Gana Parlamentosu'nda Yaptıkları Konuşma

24.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sayın Başkan,

Saygıdeğer Milletvekilleri,

Gana’ya Türkiye’den Cumhurbaşkanı seviyesindeki ilk ziyareti gerçekleştirmekten ve bu çatı altında Gana Parlamentosu’nun değerli üyelerine hitap etmekten büyük onur ve mutluluk duyuyorum. Ülkeme ve şahsıma tanınan bu imtiyaz, bizim için gurur ve kıvanç vesilesidir.

Beraberimdeki heyette, Türkiye-Gana Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanvekili ve üyeleri de bulunmaktadır. Dostluk Grubu’nun Türkiye kanadı, üç sene önce Gana’nın Bağımsızlık Günü olan 6 Mart’ta kurulmuştur.

Bu fırsattan istifadeyle, Türk halkının en içten muhabbet duygularını ve en iyi dileklerini, milli iradeyi yansıtan bu çatının altından dost Gana halkına iletiyorum.

1957 yılında Sahraaltı Afrika’da bağımsızlığını kazanan ilk Afrika devleti olması, Gana’yı ayrıcalıklı bir konuma getirmiş, diğer Afrika halklarına da örnek teşkil etmiştir. Bu süreçte oynadığı tarihi rolle öne çıkan Gana’nın ilk Cumhurbaşkanı Nkrumah’yı huzurunuzda saygıyla anıyorum. Gana halkı bağımsızlık iradesini onun önderliğinde ortaya koyarak özlemine kavuşmuş, uluslararası toplumda müstesna bir yer edinmiştir.

Bağlantısızlar Hareketi’nin o dönemdeki mümtaz liderlerinden olan Nkrumah, ayrıca Afrika entegrasyonunun ve “Afrika Birleşik Devletleri” idealinin de öncüleri arasında yerini almıştır. Onun “Afrika Birleşik Devletleri” fikri, bugün dahi Afrika Birliği için öncelikli bir hedef olmaya devam etmektedir.

Biraz önce Sayın Nkrumah’nın kabrini ziyaret ettim, müzeyi ziyaret ettim ve orada Gana’nın kısa tarihini gördüm. Kendisinin yaşadığı dönemde nasıl dünya liderleriyle beraber olduğunu, yazdığı kitapları, fikirlerini, Afrika Birliği ve Emperyalizme karşı nasıl başkaldırısını bizzat görmekten de ayrıca mutluluk duydum. Tekrar kendisini saygıyla anıyorum.

Değerli Parlamenterler,

 Gana, bugün, gelişmiş demokrasisi ile Kıta’da model ülke konumundadır. Bölgesinde bir istikrar adası olarak dikkat çeken Gana’nın, gerek çoğulcu demokrasinin hayata geçirilmesi, gerek iyi yönetişim alanlarında kaydettiği ilerlemeyi takdirle izliyoruz. Bundan dolayı hepinizi tebrik ediyorum.

Türkiye ise, Birinci Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda, bu savaşın galip devletlerine karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiği kurtuluş mücadelesini zaferle sonuçlandırmıştır. Bu zaferin ve Türkiye’nin o yıllarda gerçekleştirdiği reformların Afrika’da da derin izler bıraktığını, sömürge rejimi altında yaşayan halklar için bir ilham ve ümit kaynağı olduğunu biliyoruz.

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkiler, yüzyıllar öncesine uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Doğu ve Kuzey Afrika’da bulunan birçok ülkede, Osmanlı Devleti’nden miras kalan sayısız eser ile ortak gelenek ve görenekler hâlâ yerlerini korumakta ve aramızda güçlü bağlar oluşturmaktadır.

Türkler, zamanın Avrupa devletlerinden farklı olarak, çok kuvvetli oldukları dönemlerde dahi asla sömürgeci bir zihniyete sahip olmamışlar, Afrika halklarını her zaman samimi ve sıcak hislerle kucaklamışlardır.

Değerli Milletvekilleri,

Dün olduğu gibi bugün de Afrika ile ilişkilerimizi dostluk, eşitlik ve işbirliği temelinde geliştirmeye kararlıyız. Bu maksatla, 1998’den beri siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliğimizi çeşitlendirmeye ve derinleştirmeye yönelik kapsamlı bir açılım politikası uygulamaktayız.

