"Değerli Misafirler,
Ben sizin misafirinizim ama, siz de bugün burada misafirsiniz. Aksaray’ı temsil eden bu değerli toplulukla beraber olmaktan bugün gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Önce hepinize sevgilerimi, muhabbetlerimi sunmak istiyorum. Hepinize hayırlı günler diliyorum.
Aksaray’a epeydir gelmek istiyordum, bugüne kısmet oldu. Ama havanın bu kadar soğuk olacağını ve böyle karlı olacağını bilmiyorduk. Duyulduktan sonra ziyaretimizi ertelemeyi hiç düşünmedik. Ama geldiğimden beri gördüğüm bu sıcak hava, sevgi ve muhabbet karşılıklı olarak, zaten soğuğu ısıtmış vaziyette. Bundan dolayı hem sizlere hem de yol boyunca şehir içerisinde, hep sevgi ve muhabbet gösteren bütün vatandaşlarıma, bütün Aksaraylılara gerçekten çok teşekkür ediyorum.
Gerçekten bugün değişik bir şey oldu. Kendilerine hediye verdiğimiz bu çocuklarımız, bunların hepsi başarılı çocuklar. Vali Bey’den bilgi aldım, hepsinin ayrı ayrı özelliği var. Ama burada tek tek hepsiyle birkaç kelime, cümle de olsa konuştum. Bazılarını duydunuz, bazılarını duymadınız. Sevindiğim şey, hepsi kararlı. Ne yapacağını bilen, adeta yol haritasını çizmiş çocuklar. Böyle olunca da başarı kaçınılmaz olur, kesinlikle başarılı olursunuz. Sizlerin başarılarınız da tabii bizim için hep gurur kaynağı olacaktır. Başarılarınızın devamını diliyorum ve size hep destek veren, size daima yardım eden ve sizi daima kucaklayan Aksaraylıları, sizleri, Vali Bey’i, Belediye Başkanı’nı, hepinizi, şehrin değerli eşrafını, değerli hayırseverlerini bir kez daha tebrik etmek istiyorum.
Aksaray’a çok gelip gittim ama, bugün daha yakından tanıyorum. Daha önceki geliş gidişlerimi sizler de biliyorsunuz. Siyasette bulunduğum dönemlerde, süratli geliş ve süratli gidiş olurdu. Bugün, sabahtan beri buradayım. Vali Bey’den il ile ilgili geniş bilgiler aldım, Belediye Başkanı’ndan yine geniş bilgiler aldım. Bazı ziyaretlerde bulunduk. Devam edeceğiz, akşam da inşallah burada kalacağım.
Duyduklarım ve gördüklerimden ziyadesiyle memnunum. Biliyorum çünkü bu şehir, hızlı gelişmeye çok aday olanlardan birisi. Hızlı bir şekilde de gelişiyor. Organize sanayi bölgesinde beş bin kişinin çalışıyor olması başlı başına bir gösterge.
2002 yılında Başbakan olarak geldiğimde, Ankara-Aksaray arasındaki ve o zaman ilk olan duble yolları burada başlatmıştık. Tabii yıllar geçti üzerinden, Türkiye’nin her tarafı birbirine bağlandı. Çok güzel yollar, çok güzel otobanlar, hava alanları, Anadolu şehirleri hep birbirine bağlandı. Ama buranın sembolik bir anlamı vardı, çünkü ilk defa burada başlamıştık. O günden bugüne Aksaray’ı takip ettim. Gerçekten sanayi şehri olmayı artık başarıyor burası.
Başta Mercedes gibi büyük bir dünya markasının burada olması ve bunu sizin de sahiplenmeniz büyük bir avantaj. Ama bunun yanında diğer sanayinin de geliştiğini görüyorum. Diğer yandan şehrin nüfusu ileride daha da artacak ve inanıyorum ki buraya çok düzgün göç de olacak, nüfus daha da büyüyecek, ticaret daha da canlanacak. Ticari hayat canlandıkça, şehir de şüphesiz ki çok canlanacaktır. Ama bunun yanında şehrin düzgün geliştiğini gördüm. Özellikle tarihi dokunun ortaya çıkartılması bu çok önemli bir şey.
Orta Anadolu Selçuklu şehridir ama, Aksaray tamamen Selçukludur. Neredeyse 10-20 kilometrede bir kervansarayları olan ve hepsi birbirinden güzel, bin yıl kadar gerilere giden tarihiyle açık bir müze şeklinde. Ve bu kaybolmak üzereydi. Şimdi çok sevindim, bugün gezdim Ulu Cami’yi, etrafı açılmış. Orası çok farklı bir yerdi, eskiden hatırlıyorum, etrafında çirkin çirkin binalar vardı, bugün ortaya çıkmış. Şimdi bu şehir büyürken, daha düzgün ve daha güzel bir şekilde büyüyecek ve burası çok daha tabii ki yaşanabilir hale gelecektir.
