Abdullah Gül Üniversitesi Açılışında Yaptıkları Konuşma

25.10.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler,

Değerli Öğretim Üyeleri,

Sevgili Öğrenciler,

Değerli Basın Mensupları,

Bugün ismimi taşıyan Abdullah Gül Üniversitesi’nin ilk öğretim yılına başlaması vesilesiyle düzenlenen açılışta bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Eşim ve ben gerçekten bu toplantıya, bu buluşmaya çok önem verdik. Bu vesileyle hepinize sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum.

Ama her şeyden önce şunu ifade etmek isterim, başta hükümetimiz olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisiyle, iktidarıyla muhalefetiyle- benim ismimi böyle bir üniversiteye vermekten duyduğum onuru da paylaşmak istiyorum- ve herkese teşekkür ediyorum.

Şüphesiz ki biraz önce Rektör Bey üniversitenin kuruluşunda emeği geçen herkesi, bütün Kayseri başta olmak üzere, Kayseri sivil toplum kuruluşları, başta Belediye Başkanı, Vali Bey ve değerli milletvekilleri, zaten Meclis’te onlar bu işi gerçekleştirdikleri için onları biraz önce andım, herkese bir kez daha çok çok teşekkür ediyorum.

Ve ümit ediyorum ki bu üniversite, Türk gençliğinin arzu ettiğimiz seviyede, en güzel eğitimi almasına katkı sunacak üniversitelerden birisi olacaktır. Böyle güzel bir sonbaharda, böyle güzel bir kampüste ki, bu kampüsün geçici bir kampüs olduğunu da biliyoruz, bu açılış inanıyorum ki çok güzel gelişmelere vesile olacaktır.

Biraz önce öğrencilerle sohbet ettim içeride. Etkilendim doğrusu, sordukları sorulardan, konuşmalarından, verdikleri cevaplardan. Bu şunu gösteriyor ki değerli öğretim üyeleri, sizin elinizde gerçekten çok değerli materyaller var. Dolayısıyla gayet bilinçli bir öğrenci kesimini gördüm burada ve sizlere emanet, sizler onları en iyi şekilde yetiştireceksiniz ve onların bu üniversitede bulundukları süre içerisinde hem hocaları olacaksınız, hem anneleri babaları olacaksınız.

Rektör Bey biraz önce çok güzel ifade etti her şeyi, üniversitenin nasıl kurulduğunu. Üniversitenin nasıl bir üniversite olması için hangi çalışmaların yapıldığını ki, bu çalışmalara ben de zaman zaman katıldım ve yakinen takip ettim. Bir işin temeli sağlam olursa, yığınakta hata yapılmazsa, askerlerin terimiyle, sonu da iyi gelir. Onun için temelde, esasta, düşünce planında, konsept safhasında harcanan bütün vakit, bütün düşünceler, bütün enerji çok değerlidir. Bu üniversitenin bunu en iyi şekilde yaptığını gördüm ve bundan çok mutlu oldum. O bakımdan, ortaya koyduğunuz vizyon, ortaya koyduğunuz hedeflere en iyi şekilde ulaşacağınızdan eminim. Şüphesiz ki üniversitenin başarısına devletimiz her türlü katkıyı verirken, gönüllü bir şekilde bu üniversiteyi hedeflerine ulaştırma yönünde katkı sağlamak için kurulan destekleme vakfına da vakfın başkanı Mustafa Bey başta olmak üzere, çok değerli iş adamlarına, gönüllü olarak bu işe katılan herkese de ayrıca çok çok teşekkür ediyorum.

Kayseri bir üniversiteler kenti haline geldi. Erciyes Üniversitesi ile her zaman övünüyoruz. Neredeyse yarım asra yaklaşacak artık üniversitenin tarihi. Çok sayıda mezunun, mezunlarının bu ülkenin birçok mevkilerinde aldığı çok önemli görevler var. Buna ilave Nuh Naci Yazgan Üniversitesi ve Melikşah Üniversitesi de kendilerini ispatlamışlar ve onları da zaman zaman ziyaret ettiğimde, açılışlarında bulunduğumda hedeflerini gayet net bir şekilde koyduklarını ve hedeflerine ulaşmak için de değerli rektörleri, değerli öğretim üyelerinin çok olağanüstü bir gayret içerisinde olduklarını hep görüyorum.

