Abdullah Gül Üniversitesi Tanıtım Toplantısında Yaptıkları Konuşma

22.06.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler,

Değerli Katılımcılar,

Önce hepinize sevgiler sunuyorum ve teşekkür ediyorum.

Biraz önce burada sunumlarını yapan gerek rektör gerek TÜBİTAK Başkanı, -ki Yücel Bey, TÜBİTAK Başkanı olmadan önce üniversiteyle ilgili vakfın bilim kurulu başkanıyd- gerekse değerli Emre Bey’e de, mimarlara da çok teşekkür ediyorum.

Kısaca birkaç cümle söylemek isterim, fazla uzatmak istemiyorum. Çünkü biraz sonra da dolaşacağız çevreyi. Üniversitelerle ilgili, genel eğitimle ilgili neler konuştuğumu herhalde herkes biliyor. En çok önem verdiğim alan, eğitim alanı. Bu ilköğretim, ortaöğretim, üniversite öğretimi, üniversite sonrası öğretim için de, eğitim için de geçerli. Birçok vesilelerle bu yönde fikirlerimi hep paylaşıyorum. Gerektiğinde talimatlar veriyorum, gerektiğinde toplantılar yapıyorum. Bugün biraz daha farklı bir şekilde benim ismimin verildiği üniversite nasıl iyi bir üniversite olur ve safahatıyla ilgili bir aradayız. Bundan önce de defalarca, Ankara’da, İstanbul’da da ilgililerle hep bir araya geldik.

Bütün arzum şu tabii: Bütün üniversitelerin iyi olması. Çocuklarımız bu üniversitelerde, zamanını boşa geçirmemeli.  Kendilerine, ailelerine, vatana, millete ve bütün insanlığa faydalı olmaları için, üniversiteye girip de mezun olduktan sonra, çok vasıflı halde çıkmaları gerekir. Bunu bütün üniversiteler için düşünürken, tabii ki Kayserililer için, benim de ismimi taşıyan bir üniversite için ister istemez daha ayrı bir bir özenim var, bunu paylaşmak isterim.

Şimdi bu üniversite bir devlet üniversitesi olarak kurulunca, o zaman değerli arkadaşlarıma şunu söyledim: “Mademki böyle üniversiteyi kurdunuz, o zaman böyle iyi üniversite olması için bunu desteklemeniz lazım.” Devlet üniversitesinin sadece kendi imkânlarıyla sınırları bellidir. Sağ olsunlar, başta Mustafa Bey, değerli kardeşim olmak üzere, hemen işareti aldılar ve Kayseri’nin değerli iş adamlarımızla hep bir araya geldiler, hemen bir vakıf kurdular. Bu üniversiteyi, Abdullah Gül Üniversitesini Destekleme Vakfını kurdular. Ve herkes de çok cömert davrandı, herkese ayrı ayrı çok çok teşekkür etmek istiyorum. Bir araya geldik ama, burada bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Hedefledikleri miktara ulaştılar. Bir taraftan devlet imkânlarıyla olan bir üniversite, bütün devlet imkânlarını değerlendiren, kullandıran ama, bir taraftan da vakıf imkanları olan bir üniversite. Niçin bunun ikisi birleşecek? Şundan dolayı birleşecek, belki yeni bir üniversite modelinin ortaya çıkması için.

Bugün YÖK başkanımız da burada, TÜBİTAK Başkanı da burada. Onlarla da daha önce defalarca konuştum. Yeni üniversiteler yasası hazırlanıyor aslında. Bununla ilgili YÖK Başkanımız bütün üniversitelerle toplantılar yaptı, herkesin görüşlerini aldı. Dün de söylediğim gibi, üniversite konusu çok tartışmalı bir konudur. Üniversite hocalarıyla, öğrencileriyle ilgili her konu çok tartışılır ve çok zor konulardır. Ne kadar çok herkes işin içine sokulur, ne kadar çok herkesin fikri dinlenir, o kadar çok işler kolaylaşır ve kolay olur. Böyle bir yöntem takip ediyorlar, bundan dolayı kendilerini çok destekliyorum. Yakında da yeni YÖK yasası çıkacak. İşte bütün bunlar çıkarken, yeni üniversiteler yasası olurken, belki bu üniversite bir pilot üniversite modelini de ortaya koyabilir. Şimdiden aslında koyduğunu da görüyorum. Bazı üniversitelerin de, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Vakfı’nın nasıl kurulduğunu, nasıl çalıştığını, sizlerden hep öğreniyorlar.

