Türkiye-Gana İş Forumu'nda Yaptıkları Konuşma

24.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

"Türkiye’nin ve Gana’nın Çok Değerli Bakanları,

Değerli Milletvekilleri,

Değerli Türk ve Gana’lı İş Adamları, İş Kadınları,

Değerli Misafirler,

Hepinizi sevgiyle muhabbetle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Eskilerin “Altın Sahil” dedikleri Gana’da bulunmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ve geldiğimiz andan itibaren de başta Cumhurbaşkanı Mills olmak üzere, her seviyede bütün heyetimize gösterilen yakın konukseverlikten dolayı da büyük bir yine memnuniyet duyuyoruz ve teşekkür ediyoruz.

Türkiye ile Gana arasındaki ilişkileri her alanda geliştirmek için büyük bir siyasi iradeye sahibiz. Bugün sabah ve dün akşam gerek Sayın Cumhurbaşkanı ile gerek değerli bakanlarımızla bakanlar arasında, hükümet yetkilileri ve resmi zevat arasında birçok toplantılar yapıldı. Bu toplantılarda da iki ülke arasındaki ilişkileri daha da geliştirmenin yolları konuşuldu, kararları alındı ve bazı anlaşmalar imzalandı. Bazı anlaşmaların da imzalanması için talimatlar verildi. Dolayısıyla hem siyasi alanda hem bütün güvenlik alanlarında ve de çok daha önemlisi ekonomik kalkınma alanında çok kararlı bir şekilde işbirliğine güç vereceğiz ve devam edeceğiz.

Türkiye’nin Afrika’ya olan ilgisi 1990’lı yıllarda başladı, 2005 yılını Türkiye’de Afrika yılı olarak ilan ettik ve o günden bu güne Afrika’nın birçok ülkesinde büyükelçiliklerimiz yokken buralarda yeni büyükelçilikler açmaya başladık. Afrika’ya olan bu ilgimiz aslında Afrika’ya samimi bir ilgidir. Afrika’nın sorunlarının sadece Afrikalıların omzuna yıkılmayacak kadar ağır olduğunun bilinci içindeyiz. Onun için insanlık adına her konuda Afrika’nın problemlerini paylaşmak ve Afrika’ya gerekli desteği vermek gerektiğine inanıyoruz. Yoksa dünyada huzurun da olmayacağını biliyoruz. Kuzey ve Güney arasında bu kadar büyük ekonomik, sosyal farklılıklar ve aralık olduğu müddet içerisinde sık sık dünya ekonomik krizlerle de karşı karşıya kalacaktır; çok daha büyük sosyal, siyasi problemlerle de karşı karşıya kalacaktır. O bakımdan bütün uluslar arası platformlarda yeri geldi Afrika’nın sesi olduk, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde iki yıl boyunca, 2009 ve 2010 yıllarında Afrika meselelerine çok büyük ilgi gösterdik. İslam Konferansı Teşkilatı’nda, diğer teşkilatlarda Afrika ile çok ilgilendik. Ve Afrika Birliği ile yakın ilişki içinde olduk. Ve Türkiye Afrika stratejik ortak oldu. 2008 yılında da Türkiye-Afrika Zirvesi’ni İstanbul’da gerçekleştirdik.

Gana söz konusu olduğunda Gana ile ilişkilerimiz çok eski. Sizler de biliyorsunuz ki 2007 yılında Gana bağımsız olduktan sonra hemen Türkiye ilk tanıyan ülkelerden birisi oldu ve daimi büyükelçimizi o zaman Akra’ya gönderdik. Türk Büyükelçisi 1981 yılına kadar Akra’da, Gana’da Türkiye’yi daimi olarak temsil etti. Ama 1981 yılında karşılaştığımız ekonomik zorluklar dolayısıyla geçici bir süre olsa da kapatmak zorunda kaldık. Ama memnuniyetle ifade ediyorum ki, biz yeni gelmedik, tekrar, büyükelçiliğimizi 2010 yılında açtık ve burada deneyimli bir büyükelçimiz de görev yapmaya başladı. Daha önce Afrika Birliği’nin de merkezi olan Addis Ababa’da görev yapan büyükelçimiz, şimdi Gana’da. Bütün bunları şunun için söylüyorum: Türkiye gerçekten Afrika’ya ve Gana’ya önem veriyor. Gana’ya biz sadece Afrika’nın bağımsızlık ateşini, meşalesini yakan ve o günden bugüne başarılı olan bir ülke olarak bakmıyoruz. Afrika Birliği’yle ilgili çok cesur adımları atan, düşünceleri ifade eden bir ülke olarak değil, bugün de Afrika’da demokrasiyi gerçekleştiren, hukukun üstünlüğünü gerçekleştiren ve serbest piyasa ekonomisinin ve özel sektörün ne olduğunun farkında olan bir ülke olarak görüyoruz ve bu anlamda da bütün Afrika ülkelerine bir model olarak görüyoruz, Gana’yı.

