Hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.
Ayrı ayrı hepinizin elini sıkmak isterdim ama siz de görüyorsunuz, pek mümkün değil. Ama en azından hiç değilse, şehitlerimizin ailelerinin, gazilerimizin elini hepinizin adına bir kez sıkmış oldum. Hepinize tekrar iyi akşamlar diliyorum.
Bugün, neredeyse sabahtan itibaren Artvin’deyim. Benim için Artvin ilk oldu, bunu da itiraf edeyim. Uzun bir siyasi hayatım oldu, maalesef o dönemde gelmek kısmet olmadı. Gelip göremediğim nadir yerlerden birisiydi. Ama bugün, Cumhurbaşkanı olarak, Artvin’e gelmek ve sizlerle beraber olmaktan ve burayı çok daha yakından tanıyıp, bu geceyi de burada sizlerle beraber geçiriyor olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum.
Artvin, bir sınır ilimiz. Gürcistan ile komşuyuz, hatta biraz da Ermenistan ile ufak da olsa komşuluğumuz var. Dolayısıyla Türkiye’yi Karadeniz üzerinden Kafkaslar’a bağlayan, Kafkaslar üzerinden de ta Orta Asya’ya bağlayan bir ilimiz. Bu bakımdan Türkiye için çok önemli. Sarp Sınır Kapısı, sadece Artvin için değil, söylediğim gibi, bütün Türkiye’yi hatta Avrupa’yı ta Orta Asya’ya kadar bağlayan bir kapı.
Bunun ötesinde, tabii ki Artvin deyince akla Artvin’in kendi kültürü geliyor. Her şeyden önce bu güzel doğası, tabiatı, yeşilliği geliyor ve bütün Artvin’in il sınırları içerisindeki o doğal güzellikler geliyor ve bu Türkiye’ye çok büyük bir zenginlik katıyor.
Çoruh Nehri üzerine yapılan birçok barajı da düşündüğümüzde, barajlar şehri Artvin’e hoş geldiniz, diye afişler, pankartlar asmışsınız, gerçekten barajlar şehrindeyiz. Böyle bir ilimizde, bugün önce vilayette sayın vali beyden, sonra sayın belediye başkanından, ilimizle ilgili geniş bilgiler aldım. Yapılanları dinledim, yapılması gerekenleri hep paylaştık, onları tabi ki takip edeceğim Ankara’da. Değerli milletvekilleri, sayın bakan, onlar zaten bütün bunları hep sahipleniyorlar. Ama ben de muhakkak ki bütün bunları Ankara’dan takip ettireceğim. Ayrıca, üniversiteyi ziyaret ettim. Hemen buradan bakınca gözüküyor. Gerçekten kısa süre içerisinde, üniversitede çok büyük bir gelişme olmuş. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda daha da gelişecektir.
Yine bugün sınırımızı bekleyen askerlerimizi, komutanlarımızı ziyaret ettim. Ve Artvin’i doğrusu yakından tanıdım.
Türkiye’de böyle bir yerleşime sahip bir şehir yok bildiğim kadarıyla. Dünyada da gezdiğim yerlerde hiç görmedim. Gerçekten avantajları çok, böyle bir dağın yüzüne tamamen yerleşmiş bir şehir. Ama şüphesiz ki aynı zamanda alt yapıları yapılırken de bir çok zorluklar çıkarması açısından da sıkıntıları var. Ama böyle bir yeşilliğin içerisinde, böyle bir şehirde yaşıyor olmanızdan da hepinizin mutlu olması gerekir gerçekten.
Gördüğüm başka bir şey şu; eskiden Karadeniz’den bir ilden bir ile giderken bazen saatler alırdı. Yapılan çevre yollarıyla, onlarca tünelle, bazıları çok uzun tüneller, mesafelerin çok kısaldığını, hatta buraya gelirken de bir çok tünelin eklendiğini ve mesafelerin ne kadar kısaldığını gördüm. Çok büyük alt yapı yatırımlarının yapıldığını görmekten de memnun oldum.
Şüphesiz ki barajlar dediğimizde, bunlar artık illerin değil, bütün Türkiye’nin büyük yatırımları oluyor. Yolda Borçka Barajı’nı gördüm ve orada bütün vatandaşlarımın gösterdiği sevgiye de çok teşekkür etmek isterim. Onlarla da beraber oldum.
Bugün Deriner Barajı’nı büyük bir gururla gezdim, bütün arkadaşlarımızla hep beraber. Dünyanın sayılı barajlarından birisi, bildiğiniz gibi. Şimdi ona Yusufeli Barajı da ekleniyor ki; bütün bunlar sizin zenginliğinizi bütün Türkiye’ye verdiğinizi göstermekte.
