Kadirli Doğanım Devlet Başkanı Sayın Berdimuhamedov,
Değerli Bakanlar,
Kıymetli Misafirler,
Değerli Basın Mensupları,
Hepinize sevgi ve muhabbetlerimi sunarak sözlerime başlamak istiyorum. Bugün değerli kardeşim Sayın Devlet Başkanı Berdimuhamedov ile birlikte, Türk-Türkmen iş adamlarıyla beraber olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.. Her şeyden önce bunu ifade etmek isterim.
Sizin de yakinen bildiğiniz gibi, Türkmenistan 20 yıl önce bağımsızlığına kavuştu ve bagımsızlığa kavuşmasının 20. Yıldönümü dündü, 29 Şubattı. O gün ilk tanıyan ülke Türk Cumhuriyeti’ydi. İşte 20 sene sonra, aynı tarihde değerli dostum Kadirli Doğanım, Türkiye Cumhuriyeti’ne resmi bir ziyaret yaptı ve bunu beraber kutladık. Kendisi Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı seçildikten sonra, ilk ziyaretini de Türkiye’ye yaptı. Bu, muhakkak ki ,çok kadirşinas bir düşüncedir. Bu çok ince bir düşüncedir. Bundan biz de büyük bir şeref aldık. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum ve tebrik ediyorum.
Dün Ankara’da yaptığımız resmi görüşmelerimiz çerçevesi içerisinde, bizim bir milletin, tek milletin, farklı farklı iki devleti olduğumuzu bir kez daha tekrar ettik, teyit ettik, dünya âlem de duysun, istedik. Kadirli Doğanım ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı o güzel, veciz konuşmasında bütün bu duyguları, en güzel şekilde, Türk Parlamentosu’nda da ifade ettiler. İnanıyorum ki, bütün Türk dünyasına mesaj olduğu gibi, bütün dünyaya ve insanlığa da güzel mesajları oldu.
Değerli Misafirler,
Bugün bu salonda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en seçkin iş adamlarını görüyorum. Ama bu seçkin iş adamlarının önemli bir kısmının Türkmenistan’da çok uzun süre faaliyet gösterdiğini, hatta ana yurdumuz, burası mı orası mı doğrusu bunu bile ayırt etmenin zor olduğunu biliyorum. Çünkü Türkmenistan’a geldiğimde, çoğunuzu oralarda tanıdım, gördüm. Ve uzun yıllar oralarda olduğunuzu, ta ilk bağımsızlık gününden bu yana hiç kimse Türkmenistan’da değilken, sizin kardeşlerinizi kucaklamak için koştuğunuzu ve oralarda kaldığınızı biliyorum. Bunu sadece ben değil, bunu değerli Kadirli Doğanım’ın da çok iyi bildiğini biliyorum.
Dün, aranızdaki çok değerli iş adamları, Ankara’da akşam verdiğim ziyafete de katıldı. Tek tek hepinizi biz tokalaşırken, gördüm ki sizleri benden daha çok tanıyan Kadirli Doğanım. Ben, sizlerin çoğunuzu ismen tanıyorum, bir kez görmüşümdür. Ama neredeyse, hepinizin tek tek hatırınızı sordu, tek tek hepinize “Ne yapıyorsun?” dedi. İsminizle hitap etti. Doğrusu hepinizi yakından bildiğini, tanıdığını tahmin ediyordum ama, bu kadar olduğunu da bilmiyordum, onu da itiraf edeyim. Hatta aranızdan bazılarınızın dün akşam ki yemek için Amerika’dan, Japonya’dan geldiklerini duydum ve ben de çok gerçekten bir Türk Cumhurbaşkanı olarak ziyadesiyle bundan gurur duydum, onur duydum. Gerçekten “Amerika’dan mı Japonya’dan mı geldiniz?” diye sorduğumda aranızdan arkadaşlar, “Hürmetli Cumhurbaşkanı için dünyanın öbür ucundan da olsa gelirdik” dediler. Dolayısıyla bu karşılıklı sevgi ve muhabbetin, muhakkak ki çok derin anlamı vardır.
Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ilişkilerin özellikle 20 yılından bahsediyorum. Tabii ki aynı ırktanız, aynı dindeniz, aynı kültürdeniz, tarihimiz çok büyük. Dün yine aldığımız bir karar çerçevesinde Alparslan’ın mezarının bulunduğu yerde büyük bir anıt yapacağız inşallah. Nasıl Sultan Sencer için vaktiyle yapıldıysa, -ki o zaman bu işi çok yakın takip edenlerden biri vaktiyle, Kadirli Doğanım değerli kardeşim Berdimuhamedov’du- şimdi aynı şekilde Alparslan için de, -beraber takip ediyoruz- yapılacak ve o zaman da inşallah orada hep beraber büyük merasimler düzenleyeceğiz.
