Değerli Kardeşim Sayın Başbakan, Değerli Bakanlar, Benimle Beraber Gelen Ülkemizin Değerli Bakanları, Yemen’in Değerli Bakanları, Türkiye’nin ve Yemen’in Değerli İş Adamları,
Hepinize önce muhabbetlerimi sunuyorum, başarılar diliyorum. Ve beraber olmaktan duyduğum büyük mutluluğu ifade etmek istiyorum.
Sözlerimin başında, birkaç ekonomi dışı, ticaret dışı söz edeceğim, sonra ekonomiye geçeceğim.
Önce buraya ayak attığımız andan itibaren şahsıma, heyetimize, bütün iş adamlarımıza, basın mensuplarına; herkese gösterilen bu büyük misafirperverlik için teşekkür ediyorum.
Malum, büyük bir heyetle geldik buraya. Heyetimizde değerli bakanlar var, devletimizin önemli kurumlarının değerli başkanları var, milletvekillerimiz var, TBMM’de Türk ve Yemen Dostluk Grubunu temsil eden milletvekillerimiz var. Heyetimizde üniversitelerimizin bu bölgeyle ilgilenen çok değerli ilim adamları var, akademisyenler var. Ve heyetimizde büyük bir iş adamı grubu var. Aralarında hanım iş adamları, iş kadınları, onlar da var. Ve basın mensupları var. İşte bu büyük heyet, burada büyük bir misafirperverlik görüyor, bundan dolayı önce teşekkür ediyorum.
Bu, Türkiye'den Cumhurbaşkanı seviyesinde Yemen’e yapılan ilk ziyaret olduğu için, bizim için ayrı bir anlamı olduğu gibi, eminim ki Yemen için de çok ayrı bir anlamı vardır.
Dün ve bugün, tarihimizin ortak yanlarını uzun uzun konuştuk. Biraz önce Türk iş dünyasının Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu da söyledi, Türkiye’de Yemen deyince herkesin şöyle bir gönlü titrer. Bütün Arap ülkeleri bizim dostumuzdur, hepsi bilinir. Ama Yemen’i herkes bilir Türkiye’de. Yemen’de tarihimiz çok müşterek, çok ortak. Ve Yemen’de bu müşterek tarihimizde çok güzel anılar var. Bizler ayrı dururken bile burada bulunan binlerce Türk, Yemen’den ayrılamamış ve Yemen’de kalmış. En az 10 bin kişi Yemen’de kalmış. Eminim ki aranızda o ailelerin devamı olan birçok fert de vardır. Dün Sayın Cumhurbaşkanı, bana bir çok kişiyi tanıttı. Tabii ki çok memnun oldum.
Bugün açılışını yaptığımız Şehitlikte de, Türkiye’nin her tarafından, Edirne’den, İstanbul’dan, Kayseri’den, Diyarbakır’dan, Urfa’dan, Şırnak’tan, Musul’dan; hep beraber olduğumuz o zamanki Bosna’dan, Üsküp’den, Bakü’den her taraftan da burada şehitler var. Türkler ve Yemenliler, hep beraber buranın işgaline fırsat vermemek için, daha da uzun vadede Mekke’yi, Medine’yi, buraları korumak için aynı siperlerde mücadele ettiler. Bu ortak tarihimiz bugün de yaşıyor, bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Ve bundan dolayı da başta Cumhurbaşkanı Değerli Dostum, Kardeşim Ali Abdullah Saleh olmak üzere, Sayın Başbakana ve bütün bakanlara, Hükümete, Yemenliler’e teşekkür ediyorum.
Şimdi bu dostluğumuzu, bu kadim dostluğumuzu en güzel şekilde devam ettirmenin birçok yolları var. Bunlardan birisi eğitim. Eğitim alanında güzel örnekler var. Biraz önce Türk okulunu ziyaret ettik. Ve orada çok güzel yine anlar yaşadık. Bu dostluk yeni nesillere de aktarılıyor. Bugün bunun ayrı ve çok önemli bir yanı, siyaseten birbirimizi desteklemek. Siyaseten de Türkiye, Yemen’in birliğini, bütünlüğünü güçlü bir şekilde destekliyor. Ve terörizme karşı mücadelede de, Yemen’in güçlü bir şekilde yanında.