Ocak 2008’de Afrika Birliği’nin stratejik ortağı ilan edilen Türkiye’nin Afrika’ya açılım politikası, kısa vadeli çıkar ve beklentilerden uzak, uzun soluklu ve karşılıklı yararı esas alan vizyoner bir anlayışa dayanmaktadır.

Bu anlayış, münhasıran Türk ve Afrika halkları arasındaki dostluk hislerinin tezahürü ve tabii neticesidir.

Özellikle altını çizmek istediğim bir husus, ülkemizin Afrika Kıtası’na olan yöneliminin Afrika’nın kalkınmasını hedefleyen entegre bir politikanın ürünü olduğudur. Bu politika, sağlık, tarım, sulama, enerji ve eğitim alanları ile düzenli insani yardımlarımızı da içermektedir.

En samimi arzumuz ve temennimiz, Afrika’nın her şeyden evvel Afrika halklarının mutluluğu, huzuru ve refahı için bir fırsatlar kıtasına dönüşmesidir.

Halihazırda dünyanın 16., Avrupa’nın 6. büyük ekonomik gücü olan Türkiye ile hızla gelişen ve kalkınan dinamik Afrika ülkeleri arasında değerlendirilmesi gereken çok geniş işbirliği sahaları mevcuttur.

Türkiye, 37 Afrika ülkesinde projeler gerçekleştiren ve Kıta’da üç Bölge Temsilciliği bulunan Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının insani ve kalkınma amaçlı faaliyetleri sonucunda, Afrika ile arasındaki bağları her alanda giderek güçlendirmektedir.

Türkiye, Afrika’nın sorunlarının sadece Afrika’ya bırakılamayacağı inancındadır. Türkiye, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyanın bütün ülkelerinin, Afrika’nın bütün sorunlarının çözümü için katkı vermesi gerektiğine inanmakta ve kendi kapasitesi çerçevesinde bu hizmetlere samimi bir arzu içerisinde devam etmektedir.

Değerli Milletvekilleri,

18–21 Ağustos 2008 tarihlerinde İstanbul’da evsahipliğimde düzenlenen “Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi” Türkiye-Afrika ilişkilerinde yeni bir sayfa açmıştır.

Zirve’de oluşturulan izleme mekanizmasına göre, geçtiğimiz Aralık ayında İstanbul’da Türkiye ve Afrika Birliği arasında Kıdemli Memurlar Toplantısı’nı gerçekleştirdik. Bu toplantıda 2010–2014 yıllarını kapsayan Türkiye-Afrika Ortaklığı Ortak Uygulama Planı kabul edildi. Bu yılın ikinci yarısında ise İstanbul’da Bakan düzeyinde Gözden Geçirme Konferansı’nı düzenleyeceğiz.

Bu çerçevede, dikkat çekmek istediğim bir diğer gelişme, Türkiye’nin Kıta’da Büyükelçilik sayısının, 17’si Sahra’nın Güneyindeki Afrika’da olmak üzere 22’ye ulaştığıdır. Önümüzdeki yıl bu rakam 32’ye çıkacaktır. Birçok Batılı ülke Afrika’daki Büyükelçiliklerini kapatırken Türkiye’nin yeni temsilcilikler açması, sizlere duyduğumuz güveni ve Afrika ülkeleri ile ilişkilerimizin geleceğine atfettiğimiz önemi göstermektedir.

Değerli Milletvekilleri,

Yeni Büyükelçilikler açma sürecimizde Gana ilk grup ülkeler arasında yer almıştır.

Akra Büyükelçiliğimizin geçen sene faaliyete geçişi, Afrika’da çok önemli bir ortak olarak gördüğümüz Gana’yla işbirliğimizi her alanda geliştirme arzu ve irademizin somut bir yansımasıdır.

Aslında biz Gana’da Büyükelçiliğimizi yeniden açtık. Siz 1957 yılında bağımsız olduğunuzda, sizi ilk tanıyan ülkelerden birisi Türkiye oldu. Hemen daimi Büyükelçiliğimizi de 1957 yılında açtık. 1958 yılında Büyükelçimiz Türkiye’yi Akra’da temsil etti. 1981 yılında, o gün yaşadığımız ekonomik buhran ve krizler neticesinde dünyanın birçok bölgesindeki Büyükelçiliklerimizi geçici olarak kapatmak zorunda kalmıştık. Ama büyük bir mutluluk ve memnuniyetle ifade etmek isterim ki, biz daimi Büyükelçiliğimizi geçen sene yeniden açtık. Büyükelçimiz iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi için yoğun bir çalışma içerisine girdi.