Türkmenistan son 20 yıl içerisinde, bağımsız olduktan sonra çok büyük atılımlar yaptı, gelişmeler sağladı. Her gittiğimde Aşkabat’ın değiştiğini görüyorum. Her gittiğimde, ne kadar modernleştiğini, dünyanın en modern şehirlerinden birisi haline geldiğini görüyorum. Avaza’ya birkaç kez gittim ve oradaki Türkmenbaşı şehrinde Avaza’nın nasıl büyüdüğünü görüyorum. Oranın inşallah bizim Antalya gibi nasıl ileride büyük bir turizm merkezi olacağını taahhüt ediyorum ve yapılanları yakından biliyorum. Bütün bu kalkınma hamlelerinde siz değerli Türk iş adamlarının, özellikle müteahhitlerimizin de çok büyük katkısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Şüphesiz ki sizlere güven duyulduğu için, sizlere fırsat verildiği için, siz de kendinizi ispatlıyorsunuz orada. Bu güveni duyan ve sizlere bu fırsatı veren bütün Türkmen yetkililerine, başta değerli Devlet Başkanı Kardeşim Berdimuhamedov olmak üzere herkese teşekkür ediyorum, şükranlarımı bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Şüphesiz ki bu kadar yoğun ekonomik işbirliği ve bu kadar yoğun ilişkiler söz konusu olunca, bazı problemlerin de olması gayet tabiidir. Gerçekçi ve realist olmamız gerekir. Eğer hiç ilişki olmasa, hiçbir faaliyet olmasa o zaman hiçbir problem de olmaz. Ama çok yoğun işbirliği olunca, bazı problemlerin olması kaçınılmazdır. Ama önemli olan bütün bunların hal yoluna konması için, halisane, samimi ve bu kardeşliğe yakışır bir davranış içinde olunmasıdır. Bunu özellikle Türk iş adamlarımıza da ifade etmek istiyorum. Değerli Cumhurbaşkanı’yla da biz bu konuları konuştuk. Kendisi gayet âlicenap bir şekilde hareket ederek, bunların çözümü için talimatlar vermiştir. Dolayısıyla buna karşılık göstererek, aynı samimiyet içerisinde bunları halletmemiz gerekir. Bunu da burada ifade etmek isterim. Bu konuda bakanımız Zafer Çağlayan’ı görevlendirdik. O da defalarca gitti, her gidişinde de Sayın Cumhurbaşkanı kendisini kabul etti, görüştüler. Değerli bakan arkadaşlar, Türkmen bakan arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, onlar da her türlü yakın ilgiyi gösteriyorlar. Onlara da teşekkür ederim.
Türkmenistan Cenab-ı Allah’ın verdiği tabii zenginliklere sahip olan bir ülke. Tabii ki bunlar en iyi şekilde, Türkmen halkının refahı. kalkınması için de planlar, programlar çerçevesi içerisinde kullanılıyor ve değerlendiriliyor. Türkmenistan’dan ta Hindistan’a, Türkmenistan’dan ta Çin’e boru hatlarının yapıldığını görme,k bizi kardeşleriniz olarak tabii ki mutlu ediyor doğrusu. Türkmenistan bu şekilde dünyanın da çok dikkatine geliyor. İnanıyorum ki günü geldiğinde aynı şekilde, kuzeye, batıya, güneye de bu kollar olacaktır. Enerji konusunda, gaz konusunda Türkmenistan’ın bütün dünya tarafından ne kadar dikkatle takip edildiğini biliyoruz.
Bütün bunların Türkmen halkının refahını arttırması ve Türkmen Devleti’ni güçlendirmesi gerekmektedir. Bütün bu konularda da şüphesiz ki aramızda en güzel işbirliği potansiyelleri hep vardır. Sadece müteahhitlik, sadece inşaatta değil, sanayide de, çünkü Türkmenistan’da istihdamın oluşturulması için, muhakkak ki sanayi kollarının hepsinin gelişmesi gerekir. Arap ülkelerine bakın, geç de olsa öğrendiler. Sadece enerjiye bağımlı kalmıyorlar artık. Onlar da ekonomilerini çeşitlendiriyorlar.
Türkmenistan’da Sayın Berdimuhamedov’un, Cumhurbaşkanı kardeşimin önderliğinde yaptığı planlar çerçevesi içerisinde yeni hamleler yapılıyor, milli kalkınma projeleri, programları hep gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede inanıyoruz ki Türkmenistan, kısa süre içerisinde, ekonominin bütün alanlarında güçlü hale gelecektir. Çünkü gayet çalışkan bir nüfus vardır, genç bir nüfus vardır.