Şimdi bunlardan sonra çok önemli başka bir alan daha var, bu da ekonomik işbirliği. Yemen’de ortak daha fazla işler yapmamız, Türkiye'nin Yemen’in alt yapısına katkı sağlaması, ekonomik kalkınmasına ve sanayileşmesine destek vermesi; turizm faaliyetlerinin, sağlık faaliyetlerinin, bütün bu faaliyetlerin de arzu edilen noktaya gelmesi için, Türkiye’nin Yemen’e yapabileceği, katkılar ve destekler; buna çok önem veriyoruz.
Bugünkü dünyada herkes birbirini seyrediyor. Arap Yarımadasında bir tarafta büyük bir zenginlik varken, başka bir tarafta bu zenginliğin yaşanmaması, bunlar huzur vermez. Onun için hep beraber zenginleşmek, hep beraber kalkınmak gerekir.
Şimdi biz Türkiye olarak iki yönlü Yemen’e yardımcı olmaya çalışıyoruz. Biri çok taraflı, Yemen’in Dostları Grubu çerçevesinde yapıyoruz. Üstümüze düşeni en iyi şekilde yapmaya devam ediyoruz. Bunun bir örneğini, bugün biraz önce Sayın Başbakan ile Yemen’deki bir endüstri meslek lisesinin donatılmasını sağlayarak yaptık. Bu sözümüz vardı. Gördük, orada labaratuvarlar, bütün bilgisayar labaratuvarları, diğer labaratuvarlar, bunlar en güzel şekilde, 2 milyon dolara yakın harcamayla gerçekleştirilmiş. Bundan sonra da bütün destek devam edecek. Orada yetişecek gençler, oradan mezun olunca, hepsi güçlü girişimci olacak, kendi mesleklerini kuracaklar. Artık alaylı çıraktan gelen esnaf değil, sanatkar değil, mektepli sanatkarlar olacak, mektepli küçük iş merkezleri açılacak ve bunlar büyüyecek.
Ama daha önem verdiğimiz husus ise, ikili yapabileceğimiz işlerdir. İkili planda da bir devletle yapılacak işler var, devlet organları olarak yapacağımız, bir de özel sektörün yapacakları var. Devlet olarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Hükümeti arasında Karma Ekonomik Komisyon var. Bunun Başkanı Türkiye’de Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç. O’nun başkanlığında toplantılar yapılıyor. İş adamlarının en iyi şekilde faaliyet gösterebilmesi için anlaşmalar hazırlanıyor. Çeşitli hükümetlerarası kararlar alınıyor. Bunları sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Bu anlaşmaların hepsi en iyi şekilde uygulanacak, buna önem veriyoruz. Bugün geldiğimiz nokta, bu anlaşmaların artık en üstüne ulaştığımızı gösteriyor. Tabii eksiklikler var. Vergi muafiyeti, yatırımların desteklenmesi; Sayın Başbakan da konuşmasında söyledi, bunlar en kısa zamanda gerçekleşecek ve uygulanacak.
Ama vize muafiyet anlaşması, en zor olan anlaşmadır. Vize muafiyeti sağlandıysa, diğerleri çok daha kolay sağlanır. Atalarımız nasıl vizesiz seyahat ettilerse, şimdi ise bizler de hudutlarımızda vizesiz seyahat edeceğiz. Şimdi bu tabii ki bu sadece gezip görmekle ilgili değil. Bu karşılıklı iş yapmak için. Yemenliler de, Türkler de daha çok iş yapacaklar.
Daha çok ticaret, daha çok ekonomik faaliyet getirir. Yemenliler’in nasıl tüccar olduğunu biz biliriz. Arap Yarımadasının birçok başka ülkelerdeki zenginleri de Yemen asıllıdır, bunu çok iyi biliriz. Bunu daha çok gösterin. Daha çok ticaret yapın. Ticaretiniz şimdi 400 milyon dolara yaklaştı, ama bu rakamlar çok az. Bunların daha çoğalması lazım. Sizin de bize satacaklarınız var, bunları da güzelce tespit edin ve güzelce satmaya çalışın. Biz, siz Türkiye’ye ne kadar çok satarsanız, o kadar çok seviniriz.
