Türk-İngiliz III. Tatlıdil Forumu Münasebetiyle York Dükü Andrew Tarafından Onurlarına Verilen Akşam Yemeği'nde Yaptıkları Konuşma

01.11.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Ekselansları,

Sayın Eş-Başkanlar,

Hanımefendiler ve Beyefendiler,

Türk-İngiliz Tatlı Dil Forumu 3. Toplantısı için bir araya gelmiş olan, böylesine seçkin bir topluluğa hitap etmekten büyük memnuniyet duyuyorum.

Bizlere gösterilen sıcak misafirperverlik için çok teşekkür ediyorum.

En başta, Ekselansları’na bu yemeğe evsahipliği yapmalarından dolayı teşekkürlerimi iletiyorum.

Şu an aramızda, iş, akademik camia, medya, sanat ve siyaset dünyasından en üst düzeyde temsilciler var. Türk-İngiliz ilişkilerinin çeşitliliğini, zenginliğini ve derinliğini temsil eden bu seçkin katılımcılara da teşekkür ediyorum.

Bizleri bir araya getiren Tatlı Dil Forumu, birçok bakımdan eşsizdir. Forum, halktan halka temas ve sosyal bağ tesis etmek suretiyle, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Diğer bir ifadeyle Forum, milletler arası ilişkilerdeki en önemli unsurlar olan halkları ve sivil toplumu biraraya getirmektedir.

Bu amaçla Tatlı Dil Forumu, büyük bir tecrübe ve bilgi havuzundan yararlanmaktadır. Ancak bunu geleneksel resmî formatta gerçekleştirmemektedir. Bu, âkil insanların daha esnek ve daha rahat bir ortamda buluştukları bir forumdur.

Bugün burada, daha güçlü bir ortaklık hedefi doğrultusunda dostlara yakışan, açık yürekli ve gayrı resmi fikir teatisinde bulunmak için biraraya geldik. Bu yüzden, Forum’un ismi “tatlı dil”dir. İngilizce ifadesiyle “good talk”tur.

Bu yapıcı ve hoşgörülü tartışma atmosferi, Tatlı Dil Forumu’nun en büyük avantajıdır. Tatlı Dil Forumu, insanlar arasında karşılıklı anlayışı desteklemekte, ortaklık unsurlarını vurgulamakta ve alternatif işbirliği imkanları tesis etmektedir.

İkisi de yakın dostlarım olan, Forum’un Eş-Başkanları Sayın Jack Straw ve Sayın Yaşar Yakış’a bu organizasyonu üçüncü yıl ardarda düzenledikleri için bilhassa teşekkür ediyorum.

Dirayetli liderlikleri ve sizlerin desteğinin devamıyla, Forum’un, yaratıcı fikirler üreterek daha güçlü bir ortaklık hedefine hizmet edeceğine olan güvenim tamdır. Şundan emin olun ki, Türk ve İngiliz hükümetlerinin bu konuda tam desteğini haizsiniz.

Kıymetli Konuklar,

Tarihin ayak izlerini takip etmek, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin güçlü doğasını anlamak için son derece önemlidir.

Türkiye ve İngiltere arasındaki köklü bağlar, iki ülkenin ilk mukîm büyükelçilerini atadıkları ve işbirliği çabalarını yoğunlaştırdıkları 16. ve 18. yüzyılda tesis edilmiştir.

O zamandan beri, tarihlerimiz birlikte dokunmuştur. Hiç şüphesiz köklü bir ortak geçmişe ve devlet geleneğine sahibiz.

Ama Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki bu harikulade ilişki, sadece iki ülkenin görkemli geçmişine yansımakla kalmamıştır.

Bu, aynı zamanda daha iyi bir gelecek için barış, istikrar ve refah arayışındaki iki ortak olarak sahip olduğumuz kararlılıkta da ifadesini bulmaktadır.

Majesteleri Kraliçe’nin 2008’de ülkemize yapmış olduğu ziyaretin güzel hatıraları hala hafızamdadır. Eşim Hayrünnisa Hanım ile birlikte, 2011’de gerçekleştirdiğimiz Birleşik Krallık ziyaretinin güzel hatıralarını da muhafaza ediyoruz.

Avrupa’nın iki ucunda bulunan Türkiye ve Birleşik Krallık, ortak değerler ve ideallere dayalı bir dostluk, müttefiklik ve karşılıklı güven geleneğine sahiptir.

