Sayın Genelkurmay Başkanı,
Sayın Başbakan Yardımcıları,
Sayın Bakan,
Değerli Komutanlar,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin planlı tatbikatlarından kış 2012 tatbikatını hep birlikte büyük bir kıvançla ve büyük bir onurla takip ettik. Bu başarılı Tatbikatta emeği geçen herkesi, bütün Türk Silahlı Kuvvetleri personelini canı gönülden tebrik ediyorum. Gerçekten çok büyük bir gurur duyduk.
Çetin kış şartları altında, müşterek, fiili ve atışlı olarak icra edilen bu Tatbikat sırasında, bütün kuvvetlerimizin nasıl bir koordinasyon içerisinde olduğunu, nasıl etkin olduğunu, nasıl başarılı olduğunu, eğitimli olduğunu, donanımlı olduğunu görmekten yine çok büyük bir gurur duydum.
Hava Kuvvetlerimizin de katıldığı bu Tatbikat, gerçekten Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en zor şartlarda, en modern imkanları kullanarak, bir muharebede nasıl başarılı olacağını da göstermiştir. Yine bu tatbikatlar yapılırken bize verdiğiniz bütün bilgilerden şunu edindim ki: Bir muharebe sahasında karşılaşılabilecek her türlü olumsuzlukları da devreye sokan senaryoları icra ettiniz. Yani en kötü şartlarda nasıl savaşılır ve nasıl kazanılır, bunu gösterdiniz. Bundan dolayı sizlere gerçekten tekrar çok teşekkür ediyorum.
Mazisi zaferlerle dolu, çok parlak olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bundan sonra da ihtiyaç olduğunda aynı başarıyı göstereceğinden milletimizin hiçbir şüphesi yoktur.
Aslında bütün bu hazırlıklar, bütün bu tatbikatlar, bütün bu harcamalar, barışı temin etmek için yapılmaktadır. Biz, bölgesinde barış isteyen, bölgesinde istikrar ve güvenlik dağıtan jeneratör gibi bir ülkeyiz. Bizim bütün arzumuz, bölgemizde huzurun güvenliğin, istikrarın olması ve bunun üzerinde de işbirliğinin genişlemesidir. Ama atalarımızın söylediği, “Hazır ol cenge, istiyorsan sulh-u salah” sözü, eminim ki herkesin hafızasındadır. Dolayısıyla bazılarının yanlış yapmasını önlemek istiyorsak, bazılarının gaflete düşmesini önlemek istiyorsak onları caydırmamız gerekir. Onları caydırmanın yolu da gerektiğinde en kötü şartlara, her şeye hazır olmaktır. Hazır olmak da bir günlük iş değildir. Bu istenmeyen en kötü şartlar doğduğunda, ülkemizin, vatanımızın milletimizin, hak ve hukukunu koruyabilmek için uzun bir eğitim gerekmektedir. Bu uzun eğitimde büyük fedakarlıklar da gerekmektedir.
Önce milletimizin büyük fedakarlıkları sayesinde, bugün Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, en modern araçlarla, gereçlerle, silahlarla, bütün imkanlarla donatılmıştır. Ve en modern eğitimler verilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün personelinin disiplini, azmi, kararlılığı ve kahramanlığı, geçmişte test edildiği gibi, bugün de terörle mücadelede aynı şekilde test edilmektedir. Dolayısıyla, Silahlı Kuvvetlerimiz en kötü şartlara hazırlık için, en kötü, en zor şartlarda bu eğitimleri yapmaktadır.
Bugün gördüklerimiz, bizi ziyadesiyle mutlu etmiştir, memnun etmiştir. Bizim barış ve huzur arayışımız ve arzumuz, sadece bölgemizde değil, dünyanın dört bir yanında da geçerlidir. Bunun için uluslararası barışı koruma, barışı yapma, barışı sağlama faaliyetlerine de Türk Silahlı Kuvvetleri, büyük bir özveriyle katılmakta, oralarda da Türk Bayrağını dalgalandırmakta, anımızı şanımızı oralarda korumakta ve bütün dünyanın gıpta ettiği başarıları elde etmektedir. Şüphesiz ki bu da yine milletimize çok büyük bir gurur kaynağı olmaktadır.
Bu vesileyle tabii ki 98 yıl önce yine bu bölgede cereyan eden Sarıkamış Harekatını ve orada verdiğiniz şehitleri hatırlamamak mümkün değildir. Bizler hepimiz tarihimize önem veririz. Tarihimizi de okuruz. Tarihimizin en zor dönemlerinden birisi olmuştur. O zamanki komutanlardan Yusuf Ziya Yergök Paşa’nın hatıralarını okuyan bir kişiyim. Neler çekildiğini ve hangi zorluklar altında savaşıldığını, o hatıralardan okudum ve gerçekten çok çok etkilendim. Oradaki acıları insan okuyunca, bu kelimeler tabii ki hafif kaçar. Ama bugün, en zor şartlar altında, bu soğukta ve bir buçuk metre karda, Türk askerinin donanımını, teçhizatını, azmini ve bu harekat kabiliyetini görünce, tarihten de ders aldığımızı ve gerektiğinde acıları da unutmadığımızı bir kez daha görüyorum.
Bu vesileyle bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, minnetle anıyorum. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim ki: Bugün ortaya çıkan uluslararası şartlar, bölgesel şartlar, askeri-politik yeni stratejilerin ortaya çıkmasını da gerekli kılmaktadır. Buna karşı da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendisini adapte etmesi, kendisini yenilemesi, kendisini modernleştirmesi de kaçınılmazdır. Ve büyük bir azimle bu da gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bunu gerçekleştiren, planlayan bütün komutanlarımızı da tebrik etmek istiyorum. Tekrar sabahtan itibaren hep beraber gurur duyduğumuz bu tatbikatta görev alan bütün personelimizi canı gönülden tekrar tebrik ediyorum. Takdirlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Hepiniz sağolun, varolun.