Bir şehir içerisinde 4 tane üniversitenin olması bazen çok gibi gözükür ama dünyanın bazı ülkelerinde öyle şehirler vardır ki çok sayıda üniversite vardır. Hepimizin iyi bildiği örnek de Boston’dur. O kadar çok üniversite vardır, üniversiteler birbiriyle tatlı bir rekabet içindedir, tatlı bir şekilde birbirleriyle dayanışma içindedir, yeri geldiğinde birbirlerini desteklerler. Birbirlerinden faydalanırlar. İnanıyorum ki Kayserimiz de bu açıdan böyle bir eğitim merkezi olarak ileride çok daha belirgin bir şekilde yerini alacaktır. Bu doğrultuda başta vali, vilayet ve bütün diğer devlet kurumları olmak üzere büyükşehir belediyemiz ve diğer belediyelerimiz bunun farkında oldukları için onlar da bu doğrultuda her türlü emeği, her türlü gayreti hiç söylemeden en iyi şekilde yerine getirmektedirler. Bundan dolayı da kendilerini tebrik ediyorum.

Bir ülkenin kalkınması için, gelişmesi için, birinci gerekli olan şey, onun beşeri sermayesidir. Beşeri sermayesi var olan ülkeler geçmişte yok olmuşlardır ama beşeri sermaye sayesinde ülkelerini tekrar dünyanın en mamur en ileri ülkeleri haline getirmişlerdir. Bu ülkeleri hepimiz yakinen biliyoruz. Dolayısıyla hiçbir şeyden kaçınılmayacak, öncelik verilecek, her şeyin önceliği olacak şey, bu beşeri sermayeyi gerçekten sermaye haline getirebilmek için eğitimdir. Kendi ailelerimiz de en küçük birim olarak aldığınızda da böyledir. Kendi çocuklarımızı okutmak için her türlü fedakârlığa nasıl katlandığımız ortadadır. Anne baba beraber çalışıp, maaşlarını çocuklarının daha iyi tahsil yapması için verdikleri apaçık ortadadır. Ülke olarak da devleti yönetenler olarak da bunun bilincinde olduğumuz için 2003 yılından bu yana Türkiye’nin bütçesinin en büyük kısmı eğitime gitmektedir.

Eğitim ta ilkokul öncesinden başlayıp üniversite sonrasına kadar çok geniş bir yelpazedir. Eğitimi ne kadar doğru yaparsak, eğitimin hakkını ne kadar verirsek eğitimde geçen süreyi sadece zamanla değil, orada eğittiğimiz çocuklara verdiğimiz vasıflarla ölçersek, o kadar çok başarılı olmuş oluruz. Yoksa okullarımızda yıllarını tüketen nesiller olur. Onun için biraz önce Rektör Bey’in söylediği hususu hep tekrarlarım. Binalar muhakkak ki önemli. Ama binalardan daha çok önemli olan o üniversitenin içinde ne olup bittiğidir. Bunu, üniversitenin bilgisayar bölümü de olduğuna göre, hardware dediğimiz, bilgisayarın dışı, yarım kilo ne kadar para eder ortada. Ama mesela software, içidir esas olan, büyük para eden şey, büyük değer. İşte üniversiteyi bizim de böyle görmemiz gerekir. Öyledir ki barakalarda eğitim yapan çok iyi liseler ve çok iyi üniversiteler vardır dünyada. Ama saray gibi binaların içerisinde sadece vaktini geçiren öğretim üyeleri ve öğrenciler vardır. Türkiye bunun bilincine artık varmıştır, varmak zorundadır ve eğitimin niteliğine çok öncelik vermelidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışında yaptığım konuşmada da herkesin dikkatini çektiğim gibi, kamu olarak çok büyük kaynaklar ayırıyoruz üniversitelerimize. Türkiye’nin hangi iline giderseniz gidin, helikopterle şöyle dolaşırsanız, o ilin en güzel kampüsü en güzel binaları, bahçesi üniversiteye aittir. Eskiden belki böyle değildi ama şimdi böyle. Ama kamu olarak biz bu desteği üniversitelerimize verirken bu imkânları verirken, üniversitelerimizden de beklentilerimiz şüphesiz ki çok büyüktür. Onların içindeki öğrenciler, öğretim üyelerine emanettir. Bu açıdan üniversite reformunun çok dikkatli bir şekilde bugünkü ihtiyaçlarımıza uygun bir şekilde yapılması da kaçınılmazdır. Bu yönde aslında çok çalışmalar yapılmıştır. Ama bunlar henüz hayata geçmemiştir.