Biraz önce, Ekonomiden Sorumlu Sayın Bayan Bakan’ın konuşmasını dinlerken, böyle bir vizyon ve özgüvenle konuşabilecek, Afrika’da çok bakan ve çok ülke olduğu kanaatinde değilim. Onu da söyledim kendisine. Şimdi bu, işte ülkenizi cazip hale getiriyor. Sayın Dışişleri Bakanı’yla iki gündür konuşuyoruz. Ülkenizle ilgili görüşlerimi paylaşıyorum. Bugün Sayın Cumhurbaşkanınızla da çok samimi bir şekilde konuştum; siyasi konular, ekonomik konular, Afrika konularını. Hepsi de çok faydalı oldu. ama bugünkü toplantımızda, özellikle ekonomiyi konuşacağız, burada. Şu salona baktığımda, çok sayıda iş adamının beraber oturduğunu görüyorum. Heyetimizde Türkiye’nin resmi kurumlarını temsil eden çok kişi var, ama heyetimizin büyük bir kısmı, iş adamları, yatırımcılar; 100’ün üzerinde. Bunlar gerçekten bu ülkeye ilgi duyuyor. İlgi duyduğumuzun bir işareti, bundan birkaç ay önce, ekonomiden, dış ticaretten sorumlu bakanımız ve onunla beraber başka bir iş adamı heyetiyle buraya gelmişti. Eğer ilgi duyulmasa, bu kadar ziyaretler olmaz. İlgi duymamızın hissi, gönülden gelen, Afrika’ya duyduğumuz yakınlıkla ilgili sebepleri muhakkak ki vardır, ama sizi farklı kılan, kuralları olan, hukuku olan, öngörülebilir bir ülke olmanızdan dolayıdır. Açıkçası Gana, çok daha fazla ilgi uyandırmaktadır. Eminim ki, bütün başka ülkelerin de ilgisini uyandırdığı gibi, Türkiye’nin de ilgisini uyandırmaktadır.

Şuna inanıyorum ki: Yapabileceğimiz çok şey vardır, sadece ticaret değil. Ticaretimiz 300 milyon dolara ulaşmış vaziyette. Sahra Altı’nda siz üçüncü büyük ticaret ortağımızsınız ve ticarette de 300 milyon doların neredeyse 200 milyon dolarını siz bize satıyorsunuz. 100 milyon dolar da bize ait. Şunu geldiğim günden beri tekrarlıyorum: Bizim ticari ve ekonomik ilişkilerimiz, sadece tek taraflı kazanç üzerine değildir. Tek taraflı kazanç üzerine ilişkiler, eski dönemlerde kaldı. Onlar yanlış politikalardır, onların altında daha çok sömürü vardır. Bugün artık bunların devam ettirilemeyeceğini herkes bilir. Biz, ekonomik ilişkilerimizde karşılıklı kazancı daima öne çıkartıyoruz. Karşılıklı kazanç olursa, bu sağlıklı bir ilişki olur ve sürekli bir ilişki olur. Biz sadece ticaret yapmayı da düşünmüyoruz, buna ilave yatırımlara çok önem veriyoruz. Özellikle Afrika’nın kalkınmasına en iyi katkının, buralara yapılacak yatırımlardan geçtiğine de inanıyorum.

