Değerli Konuklar,
Önce tekrar hepinize sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum. Bugün, ülkemizin bu güzel, şirin ili Balıkesir’i ziyaret etmekten gerçekten duyduğum büyük mutluluğu sizlerle de paylaşmak istiyorum. Hepinize ayrı ayrı sevgilerimi sunuyorum. Mümkün olsaydı, tek tek masaları dolaşıp, herkesle tokalaşmak, el sıkışmak isterdim doğrusu. Ama pratik olarak, zaman açısından mümkün olmadı, bu şekilde kabul edin.
Balıkesir tabii Türkiye’nin çok seçkin illerinden birisi. Coğrafi konumu itibariyle Marmara bölgesinde. Batıdaki illerimizden birisi. Bu demektir ki, toprağı en bereketli olan, en verimli topraklara sahip olan, iklimi her bakımdan elverişli olan çok güzel bir ilimiz. Tarih olarak baktığımızda, tarihi çok eski dönemlere gidiyor, antik dönemlere kadar gidiyor. Ama milli mücadelede çok ayrı bir yeri olan bir ilimiz. Milli mücadelede Kuvay-ı Milliye’nin önemli merkezlerinden birisi. Öyle ki Zağnos Paşa camiinde Atatürk’ün ilk ve son kez hutbe verdiği ve milleti açıkça mücadeleye davet ettiği çok ayrıcalıklı bir il. Mehmet Akif’in, Hasan Basri Çantay’ın, hepsinin buralarda çok büyük izleri var. Bununla tabii ki her zaman övünebilir, övünüyor da tabii. Bugün de yine vatanın birliği, bütünlüğü için en çok şehit veren illerimizden birisi. Böyle bir ilimizi ziyaret ediyor olmak, gerçekten benim için büyük bir mutluluk kaynağı.
Siz de takip ediyorsunuz, Cumhurbaşkanı olarak birçok fırsatları değerlendirip, bütün illerimizi ziyaret etmek istiyorum. İstiyorum ki Cmhurbaşkanı halkla beraber olsun, her ili görsün, dinlesin, denetlesin. Ve halk da devletin başı olarak Cumhurbaşkanı’nı yakından görsün. Buna mümkün olduğu kadar gayret sarf ediyorum. Geçen haftalarda Diyarbakır’da, aynı burada gördüğüm sevgiyi, muhabbeti gördüm. Bugün burada havaalanından itibaren, gördüğüm sevgi; kadın, erkek, herkesin gösterdiği sevgi, beni gerçekten ziyadesiyle etkiledi. Hem sorumluluğumu arttırıyor hem de şüphesiz ki büyük bir gurur duyuyorum. En çok mutlu olduğum şey şu: Bu, milletin, halkımızın, her yerde devletin birliğine, bütünlüğüne çıktığı sahiplik ve devletin birliğini temsil eden kişi olarak Cumhurbaşkanlarına gösterdiği sevgidir. Bu, benim şahsımda, devletine, milletine ve onun birliğine gösterilen sevgidir ve muhabbettir. Bundan bugün burada da gerçekten çok mutlu oldum. Ve buradan bütün Balıkesirli vatandaşlarıma şükranlarımı hep sunmak istiyorum.
Balıkesir’in başka bir özelliği de şu: Öyle ilçeleri var ki merkez kadar önemli. Bandırma, Gönen, Ayvalık, Edremit; bunların hepsi ayrı ayrı büyük, önemli ilçelerimiz. Bazı illerimizde merkezler o kadar çok insanları çeker ki, ilçelerde belli bir noktaya kadar büyüyen insanlar, merkeze giderler. Burada bu ihtiyaç duyulmuyor. Her ilçenin kendine has çok özellikleri var. Ve çok sayıda ilçesi olan, bunun yanında nüfus büyüklüğü itibariyle çok sayıda ilçesi olan bir ilimiz. Vilayette kaymakamlar kendilerini tanıtırlarken doğrusu gerçekten bu ilin hemen farkını, büyüklüğünü anlıyorsunuz.
Bugün bu ödül törenlerinde, merkezin dışında neredeyse büyük ilçelerin hepsinden, büyük evsafa ulaşmış iş adamlarımızın, sanayi kuruluşlarımızın olduğunu görmek de bunu açıkça gösteriyor. Burada bugün güzel konuşmalar yapıldı. Rona Yırcalı Bey, o buranın iş dünyasının ileri geleni, ama aynı zamanda da, Odalar Birliği DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Başkanı. Birçok gezilerde hep beraber oluyoruz, görüyorum. Burada yapılan konuşmalar, aslında sanayicinin ve iş adamlarının standardını da ortaya koydu. Genellikle çok günlük işler konuşulur. Burada duyduğum şeyler beni yine memnun etti. Çünkü geleceğin nasıl olması gerektiği ve iş dünyasının nasıl olması gerektiği aslında konuşuldu burada.
