Saygıdeğer Konuklar,
Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün ebediyete intikalinin 74. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen bu Anma Toplantısında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Sözlerimin başında sizleri sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.
Atatürk, gerçekçi bir devlet adamı, büyük bir komutan, eşsiz bir deha ve eylem insanı olarak, sadece milletimizle verdiği varoluş mücadelesiyle değil, şahsiyeti, başardıkları, yüksek idealleri ve insanlık değerlerine bağlılığıyla da tarihte iz bırakmış, daima anılacak ve daima kendisinden bahsedilecek, referans alınacak bir liderdir.
Fikirleri, yaptıkları ve eserlerinin büyüklüğüyle tüm insanlığın takdirini kazanan Atatürk, vefatının ardından geçen uzun yıllara rağmen unutulmamış, daima hayranlıkla ve saygıyla hatırlanmıştır. Bu sadece ülkemiz için değil, bütün dünya için geçerlidir. Bu milletimiz için tabii ki büyük bir kıvanç vesilesidir.
Atatürk, ülkenin içinden geçtiği zor dönemde, gerçek bir liderlik örneği sergileyerek, Türk milletinin mukadderatının belirlenmesinde önemli rol oynamıştır.
Atatürk’ün giriştiği tüm mücadelelerdeki tek dayanağı aziz milletimiz olmuştur. Onun milletimize olan inancı ve güveni, attığı her adımın başarıyla sonuçlanmasını mümkün kılmıştır.
Sizlerin de yakından bildiği gibi, Kurtuluş Savaşı’nın nihai hedefi, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu yeni ve modern bir devlet kurmak olmuştur. Anadolu’da büyük heyecan uyandıran kongrelerin ardından TBMM’nin açılması ve istiklal mücadelesinin zaferle sonuçlanmasıyla birlikte Cumhuriyet’in kurulması, geleceğimizi aydınlattığı gibi, milletimizin özgüvenini de yükseltmiştir.
Bugün Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da cereyan eden halk hareketleri düşünüldüğünde, Türkiye’nin daha başlangıçta attığı adımların, niteliklerinin ve kazanımlarının öneminin daha iyi anlaşılacağı çok açıktır. Şüphesiz ki bunlar Atatürk’ün çok büyük öngörüsü sayesinde olmuştur.
Büyük Atatürk, gerek savaş yıllarında gerek Cumhuriyet’in ilanından sonra, güçlü ve vizyoner bir liderlik sergilemiş, Türkiye’nin modernleşmesi amacıyla ileri görüşlü reformların hayata geçirilmesine öncülük etmiştir. Yaptığı doğru değerlendirmeler ışığında aldığı hayati ve isabetli kararlar, sadece ülkenin kurtuluşunu sağlamamış, gelişme ve kalkınma hamleleriyle birlikte demokrasiye uzanan yolu da açmıştır.
Bugün de kararlılıkla sahiplenilen bu modernleşme çabası ve iradesi, Cumhuriyetimizin itici gücünü oluşturmuştur.
Memnuniyetle ifade etmek isterim ki Türkiye, 89 yıldır devam ettirilen ve son yıllarda daha da ivme kazanan gayretler sayesinde; ekonomik, siyasi, askeri ve beşeri bakımdan dikkatle takip edilen bir ülke konumundadır. Demokrasimizin de aynı paralelde büyük bir olgunluk seviyesine ulaşmış olması da, ayrıca iftihar vesilesidir.
Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin uluslararası sahnedeki itibarını daima yüksek tutmanın en önemli sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Bu, esasen hem milletimize hem bu ülkeyi kuranlara karşı vicdani borcumuzdur.
Önümüzdeki dönemde insani gelişmişlik açısından Türkiye’yi daha yukarılara taşımak, temel önceliğimiz olmalıdır. Özellikle demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, kadın erkek eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi alanlarda yapacağımız yeni hamle ve reformların ülkemizin uluslararası gücünü ve ağırlığını daha da artıracağını hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıyız.
Neticede kurum ve kurallarıyla işleyen, birinci sınıf bir demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün tesisi, tartışma konusu olan pek çok sorunun ortadan kalkmasına da imkan verecektir.