Yatırım demek, her şeyden önce, sermaye getirmek demek; yatırım demek, teknoloji transferi yapmak demek; yatırım demek, istihdam oluşturmak demek ve neticede yatırım demek, ürettiğiniz malın, gerektiğinde ihracatıyla ülkenize döviz kazandırmak demek. Türkiye birçok Afrika ülkesinde bunu gerçekleştirdi. Bunun örnekleri vardır. Mağrip ülkelerinden tutun da, Kara Afrika’sından, Sahra Altı Afrika’dan, birçok ülkede Türk iş adamları bu söylediklerimi gerçekleştirmişlerdir ve bunun yanında da eğitime daima çok önem vermiştir Türkiye. Gittiği yerde orta eğitim, lise eğitimi, üniversite eğitimiyle ilgili okullar açmıştır ve o bölgenin ve o halkın değerlerine saygı göstererek ve onların değerlerini de yücelterek, ama aynı zamanda da çağdaş dünyanın bilgisini de öğreterek çok başarılı olmuştur.

Sağlık alanında yine aynı şekilde, açtığımız hastanelerle de -ki bu hastanelere Türkiye’nin sivil toplum örgütleri, NGO’lar hep öncelik etmiştir- yine çok büyük hizmetler yapılmıştır. Ama yine tekrar edeceğim; en iyi eğitim, yatırım yaparak, öğrettiklerinizle verdiğiniz eğitimdir.

Şimdi görüyorum ki, Gana’da çok müteşebbis var, girişimci var. Bir ülkeyi kalkındıracak esas servet de, o ülkenin girişimcileri, müteşebbisleridir. Onlar organize edecekler, onlar fabrikaları kuracaklar, ticaretin network’unu oluşturacaklar ve iş, üretim oluşturacaklar. Gana’nın bu yönde çok başarılı olduğunu biliyorum. Bugün sabah da çok küçük bir toplantıda tanıdığım, çok değerli iş adamlarınız oldu. Erkekli-kadınlı, bu alanda aktif olduğunuzu biliyorum. Türkiye’yle ve Türk iş adamlarıyla, Türk iş kadınlarıyla -ki gelen heyetimiz içinde birçok kadın girişimci de var- bunlarla çok iyi işbirliği yapabilirsiniz, ama işbirliğinin birinci şartı, tanımaktır. Birbirinizi tanıyacaksınız, birbirinizin potansiyelini göreceksiniz, ülkelerin potansiyelini göreceksiniz, konuşacaksınız ve bizlerin de desteğiyle ortak işler yapacaksınız. Bunun mümkün olduğuna inanıyorum. Birçok alanda bunu yapabilirsiniz.

Her şeyden önce, Türkiye sanayide ve birçok alanda gerçekten güçlü bir ülke haline gelmiştir. Bugün, Avrupa’nın 6. büyük ekonomisiyiz ve bütün Avrupa ülkeleriyle Gümrük Birliği içindeyiz. Yani biz Almanya’yla, İngiltere’yle, Fransa’yla, İtalya’yla, Avrupa’nın en güçlü sanayileriyle açık bir rekabet içerisindeyiz. Onlar istediklerini bize satabilirler, güçleri yetiyorsa; biz de istediğimizi gücümüz yetiyorsa, onlara satabiliriz. Ve şunu ifade edebilirim ki: 130 milyar dolara yaklaşan ihracatımızın yüzde 95’i sanayi ürünüdür ve bunun yüzde 60’ı Avrupa ülkelerinedir. Otomobil, bütün tüketim malları, yüksek teknoloji, demir-çelik, elektrik, makine; bütün bunlar Türkiye’nin güçlü olduğu alanlardır.

Turizm de başka bir işbirliği alanı olabilir. Türkiye turizmde çok başarılıdır. Geçen sene Türkiye’yi 30 milyon turist ziyaret etmiştir. 30 milyon yabancının gelip size misafir olması için ona göre otellerinizin ve hizmet sektörünüzün olması gerekir. Bu konuda gerçekten başarılıyız. Sizin de çok güzel ülkeniz var. Okyanusa kıyı olmanın çok büyük avantajları var. Bunları en iyi şekilde değerlendirebilirsiniz. Tüm bu alanlarda işbirliği yapılabilir.