Bakın bu kapıları hep açıyoruz. Onun için elinizden geldiği kadar gayret sarfedin. Ama bir ülkenin kalkınması için, ticaret ve yatırımlar en önemli. Bunun için de birinci şart, bir ülkede, o ülkenin sahiplerinin yatırımcıları davet etmesi, ev sahipliğini iyi yapması. Burada görüyorum, dün Cumhurbaşkanı Abdullah Saleh, bugün de şimdi Sayın Başbakan, hepinizi davet ediyor buraya. Eğer ev sahibi sahiplenmezse, misafir gelip rahat olmaz. Şimdi ev sahibi sahipleniyor. Konuşmasında da açık açık zikretti. "Buraya gelin, yatırım yapın" dedi.
Şimdi yatırım yapılacak alanlar da gayet bellidir. Bunları tek başınıza yapabilirsiniz, Yemenlilerle ortak yapabilirsiniz. Biz bazı konularda çok iddialıyız. Bunlardan biri müteahhitlik konuları. Dünyanın en büyük müteahhitleri Türkiye’den çıktı. Dünyada 250 tane büyük müteahhitlik şirketi var. Bunların içerisinde en çok şirketi olan birinci ülke Çin, ikinci ülke de Türkiye. Dünyanın her tarafında çok büyük projeler; Amerika’dan Avrupa’ya, Rusya’dan Çin’e, -evet Çin’e altını çiziyorum- bütün Ortaasya’dan bütün Arap Yarımadasına, her yerde çok büyük işleri yaptılar ve yapıyorlar. Burada da bu büyük işler, havaalanları, pistler, terminaller, diğer büyük yollar; bütün bunlara hep talipler, özel şirketlerimiz.
İkincisi enerji. Enerji alanında, biz gemileri yaptık, içine de santralleri, enerji üreten santralleri yükledik, bunları Basra’ya gönderdik, Pakistan’a gönderdik, oralara elektrik veriyoruz. Çünkü acil elektriğe ihtiyaç var. Yoksa şehirler karanlık. Elektrik veriyorlar. Oralarda termik santralleri, gaz santrallerini bütün bunları kuruyoruz. Irak’ı Türk şirketleri, kısa süre içerisinde aydınlatacak. Diğer ülkeler, onlar yıllarca oyaladılar. Şimdi bir sene içerisine garanti verdik, şirketlerimiz ihaleye girdiler, onları aldılar ve buraları aydınlatacaklar.
Buraya da talibiz. Elektrik, enerji her şeyin başı. Elektrik, enerji olmadan ne sanayi oluyor ne şehir oluyor ne de mektepler çalışabiliyor. Onun için sizin de elektriğe çok ihtiyacınız var. Türkiye’nin büyük şirketleri burada oturuyor, enerji şirketleri. Yani bunlar kendilerini hep ispatlamış, dünyanın her yanında santraller kurmuş şirketler. Bunlar da talip ve bunlar en kısa süre içerisinde işe başlama arzusu içerisindeler. Tabii ki her şeyin kuralı vardır. Sizin de kendi kanunlarınız, kurallarınız var. Bütün bunlara hep saygı duyarak, ama bu işleri ne kadar süratlendirirsek, siz ne kadar sahiplenirseniz, onlar da o kadar çok azimle işe başlarlar.
Diğer yandan, yine Türkiye’nin sağlık alanında çok güçlü özel şirketleri var. O şirketlerimiz de çok arzulu, gelip buraya hastane kurmaya. Ve buradan sağlık hizmetlerinde bulunmaya. Onların da önünü açtığınız anda, en kısa zamanda onlar da bu işleri gerçekleştireceklerdir.
Yine aynı şekilde mühendislik hizmetleri çok önemli, müşavirlik hizmetleri çok önemli. Birçok büyük şirketlerimiz yine burada. Onlar da bu projeleri en süratli ve en güzel şekilde yapmak için hazırlar.
Bu bölgedeki organize sanayi bölgesini somut, muşahhas, gösterilen bir proje olarak en kısa zamanda gerçekleştirmek istiyoruz. Bununla ilgili zaten anlaşmalar imzalandı şimdi, yani kararlaştırıldı. Bunların finansmanı nasıl sağlanacak, bunlar da hep tespit edildi. Odalar ve Borsalar Birliği, onların mühendislik araştırma firmaları, en iyi şekilde planlamaları yapacaklar. Ankara’da OSTİM diye bilinen, bizim çok büyük bir organize sanayi bölgemiz var. OSTİM’i inşallah bir geldiğiniz zaman gezin. Orada 5 bin tane küçük imalathane var, 5 bin. Büyüklü-küçüklü 5 bin şirketin olduğu, dükkanın olduğu yerde, 50 bin kişi çalışıyor. Bunların bazıları uçak sanayiine iş yapıyorlar, Airbus'a orada malzeme üretiyorlar. Bazıları Boeing’in firmalarının parçalarını üretiyorlar. Bazıları halı yapıyorlar, bazıları ilaç yapıyorlar; küçük-büyük hepsi var.
