Lüksemburg Büyük Dükü Henri Onuruna Verdikleri Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

Altesleri,

Saygıdeğer Bakanlar,

Kıymetli Misafirler,

Altesleri Lüksemburg Büyük Dükü Henri ve Büyük Düşes Maria Teresa’yı, Eşimle birlikte Türkiye’de misafir etmekten büyük mutluluk duyuyoruz.

Diplomatik ilişkilerimizin tesis edildiği 1947 yılından bu yana, ülkelerimiz arasında Devlet Başkanı düzeyindeki ilk ziyareti gerçekleştiriyorsunuz. Heyetinizde Lüksemburg Hükümetinin öndegelen üyeleri de yeralıyor.

Alteslerinin, Veliaht Prens olarak 1989 yılında Türkiye’yi ziyaret ettiğini biliyorum. Bu defa Ankara, İstanbul ve Gaziantep’i kapsayan programınız, bir yandan Türkiye’yi daha yakından tanımanızı, diğer yandan aradan geçen sürede yaşanan değişim ve dönüşümün izlerine şahitlik etmenizi sağlayacaktır.

Ziyaretinizin, ülkelerimiz arasındaki dostluk ve işbirliğini her alanda pekiştirip güçlendireceğine yürekten inanıyorum.

Bu tarihi vesileyle ülkemize gelen siz Lüksemburglu misafirlerimize hoşgeldiniz diyor, hepinizi en samimi duygularımla selamlıyorum.

Altesleri,

Kıymetli Misafirler,

İki dünya savaşının yıkıcı etkilerini en fazla yaşayan ülkelerden Lüksemburg, aynı acıların tekrarlanmaması için, Avrupa’da kalıcı barış ve istikrarı hedefleyen girişimlerde hep ön saflarda yer almıştır.

Pierre Werner ve Joseph Bech gibi tarihi şahsiyetler yetiştiren Lüksemburg, başından bu yana Avrupa projesinin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.

İleri refah seviyesi ve kozmopolit toplum yapısıyla Lüksemburg, bugün de adeta Avrupa’nın küçük bir modelidir. 60 yıllık AB entegrasyon sürecinin en başarılı örneklerinden biridir.

Lüksemburg, Türkiye için de önemli bir ülkedir. İstikrarlı, müreffeh ve güçlü bir Avrupa vizyonu, ülkelerimizi birbirine kenetlemektedir.

Bu anlayışla, uzun yıllar NATO, Avrupa Konseyi, Batı Avrupa Birliği, AGİT ve OECD gibi kuruluşlar bünyesinde güç birliği yaptık. Bizi biraraya getiren, ortak bir tehdit algılaması kadar müşterek bir gelecek tahayyülüydü. Savunduğumuz, sadece topraklarımız ve halklarımız değil, yaşam tarzlarımız, ortak ideallerimiz ve değerlerimizdi.

Günümüzde de güçlü ittifak ve ortaklık bağlarını paylaşıyoruz. Dün olduğu gibi, bugün de demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, serbest piyasa ve hür teşebbüs gibi ortak değerler bizi birbirimize bağlamaktadır.

Yakın ve dostane ilişkilerimizde Avrupa Birliği’nin rolü büyüktür. Stratejik hedefimiz olan AB üyelik sürecimiz bakımından Lüksemburg, hiç şüphesiz çok müstesna bir yere sahiptir.

Bu vesileyle Lüksemburg’un, AB üyelik sürecimize verdiği destekten duyduğumuz memnuniyeti bir kez daha yineliyor, desteğinizin en güçlü ve görünür şekilde devamını beklediğimizi vurgulamak istiyorum.

Kıymetli Misafirler,

Böylesine sağlam temellere dayanan ilişkilerimizin kapsamı elbette çok taraflı platformlarla sınırlı değildir. İkili düzeyde de çok yönlü ilişkilere sahibiz.

Son dönemde Başbakan ve Bakan düzeyindeki karşılıklı ziyaretlerde güçlü bir ivme yakalanmıştır. Bu dinamizm, ekonomik ilişkilerimize de olumlu yansımaktadır.

Nitekim, son on yılda Lüksemburglu firmalar, ülkemizde 6,6 milyar Dolar yatırım yapmıştır. Türklerin Lüksemburg’daki yatırımları da 1 milyar Dolar’a yaklaşmıştır. Ülkemize gelen Lüksemburglu turist sayısı ise üç kat artarak 14 bine ulaşmıştır.

Ticaret, finans, karşılıklı yatırımlar, enerji, sağlık ve müteahhitlik gibi sektörlerde işbirliği potansiyeli çok geniştir.

Altesleri’nin İstanbul’da katılacakları İş Forumu ile ziyaretiniz vesilesiyle ilk toplantısı düzenlenecek Ekonomik ve Ticari Ortak Komitesi, şüphesiz bu potansiyelden çok daha iyi yararlanılmasına yardımcı olacaktır. THY’nin, 25 Haziran’da başlattığı Lüksemburg seferleri de, bu alanlardaki işbirliğimizin ilerletilmesi için önemli bir imkândır.

Köklü bir mazisi bulunan işbirliği ve ortaklığımızı daha ileriye götürme iradesinin her iki tarafta da en güçlü şekilde mevcudiyeti, ilişkilerimizin geleceğine güvenle bakmamızı sağlamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle, kadehimi Altesleri ve ailelerinin sağlık ve mutlulukları ile dost ve müttefik Lüksemburg halkının esenlik ve refahının devamına, ayrıca Türkiye-Lüksemburg dostluğunun parlak geleceğine kaldırıyorum.