Sayın Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı ve Konsey’in Değerli Üyeleri,
Muhterem Misafirler,
Güzel ülkeniz Bosna-Hersek’te bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Balkanların kalbi Bosna-Hersek’e ve onun eşsiz güzellikteki başkenti Saraybosna’ya ayak bastığımız andan itibaren bana, eşime ve heyetime gösterilen konukseverlik ve sıcak ilgi için sizlere şükranlarımı sunuyorum.
Balkanlar, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısıdır. Burası kültürel, sosyal ve demografik bakımdan en fazla etkileşim içinde olduğumuz bölgelerden biridir. Bizler, Balkanlar’a güçlü insani bağlarla kenetliyiz. Bu bölgeyle ortak bir tarihi ve zengin bir kültürü paylaşıyoruz. Bugün bize burada yapılan ikram ve sergilenen dostluk, Türkiye’deki sofralarımızdan hiç farklı değildir. O nedenle, kendimizi evimizde hissettiğimizi tüm samimiyetimle bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Değerli Misafirler,
Bugün Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin Sayın Başkanı ve Konsey üyeleriyle oldukça kapsamlı ve samimi görüşmeler yaptık. Bir yandan ülkelerimiz arasındaki dostluğu daha da güçlendirmek, diğer yandan Bosna-Hersek halkının esenlik ve refahına katkı sağlamak amacıyla birlikte neler yapabileceğimize dair görüş alış-verişinde bulunduk. Bosna-Hersek’in geleceğini vizyoner bir bakış açısıyla ve yapıcı bir yaklaşımla ele aldık. Bundan büyük bir memnuniyet duydum.
Bosna-Hersek’te kalıcı barış ve istikrarın sağlanması Balkanlar’ı, Balkanlar’ın istikrarı ise Avrupa’yı yakından ilgilendirmektedir. Bosna-Hersek’in güven, istikrar ve huzur içinde olması; bu çerçevede tüm kurumlarıyla, tüm etnik ve dini unsurlarıyla daha da güçlenmesi ve gelişmesi; dün olduğu gibi, bugün de Türkiye’nin öncelik verdiği konuların başında gelmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı ve Konsey’in Değerli Üyeleri,
Türkiye’nin Bosna-Hersek’e yaklaşımı, paylaşılan değerler ve ortak bir vizyon temelinde şekillenmektedir. Üyesi olduğumuz NATO ve bir gün çatısı altında birleşmeyi hedeflediğimiz AB ise, eminim yakın gelecekte Bosna-Hersek’le birlikteliğimizi pekiştirecek platformlar olacaktır. Türkiye olarak, bu konudaki çabalarımız önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir. Bosna-Hersek’in Avrupa ve Avrupa-Atlantik ailesinin saygın bir üyesi olması yolundaki kararlılığımız tamdır. Nihayetinde, Bosna-Hersek’e destek olmak uluslararası toplumun müşterek sorumluluğu ve görevidir.
Öte yandan, bizim Bosna-Hersek’le birlikteliğimiz yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Foynika Ahidnamesini imzalayan Fatih Sultan Mehmet’in ve Saraybosna Ortodoks Katedralinin inşasında hayati rol oynayan Sultan Abdülaziz’in evrensel hoşgörüsü bizleri ortak bir zeminde birleştirmektedir. İlişkilerimizi ortak tarih ve kültürümüzden güç olan bu ortak zemin temelinde sürdürme kararlılığındayız.
Muhterem Misafirler,
Bosna-Hersek sadece Avrupa için değil, tüm dünya için örnek bir başarı hikâyesi yazabilecek potansiyele sahiptir. Şahsen bunun yakın bir gelecekte gerçekleşebileceğine samimiyetle inanıyorum. Bosna-Hersek’in mevcut sorunlarını aşmak bakımından her türlü kaynağa sahip olduğunu düşünüyorum. İnsan kalitesinin, eğitim seviyesinin, tarihi ve kültürel çeşitliliğinin ve doğal zenginliklerinin Bosna-Hersek için güçlü bir altyapı teşkil ettiğini yakından biliyorum.
