Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Hanımefendi, Kıymetli Misafirler,
Eşim ve ben 2010 yılındaki Kore Cumhuriyeti’ni ziyaretimizin ardından kısa bir süre sonra Değerli Dostum Cumhurbaşkanı Lee ve Saygıdeğer Refikalarını bu kez Ankara’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.
Ziyaretinizin Türkiye ve Kore arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 55’inci yıldönümü olan 2012 yılında denk gelmesi anlamlı bir tevafuktur.
Türk ve Kore halkları arasındaki ilişkiler asırlar öncesine kadar uzanmaktadır. Türklerin Anadolu topraklarına göç etmeleri öncesinde, Asya'da Korelilerle komşu olan atalarımızdan gelen bu dostluğu, etkileşimi ve ortak paydayı, iki ülke gelenek ve göreneklerinde yakından gözlemlemekteyiz. Tarihi bağlarımızın yüzyıllar öncesine dayandığının en somut kanıtı, Türkçe ve Korece’nin aynı kökenden gelmesidir.
Daha yakın tarihte ise, dostluğumuz Kore Savaşı ile perçinlenmiştir. Bu savaş, cephede kader birliği yapan iki millet arasında coğrafi mesafeyi ortadan kaldıran kalıcı insani bağlar kurmuştur.
Kore Savaşı’ndan dönen Türk askerleri, köy ve kasabalarında bugün dahi “Koreli” lakabıyla anılmakta ve büyük saygı görmektedirler. Bugün aramızda bulunarak bizleri onurlandıran gazilerimiz bunun haklı gururunu taşımaktadır.
Bizlerin görevi, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin bu özel niteliğini ve samimiyetini, aynı canlılıkla ancak yeni bir vizyonla genç nesillere aktarmaktır.
Kore Hükümeti ve halkının, Türk milletinin bu fedakârlığını unutmadığını ve savaşta kaybederek kendilerine emanet ettiğimiz şehitlerimizin hatırasını canlı tuttuğunu bilmek bizleri ziyadesiyle duygulandırmaktadır.
Bugüne kadar “kan kardeşliği” olarak adlandırdığımız ilişkilerimizi, ziyaretiniz vesilesiyle “stratejik ortaklık” düzeyine taşıyarak, işbirliğimizi yeni bir vizyona kavuşturmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Bugün ihdas ettiğimiz stratejik ortaklığın içini doldurmak amacıyla, ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda işbirliğimizi derinleştirip, geliştirmek için azami çaba göstermeliyiz.
Serbest Ticaret Anlaşması’yla altyapısı oluşturulmuş dengeli bir dış ticaret, yüksek hacimli doğrudan yatırımlar, güçlü ortaklıklar, savunma sanayi ve turizm alanında daha fazla işbirliği bu yönde süratle atılması gereken ilk adımlar olmalıdır.
İşte asıl bunu gerçekleştirebildiğimizde, halklarımız arasındaki “kadim dostluk” ve “kan kardeşliği” hakiki manada bir “stratejik ortaklığa” dönüşecektir.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Saygıdeğer Hanımefendi,
Değerli Konuklar,
Türkiye ve Kore Cumhuriyeti, siyasi ve ekonomik bakımdan Asya kıtasının batı ve doğu uçlarında yükselen iki güçtür. Her iki ülke de çağa ayak uydururken, kültürlerini korumuş, kendi kimlik ve değerlerine sahip çıkmıştır.
Her iki ülke de G-20’nin aktif üyeleri olarak, bölgesel ve uluslararası istikrarın sağlanması konusunda üzerlerine düşeni de yapmaktadırlar. Şüphesiz tüm bunlar takdire şayandır.
Sonuç olarak, milletlerimiz arasındaki dostluk ve dayanışmanın yeni bir boyut kazanmış olmasından duyduğum memnuniyeti tekrarlıyor, kadehimi Zat-ı Devletleri ve Muhterem Hanımefendinin şahsi sağlık ve mutluluğu ile Kore halkının huzur ve refahı için kaldırıyorum.