Türkiye’nin, dünya ile entegre olmuş bir sanayii ve ticareti var. Avrupa Birliği’nin tam üyesi değiliz, ama Avrupa Birliği Gümrük Birliği’nin tam üyesiyiz. Dolayısıyla sizler Almanya'yla, Fransa'yla, İtalya'yla, İngiltere'yle tam rekabet içindesiniz. Onlar istediğini Türkiye’ye satabilir, biz de istediğimizi onlara satabiliriz. Bu, başında bize zor geldi, ama sonunda kalitenin ne olduğunu, sanayide verimli çalışmanın ne olduğunu da bu vasıtayla öğrendik. Bugün iftihar ediyoruz ki Türkiye 140 milyar dolara varan bir ihracat kapasitesi fiilen oluşmuş bir ülke. Dünya krizinin yaşandığı, büyük krizin yaşandığı dönemde bile 100 milyar doların üzerinde ihracat yapabilmiş bir ülkeyiz. Türkiye’nin gayri safi milli hasılası, bir trilyon dolara yaklaşmış vaziyette. Bütün bunlar tabii ki Türkiye’nin sadece birkaç ilinde olmuyor, bütün Türkiye’nin varlıkları. İşte burada baktığımızda Balıkesir’in de önemli mukayeseli üstünlükleri öne çıkıyor, bunun altını özellikle çiziyorum. Bu ilin mukayeseli üstünlüğü, avantajları nedir, gayet açık.
Bu bakımdan Balıkesir'de önce gıda gelmektedir.. Gıda, tarım, eskiden gördüğümüz gibi, sadece üreten ve satan değil, onu teknolojiyle değerlendiren, makro sanayi dediğimiz ürünleri yapabilen bir yapıya ulaşmış ve ve ilin ihracatında önemli bir avantaj.
Yine aynı şekilde hayvancılık. Hayvancılık derken, eskiden çiftçilerin veya köylülerin yaptığı hayvancılıktan bahsetmiyoruz artık. Hayvancılık dediğimizde çok modern anlayışta yapılan bir hayvancılıktan bahsediyoruz. Modern anlayışta bir çiftçilikten ve besicilikten bahsediyoruz. Bu bölge, bütün bunlar için çok müsait.
Yine maden konusunda, yerin altı yerin üstünden daha zengin adeta. Türkiye’nin en değerli madenlerinin olduğu bir ilimiz. Bütün bunların geleneksel alışkanlık, alaylı usullerle değil, artık bütün en modern, en teknolojik, en bilgiye dayalı, en verimli şekilde yapılması gerektiğinin farkında olduğunuzu burada yapılan konuşmalardan anladım.
Bunlar, bu saydığım sahalar, gerçekten önemli. Dünyada gıdanın ne kadar öne çıktığını herkes görüyor. Dünyada gıda güvenliği diye bir şey var. Gıda güvenliği sadece fakir olan, az gelişmiş ülkeler için değil. En zengin olan ülkeler için de çok geçerli. İşte Körfez ülkeleri, en zengin ülkeler. Hayat standartları, fert başına düşen milli gelir bakımından baktığımızda en yüksek, ama gıda güvenliği bakımından baktığımızda da çok yumuşak karınları var. Çok zor durumdalar. Dolayısıyla bir taraftan alıp bir taraftan satıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ve gıdanın giderek, dünyada çok öne çıktığını görüyoruz. İşte Çukurova ne kadar bereketliyse, burası da o kadar bereketli.
Sadece Balıkesir’i, bu bölgeyi değil, sadece Türkiye’yi değil, dünyayı doyuracak gıda üretiminin, hayvancılık üretiminin yapılması gerekir. Ölçeklerin buna göre olması gerekir. Büyüklüklerin buna göre olması gerekir. Bütün bu konularla ilgili, hükümetin takip ettiği tarım ve hayvancılık politikasına da dikkat ederseniz, çok büyük destekler de var. Bunlar bazen bilinmiyor. Bunların en iyi şekilde değerlendirilmesi ve bunların en iyi şekilde pratiğe yansıması gerekir. Bunları yapacaklar da sizlersiniz.
Ben gittiğim her yerde iş adamlarına çok önem veriyorum. Aranızda birçok değerli iş adamı bunu biliyor. Çünkü müteşebbis, iş yapan insan, organizatör demektir. Yani mevcut potansiyeli harekete geçirmek, onu elle tutulur hale getirmek, müteşebbis insanların, girişimci insanların, kabiliyetli insanların işidir. O bakımdan bir ülkenin zengin olması, madenleriyle, kaynaklarıyla değil, direkt insan kalitesiyle ve müteşebbis gücüyle ilgili bir şey. Yoksa çok sayıda insan olabilir. Ama onları organize edecek, onları üretime sevk edecek, toprağın, iklimin potansiyelini, varlığa refaha sevk edecek, yine iş adamları olacaktır. Onun için daima iş adamlarına çok önem veriyorum ve teşvik ediyorum. Şu da bir gerçek ki eğer takdir edilirse insanlar, maharetini gösteriyorlar. O bakımdan bu mesajı özellikle veriyorum ve özellikle sizlerle beraber olmayı da istedim.
