Önce bütün yöneticilere, değerli hocalara hoş geldiniz diyorum. Sonra da dünyanın dört bir yanından gelen, buraya dünyanın bütün renklerini taşıyan sizlere hoş geldiniz diyorum ve sizleri burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Ayrıca bu kadar rengarenk bir topluluğa Türkçe hitap etmekten de gerçekten mutluluk duyuyorum.
Türkçe’nin aslında hep sevgilileri olarak görüyorum sizi. Ve bu sevgiyi de bütün dünyaya, sizlere aşılayanları hep tebrik ediyorum gerçekten. Bundan büyük bir gurur duyuyorum.
Birleşmiş Milletler’in iyi niyet elçileri vardır, bunlar iyiliği güzelliği hep yaymak için dolaşırlar dünyayı. Aslında sizleri ülkelerinizin, bir nevi böyle iyi niyet elçileri olarak görüyorum.
Gördüğüm kadarıyla 130 ülkeden temsilciler var. Tabii burada o büyük topluluğun bir demetiyle geldiniz siz buraya. Burada sunduğunuz örnekler de onlardan birkaçı. Aslında hepinizi, diğer arkadaşlarınızı da televizyonlardan izleyeceğim. Türkçe Olimpiyatları’nın bu yıl dokuzuncusu yapılıyor. Bu büyük bir olay gerçekten, çok büyük bir olay. Enternasyonal bir olay, çok büyük bir olay. Buraya gelen topluluk, dünyanın 130 ülkesinden, 200 bine yakın öğrencinin katıldığı yarışmaların içerisinden süzülerek geliyor.
Dünyanın 130 ülkesi olduğuna göre, dünyanın neredeyse üçte ikisini temsil ediyor. Bu büyük bir organizasyon. Bu organizasyonda emeği geçen herkesi candan, gönülden gerçekten tebrik ediyorum.
Yurtdışı ziyaretlerim sırasında, sizlerin bazılarının okullarına uğrama fırsatı da buluyorum ve oradaki büyük bir fedakarlıkla yapılan çalışmaları gördüğüm gibi, oradaki çocukların ne kadar güzel eğitildiğini görüyorum. Ve orada ne güzel Türkçe öğrenildiğini görüyorum. Türkçe’ye en büyük hizmeti yapıyorsunuz.
Aslında Türkçe, sadece Türkiye’de konuşulmuyor. Türkiye’nin dışında, Türkçe konuşan ve Türk uyruklu olan, 300 milyona ulaşan büyük bir Türk dünyası var, ta Orta Asya’dan Balkanlara kadar. Ama şimdi siz bu sınırları genişletiyorsunuz. Türk asıllı olmayan, ama Türkçe konuşan yeni nesiller yetişmesine doğrusu katkı veriyorsunuz. Ve bunu aslında temin ediyorsunuz.
Bazen ziyaret ettiğim ülkelerde büyükelçiliklerimizi açmak için gidiyoruz. Büyükelçiliklerimizi yeni açtığımız ülkelerde, 5-6 senedir faaliyet gösteren Türk okullarını görüyorum. Resmen Türk Devleti olarak, biz orada resmi temsilcimizi, benim temsilcimi, büyükelçiyi yeni gönderiyoruz, ama Türk halkının temsilcileri olarak, oraya daha önce gitmiş, orayı daha önce keşfetmiş ve orada Türkiye’yi temsil eden sizleri görüyorum ve bundan gerçekten gurur duyuyorum ve çok takdir ediyorum.
Demin söylediğim gibi, sizin daha büyük topluluğunuzu karşımda şimdi görür gibi oluyorum ve rengarenk 130 ülkeden gelen genç çocuklara Türkçe hitap etmek, bu gerçekten büyük bir haz, büyük bir zevk. Sizler onların birer temsilcisisiniz. Arkadaşlarınızın hepsine çok selam söyleyin.
Bildiğim kadarıyla programınız da gayet güzel. Bu grup 21 ili gezecek. 21 il demek, Türkiye’nin 81 vilayetinin neredeyse dörtte biri, Türkiye’nin dörtte birini gezecekler. Ve gittiğiniz her yerde de çok büyük bir coşkuyla karşılaşacaksınız.
Türkler başkalarının Türkçe konuştuğunu görünce çok mutlu olurlar ve onları bağırlarına basarlar. Gittiğiniz her yerde de sizi bütün Türk milleti bağrına basacaktır. Ve sizin güzel şarkılarınızı, türkülerinizi, gösterilerinizi hep büyük bir zevkle takip edecekler ve sizi bir nevi pop star, dünyanın starları olarak, geldiğiniz ülkelerin starları olarak hep karşılayacaklardır. Bu faaliyetlerin çok verimli geçmesini temenni ediyorum. Ve tekrar emeği geçen herkese de teşekkürler ediyorum.
Siz çocuklara da tekrar mesajım şu: Bütün arkadaşlarınıza selamlarımı söyleyin. Ülkenize döndüğünde de, bütün kardeşlerinize, büyüklerinize hep sevgilerimi, muhabbetlerimi iletin.
Bu konuşmalarımın sizler tarafından, en güzel şekilde takip edildiğini biliyorum, çünkü seçilerek gelmiş kişilersiniz.
Hepinize tekrar başarılar diliyorum. Hoş geldiniz, sefa getirdiniz.