Şimdi iyi bir üniversite nasıl olur, gayet açıktır. Önce alt yapının sağlam olması gerekir, öğretim üyelerinin sağlam olması gerekir. Ve iyi üniversite öğrencilerinin de tabii ki onu tercih etmesi gerekir. Bütün imkânlar var gördüğüm kadarıyla. Bu üniversitenin çok işbirliği içerisinde olduğu bir bilim kurulu var. Biraz önce Yücel Bey Bilim Kurulu Başkanı olarak size bilgi verdi. Bilim Kurulunda da çok değerli öğretim üyeleri var. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin rektörleri ki -Yücel Bey de rektörken bu kurulun içindeydi- hepsi bir araya gelip, değerlendirip, üniversiteye tavsiyelerini yapıyorlar. Ve üniversite senatosu, rektörü ve üniversite el birliği içerisinde yollarına devam ediyor.

İnanıyorum ki birkaç sene içerisinde böyle bir güzel bir üniversite, Anadolu’nun tam ortasında kendisini ispatlamaya başlayacaktır. Bu üniversitenin İngilizce eğitimi yapıyor olması da sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya, herkese açık olacaktır. Lisanı çok güzel bir şekilde öğretmek, aynı zamanda Türkçe’nin de gelişmesine çok büyük katkısı olur.

Böyle bir üniversiteye iyi hocaların gelebilmesi için her türlü imkânı hazırlamak gerekir. Bunun da hazır olduğunu gayet açık görüyorum. Çünkü Kayseri kendi başına cazip olan bir yer. Günde yirminin üzerinde İstanbul’dan Kayseri’ye uçak geliyorsa, her yerden bağlantısı varsa, sağlık hizmetleri bu şehirde varsa, diğer üniversitelerle bir akademik atmosfer burada oluştuysa -ki şu anda 4 tane üniversite var, biri çok köklü bir üniversite- böyle bir üniversiteye içeriden ve dışarıdan en iyi hocaların gelmesi gayet kolaydır.

Ayrıca bu vakıf öğretim üyelerini de hep destekleyici bir vakıftır. Benim doğrusu bu vakfın kurulmasını arzu ederken, ilk isteğim öğretim üyelerinin desteklenmesi idi. Çünkü öğretim üyeleri ne kadar çok desteklenirse, tabii ki üniversite o kadar çok cazip olur.

Bu üniversitenin iyi bir şekilde başlangıcı önemli. Onun için Sümer Kampusu, burası Türkiye’nin sanayileşmesinin sembollerinden birisi. Kayseri Tekstilin merkezi ve birçok sanayi geleneği buralardan hep tezahür etti. Bu kampus böyle korunabildi. Bunun devamlı korunabilmesi, yaşanabilmesi için artık yeni misyonlara ihtiyacı var. Eskiden fabrikaydı, bugün eğitim merkezi, kültür merkezi. Yarın bütün bunlar olabilir. Emre Bey anlattı, dünyanın birçok yerinde bunun örnekleri var. Ben de doğrusu birçoğunu gezdim, gördüm, çok beğendim gerçekten.

Burayı da bu şekilde tekrar eğitime, kültüre, sanata kazandıracağız. Burası sadece bir üniversite olmayacak, burası aynı zamanda Kayseri’ye kazandırılmış, Orta Anadolu’ya kazandırılmış olacak. Yapılan işler çok kaliteli, yüksek seviyede büyük bir vizyonla yapıldığında, bütün Orta Anadolu’nun her alanda işleri için referans olacak. Mimaride olacaktır, eğitimde olacaktır, inşaatta olacaktır, dolayısıyla bu sadece bir üniversite yapıyor gibi görmemek gerekir bunu. Burayı yaparken Türkiye’nin en iyi mimarları, işte gördüğünüz gibi sunum yaptılar. Bilgi Üniversitesi’ni görmüş olanlar, eskiden nasıl bir gaz santrali olduğunu bileceklerdir. Ve bugün kültür sanat merkezi olarak, İstanbul gibi büyük bir şehre bile ne büyük değer katıyor.

Dolayısıyla burası oradan çok daha büyük bir yer. Burayı eğer sunumlarda olduğu gibi yaptığımızda ki yapacağız, bu kararı aldık, bunu herkesin bilmesini isterim. Gerek Yücel Bey’in burada sunduğu, gerek Sayın Rektörün, gerekse Emre Bey’in burada sunduğu, böyle olmalı dediği şeylerin hepsininhep kararları alınmıştır ve bunların hepsi yapılacaktır. Bunu söylemek isterim. Bu, sadece Kayseri için değil, bütün orta Anadolu ve bütün Türkiye için bir kazanım olacaktır.

