Kıymetli Misafirler,
Önce hepinize hoşgeldiniz diyorum. Doğrusu sizi Türkiye’de, İstanbul’da görmekten gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çünkü mart ayında Kahire’yi ziyaret ettiğimde, o zaman birçoğunuzla tanışmıştık ve sizi o zaman davet etmiştim. Şimdi bu gerçekleşiyor, siz de Türkiye’desiniz, bundan çok büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Programınıza baktım şöyle, güzel bir program da var; Ankara’yı, İstanbul’u hep ziyaret edeceksiniz. Türk demokrasisinin nasıl işlediğiyle ilgili, inanıyorum ki birinci elden güzel bilgiler alacaksınız. Aslında güzel bir tevafuk, rastlantı; Türkiye’de genel seçimler var, bu seçim kampanyasının da belki nasıl gittiğini, bunu da göreceksinizdir. Doğrusu, Mısır’ı, sizin ateşini yaktığınız gerçekten efsane devrimden sonra ilk ziyaret eden Cumhurbaşkanı olarak daima kıvanç duyuyorum O zaman yaptığım ziyarette, önce tabii ki geçiş dönemini en iyi şekilde yönetmesini beklediğimiz Yüksek Askeri Komiteyle, sonra bütün siyasi partilerle, sizlerle çok geniş geniş görüşmeler yapmıştık. O günden bugüne de her şeyi yakından takip ediyoruz ve bütün arzumuz, duamız; her şeyin sizin istediğiniz istikamette gelişiyor olması.
Türkiye ile Mısır arasındaki dostluk ve kardeşlik, müstesna bir ilişkidir. Bu ilişki nasıl geçmişte güçlü olduysa, bundan sonra da en güçlü bir şekilde muhakkak ki olacaktır ve bu çerçevede daima birbirimize tecrübelerimizi de aktaracağız.
Türkiye, 1950 yılından bu yana çok partili bir sistemle yönetiliyor ve demokrasinin en iyi yanı olan çok partili seçimler, yargı denetiminde o günden bugüne yapılıyor. Bundan sonra artık Mısır’da da aynı şekilde olacak tabii ki. Çok partili bir sistem olacak, yargı denetiminde olacak ve halk kimi istiyorsa, ülkeyi o yönetecek.
Tunus’ta, sonra Mısır’da yakılan meşale, gördüğünüz gibi bütün İslam dünyasını aslında aydınlatıyor. Her tarafta da bütün artık halklar korku duvarlarını aşmış vaziyette ve ülkelerinde düzgün, saygın yönetimlerin gerçekleşmesi için büyük mücadele veriyor. Bunda sizin, yani siz gençlerin gerçekten çok büyük hakkınız var, çok büyük katkınız var. Bundan dolayı bir kez daha sizi, büyük bir takdirle hep takip ettik, bugün de çok büyük şekilde takdirlerimizi hep sunuyorum.
Kahire ziyaretimde, geçiş döneminin yöneticileriyle yaptığım görüşmede, Yüksek Askeri Şura o zaman bu geçiş dönemini kısa tutma arzularını ve iradelerini hep söylemişlerdi ve Mısır’ın kesinlikle çok partili sisteme, demokrasiye en güçlü şekilde geçeceğini hep söylemişlerdi. İşlerin doğrusu o yönde gittiğini görmekten gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Bugün birçok olup bitenler, bundan bir sene önce rüya gibiydi belki sizler için. Mart ayında referandumu yaptınız, kimi “evet” dedi, kimi “hayır” dedi, ama halkın iradesiyle neticede kabul edildi. Şüphesiz ki, gerçek bir demokrasiye geçmek için önce onun hukuki altyapısını en iyi şekilde tamamlamak gerekiyor. Çok partili bir seçimi gerçekleştirmek için onun yine hukukunu, kurallarını en iyi şekilde yerine getirmek gerekiyor. Onun için belki bu geçiş sürecini gayet makul karşılamanız gerekir, ama gördüğüm kadarıyla herhalde yıl sonuna doğru bu seçimleri de yapacaksınız. Mısır için esas iş tabii bundan sonra başlıyor.
