Sayın Bakan,
Değerli Kaymakamlar,
İçişleri Bakanlığımızın Çok Değerli Yöneticileri,
Önce hepinize hoş geldiniz, diyorum.
Genç kaymakamlarımızı burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Biraz önce Sayın Bakanın verdiği bilgiler çerçevesinde, şunları öğrendim ki: Sizler kuralarınızı çektiniz ve görev yerlerinize gidiyorsunuz. Ama kura çekip kaymakam olarak görev yerine gitmek kolay değil tabii. Çok çetin sınavlardan geçtiniz, çok çetin eğitimlerden geçtiniz ve neticede, mülki idare amirleri diye bildiğimiz kamu yönetiminin en değerli yöneticileri olarak resmen ve fiilen görevlerinize başlıyorsunuz. Hepinizi tekrar tebrik ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum.
Türkiye, kamu yönetimine çok önem veriyor. Ve kamu yönetiminin temel direği, temel kaynağı da kaymakamlıktır. En önemli görevler, en üst bürokratlar baktığınızda, sizin gibi bir gün kamu yönetimine başlayan ve daha sonra tırmanarak başarılarıyla en üst mevkilere gelenlerdir. Dolayısıyla sizler de muhakkak ki bu yolu takip edeceksiniz, devlete, millete en değerli hizmetleri yapacaksınız. Şimdi bunun bilincinde olunduğu için sizi en iyi şekilde yetiştirmekten, sizi en iyi şekilde donatmaktan devlet hiç kaçınmamıştır. Onun içindir ki sizler Türkiye’de aldığınız en iyi eğitimi aldıktan ve daha sonra seçilerek, sınavları kazanarak bu mesleğe girdikten sonra, “Vizyonunuz gelişsin, dünyada ne oluyor ne bitiyor, bunu görün, başka milletleri görün, başka ülkelerin yönetim tarzlarını tanıyın, bilin” diye hepiniz yurtdışına gönderiliyorsunuz. Ve oralarda en güzel üniversitelerde tahsil yapıyorsunuz. Memnuniyetle öğrendimki, aranızdan birçoğunuz master dereceleri yapmış. Hatta biliyorum bazıları -gittiğimde görüyorum onları- uzaktan doktora derecelerini de almak için, çalışmalarına devam ediyorlar. Bütün bu görgü, bilgiiyle birlikte, donanımlı şekilde şimdi görev yapacağınız ilçelere gidiyorsunuz.
Şunu tabii ki hepiniz iyi bilirsiniz: İlçelerde genel idarenin başı, kaymakamlardır, yani siz olacaksınız. Güvenlik, sağlık, eğitim, her şey sizin sorumluluğunuzda olacak. Gittiğiniz yerin gerçek lideri siz olacaksınız. Gittiğiniz yerde, devleti, hükümeti, beni, Cumhurbaşkanı’nı siz temsil edeceksiniz. Dolayısıyla devletin kapısı sizsiniz. Bu bilinçte gidiyorsunuz ve çok eminim ki heyecanlı olacaksınız. Heyecanınız şu: Orada ilk göreve başladığınızda, bütün millete, bütün vatandaşlarımıza, devletin büyüklüğünü, gücünü ve şefkatini göstereceksiniz. Nihayetinde devletin ilk kapısı da kaymakamlıklardır. Bizim en son birimimiz ilçeler. Artık nahiyeler olmadığına göre ilçeler. Vatandaşın ilk göreceği devlet kapısı sizsiniz. Onun için bu bilinç içerisinde, herkesi kucaklayarak, herkesi gayet dikkatli bir şekilde dinleyerek, herkesi sahiplenerek ve gittiğiniz ilçelerin sorunlarını da yerinde görüp, onları çözme azmi içerisinde olacaksınız.
Demin söylediğim gibi, siz oranın liderisiniz. Oranın ekonomik hayatının gelişmesiyle de, sosyal hayatının gelişmesiyle de; eğitimde noksanlıklar varsa, bunların iyileşmesiyle de; çevrenin kollanması, gözetlenmesi, düzeltilmesiyle de; ziraatın, tarımın geliştirilmesiyle de; bütün bunlarla siz ilgileneceksiniz. Ve bütün bunlara önderlik yapacaksınız. Bunun sizin yaşınızda çok zevkli ve çok heyecanlı bir iş olduğuna da inanıyorum.
Eminim ki büyükleriniz, valiler, sizler gibi aynı heyecanla başlamıştır. Bu heyecanı aynı şekilde ileride göremeyebilirsiniz. Gayet taze, dinamik bir şekilde gidiyorsunuz. Ne kadar zor yere gidiyorsanız, sizi o kadar da memnun etmesi lazım. Çünkü ileride karşılaşamayabilirsiniz bunlarla. Ama zorlukları aşabilirseniz, oradaki zor meseleleri halledebilirseniz, bu da size vatana millete yaptığınız hizmetten dolayı hem çok büyük bir tatmin verirhem de muhakkak ki kariyerinizde çok önemli bir adım olur.