Bu bağlamda yine değerli kardeşimle yaptığımız konuşmalarda, eğitime çok önem verdik. Çünkü her şeyin başı, nitelikli, iyi yetişmiş insanın olması. Nüfus çok büyük olabilir ama, hiçbir şeyden anlamıyorsa, o nüfus yük olur. Ama eğer nüfus iyi yetiştiyse, insanlarınız, gençleriniz iyi eğitim aldıysa, bilimi, teknoloji iyi takip ediyorsa, o zaman onların kendine de, ailesine de, milletine de çok büyük faydası olur.
Bildiğiniz gibi biz de Türkiye’de bunları yapıyoruz. Son 10 yıl içinde hukuki, siyasi, ekonomik, köklü reformlar yaptık. Bütün bunların neticesinde Türkiye bugün çok şükür çok güçlü hale geldi. Birçok Avrupa ülkesi büyük ekonomik krizler içindeyken, Türk ekonomisi, gerek 2008’deki finans krizinden hiç etkilenmedi gerekse geçen sene ve evvelki seneki büyük krizlerden hiç etkilenmedi. Borç yükü açısından bakıldığında Türkiye, Avrupa’nın en düşük borç yükü olan ülkelerinden birisi. Bütçe açığı açısından, Avrupa’nın en düşük bütçe açığı olan ülkelerinden birisi. Bankalarımız, bütün Avrupa’nın en sağlam bankaları. Hiçbir bankamıza bir dolar bile yardım etme ihtiyacını duymadık. Ve Avrupa ile de Gümrük Birliği içindeyiz, biliyorsunuz. Almanya ile Fransa ile İtalya ile İngiltere ile Fransa ile gümrük duvarlarımız yok bizim. Onlar istediğini bize satar, biz de onlara istediğimizi satarız. Türkiye, yaptığımız köklü reformların neticesinde bu hale geldi.
Büyük bir samimiyet ve memnuniyetle ifade etmek isterim ki, değerli kardeşim, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra çok güzel bir konuşma yaptılar. O konuşmalarını çok dikkatli bir şekilde takip ettik. Yani Sayın Cumhurbaşkanı’nın vizyonu da, önümüzdeki yıllarda Türkmenistan’ın ufkunu bu şekilde geliştirmek ve bütün dünyaya dayanıklı bir hale getirmek. O bakımdan bunlar bir plan, program ve takvim çerçevesi içerisinde şüphesiz ki olacaktır. Bu yönde Türkiye bütün kazanımları, tecrübesi, imkânlarıyla sizlerle daima beraber olacaktır.
Şundan gurur duyuyorum: Karşılıklı, saygı, sevgi ve güven içerisinde iki kardeş, nasıl birbiriyle dayanışma içinde olursa, Türkiye ile Türkmenistan da böyle bir dayanışma içerisindedir.
Değerli Kardeşim Berdimuhamedov’un bu beşinci ziyaretidir. Her ziyaret resmi çerçevede olmuyor biliyorsunuz, çeşitli vesilelerle de ziyaretler yapılıyor. Ben de 4 kez Cumhurbaşkanı olarak Türkmenistan’ı ziyaret ettim. Aramızda hiçbir protokol söz konusu değildir. Sıra senin, benim değil. Bazen telefonlaşıyoruz. “Hadi Avaza’da buluşalım” diyor kardeşim. Ben de “Hemen geliyoruz” diyorum, gidiyoruz. Biz de kendisine, “Gel bir Antalya’daki bizim turizm başarımızı gör, aynısını Avaza’da da gerçekleştirelim” dedik, kendisi de kalktı geldi. Orada Türkiye’nin en başarılı turizmcileriyle bir araya geldi. O tecrübeleri hep taşımaya uğraşıyoruz. Bu anlayış içerisindeyiz. Buna bölgedeki yine aynı milletin parçası olan diğer Türk devletleri de zaman zaman katılmakta ve beraber toplantılar yapmaktayız.
Birimizin başarısı, diğerimizin başarısıdır. Eğer birimizde üzüntü olursa, buna hepimiz de üzülürüz. Bu anlayış içerisinde inşallah geleceğimiz çok parlaktır. Türk, Türkmen bir demektir, arada fark yoktur. Bu anlayış içerisinde inşallah istikbalimiz de, geleceğimiz de çok daha parlak olacaktır. İşte bu yolda değerli iş adamlarının, Türk ve Türkmen iş adamlarının muhakkak ki çok büyük katkıları vardır. Bundan dolayı da hepinize tekrar çok çok teşekkür ediyorum. Ve sevgili kardeşimi bir kez daha tebrik ediyorum, kendisine bir kez daha başarılar diliyorum. Sağ olun.Var olun.