurur duydum.

Bu heyecanı nesillere ve gençlere aktarmanın bir yolu da basındır. Burada değerli basın kuruluşlarımızın da temsilcileri de var. Gazetelerin, televizyonların, magazinlerin, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, bu alanda ileri gitmiş ülkelerde olduğu gibi teknoloji, bilim sayfalarını arttırmaları ve bunu hayatın bir parçası haline getirmelerinin yine çok önemli olduğuna inanıyorum.

Tekrar, bu ödüllerin alınmasında, önce şüphesiz ki değerli bilim insanlarımızı, daha sonra onlara bu ortamı hazırlayan üniversiteleri, kurumları, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bilim Bakanlığımızı, TÜBİTAK’ı, hepsini, tebrik etmek istiyorum ve biraz önce burada kendileri de konuşarak hem hayat hikayelerini dinlediğimiz hem başarılarını burada bir kez daha kendi ağızlarından da gördüğümüz ve biraz sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına onurlandıracağımız, bunun çok önemli olduğuna inanıyorum.

Bunun  devletin en üst katında sahiplenilmesi  en büyük manevi teşviktir sizlere. Bilim Ödülü’nü kazanan Sayın  Profesör  Doktor Alphan Sennaroğlu ile yine Sayın Profesör Doktor Cihan Yurdaydın ve TÜBİTAK Özel Ödülü’nü kazanan Profesör Doktor Yusuf Altıntaş ve Profesör Doktor Utku Ünver’i canı gönülden tebrik ediyorum. Ayrıca biraz sonra  genç bilim adamlarına da TÜBİTAK’ın teşvik ve hizmet ödülleri var. Onları da vereceğiz. O ödülleri kazanan bütün değerli bilim insanlarımızı da  tebrik ediyorum. Hepinizin başarılarıyla Türk Milleti olarak çok büyük bir gurur duyduğumuzu özellikle bilmenizi istiyorum.

Sağolun. Tebrik ediyorum tekrar hepinizi.

Yazdır Paylaş Yukarı