Değerli Kaymakamlar,
Bugün artık memleketin en ücra köşesine de gitseniz, iletişim var. Eskiden böyle değildi. Yine sizin büyükleriniz bir giderlerdi ondan sonra kopardı. Sadece Ankara ile değil, valisiyle de kopardı. Öyle değil mi, işte aranızda. Haftalar geçerdi, belki aylar geçerdi, vali ile bile irtibatları zor olurdu. Şimdi öyle değil. Şimdi ancak işte böyle olağanüstü kar yağacak, belki bir-iki gün yollar kapanacak ama, iletişim yine var. İletişimin bu kadar ileri olduğu, en ücra köşede bile ne olup bittiği buradan takip edildiği gibi, ilden takip edilebildiği gibi, siz de buraları takip edebiliyorsunuz. Onun için hiçbir mazeret yok artık.
İhtiyacınız neyse onu hemen iletin. Çok şükür, devletimizin, milletimizin, memleketimizin imkânları artık eskisi ile mukayese edilecek gibi değil. Her şey size bağlı. İnisiyatif alın, çok dinamik olun. Çok çalışkan olun, asla idare-i maslahatçı olmayın. Yoksa hiçbir şey değişmez. “Kamu yönetiminde her şey rölantide gitsin” derseniz, hiçbir değişiklik olmaz. Ama gittiğiniz yerde bir heyecan oluşturabilirseniz, “Gittiğiniz yerdeki zorlukları aşacağım” diye hedef koyarsanız, bunların hepsini başarabilirsiniz.
Ve sizler hep de takip ediliyorsunuz, gözleniyorsunuz. Yaptığınız güzel hareketler takdir ediliyor. Yani yaptığınız şeyi sadece halk, sadece millet değil, sizin yöneticileriniz de takip ediyorlar, başarılarınızı bunu biliyorlar. Onun için çok çalışın. Her türlü imkân var. Ne ihtiyacınız varsa, bunu da talep edin. Ama yeter ki bir atalet olmasın. Ataletin olduğu yerde hiçbir değişiklik olmaz. Değişikliğin olmadığı yerde de hiçbir başarı ortaya çıkmaz. Halbuki bizim hâlâ birçok ilimizin, hele hele illerimiz neyse ama, ilçelerimizin çok büyük değişime ihtiyacı var. Bazen illere gideriz, bakarsanız insanın gözü kamaşır gerçekten. Anadolu’da çok güzel illerimiz var. Ama göz kamaştıran illerimizin ilçelerine gidersiniz, insan hayrete düşer. Onun için ilçelerde yapılacak çok şey var; imar, sağlık, eğitim, her bakımdan. Bu KÖYDES projeleriyle, birçok temel noksanlıklar giderildi. Ama hâlâ yapılacak çok şey var.
Son olarak size birkaç hususu söyleyeceğim. Eğitim çok önemli. Eğitimde fırsat eşitliğini oluşturmak çok önemli. Tabii ki kâğıt üzerinde fırsat eşitliği var. Ama pratikte bazı zorluklar hâlâ var. İşte o pratikteki zorlukları siz önderlik yaparak aştıracaksınız. Kız-erkek herkesi okumaya ve iyi okumaya zorlayacaksınız. En önem vereceğiniz alan, eğitim alanı. Bunu özellikle söylemek istiyorum.
İkincisi, kendinizle ilgili bir husus var, bu da kendinizi yetiştirme yönünde yine çok gayretli olacaksınız. Gidip de bir sene tahsil yaptığınız, yurtdışındaki üniversitelerle irtibatınızı kesmeyin. Bir senede lisan öğrenilir ama, en güzel noktaya gelmez, bunu hepimiz biliyoruz. Ama bugün siz en uzak ilçede de, televizyonunuzda yabancı kanalları izleyebilirsiniz. İnternetde yabancı gazetelere de girebilirsiniz. Dünyada ne oluyor, ne bitiyor, bunları da görebilirsiniz. Dolayısıyla bir taraftan da kendinizi eğitmeye devam edin. Hâlâ eğitim dönemindesiniz. Bunu unutmayın. Eğitimin sonu yok tabii. Ölene kadar eğitim var. Ama sizler için bu yaştaki eğitim çok daha önemli. Vasıflarınızı ve donanımınızı geliştirin ki, -ileride çok daha büyük görevler devralacaksınız- çok daha büyük sorumluluklar devraldığınızda vatana, millete, ülkemize gerçek anlamda büyük katkınız olsun.
Size emeği geçen herkesi de tebrik ediyorum. Bakanlığınız size çok önem verir, bunu biliyorum. Çünkü her sene sizin gibi kaymakamlığa ilk adımı atanları burada ben de kabul ediyorum ve görüşlerimi, tavsiyelerimi paylaşıyorum. Ve sizlerin nasıl sahiplenildiğinizi biliyorum. Ondan dolayı bütün emeği geçenleri de tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Ve gittiğiniz yerlerde de bütün vatandaşlarımıza, milletimize, sevgimi, selamlarımı iletin. Ve bu aşkla, şevkle görevlerinize başlayın diyorum.
Tekrar başarılar dilerim hepinize.