“81 İlden 81 Yıldız Projesi” 4. Yıl Etkinliğinde Yaptıkları Konuşma

02.06.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sevgili Gençler,

Değerli Misafirler,

Sizler gibi böyle çok başarılı çocuklarımıza hitap etmek, konuşmak, benim için muhakkak ki ayrı bir zevktir.

Bu güzel havada yapılan toplantı, hepimiz için bir değişiklik oluyor. Hep Çankaya’da yapıyordunuz bu toplantıları, ben de hep takip ediyordum. Ben işin tam içinde değilim. İşin içinde olan Hayrünnisa Hanım ama, ben de tabii ki geriden neler yapıldığını görüyorum, ediyorum. Ve hep destekliyorum, çok da mutlu oluyorum. Çünkü biraz önce burada da tek tek hepinizin resmi geldiğinde, gençlerimizin hangi spor dalında ne kadar başarılı olduklarını, altında spor dalı yazmayanların da okullarında ne kadar başarılı olduklarını, bilim dalında ne kadar başarılı olduklarını öğrendim. “Niçin o yazmıyor?” diye sorduğumda, onu bu şekilde izah ettiler. Dolayısıyla sizler gerçekten bizim çok değerli çocuklarımızsınız.

Türkiye’nin hep geleceğinden bahsederiz. Gelecekten bahsederken de geleceği de yeni nesillere emanet edeceğimizi, sizlere emanet edeceğimizi söyleriz. Sizler ne kadar iyi yetişirseniz, sizler ne kadar çok başarılı olursanız, biz millet olarak o kadar gururlu oluruz. Şunu bilin ki: Sizin her madalyanız, Türk milletini derinden hep sevince boğar, hepimizi çok gururlandırır. O bakımdan buradaki çok genç sporcuların ileride çok daha büyük dereceler alacaklarını, dünya şampiyonlukları, olimpiyat, Avrupa şampiyonlukları elde edeceklerine hep inanıyorum. Ve istiklal Marşımızı, Bayrağımızı, siz göklerde hep dalgalandıracaksınız.

Diğer bir söyleyeceğim şey de şu: Değerli çocuklarımız, gençlerimiz burada gerçekten bize harika gösterilerde bulundular. Onlarla da çok gurur duydum. İnanılmaz şeyler. Yani uzaktan bakıp bir demiri bükebilmek veyahut da en güçlü bilgisayarların çözebileceği bu küpü, neredeyse bakmadan çözebilmek, bu kadar topları birbirine vurmadan, düşürmeden atabilmek, bunlar da çok olağanüstü yetenekler. Daha kim bilir aranızda ne yetenekler vardır. Buraya gelmeyen daha ne yetenekler vardır. Bütün bunları ortaya çıkartmamız lazım. Bütün bunları sadece Türkiye içerisinde değil, dünya çapında da hep ortaya çıkartmamız lazım ki, herkes bunlarla övünsün, gururlansın ve örnek olsun.

Bu vesileyle, hâlâ hatırası taze olduğu için size son söyleyeceğim şey şu: Biraz önce Hayrünnisa Hanım bahsetti, spor, kültür, sanat, bilim teknoloji, bunlar çok önemli alanlar. Hepsinde de başarılı olmak gerekir. Ama teknoloji çok ayrı bir şey. Onun için sizin aslında bu yaşlarda kendinizi o alana sevk etmeniz lazım.

Bakın geçen hafta Silikon Vadisi denen bölgeyi ziyaret ettik. İşte cebinizdeki telefonları yapan firmalar, Iphone’lar, Ipad’ler veyahut da işte Google, Microsoft’lar veya Facebook’ların merkezlerini ziyaret ettik. Gittiğimizde bunların sahipleri ve başındakilerle, yani yöneticileriyle bir araya geldik. Sonra resim çektirdik. İnanın ki, şu ön sıradakiler değil, ön sıradakiler biraz daha yaşları ilerlemiş vaziyette, orta yaşa yaklaşmış. Ama arka sırada yani siz çocuklar diyeceğim, sizlerin arasından şimdi buraya 5 kişi getireyim, 10 kişi getireyim aynı size benzeyen insanlardı bunlar.

Yani hayatımızı değiştiren, büyük buluşları yapanlar, büyük teknolojileri keşfedenler, 50-60-70 yaşında profesörler değil, daha üniversitede okurken bu işleri başarmışlar. Sizlerin de bir kısmınız üniversitede okuyorsunuz veya gelecek sene üniversiteye gideceksiniz. Bu işlerle uğraşıp, bu buluşları yapanlar, üniversitede okurken, kimi garajda, kimi evlerinin bahçesinde, kimi işte dükkanların tezgahlarının arkasında kendilerini bilime veren ve bu işlere kafa yoran, zaman harcayan insanlar. Daha sonra onları şirket haline getirip, şirketlerinin başına da bir tane büyük bir abiyi getirip, oraya müdür yapmışlar. Ve o şirketler dünyanın en büyük şirketleri oldu. Resimleri gördüğünüzde gazetede, yanımdaki o genç genç çocukların kıyafetleri de, işte sokaktaki herhangi bir kişinin kıyafeti. Kravatsız, ütüsüz, ceketsiz, tişörtle, pantolonla, kotla, yanımda duran insanlar, -makyajsız, kızlar öyle- dünyanın en büyük firmalarının ya sahipleri veya yöneticileri.

Muhakkak bu heyecanı Türk gençliğinin de yaşaması lazım ki, aynı başarılar bizden de çıksın. Şunu unutmayın: Gençliğin heyecanını biz hangi istikamete yönlendirirsek, o yönde başarılar çıkar. Eğer günlük boş şeylerle geçirirsek, dedikodularla, günlük olaylarla, günlük basit eğlencelerle eğer günler, zamanlar geçerse, enerji oraya gider. Enerjiyi spora sevk edersek, sporda sizler gibi çok başarılılar çıkar. Enerjiyi, gençliğin enerjisini ve heyecanını, eğer kültür-sanat hayatına sevk edersek, onların içerisinden çok güzel şairler, romancılar, sanatkarlar çıkar. Eğer gençlerin heyecanını, enerjisini, bilim, teknoloji alanına sevk edersek, onların arasından da muhakkak ki, çok olağanüstü mühendisler çıkar, olağanüstü girişimciler çıkar ve neticede bunların hepsi de Türkiye için çok büyük başarı olur.

O bakımdan sizler hangi yaşta olursanız olun -küçük yaşta da büyük yaşta da- zamanınızı hiç boşa geçirmeyin. Zamanı boşa geçirmek kadar yazık olan bir şey yoktur. Zamanı kim daha iyi değerlendirirse o kadar da sonu iyi olur. Sadece kendisi için, ailesi için değil, ülkesi için, milleti için de en büyük katkıyı yapmış olur.

Bizler hepimiz işte size bu güzel ortamları hazırlayalım diye çıktık. Bir sürpriz yapıldı, davet edildim. Böyle hiç düşünmedim ama, şu anda aklıma gelenleri sizlerle paylaşmış oldum.

Hepinizi tebrik ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Sağolun.

Yazdır Paylaş Yukarı