8 Mart Dünya Kadınlar Günü Münasebetiyle İMKB’de Düzenlenen Kadın Girişimciler Semineri’nde Yaptıkları Konuşma

08.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Konuklar,

Türkiye’nin Dört Bir Yanından Bugün İstanbul’a Gelmiş Olan Değerli Kadın Girişimciler,

Önce hepinize hayırlı sabahlar diliyorum, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum ve bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle de hepinizi tebrik ediyorum.

Bu toplantının böyle bir günde organize edilmesi, muhakkak ki çok anlamlı. Bundan dolayı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın Sayın Başkanı Hüseyin Bey’i, Odalar Birliği Başkanı Sayın Rifat Bey’i ve bütün kadın girişimcilerin lideri, önderi Aynur Hanım’ı; hepinizi tebrik ediyorum.

Bugün anlamlı bir gün tabii. Bugünün nasıl Dünya Kadınlar Günü olduğu, biraz önce anlatıldı. Kadınlara karşı ayrımcılık, ister gelişmiş olsun, ister çok gelişmemiş olsun, her yerde var, bu bir gerçek. Ama bunun artık dayanılmaz noktaya geldiği dönemde nihayet bir başkaldırı olmuş ve o günden bu yana da bu yönde büyük bir bilinç oluşmaya başlamış ve giderek, kadınları daha çok, toplumun her safhasında temsil eder hale getirmek için büyük gayretler hep sarf edilmeye başlanmış. İşte böyle anlamlı bir günde, İstanbul’da, Borsada bunu hep beraber biz de konuşuyoruz ve Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin daha iyi noktaya gelmesi için de gayretler sarf ediyoruz.

Burada bu toplantının yapılması yine anlamlı. Borsa, aslında gelişmiş ekonomilerin simgelerinden birisidir. Borsa demek, tasarrufların boşa gitmemesi, tasarrufların en iyi şekilde toplanıp ekonomiye kanalize edilmesi, şirketlerin kalıcı profesyoneller elinde güçlü olarak sürekli devam edebilmesi demek. Borsa demek yine sermayenin tabana yayılması, küçük tasarruflara kadar yayılabilmesinin mekanizması demek. Onun için demek ki, anlamlı olarak düşünmüş başkanlar ve sizi daha çok bu işlerin içerisine teşvik etmek için bu toplantıyı burada yapmışlar. Yine gördüğüm kadarıyla özellikle kadınlar bu yönde Türkiye’de epey de yol almaya da başladılar. Aslında başka ülkelerle mukayese ettiğimizde ta 1934’lerde kadınlara seçme-seçilme haklarının verildiğini çok iyi biliyoruz. Ama Türkiye’de bu yönde hâlâ yapılacak şeyin de çok olduğunu biliyoruz. Biraz önce Borsanın açılışında da söyledim; kadınlar bazı kesimlerde gerçekten çok kendini göstermeye başladı. Eğitim alanında, sağlıkta, yargıda, üniversitelerde, bilim dünyasında; hatta hariciyede çok sayıda büyükelçi -hep biliyorum- var. Ama çok kendini gösteremedikleri, çok dengesiz bir şekilde yer aldıkları alanlar da var; siyaset, ekonomi, iş alanı. Şimdi bu iki alandaki noksanlığı da gidermek gerektiği kanaatindeyim.

Ümit ederim ki, siyasette önümüzdeki günlerde bununla ilgili önemli kararlar alır siyasi partiler. Çünkü kadınların sadece çalıştığı, çalıştırıldığı ama karar mekanizmalarında çok gözükmediği dönemler daha çok totaliter rejimleri, otoriter rejimleri andırır. Hatırlıyorum ben şimdi, Sovyetler Birliği’nde kadın, iş gücü olarak her yerdeydi. Sokakları bile süpürürlerdi, her yerdeydi, ama politbüroda hiç var mıydı doğrusu pek hatırlamıyorum, kadın var mıydı, çok önemli bir siyasetçi, devlet adamı var mıydı, pek hatırlamıyorum. Dolayısıyla demokratik ülkelerde, serbest ülkelerde buna benzer yapılar oluşmaması gerekir. Onun için kadınların önündeki bütün engellerin aşılması gerekir. Zaman zaman çok absürt engellerin çıkartıldığını görüyoruz; kılık, kıyafet, başka şeyler. Bütün bunların doğrusu, bu engellerin, hepsinin muhakkak ki kaldırılması ve gücü olan, kendine özgüveni olan, çalışma azmi olan, iradesi olan hanımların her alanda önünün açılması gerektiğine inanıyorum.