Türk-İngiliz stratejik ortaklığını, 2010’da işte bu sağlam temeller üzerine bina ettik. İkili ilişkilerimiz, yine bu temeller üzerinde gelişmektedir.

İlişkilerimiz, sadece siyaset, güvenlik ve küresel konulardan ibaret değildir. Bugün, ülkelerimiz aynı zamanda iş, sanayî ve ticaret alanında güçlü birer ortaktır.

Türkiye’nin prespektifinden, Birleşik Krallık’la olan ilişkilerimiz, en önemli ikili ilişkilerimizden biridir. Zira biliyoruz ki, yakın işbirliğimiz sayesinde ikili, uluslararası ve bölgesel konularda somut kazanımlar elde etmeyi sürdürebiliriz. Bu, iki ülke için de büyük yarar sağlayan müşahhas, yakın ve dürüst bir ilişkidir.

Değerli Misafirler,

Forum gündeminde de olduğu için, kısaca, ilişkilerimizin ekonomik boyutundan bahsetmek istiyorum.

İngiltere, yıllardır Türkiye’nin en büyük üç ticarî ortağı arasında yeralmaktadır. Geçen sene, iki ülke arasında, 14.3 milyar dolar değerinde mal ve hizmet değişimi gerçekleştirilmiştir. Başbakan Erdoğan ve Başbakan Cameron tarafından konulan hedef doğrultusunda, yıllık ticaret hacmini 2015’e kadar 18 milyar doların üstüne çıkartmakta kararlıyız.

İngiltere, Türkiye’deki en büyük ikinci yatırımcı konumundadır. Bugün, Türkiye’de 6.6 milyar dolar net yatırımı bulunan 2.300’den fazla İngiliz şirketi faaliyet göstermektedir. İngiliz yatırımcılar özellikle enerji, savunma sanayi, inşaat, danışmanlık, gayrımenkul, sigortacılık, sağlık ve turizm sektörlerinde iş yapmaktadır.

Türkiye, aynı zamanda, İngiliz turistler için önemli bir destinasyondur. Sadece 2012’de Türk kültürünü, iklimini ve mutfağını sevdiği anlaşılan 2.5 milyon İngiliz turist ülkemizi ziyaret etmiştir. O kadar ki, 35.000 İngiliz vatandaşı Türkiye’yi ikinci vatan edinmiştir.

Ayrıca, İngiltere’de yaşayan yaklaşık 400.000 Türk, iki ülke arasında özel bir insani bağ ve kültürel bir köprü vazifesi görmektedir.

Şundan son derece memnunuz ki, İngiltere’de yaşayan Türk toplumu, bu ülkenin çok kültürlü hayatının tüm alanlarına büyük katkılar sağlamaktadır.

İlişkilerimizdeki bu gelişmelerden bahsediyorum ancak hala daha fazlasını yapmak için potansiyel çok geniştir.

Türkiye, bugün Avrupa’nın 6. büyük ekonomisidir. 2050’ye kadar en büyük ikinci ekonomisi olması beklenmektedir. Son on yılda, Türk ekonomisine giren doğrudan yatırımların toplamı 120 milyar doları aşmıştır. Bu, Türkiye’yi doğrudan yabancı yatırımlar bakımından dünyanın 13. cazibe merkezi haline getirmiştir.

Dış yatırımların, Türkiye’nin, önümüzdeki on yıllık süre zarfında 150’den fazla altyapı projelerinde yapmayı planladığı 300 milyar dolarlık yatırımın yaklaşık yarısını oluşturmasını bekliyoruz. Bunun da ötesinde ulaşım, iletişim, finans, sağlık, savunma sanayii, havacılık ve enerji gibi sektörlerde yatırım için büyük bir potansiyel mevcuttur.

İnanıyorum ki, İngiliz şirketleri bu potansiyelden en fazla istifade edenler arasında yeralacaktır.

Elbette, cazip bir yatırım ortamı istikrar, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve siyasi etkinlik gerektirmektedir. Bu amaçla Türkiye, sağlam ekonomik performansını, demokrasi standartlarını yükselterek desteklemiştir. Geçtiğimiz on yıldaki performansımız, Türkiye’nin bugün artan cazibesinin belkemiğidir.