Bosna-Hersek’in başarısı her şeyden önce, karşılıklı hoşgörü ve saygı ilkelerine itinayla sahip çıkmaktan, daha güzel günler için işbirliği ve uzlaşma imkanlarını kullanmaktan geçmektedir. Etnik, kültürel ve dini çeşitlilik ortak hedeflere yönelmek için engel değil, zenginlik kaynağı olarak görüldüğü müddetçe; Bosna-Hersek’in ilerlemesinin ve kalkınmasının önünde hiçbir mani göremiyorum.
Geçmişte olduğu gibi gelecekte de Bosna-Hersek’teki kurucu unsurların birarada yaşayacakları muhakkaktır. Bu hayatın daha huzurlu, verimli ve müreffeh olabilmesi sizlerin gayretlerine bağlıdır. Ekonomik gelişme ve refah için, işleyen bir devlet yapısı ile tüm kurumların işbirliği ve uyum içinde hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır. Avrupa’yla bütünleşme perspektifi içinde, tüm kültürlerin ve kimliklerin korunarak, hep beraber daha güçlü ve müreffeh bir geleceğe doğru yürünmesi Bosna-Hersek’in önündeki tek çıkar yoldur.
Cumhurbaşkanlığı Konseyi’ndeki değerli meslektaşlarım gibi seçkin devlet adamlarının, gelecek kuşaklar için bunu vizyoner bir bakış açısıyla sağlayacaklarına olan inancım tamdır. Boşnakça’da bulunan “akil kişinin kafası halkın köprüsüdür” sözü, bunu en veciz şekilde ifade etmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı ve Konsey’in Değerli Üyeleri,
Bugün gerçekleştirilen Türkiye-Bosna-Hersek İş Forumu Toplantısı, iş çevrelerimiz arasındaki bağların daha da güçlenmesine imkan sağlamaktadır.
Bu vesileyle, Bosna-Hersek’in doğal güzelliklerinin, kültürel çeşitliliğinin ve tarihi zenginliğinin turizm açısından büyük bir potansiyel arz ettiğine ve bu alanda yatırımların hızla artacağına olan inancımı ifade etmek istiyorum.
Bosna-Hersek’te gezintiye çıkanların bir zaman tünelinde ilerliyor hissine kapılmaları tesadüf değildir. Bu topraklarda yaşayan her medeniyet, kendi mimarisinin izleriyle bu topraklara adeta imzasını atmıştır. Aynı resim karesinde Müslüman camiinin, Katolik katedralinin, Yahudi havrasının ve Ortodoks kilisesinin mükemmel ahengini görebilmek, ender rastlanan bir durumdur. Bu bağlamda Mostar, Travnik, Banja Luka gibi yerler dünyada nadir güzellikte olan şehirlerdendir.
Türkiye de TİKA vasıtasıyla restorasyon çalışmalarına sağladığı katkılarla Bosna-Hersek’teki eşsiz tarihi eserlerin korunmasına destek vermektedir. Bu kapsamda, tarihi Mostar Köprüsü’nü, Banja Luka’daki Ferhadiye Camii’ni ve Vişegrad’ta, Drina nehri üzerindeki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü’nü özellikle zikretmek isterim.
Değerli Misafirler,
Cumhurbaşkanlığı Konseyi’ndeki saygıdeğer meslektaşlarımla elbirliği içinde, işbirliği halindeki kurumlarımızın ve uluslararası toplumun samimi gayretleriyle Bosna-Hersek’i önümüzdeki dönemde çok daha güzel günlere taşıyabileceğimize yürekten inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sizleri muhabbetle selamlıyor; mübarek Ramazan ayının ve yaklaşmakta olan Bayram’ın hepimize hayırlar getirmesini, ayrıca halklarımızın dostluk, refah ve mutluluğunun daim olmasını temenni ediyorum.