Alevi - Bektaşi Federasyonları ve Dernekleri Tarafından Verilen İftar'da Yaptıkları Konuşma

24.07.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Önce Hepinize İyi Akşamlar, Afiyet Olsun.

Değerli Misafirler,

Türkiye’nin Dört Bir Yanından Gelen,

Toplumun Değerli Önderleri,

Türkiye’nin Dört Bir Yanından Gelen, Toplumun Değerli Önderleri,

Değerli İnanç Önderleri,

Din Adamları,

Değerli Misafirler,

Bu akşam sizlerle beraber olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hepinize sevgi ve muhabbetler sunuyorum. Bizleri bugün burada bir araya getiren İbrahim Polat Bey ve Zeynel Abidin Bey’e de teşekkür ediyorum. Geçen sene de aynı şekilde böyle bir toplantı yapılmıştı ve yine bir ramazan günü hep beraber olmuştuk. Gördüğüm kadarıyla artık bu, geleneksel bir toplantı haline geldi ve Alevi-Bektaşi Dernekleri Federasyonları bu buluşmanın en önemli tabii ki siması oldu. Ve Türkiye’nin bütün şehirlerinden çok değerli misafirlerin bu salonda bir araya gelmesine vesile oldu. Onlara da ayrıca çok teşekkür ediyorum.

Biraz önce burada çok güzel konuşmalar oldu. Hepimiz şunun farkındayız ki Ramazan bize bir şey hatırlatıyor. Huzurlu olmayı, birbirimize saygıyı, sevgiyi, birbirimize hürmeti, güzel konuşmayı, herkesin birbirini daha iyi anlamasını teşvik eden bir iklim Ramazan. Dolayısıyla burada yapılan konuşmaların hepsi de bu çerçeve içerisinde oldu bugün. Gerçekten Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Özellikle çevremize baktığımızda, bütün İslam dünyasında olup bitenler, hepimizi derinden üzüyor. İslam dünyasının çok büyük bunalımlar içerisinde olduğu, çok büyük ayrışmalar içerisinde olduğu, sıkıntılı bir dönemden geçtiği, kendi birikimini, enerjisini, kendi içerisinde adeta harcadığı öyle bir dönemden geçerken, Türkiye olarak bizlerin daha büyük bir dayanışma içerisinde, daha büyük bir birlik içerisinde olmamız, hepimizin fark ettiği bir husus. Onun için burada yapılan bütün konuşmalarda, hep altını çizdiğimiz, hep dikkati çektiğimiz konu bu. Ben de doğrusu Cumhurbaşkanınız olarak yaptığım konuşmalarda özellikle bunun altını çiziyorum. Birbirimizi ne kadar çok anlarsak, kendimizi başkasının yerine ne kadar çok koyarsak, ne kadar çok empati yaparsak; o kadar çok bu ülke içerisinde dayanışmayı gerçekleştiririz. Nihayette sözün nereye gittiğini bazen bilmiyoruz. Söz, laf o kadar güçlü ki bununla ilgili çok güzel sözler var. Eğer dayanışmayı, birliği, beraberliği, birbirimize saygı yönünde kullanırsak, o zaman tabii ki ülkemizdeki huzuru da pekiştirmiş oluruz. Bütün bunları yaparken Türkiye gibi büyük bir ülkede nüfusu büyük olan bir ülkede, farklılıkların, çeşitliliklerin olması da gayet tabiidir. Tarihi sosyolojik gerçekler, hepimize farklı farklı özellikler yüklemiştir.  Dolayısıyla bütün bunları iyi anlayabilmemiz ve bütün bunlara saygı göstermemiz, huzurun da birinci şartıdır. Gelişmiş demokrasilerde devletlerin en önemli fonksiyonlarından birisi tabii ki temel hak ve hürriyetleri garanti altına almak. Temel hak ve hürriyet dediğimiz de bunların bir sütunu da inanç ve din özgürlüğüdür. İnanç ve din özgürlüğü olduğunda da yine modern demokrasilerde herhangi bir ayrım yapmadan, herkese eşit, herkese aynı saygınlıkla yaklaşmak mecburiyeti vardır. Dolayısıyla ülkemiz içerisinde de bütün inançlara, bütün farklılıklara, bunlar İslam dairesi içerisinde olduğu gibi, ülkemizde çok az da olsa Müslüman olmayan vatandaşlarımız da var, onlara da aynı şekilde yaklaşmak ve onları da herkesi kucaklamak, hepimizin tabii ki en önemli vazifelerinden birisidir. Ayrıca büyük İslam Caddesi içerisinde farklı farklı mezheplerin, yorumların, anlayışların ve farklı farklı inançların olduğu da bir gerçektir. Bu çerçeve içerisinde baktığımızda, ülkemizdeki Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızın beklentilerini, onların arzularını, gayet dikkate almak da yine devletin görevidir. Biraz önce Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Bey, yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi. Ben de zaman zaman yapılan toplantılar, paneller, konferanslar, bunlarla ilgili bilgiler alıyorum. Gerçekten çok değerli çalışmaların yapıldığını görüyorum. Memleketimizde aslında büyük bir olgunluk var. Bunların bir neticeye ulaştırılması da şüphesiz ki hepimizin arzusudur ve aynı zamanda da görevidir.