Türkiye, modern, demokratik, müreffeh ve hür bir ülke olarak geleceğin dünyasını şekillendiren bir ülke olacaktır. Atatürk’ü de şüphesiz en çok mutlu edecek nokta bu olacaktır. Ne kadar dünyada itibarı olan, ne kadar çok saygı duyulan bir Türkiye olursa, o kadar çok Atatürk’e karşı görevimizi de yapmış olacağız. Ve Türkiye gücünün ve büyüklüğünün idrakinde bir ülke olarak ilelebet payidar kalacaktır.
Sözlerime son verirken bir kez daha altını çizmek isterim ki: Mustafa Kemal Atatürk milletimizin ortak değeri, Cumhuriyetimiz en önemli kazanımımızdır. Cumhuriyetimizin ilke ve değerleri milletimiz için vazgeçilmezdir. Aziz milletimiz, bu ilke ve değerlerin muhafazası ve bizden sonraki nesillere taşınması konusunda sarsılmaz bir irade ve kararlılığa sahiptir.
Ebediyete intikalinin 74. yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu, milletimizin unutulmaz lideri Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ve şükranla anıyorum.
Değerli konuklar,
Bugün sabahın erken saatlerinde yüreğimizi dağlayan ve hepimizi çok derin üzüntüye sevk eden haber bizlere ulaştı. Şimdi de kamuoyu bundan haberdar oldu.
Her şeyden önce milletin huzuru için, ülkenin bütünlüğü için, halkın güvenliği için en zor şartlar altında bile en kıymetli varlığı olan canını feda ederek bu mücadeleyi yürüten güvenlik güçlerimize, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, bütün güvenlik kuvvetlerimize şükranlarımı bir kez daha sunuyorum.
Bugün sabah saat 07.15'te Siirt'in Bilgili Köyü civarında maalesef subay, astsubay, er; 17 şehidimiz oldu. Başta Genelkurmay Başkanımız, kuvvet komutanlarımız hepsinin şahsında, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne başsağlığı diliyorum, bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Nasıl Kurtuluş Savaşı'nda İstiklal Harbi'nde o zaman bu ülkenin kurtulması için, bağımsızlığı için, özgürlüğü için, sivil asker varıyla yokluğuyla herkes bir bütün olmuş ve çok büyük bir fedakarlıkla bu ülke kurtarılmış ve yeniden kurulmuşsa bugün de aynı ruh aynı inançla ülkenin birliği bütünlüğü ve halkın huzuru için terörle amansız bir mücadele verilmektedir. Bu mücadelede sivil asker bütün milletimiz bir bütündür.
Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim, bölgemizde özellikle de komşularımızda ortaya çıkan siyasi gelişmeler, istikrarsızlıklar, bunları bir fırsat bilip terörden güç alanlar ve terör vasıtasıyla milletimizi devletimizi hizaya getireceklerini zannedenler çok büyük bir yanılgı içindedirler ve çok büyük bir pişmanlık duyacaklardır.
Şunu bir kez daha buradan herkesin bilmesini isterim. Varımızla, yoğumuzla büyük bir kararlılıkla terörle mücadele edilecektir. Karşımıza silahla çıkana daha güçlü bir şekilde cevap verilecektir. Bu irade de hiçbir şekilde sarsılmayacaktır. Bugün Türkiye geldiği konum itibariyle her şeyin tartışılabildiği, her şeyin konuşulabildiği en aykırı fikirlerin bile ifade edildiği bir ülkedir. Böyle bir ülkede silaha başvurmanın, şiddete başvurmanın ve teröre başvurmanın hiçbir meşruiyeti, gerekçesi asla söz konusu değildir. O bakımdan halkımız ve bütün dünya şunu bilmelidir ki teröre karşı mücadelemiz içeride ve dışarıda en tabii hakkımızdır ve bu da karalılıkla devam edecektir.
Bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bugün verdiğimiz şehitler sabahın o erken saatinde en zor hava şartları altında arkadaşlarına yardım etmek için her şeyi göze alıp havalanan bir helikopterimizin düşmesi ile maalesef verilmiştir. Bir kez daha kendilerine rahmet diliyorum. Ailelerine tabii ki bu acı haber ulaşacak. Ailelerin hepsine sabır diliyorum. Bütün milletimize Türk Silahlı Kuvvetlerimize tekrar başsağlığı diliyorum.