Türkiye birçok alanda köklü reformlar yaparken, eğitim ve özellikle üniversite alanındaki köklü reformun da süresini geciktirmemelidir. Bu uğurda gerek yükseköğretim kurumu gerek üniversiteler ve nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve Hükümetimize çok iş düşmektedir. İnanıyorum ki sıra artık ona gelmiştir. Bugün üniversiteler sadece ülke içerisinde rekabet içinde değiller. Dünyada da rekabet içerisindedirler.

Biraz önce öğrencilerle konuşurken bana şunu sordular, çok güzel sorular sordular, gerçekten etkilendim sordukları sorulardan. Dediler ki, bizim nasıl olmamızı istersiniz? Ben, bu üniversiteden mezun olan öğrencilerin, Kayseri’de, Türkiye’de değil, dünyanın her tarafından çalışabilecek şekilde, mezun olmalarını isterim. Bunun için ne gerekiyorsa bu imkanları Türkiye, Kayseri ve AGÜ karşılayabilecek durumda. Dolayısıyla hedefimiz, mezun ettiğiniz öğrencileri dünyanın her tarafında çalışabilme özgüveni olan ve yarışabilecek seviyede mezun etmek. Bunun için de gece gündüz tabi ki çalışmak gerekiyor. Bu sadece öğretim üyelerine düşen bir görev değil, bu aynı zamanda öğrencilere de düşen bir görevdir. Eğer talebeler, öğrenciler de burada geçirdikleri süreyi en iyi şekilde değerlendirirlerse o zaman mezun olduklarında onlar bunun neticesini göreceklerdir. Türkiye olarak artık rekabetçi, bütün üniversitelerimiz için bunu söylüyorum, özgüveni çok sağlam, karakteri çok sağlam, vatan sevgisi çok güçlü olan ama aynı zamanda dünyaya açık, her şeyini sorgulayabilen, konuşabilen, başkalarını dinleyebilen, diyalog kurabilen, başka kültürlere açık, başka ırklara, başka ülkelerin ne yaptığını takip edebilen bir üniversite ortamı oluşturmamız gerekir. Onun için üniversite açılışlarında sık sık söylerim, yükseköğretim kurumuyla bir araya geldiğimde söylerim. Yabancı öğrenci ve yabancı öğretim üyesi getirmekten de çekinmeyin tam tersine teşvik edelim. O açıdan yabancı öğrenci alma kısıtlamasının kaldırılmasını ve her üniversitenin artık kendi kendine öğrenci alıyor olmasını da Türkiye’ye katkı olarak görürüm.

Değerli Konuklar,

Kayserililer birçok konuda çok fedakârlık yaparlar ama hayırseverliklerini gösterirler. Bunun en belirgin alanı da üniversiteler. Buna Erciyes Üniversitesiyle başlanmıştır. Daha sonra Melikşah Üniversitesi, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, buralarda devlet katkısı kadar Kayserilelerin katkısı vardır.

Şimdi, benim ismimi taşıyan bu güzel üniversitede de yine sizlerin çok büyük katkınız vardır. Bir kez daha hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu üniversitenin bütün ülkemize, bütün insanlığa, hep faydalı hayırlı, çok başarılı öğrenciler yetiştireceğine eminim. Bu kadar güvenerek konuşmamın altındaki sebep şudur. Üniversitenin kuruluş aşamasında harcanan emeği bilmektir. Gerçekten çok emek harcanmıştır, iyi bir üniversite yapalım diye. Emeği geçen herkesin, ayrı ayrı burada saymak istemiyorum ama hepsini biliyorum, hepsine tekrar çok çok teşekkür ediyorum.

Siz değerli öğretim üyelerine başarılar diliyorum. Şanslısınız çok seçkin gayet değerli öğrenciler var elinizde.

Siz değerli öğrencilere başarılar diliyorum. Siz de gerçekten şanslı, böyle size her türlü imkânı sunan bir aile ortamını sunan bir üniversiteye gelmiş oldunuz.

İnanıyorum ki herkes üstüne düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirecek ve sonunda hem sizler hem ülkemiz ve hem de bütün insanlık kazanacaktır.

Tekrar bu öğretim yılının başarılarla diliyorum, hayırlı olmasını diliyorum ve hepinize tekrar sevgi ve muhabbetler sunuyorum.

Sağolun.

Yazdır Paylaş Yukarı