Değerli Milletvekilleri

Ticari ilişkilerimizin süratle gelişmesinden, 1998 yılında yaklaşık 27 milyon dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmimizin 2010 yılında 300 milyon Dolara yaklaşmış olmasından ve Gana’nın Sahraaltı Afrika’daki üçüncü büyük ticaret ortağımız haline gelmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz.

Türkiye olarak, bizim ticari ilişkilerimizde önem verdiğimiz nokta, karşılıklı kazanç ilişkisidir. Bu noktada sizleri de tebrik etmek isterim. Üçyüz milyon dolarlık dış ticaret hacmimizin 190 milyon doları Gana’nın Türkiye’ye olan ihracatıdır. Bizim size olan ihracatımız ise 100 milyon dolar civarındadır. Biz ticaretimizde vöe ekonomik ilişkilerimizde kazan- kazan prensibine çok önem veriyoruz. Tek taraflı kazancın samimi olmadığına ve sürdürülebilir olmadığına da inanıyoruz.

O bakımdan, bugün Gana’ya yaptığım ziyarette, çok sayıda devlet yetkilileri, değerli bakanlarımız, Türkiye-Gana Parlamenterlerarası Dostluk Grubu’nun mensubu değerli milletvekilleri aramızdalar. Çok sayıda Türkiye’nin bilim adamları, Afrika ile ilgilenen düşünürler, gazeteciler ve yüzün üzerinde iş adamı ve yatırımcıyla beraber geldim.

Ekonomik ilişkilerimizde sadece ticarete değil, yatırımlara da çok önem veriyoruz. Türkiye birçok Afrika ülkesinde yatırımlar yapan, teknoloji transferini gerçekleştiren ve halkla bütünleşen bir politika izlemektedir. Gana ile olan ilişkilerimizin bu tarafına da çok önem veriyorum. Sözlerimin başında söylediğim gibi; Gana’da çalışan bir demokrasinin, hukukun üstünlüğünün önde tutulmasına ve işleyen bir piyasa ekonomisine önem verilmesi, Gana’yı bütün Afrika’da çok ayrıcalıklı bir yere oturtmuştur. Ve böyle bir ülke daima yabancı yatırımcılara güven vermektedir. Bu bakımdan, büyük bir samimi arzu ile büyük bir heyet ile Gana’ya girmiş bulunuyoruz.

İki ülke arasında özellikle enerji, altyapı inşaat sektörlerinde karşılıklı yarara dayanan ciddi işbirliği imkanları olduğuna inanıyorum. Türk firmalarının önemli projelere imza atmak üzere Gana’nın kalkınmasına katkıda bulunabileceğinden eminim.

Eğitim, ayrıca önem verdiğimiz bir alandır. Gerek orta öğrenim, gerek üniversite eğitimi; bu alanda da Türkiye, Gana’da altı yıldır faaliyet göstermektedir. Burada bir Türk okulunun başarılı bir şekilde devam etmesine fırsat verdiğiniz için bütün Gana hükümeti ve yetkililerine de teşekkür etmek istiyorum.

Değerli Milletvekilleri,

Devletlerimiz arasındaki bu dostane geçmiş ve karşılıklı siyasi iradelerimiz iki ülkenin her alanda daha çok işbirliği yapacağına olan inancımı pekiştirmektedir.

Gana’ya ayak attığımız andan itibaren bizlere gösterilen misafirperverlik ve yakın samimi ilgi için tekrar teşekkür ediyorum. Türk halkının bütün selam ve muhabbetini, Gana halkının temsilcisi olan siz değerli milletvekilleri vasıtasıyla Gana halkına ulaştırmaktan, iletmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Hepinize tekrar başarılar diliyorum. Saygılar sunuyorum. Bu ayrıcalığı kazandığım için Gana parlamentosuna hitap ettiğim için duyduğum onuru da her zaman hatırlayacağım.

Çok teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum.

Yazdır Paylaş Yukarı