Kayseri ulaşımın kolay olduğu, hastanelerin çok olduğu, eğitim ocaklarının çok olduğu, Erciyes gibi çok büyük bir cazibe merkezinin olduğu, büyük bir spor, büyük bir kayak merkezinin, dağ merkezinin olduğu, yarım saat içerisinde, dünyada herkes tarafından bilinen Göreme’ye gidildiği, tarih dolu kültür dolu olduğu bir şehir. Gerçekten buralar çok önemli topraklar. Şimdi bizim buraları vasat durumdan alıp her bakımdan yüksek seviyeye çıkartmamız lazım. Her alanda yüksek bir seviyeye çıkartmamız lazım ki, bu diğer işlere de etki etsin. Bütün şehirlerimize örnek olsun, bütün üniversitelerimize örnek olsun.

Bu üniversitenin iyi bir üniversite olması için gayreti olan herkese, bütün yetkililere, başta şüphesiz ki bu yasayı çıkaran TBMM ve hükümetimiz başta olmak üzere, şu anki bütün görevlilere; bu üniversiteye dediğim gibi gönüllü bir şekilde destek veren değerli hemşerilerime, vakfın doğrusu oluşmasında ve herkese bu heyecanı veren Mustafa Bey’e, onunla beraber Candan Bey’e, herkese çok çok teşekkür ediyorum. Herkesin ismini tek tek saymak istemiyorum, zaten biliniyor. Arif Beyler, onlar da biliyorum ki çok büyük ilgi gösteriyorlar. Sizler çok iyi biliyorsunuz zaten, bu işe ne kadar çok katkı veren değerli Kayserililere, Kayserili olmayan ama, yine eğitime çok önem veren Türkiye’nin başka seçkin isimleri de var, onlara da hepsine çok teşekkür ediyorum.

Önce burada başlayacak, önümüzdeki sene burası muhakkak öğrenci alacak. Bu sene öğrenci alabilirdi ama, iyi bir başlangıç olması için heyet öğrencinin alınmaması gerektiğini söyledi, doğru yaptılar, ben de katıldım. Ama gelecek sene muhakkak öğrenci alınacak. Ve bu kampuste, Emre Bey’in söylediği şeylerin asgarisi muhakkak ki yetiştirilecek.

Bir taraftan burası Kayseri için eğitim, kültür, sanat, çok daha geniş bir şekilde büyük bir merkez olurken, diğer taraftan da Mimar Sinan Kampusu de yine gayet titiz bir şekilde yapılmaya devam edilecek. Bildiğiniz gibi, oranın da mimarisi yapıldı. Orada yine seçkin bir mimar arkadaşımız tarafından yapıldı. Dünyanın güzel üniversitelerini gittiler, gördüler, tanıdılar. Geçen ay benimle beraber Stanford’dalardı. Üniversiteyle de iyi bir irtibat kuruldu. Yakında onlar da buraya gelecekler.

Dolayısıyla bütün amacımız şu: Güzel bir standart koymak, yüksek bir standart koymak ve herkesi oraya taşımak. Her gittiğim ilde şunu söylerim: Üniversiteler her ile lokomotiflik yapacak. İlin seviyesine inip de, “Tamam ben ille bütünleştim” demeyecek. Tam tersine ili alacak, şehri alacak, kendi seviyesine çıkartacak ve o şekilde bütünleşecek şehirlerle. Şehirlerin kültür hayatına, şehirlerin sanat hayatına, şehirlerin teknolojisine, her şeye çok büyük katkısı olacak. Bu olmazsa lisenin bir üst sınıfı gibi olur üniversiteler. Asla böyle olmaması lazım. Üniversitelerin taşralaşmaması lazım.

Onun için yabancı öğrencilerin, yabancı öğretim üyelerinin buraya gelmesi gerekir. Yine vakıftan bir ricam buydu, üniversiteden de ricam buydu. Buraya yine çok iyi bir ilkokulu, ortaokulu yapmak lazım. Bu ilk ve ortaokul, yine yabancı hocalar için, buraya gelecek yurtdışındaki akademisyenler için. Genç ailelerdir, onların çoğunun çocukları vardır. Okul yüzünden gidip gelemeyebilirler. Okulları yarıda kalır, İngilizce okullara gidiyorlardır, dolayısıyla yine böyle İngilizce eğitim veren bir okulun muhakkak kurulmasını istemiştim. Eminim ki onunla ilgili de çalışmalar yapılıyordur. O zaman göreceksiniz bu güzel şehrimiz daha da güzelleşecek.

Tekrar büyük bir sevinç duyuyorum. Dün Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nin birçok binalarının açılışını yaptık ve bazı binaların temelini attık. 2009 yılında gittiğimde, hiçbir şey yoktu. Şimdi ikinci yılına geçti o üniversite. Melikşah Üniversitesi üçüncü yılında dördüncü yılına giriyor. Erciyes Üniversitesi zaten kırk yıllık bir üniversite. Şimdi inanıyorum ki bu yeni üniversitemiz de Kayseri’ye, Türkiye’ye çok güzel şeyler kazandıracaktır. Bir kez daha emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Sağolun, varolun.

 

Yazdır Paylaş Yukarı