Geldiğim andan itibaren bütün Artvinli vatandaşlarım olağanüstü sevgi ve muhabbet gösterdiler. Bildiğim kadarıyla sizler onların temsilcileri sivil toplum örgütlerinin siyasi partilerimizin temsilcilerisiniz. Sizlerin şahsınızda, hepsine çok çok teşekkür ediyorum. Ve hepsine gerçekten şükranlarımı sunuyorum. Tabii ki hepimiz yaşadığımız yeri severiz. Hepimiz doğduğumuz yer neresiyse, ora gözümüzde ayrı bir şekilde tüter. Burada yaşamasanız bile birçoğunuz, yakınlarınız, belki burada değil başka şehirlerde yaşıyorlar. Ama herkesin doğduğu şehirle bir irtibatı vardır ve buralarla bir ilişkisi vardır. Hele yaylalarıyla, doğal güzelliğiyle, böyle bir şehre, uzaktakiler de eminim ki senenin birkaç haftasını gelip, sizlerle geçiriyorlardır. Memleketimizi tabii ki bilmemiz lazım.
Türkiye’nin her tarafının ayrı güzellikleri vardır. Cumhurbaşkanı olarak bütün vilayetlerimizi neredeyse ziyaret ettim. Daha önceki görevlerim gereği de yine Türkiye’nin birçok yerini çok yakından biliyorum. Memleketimize huzur, istikrar, her şeyin başında gelir.
Ayrıca Türkiye’nin, demokrasiyle idare edilen, hukukun üstünlüğü olan bir ülke olmasının kıymetini hepimizin bilmemiz gerekir. Çoğulculuğu olan, çok partili sistemi olan, seçimlerin şeffafça yapıldığı ama bu süre içerisinde de demokrasinin gereği olarak, bütün diğer katılımcı mekanizmaların hep işlediğini bilmemiz gerekir. Onun için memleketin kıymetini bilip, memleketin ve vatandaşlarımızın noksanlıkları gidermek için enerjimizi harcamamız gerekir.
Yapılacak daha çok şeyler var. Sizin de il olarak beklentileriniz var. Bütün bunları tamamlayabilmek yapabilmek için, hepimiz birbirimize saygı duyacağız, sevgi göstereceğiz. Varsa farklı düşüncelerimiz farklılıklarımız, bunları daha iyi, dikkatli bir şekilde görüp ve bunlara saygı göstermek gerekir. Bunlar hep memleketin zenginliğidir. Hepimiz tek tip düşünüyor olsaydık, hepimiz tek inanç, tek siyasi görüşte olsaydık, o zaman bir memleketin zenginlikleri de ortaya çıkmazdı, bu memleket demokrasiyle yönetiliyor denemezdi. O açıdan zaman zaman gördüğünüz bazı üzücü şeyler olabilir ama bunların hepsi geçici şeylerdir. Bundan hiç tereddüdüm yok. Bu tip sıkıntılar Avrupa ülkelerinde, Amerika’da, oralarda da ekranlarımıza geliyor, seyrediyorsunuz. Bunlar hiç kimsenin moralini bozmasın. Hepimizin, yapacak çok işimiz olduğunu, yürüyecek yolumuz olduğunu bilmemiz gerekir.
Terörle mücadele ederken ne büyük sıkıntılar çekiyorduk, şehitlerimizin aileleri burada, ateş hep düştüğü yeri yakıyor aslında. Acılarını ne kadar paylaşsak da o acılar hiçbir zaman unutulmuyordur. Onun için istikrar, huzur, kardeşlik, hepimizin birbirine olan dayanışması, bu her şeyin başında gelir. Böyle olunca o zaman Türkiye’nin noksanlıklarını gidermek kolay olacaktır. Hele küçük şehirlerde bu çok daha kolay olacaktır. Bakın, herkes birbirinin arkadaşı, dostu, akrabasıdır. Her gün herkes birbirinin yüzüne bakmaktadır. Onun için, küçük şehirlerimizde, özellikle, saygı sevgi her şeyin başında gelir. Çünkü böyle olmazsa, o zaman çok büyük sıkıntılar olur ki bunlar çok büyük yaralar açar. Ben, bu güzel şehrimizde, böyle bir dayanışmanın, huzurun, olduğunu görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Tekrar, bugün sizinle beraber olmaktan duyduğum sevinci ifade edip, hepinize başarılar diliyorum. Burada olmayanlara da ki; siz onların temsilcisisiniz, aileleriniz, komşularınız, arkadaşlarınız, hepsine de bu düşüncelerimi, duygularımı, sevgilerimi iletirseniz, bundan çok memnun olacağım.
Hepinize başarılar diliyorum, hepinize afiyet olsun diyorum.
Sağ olun.