Burası organize sanayi bölgesi, ama orta, küçük, büyük organize sanayi değil, büyük şirketlerin olduğu yer değil, küçük şirketlerin olduğu yer. Ve bunların hepsi şahıslara ait. Devlet buraya ne kira öder, ne maaş öder. Devlet sadece bundan kazanır, bunlardan vergi alır. Oradaki 50-60 kişinin maaşını da bunlar öder. Yani orada kazananlar, onlar öderler. Şimdi onun bir benzerini burada inşallah kuracağız ve OSTİM'in, yani o Ankara’daki sanayi bölgesinin yöneticileri, orayı çalıştıranlar, onlar burayı kuracaklar. Ve burayı çalışır hale getirecekler. Yemen’in müteşebbisleri burada yetişip, küçük-orta olacaklar, sonra da inşallah büyük olacaklar.
Tabii ki savunma sanayii ile ilgili de yine işbirliğine çok önem veriyoruz. O ayrı bir alan. Savunma Bakanımız bununla ilgili görüşmelerini yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı da, Genelkurmay Başkanı da, Savunma Bakanı da, onlar hep biliyorlar. Şüphesiz ki Başbakan olarak siz de bu işe çok önem veriyorsunuz.
Şimdi "Aramızda iş yapacaktık da burası uzak, ulaşım yok" diye mazeretler de yok. 2005 yılında ben buraya bakan olarak geldiğimde, buraya uçak seferi yoktu. İstanbul ile Yemen-Sana arasında uçak seferi yoktu. Ne Yemen havayolları ne de THY uçmuyordu. O zaman bu noksanlığı gördük ve şimdi her gün, hem THY hem Yemen Havayolları'nın İstanbul ile Sana arasında uçuşları var. Ve dolayısıyla, bugün gelir, yarın gidersiniz. Bu mazeret de yok.
Turizm çok önemli. Dünyanın en güzel otelleri Türkiye’de. Bu sene bize 30 milyon turist geldi. 30 milyon turist geldi ve onları en güzel otellerde ağırladık. Doğudan, batıdan, her taraftan geldiler ve gittiler. Şimdi yine burada, aramızda Türkiye’nin güçlü turizmcileri, en iyi otellerinin sahipleri var. Dünyanın en iyi otelleri arasında seçilmiş oteli olan iş adamları, burada aramızda. Dünyanın, Avrupa’nın birinci oteli seçilmiş, sahipleri burada, onları işletenler aranızda şimdi. Yani böyle büyük bir heyetle geldik biz buraya. Gayet ciddiyiz, buraya sadece kardeşlerimizle kucaklaşmak için değil, aynı zamanda karşılıklı iş yapmak için de geldiler. Ne kadar çok iş yapılırsa o kadar çok Yemenliye istihdam ve iş çıkar. Ne kadar çok istihdam çıkarsa, o kadar da ekmek ve aş çıkar ortaya. İşte dostluk ve beraberlik, sadece dillerde olmayacak, bundan sonra işte de olacak. İnşallah bu ziyaretimiz, bu açıdan çok verimli olacak.
Büyük bir sayfa açıyoruz. Şimdi ben tekrar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ve bizim iş adamlarımızı size emanet ediyoruz.
Bu ay içerisinde Enerji Bakanımızı da göndereceğiz buraya. Enerji Bakanımız da gelirken, belki enerji şirketlerimiz de onunla beraber olurlar. Dolayısıyla onlara sahip çıkın. Göreceksiniz onlar da, hem bizim hem sizin yüzünüzü kara çıkartmayacaklar.
Tekrar bütün Yemen halkına Türkiye’den getirdiğimiz selamı ve muhabbeti bu vesileyle sunuyorum ve hepinize başarılar diliyorum.