Havaalanı yapımı, liman yapımı, bunların işletmeciliği konusunda da yine Türkiye’nin çok büyük tecrübeleri var. Sizin de bu konularda çok önemli programlarınız olduğunu biliyorum. Bu konularda güzel işbirliği yapılabilir. Alt yapı yatırımlarının yapılması, büyük inşaatların gerçekleştirilmesi, şehirlerin güzelleştirilmesi, yolların yapılması konusunda da Türkiye’nin dünyada kendini ispatlamış firmaları vardır. Dünyanın en büyük inşaatçıları, biliyorsunuz Çinliler, sonra da Türklerdir. Dünyanın en güzel havaalanlarının, limanlarının en güzellerinden bazılarını Türk firmaları yaptılar. Dolayısıyla ortak olabilirsiniz, beraber çalışabilirsiniz, Afrika’nın başka ülkelerine beraber gidebilirsiniz. Bütün bunlar var.

Enerji sektörü çok geniş bir alan işbirliği yapmak için. Bu konularda, ulaştırma alanında, haberleşme alanında, bütün bu alanlarda çok büyük işbirliği olduğu kanısındayım.

Tarım, tarıma dayalı sanayi, bu konularda da yine çok büyük işbirliği yapılabilir. Gıda güvenliğinin ne olduğunu artık herkes biliyor. Hem en zengin ülkeler hem de gelişmekte olan ülkelerin meselesidir gıda güvenliği. O bakımdan mümbit topraklarınız var, çok güzel ikliminiz var. Buralarda en modern tarımcılığın yapılması ve üretilen tarım ürünlerinin sanayide işlenmesi, onların daha da geliştirilerek ihracı mümkündür.

Sizin ülkenizin başka bir yine önde gelen sektörü ağaç sanayi, ağaç sektörüdür. Bu konuda dünyanın en önemli ülkelerinden birisiniz. Artık biliyorum ağaçlarınızı, kerestelerinizi, bunları ham madde olarak dışarıya ihraç etmiyorsunuz. Bunların önce burada işlenmesini tercih ediyorsunuz ki, çok büyük hakkınız ve çok doğru bir politika bu. Heyetimizin içinde ağaç sanayi ile ilgilenen çok sayıda sanayici var. Yolda gelirken onlara da seslendim, burada tekrar sesleniyorum. Buralarda birleşirsiniz, buralarda fabrikalar kurarsınız ve buralarda işleyerek daha rafine halde keresteleri, ağaç ürünlerini ihraç edebilirsiniz, sadece Türkiye’ye değil, dünyanın başka yerlerine de.

Dolayısıyla konuştukça, tanıştıkça, gördükçe iş imkanlarının çok olduğunu da fark edebileceğiz. Buraya bu kadar iş adamı geldiğine göre ve siz değerli Ganalı iş adamları, iş kadınları da bu toplantılara ilgi gösterdiğinize göre, eminim ki bunların neticesi de olacaktır. Bana verilen bilgiye göre sabahtan beri pek çok toplantılar yaptınız, ikili görüşmeler gerçekleştirdiniz, masalar kurdunuz. Herkes ne aldığını, ne sattığını birbirine anlattı. Neler yapılacağını, bazı ziyaretlerin hep yapıldığını öğrendim. Bunlardan çok memnun oldum.

Sözlerimi şöyle bitirmek isterim: Gana, kakao üretiminde bildiğim kadarıyla dünyada ikinci. Türkiye de fındık üretiminde dünyanın birincisi. Kakao ile fındığı bir araya getirdiğinizde çok güzel çikolata olur. Onun için oturun, kararlı bir şekilde işbirliği, ortaklıklar kurun ve ortaya çıkacak o çikolataların da, çok güzel bir şekilde bütün halklar, Türkler ve Ganalılar ve her iki ülke bunların zevkini, tadını görsünler. Bizler devletlerin yöneticileri olarak, Cumhurbaşkanı olarak ben, değerli bakanlarımız, sizin Cumhurbaşkanınız, değerli bakanlarınız sizleri desteklemek için buralardayız. Arkanızda güçlü bir şekilde devlet desteğini görün ve gayet güvenli bir şekilde bu işbirliğine devam edin. Hepinize başarılar diliyorum. Sağ olun."

Yazdır Paylaş Yukarı