İş dünyası söz konusu olduğunda aslında kadınların belki de en kolay girebilecekleri, kendi başlarına kararlarını verip hareket edebilecekleri alan, iş alanıdır. Türkiye’nin nüfusunun yarısı, sadece Türkiye değil, bütün ülkelerin nüfusunun yarısı kadın, böyle bir denge var. İş gücüne baktığımızda 15 yaşın üstündekilere -‘İş gücüne arz’ deriz biz genellikle- 50 milyon civarında Türkiye’de iş gücü var. Bunun yarısı 25 milyon dediğimizde, 25 milyon aslında çalışabilecek, emeğini, aklını, fikrini, gücünü ekonomiye, hayata verebilecek kadın sayısı var. Şu anda ise sadece 6 milyon kadının iş gücü içerisinde olduğunu görüyoruz. Yani enerjimizin, kaynaklarımızın, imkânlarımızın çok az bir kısmını biz değerlendiriyoruz. Bu büyük bir israf. Biraz önce Başkanın dediği gibi, büyük bir kayıp. O açıdan makro olarak düşündüğümüzde, bunu muhakkak harekete geçirmemiz gerekmekte ve her alanda kadınları faal hale getirmemiz gerekmekte. Ama iş alanında müteşebbis olarak, girişimci olarak düşündüğümüzde sizin çok başarılı olacağınıza inanıyorum. Çünkü bir kez kendinizi ispat etmeye başladığınızda, bir kez bir şeyi başardığınızda onun arkasının çok kolay geleceğine inanıyorum ve çok örnek alınacağınıza da inanıyorum. O bakımdan çok cesur olmanız gerekir. İlk başlarken belki biraz tereddütler olabilir, ama gördüğüm kadarıyla önünüzde çok imkânlar var.

Aslında biz hep “Pozitif ayrımcılık yapılsın yapılsın deriz”, ama bir taraftan yapılıyor da. Yasalarda, kanunlarda çok büyük değişiklikler yapıldığı gibi, uygulamada da çok oluyor. İşte Odalar Birliği’nin Başkanı’nı dinledik, Aynur Hanım’ı dinledik. Yapılanları ve teşvikleri ve sizin önünüzü açmak için gayretleri hep beraber gördük.

Başka alanlar da var. İşte Türkiye’nin en büyük iş adamlarının bir araya geldiği TÜSİAD’ın başkanı da, iki dönemdir bir kadın. Dolayısıyla demek ki yapılabiliyor, olabiliyor.

Anadolu’ya gittiğimde, illerimizi ziyaret ettiğimde iş dünyasıyla muhakkak bir araya gelirim. Onların arasında artık giderek artan sayıda kadın müteşebbis, girişimci görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Tek tek herkesin hikâyesini sorduğumda çok ilginç, çok enteresan işlerle uğraştığınızı fark ediyorum. Şunu unutmayın ki: aşarabilirsiniz. Başardıktan sonra da, çok iyi örnek olabilirsiniz. Çünkü şu da bir gerçek: Kadınlar işlerini daha titiz takip ediyorlar. Bir kez işlerine konsantre olunca, o işi çok daha iyi bir şekilde, çok daha sıkı bir şekilde tutuyorlar ve o da muhakkak ki başarıyı getirecektir. Başarıya çok ihtiyacımız var. Her ilde birkaç tane başarılının olması, onların örnek alınacağı anlamına gelmektedir. Bu küçük-büyük hiç önemli değil. Küçük bir işi başarın. Serbestsiniz, kendi işinizi yapıyorsunuz, istediğiniz insanları istihdam ediyorsunuz, istediğiniz zaman işinize gidip-gelip, istediğiniz gibi hareket edebiliyorsunuz. Bundan büyük de özgürlük yok. O açıdan hiç çekinmeyin, size verilen bütün fırsatları değerlendirin ve göreceksiniz ki, hem siz kazanacaksınız hem aileniz şüphesiz ki çok kazanacak ve neticede tabii ki Türkiye kazanacaktır. Türkiye’nin bütün güçleri, Türkiye’nin bütün potansiyelleri bu şekilde harekete geçmiş olacaktır.

Nüfusun bir kısmının çalışıp, uğraşıp, bir şeyler üretmek için gayret sarf edip de, önemli bir kısmının çalışmaması, vaktini, enerjisini başka şeylerle geçirmesi; bu açıkçası kabul edilebilir bir durum da değildir. Bazen bunları unuttuğumuz dönemler olmuş. Geçmişimize baktığımızda da bilinenin tam tersine, kadınların çok aktif olduğu, tarihimizde, kendi tarihimizde de çok aktif olduğu çok dönemler vardır. Çok önemli şairlerin, edebiyatçıların, çok önemli liderlerin, hatta devlet hayatında önemli rol oynamış kişilerin kadınlar içerisinden çıktığını hepimiz biliyoruz. Şöyle dolaştığınızda, Osmanlı döneminden, Selçuklu döneminden tarihi eserlere baktığınızda; büyük okullara, medreselere, kamu binalarına baktığınızda, bunların çoğunun isminin kadın isimleri olduğunu görürseniz, kadınların bunlara nasıl öncülük ettiğini de bilirsiniz. O açıdan tereddütsüz hareket etmek gerekir ve herkesin daha büyük cesaret içerisinde, özellikle iş hayatında başarılı olmak için çalışması gerekir. İmkânlar da çok. Bazen bu imkânların ne olduğu bilinmiyor. Devletin, bakanlıkların çok büyük fırsatları var, imkânları var. Sanayi Bakanlığı’nın, Tarım Bakanlığı’nın çok büyük ayrıcalıkları var, kadınlar için. Finansman konusunda yine çok büyük ayrıcalıklar var. Başbakanlık’ta kadınlara daha çok yol gösteren yine bir Genel Müdürlük var. Bütün bunlardan da faydalanmak gerektiğine inanıyorum.

Ben tekrar, hepinize başarılar diliyorum. Böyle bir toplantıyı, böyle anlamlı bir günde organize ettikleri için, Odalar Birliği Başkanı’na, Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı’na ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı’na teşekkür ediyorum. Ayrıca hepinizi tebrik ediyorum.

Yazdır Paylaş Yukarı