Bütün bunların yanında en önemli konulardan birisi eğitim konusu. Vali Bey’e de söyledim, bir şehrin, bir beldenin çocuklarına yapılacak en iyi hizmet, en iyi yatırım, oranın eğitimine önem vermektir.. Tek tek aldığımızda da hepimiz kendi çocuğumuzun iyi eğitim görmesini isteriz. Her aile kendi çocuğunun iyi bir tahsil görmesini ister. Bu da ancak eğitime verilecek önemle olabilecek bir şeydir. İlkokulda başlayan ve liseye giden eğitim ne kadar iyi ciddi ve sağlam olursa, ondan sonrası da muhakkak çok iyi gelir. O bakımdan buna her türlü desteği vermek gerekir. Bunun yapıldığını gördüm burada. Bundan da çok memnun oldum.
Tabii Aksaray Üniversitesi; henüz gitmedim, gideceğim buradan sonra, orayı yerinde de göreceğim. Üniversite de burada ayrı bir iklim oluşturuyor. Bir şehirde üniversite olabilir ama, o üniversite gelişiyor mu, gelişmiyor mu ona bakmak lazım. O üniversite, bir şehrin ufkunu açar, şehirlere lokomotiflik görevi yapar. Yoksa üniversiteler şehirlere biraz daha ticari hayat getirsin, esnafa biraz daha iş çıkarsın, öğrenci ve öğretim üyeleri çok olsun diye bakmamak gerekir.
Üniversitelerin her bakımdan şehre büyük bir katkısı olsun. Önce tabii ki, eğitim verecek, meslek erbabı yetiştirecek, iyi diplomalar verecek. Ama öbür yandan da şehrin de meselelerine sahip çıkacak, buranın gelişmesine katkısı olacak, buranın kültür hayatına katkısı olacak, buranın eğitim hayatına katkısı olacak, burada daha ayrı bir büyük şehir havası oluşturacak. Üniversitenin bu yolda gelişmesi çok önemli. İnanıyorum ki o da bu yolda olacaktır. Alt yapısının yeteri kadar olduğunu duydum, gidip dediğim gibi göreceğim. Eksikleri varsa bunları da hep beraber takip edeceğiz.
Bütün bunlardan daha önemli başka bir şey var: Bir şehirde huzurun olup olmaması. Huzurun olması demek herkesin aynı düşüncede olması, herkesin aynı fikriyatta olması, herkesin hayat tarzının aynı olması anlamına gelmez, aman yanlış anlaşılmasın. Bir şehirde huzurun olması, farklı farklı düşünceler, farklı farklı siyasi eğilimler, farklı farklı hayat tarzlarına rağmen, herkesin dayanışma içinde, karşılıklı saygı içinde olması, birbirine sevgi göstermesi, bu çok önemli. Aksaray’da bunun da olduğunu görüyorum.
Eğer bir ilde siyasetçiler arasında büyük bir kavga varsa; Vali ile Belediye Başkanı ikisi ayrı havadaysa; şehrin sahipleri dediğim eşrafları, önemli insanları, onlar şehir için bütünleşmemişlerse; şehrin sivil toplum örgütleri, şehrin diğer önemli şahsiyetleri, bunlar arasında eğer bu il ile ilgili bir dayanışma ruhu yoksa; o zaman orada başarı da olmaz, huzur da olmaz. Bazı illerimizde -sayıları az da olsa- maalesef bunu görüyorum. Büyük çekişmeler oluyor, o şehirde bir ilerleme olmuyor maalesef. Ama bazı şehirlerimizde de çok mutlu olacağımız böyle dayanışma, böyle bir beraber çalışma ortamı görüyorum. O zaman da inanın ki çok büyük gurur duyuyorum. Ve bundan da enerji, sinerji dediğimiz, çok pozitif şeyler doğuyor ve çok güzel işler yapılıyor. İşte burayı öyle gördüm, bu memnuniyetimi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tabii ki Aksaray, bu ülkenin birliği, bütünlüğü ve vatan için çok şehitler de veren bir ilimizdir. Bu bakımdan hepinizin adına sadece şehit ailelerimizle selamlaştım, onların tek tek hatırını sordum. Hepinizin tek tek hatırını sormak isterdim ama, baktım ki kargaşa olacak, onun için bunu öyle kabul edin. Onları, sizler adına en büyük fedakarlığı yapmış insanlar olarak görmemiz gerekir. Herkes fedakarlıkta bulunuyor, muhakkak. Ama en büyük fedakarlık canından birini, en sevdiği varlıklarını vatan, millet için feda edenler ki, bunların da daima başımızın tacı olması gerekir. Daima, her yerde, her ilde, her mahallede, nerede şehit, gazi ailelerimiz varsa onlar bize emanettir. Onlara en iyi şekilde sahip çıkmamız gerekir.
Sözü uzatmak istemiyorum. Burada olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Ben de İç Anadolu Bölgesi’nde doğdum, büyüdüm. Buralar birbirine çok benzer. O bakımdan, aynı havayı, Kayseri’nin havasını burada zaten kokluyorum. İklim aynı, çevreye baktığınızda aynı şeyler. Genellikle davranış şekillerimiz, her şeyimiz birbirine çok benziyor. O bakımdan kendi evimizdeyiz.
Hepinize tekrar muhabbetlerimi sunuyorum. Burada olmayan bütün Aksaraylı vatandaşlarıma sizler vasıtasıyla da hep selamlarımı, sevgilerimi iletirseniz bundan da çok memnun olacağım.
Hepinize afiyet olsun tekrar, hepinize başarılar diliyorum.
Sağolun."