Balıkesir’in başka avantajlarına baktığımızda, ulaşım açısından da, büyük şehirlere çok yakın aslında. Bazılarına 100 km, bazılarına 150, bazılarına 200 km uzaklıkta. Ulaşım açısından limanı olan büyük bir şehir. İstanbul, İzmir otobanı tamamlandığında, onun Balıkesir’den geçtiğini hepimiz biliyoruz. İşte bu avantajları hep beraber harekete geçirmek gerekiyor.
Bunun dışında şüphesiz ki başka sanayi kolları da mümkündür. Ama benim altını çizdiklerim, mukayeseli üstünlüğüdür bu şehrin. Bu konularda herkesle daha rahat yarışabilirsiniz.
Ayrıca burada şunu da söylemek istiyorum ve çok memnun oldum. Kalkınma ajansları diye yeni bir birim oluşturuldu, biliyorsunuz. Kalkınma ajanslarını aslında Devlet Planlama Teşkilatı’nın illerdeki küçük birimleri gibi düşünebiliriz. Ve kalkınma ajanslarına da çok nitelikli elemanlar konuluyor. Gittiğim her yerde kalkınma ajanslarını özellikle çağırırım ve takip ederim, ne oluyor diye. Vali Bey’den sordum, burada da çok güzel bir kalkınma ajansı kurulmuş. Bunları çok iyi değerlendirin. Yani bilgiye dayalı, bilerek iş yapmak için, bilerek üretmek için, doğru başlangıç yapmak gerekiyor. Yanlış başlangıç yapılırsa, enerji bazen boşa gidiyor. Onun için bu imkanları da çok iyi değerlendirmeniz gerektiğine inanıyorum.
Tekrar söylüyorum, buralardaki firmaların, buralardaki fabrikaların, artık ölçeklerini büyütmesi gerekiyor. Bütün dünyaya hitap etmesi gerekiyor. Ve bunların aynı zamanda, böyle olabilmesi için de, her türlü bilimsel bilgiden faydalanması gerekiyor. Kendinizi bir taraftan rehabilite edeceksiniz, bir taraftan verimli hale getireceksiniz ve bir taraftan da daha da çok büyüyeceksiniz.
Sözü çok uzatmak istemiyorum, ama gün bugün. İşte görüyorsunuz, dünyanın her tarafında çok büyük ekonomik sıkıntılar, çalkantılar söz konusu olurken, Türkiye çok şükür bunlardan en az etkilenen ülkelerden birisi oldu. Bizler, dışarıyı dolaşan ve yabancı devletlerle muhatap olan insanlarız. Başka ülkelerin cumhurbaşkanlarıyla, yetkilileriyle bir araya geldiğimizde veya onlar bizi ziyaret ettiğinde, önce siyasi konular konuşulduktan sonra, ekonomik konuları hep konuşuruz. Gayet açık ki herkes bugün Türkiye’nin bu istikrarlı durumunu görüyor ve ibretle, bazen hayranlıkla da takip ediyorlar. İşte bunu değerlendirecek olan siz iş adamlarıdır. Siz iş adamlarımızın bu imkanı en iyi şekilde değerlendirmesi, sizin büyümeniz Türkiye’nin büyümesidir. Siz büyüdükçe, daha çok istihdam olacaktır, siz büyüdükçe daha çok üretim olacaktır, siz büyüdükçe daha çok ihracat olacaktır, siz büyüdükçe daha çok vergi olacaktır. Ve sizden gelen vergiler de Türkiye’nin makro ekonomisinin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesini sağlayacaktır. Sizin ödediğiniz vergilerle yollar yapılıyor. Bu otoban nasıl yapılacak? Bu çift yollar nasıl yapılıyor? Bunlar hep para basarak yapılmıyor. Bunlar sizin ödediğiniz vergilerle oluyor. Onun için devlet de iş adamlarının, müteşebbislerin değerinin farkında. Siz de devletinizin değerinin farkındasınız. El birliği içerisinde bu ülkeyi çok daha güçlü yapacağız, çok daha büyük yapacağız. Ama tek başına büyüklük, güçlülük bir şey ifade etmez. Halkın refah seviyesini yükseltmek, halkın özgürlüklerini, demokratik standartları, hukuk seviyesini yükseltip, böyle mutlu oluncaktır. Mutluluğu da hep beraber yaşarsak; bütün vatandaşlarımız bu gelirlerden, bu servetten, faydalanabilirlerse; bir tarafta fakirlik, bir tarafta zenginlik, bunu giderebilecek bir şekilde gelir adaletini sağlayabilirsek; bir ülkede mutluluk da böyle olacaktır.
İşte Türkiye’nin de mutlu olması için illerin mutlu olması gerekiyor. O bakımdan Balıkesir, buna öncülük eden illerimizdendir. Bunun böyle olmasını, daha da ileri gitmesini hepimiz gerçekten çok arzu ederiz.
Bugün, gün boyunca burada olacağım. Hem kamu yetkililerinden alacağım brifingler, -alıyorum geldiğimden beri- hem iş adamlarımızın temsilcileriyle yapacağım görüşmelerden çok şey öğreneceğim. Ve takip edilecekleri de, çok yakın bir şekilde takip edeceğim.
Tekrar hepinize sevgiler ve muhabbetler sunuyorum ve hepinize başarılar diliyorum. Sağolun, varolun.