Kıymetli Misafirler,

Hanımefendiler ve Beyefendiler,

Ülkelerimiz arasındaki işbirliği ikili ilişkilerle sınırlı değildir. Türkiye ve Birleşik Krallık, iki stratejik ortak olarak, çağımızın sorunlarıyla ilgili olarak da ortak hareket etmek konusunda güçlü bir kararlılığa sahiptir. İçinde bulunduğumuz çok boyutlu ve karmaşık uluslararası ortamda Suriye’deki iç savaş, İran’ın nükleer programı, terörizm ve bunun gibi çeşitli sorunlar sürekli ve yakın işbirliğimizi zaruri kılmaktadır. Bu sorunlara vereceğimiz tepkinin uyumlu olması gerektiğinin farkındayız. Bu yüzden, ortaklığımız her zamankinden daha anlamlı ve hayatidir.

Birkaç gün sonra, İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosluğu’na ve HSBC bankasına karşı yapılan terör saldırısının 10. yıldönümünü idrak edecek ve bu korkunç saldırının kurbanlarını anacağız.

Bu, terörizm tehdidiyle karşı karşıya bulunan iki ülkenin dayanışmasını ve kararlı duruşunu bir kez daha teyit edecektir.

Küresel ilişkilerde yükselen bir ülke olarak Türkiye, kolektif güvenliğimize yönelik bu tür tehditlerle başa çıkmak için üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Küresel yönetişimde üzerimize düşen sorumluluğu üstlenmeyi ve ortaklarımızla birlikte barış, istikrar ve güvenlik odaklı uluslararası çabaları yeniden canlandırmayı istiyoruz.

Değerli Konuklar,

Şüphesiz, Türkiye’nin son on yılda geçirdiği hızlı dönüşümde, AB üyelik süreci büyük bir itici güç olmuştur. Ancak maalesef, son üç yıldır AB’nin Türkiye üzerindeki dönüştürücü etkisi önemli ölçüde azalmıştır.

Avrupalı liderlerden daha açık bir vizyon, hayal gücü ve cesaret beklenir.

Son dönemde yavaş ilerlemesine rağmen, Türkiye’nin AB üyelik hedefine bağlılığı tamdır.

Bu güçlü mesaj, göz ardı edilmemelidir.

Üyelik sürecindeki zorluklara rağmen, demokrasimizin ve dolayısıyla insanlarımızın standardını yükseltmek için başlattığımız reformlara devam etmekte kararlıyız.

Bu arada olumlu bir gelişme olarak, uzun bir aradan sonra, yakında Türkiye’nin üyelik müzakerelerinde yeni bir fasıl açılacaktır. Bu, doğru yönde atılmış küçük bir adımdır.

İngiltere, Türkiye’nin AB üyeliğinin en sadık destekçilerindendir. Bu noktada, İngiltere hükümetlerinin bu kararlı yaklaşımını takdir ettiğimizi bir kez daha vurgulamak isterim.

Türkiye ve İngiltere, Avrupa Birliği’nin dışa dönük olarak genişlemeye devam ettiği müddetçe güçlü olacağı konusunda hemfikirdir. Diğer AB liderleri de  aynı şekilde düşündüklerine dair güçlü bir mesaj vermelidir.

Türkiye’nin üyelik süreci, AB’nin gelecekte hangi yönde yol alacağına ilişkin olarak turnusol kağıdı işlevi görecektir.

Süreçteki tıkanıklığın aşılması, hem Türkiye’de hem de bütün Avrupa’da, AB’ye yönelik ilginin yeniden canlanmasını sağlayacaktır.

Türkiye’nin AB üyelik süreci, kendi içindeki değerinin ötesinde, Arap dünyasında meydana gelen tarihî dönüşümün ışığında daha da önem kazanmıştır.

AB ve Türkiye, komşu bölgelerindeki kalıcı değişimi desteklemek için tarihî bir fırsatla karşı karşıyadır.

Hanımefendiler ve Beyefendiler,

Türkiye-İngiltere arsındaki mevcut ilişkiler, her seviyede parlak bir gelecek vaat etmektedir.

Tatlı Dil Forumu, karşılıklı entelektüel birikimlerin paylaşıldığı önemli bir sivil toplum platformudur. Forum, mevcut işbirliğimizi daha da güçlendirmek için önemli bir role sahiptir.

Bu Forumu, iki ülke arasındaki ortak çıkarlar doğrultusunda desteklemeye ve güçlendirmeye devam etmeliyiz.

Bu noktada, çabalarıyla Forum’un başarısına katkıda bulunan herkese en derin teşekkür ve tebriklerimi iletiyorum.

Şimdi, Majesteleri Kraliçe ve Ekselansları Edinburgh Dükü’ne kadeh kaldırmak istiyorum.

Yazdır Paylaş Yukarı