Şunu unutmayalım ki bu ülke hepimizindir. Hepimiz de birbirimize eşit vatandaşlarız. Hiç kimsenin birbirine de üstünlüğü yoktur. Dolayısıyla memlekete sahip çıkmanın, ülkeye sahip çıkmanın ve ülkede huzurlu ortamın sağlanmasında da hepimizin eşit sorumluluğu vardır. Daha yapacak çok iş var bu ülkede. Her ne kadar son yıllarda Türkiye hızlı bir kalkınma süreci içerisine girmiş olsa da büyüme süreci içerisinde olsa da Türkiye’yi gelişmiş ülkelerle, Avrupa ülkeleriyle mukayese ettiğimizde hâlâ ne kadar mesafe almamız gerektiğinin herkes farkındadır. Bu açıklığın kapatılabilmesi için de ülkede huzurun, istikrarın olması da şarttır. Bunun için de birbirimize saygı ve sevgi birinci şarttır. Onun için bu buluşmaları çok önemsiyorum.

Aslında Ramazan ayında çok nadir dışarı çıkıyorum. Doğrusu toplu olarak katıldığım, belki de tek iftar bu diyebilirim. Ama önem veriyorum. Türkiye’nin çok önemli bir fotoğrafı, çok önemli bir gerçeği var bu salonun içerisinde. Bunu ne kadar görür ve ne kadar anlarsak ve ne kadar ona göre hareket edersek, o kadar çok hepimiz birbirimizin işini de kolaylaştırırız. Türkiye’nin işini de kolaylaştırırız. Onun için bu toplantıyı tertipleyenleri gerçekten tebrik ediyorum.

Herkesi, çok değerli misafirleri burada görüyorum, toplumun önderlerini görüyorum. Değerli yazarları, gazetecileri, fikir adamlarını hep görüyorum. İş dünyasının çok değerli temsilcilerini, şüphesiz ki başta değerli partilerimizin önemli temsilcileri, hepsi burada. Böyle bir topluluk, böyle bir beraberlik görüldüğünde bütün Türkiye’ye moral verir. Bu resim bile bütün Türkiye’ye moral verir. O bakımdan, birbirimizin kıymetini bilelim ve daha büyük bir dayanışma içerisinde olalım. Ve hepimiz kendi yurdumuzda, kendi memleketimizde mutlu olalım, müreffeh olalım ve Türkiye’yi çok daha güçlü yapalım.

Hepinize bir kez daha, uzaktan gelenlere hoş geldiniz diyorum. Döndüğünüzde, gittiğinizde selamlarımı götürmenizi sizden özellikle rica ediyorum. Dostlarınıza, çevrenize, ailelerinize ve hepinize bir kez daha sevgi ve muhabbetler sunuyorum.

Sağ olun, var olun.

Yazdır Paylaş Yukarı