Burada doğrusu sizin şöyle dikkatinizi de hep çekmek isterim, hem bütün Mısır halkının, Mısır gençliğinin ve yöneticilerinin: Geçmişin çeşitli hatalarına çok takılıp kalmamak gerekir, daima geleceğe bakmak gerekir. Geçmişten öç alma için enerjiyi harcama yerine, geleceği yapmak için, geleceğe öncülük yapmak için büyük bir çaba göstermek gerekir. Eğer böyle bir vizyon içinde hareket edilirse, kaybedilen yıllar ve zaman çok daha çabuk kapatılır düşüncesindeyim. Şimdi yapılacak çok şey var, yani gerçek anlamda hayatın gerçekleri var, yapılacak çok şey var. Mısır’ın ekonomik kalkınmasını güçlü bir şekilde devam ettirmesi gerekir. Bütün enerjisini, kaynaklarını buna sevk etmesi gerekir ve kayıp yılları tamamlaması gerekir. Halkın, toplumun, gençlerin, hepinizin çok büyük beklentileriniz var. Bütün enerjiyi buna sevk etmek gerekir. Tabii birçok yeni partiler kurulup serbest bir şekilde rekabet ve yarış başlayınca, ona da herkesin çok alışması ve olgunluk göstermesi gerekir ve farklı partilerin bir hizmet yarışı olduğunu da demokrasi içerisinde göstermek gerekir. Yoksa tersi bir yöne girilirse, karşıdakine tahammül edilmeyen, “Benden olmayanı kabul etmem” zihniyeti olursa, o zaman yine çok sıkıntılı günler gelir ki, Mısır halkı çok gerçekten onurlu, toleranslı ve sabırlı bir halk olduğu için, kesinlikle geleceğin müspet yönde gelişeceğine inancım tamdır. Gençlerin bu yönde çok büyük katkısı olacaktır.
Ben bir kez daha sizlere, hepinize hoşgeldiniz diyorum. Sizler vasıtasıyla, önce Tunus’ta başlayan bu devrimin ateşini bütün Arap dünyasına, İslam dünyasına, Ortadoğu’ya yayan Mısır halkına, sonra tabii ki bunun gerçekten bayraktarlığını yapan bütün Mısır gençliğine selamlarımı, Türk halkının sevgilerini göndermek ve en başarılı gelecekleri arzu ettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Şu anda bazı ülkelerde de bildiğiniz gibi, maalesef mücadeleler devam etmektedir. Bu ülkelerde de, bu Müslüman, Arap ülkelerinde de yöneticilerin gerçekçi olmaları, dünyayı çok iyi algılamalarını kesinlikle artık otoriter yönetimlere İslam dünyasında yer olmadığını görmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim. Ülkelerinde özgürlüğü gerçekleştirmemiş olan yönetimler, kendileri buna muhakkak liderlik etmeli ve kendileri gerçekçi bir şekilde dünyayı, halkın arzularını en iyi şekilde algılayıp, bu tip devrimlere, bu tip reformlara öncülük etmeli. Etmedikleri süre içerisinde direnirler, ama sonunda bunun hiçbir faydası olmaz açıkçası.
Bazı ülkelerde, bu bahsettiğim ülkelerde maalesef kan aktığını, birçok insanın hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu gerçekten hepimizi derin üzüntülere sevk etmektedir. Buna bir an önce son vermek için gerçekçi, akılcı, dünyanın, halkın beklentileri istikametinde, her şeyden önce de kendi halkına saygı gösterip, kendi halkının beklentileri çerçevesi içerisinde adım atmalılar ki, sonunda kendi ülkeleri de güçlü olsun. Bütün bunları Suriye, Libya ve diğer ülkeler için söylediğimi de gayet açıkça herkes biliyor.
Sizleri aslında Ankara’da kabul edecektim. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Köşkü Ankara’da, ama bir haftadır burada olduğum için, sizleri bugün burada kabul ediyorum. Boğaz size Nil’i belki andırıyordur. Kahire gerçekten ne zaman gitsem yemyeşil, güzel. Nil Nehri’nin Kahire içerisinde çizdiği güzel eğriler, Kahire’yi gerçekten dünyanın en güzel şehirlerinden hep birisi yapar. İstanbul da, gördüğünüz gibi bizim övündüğümüz, çok köklü tarihi, kültürü olan, birkaç imparatorluğa ev sahipliği yapmış büyük bir merkez. Sizleri bugün İstanbul’da, bu güzel havada, burada kabul ettim, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Eminim ki siz de bundan ayrıca mutlu olmuşsunuzdur. Hepinize başarılar diliyorum.