Değerli Konuklar,
Türk Polis Teşkilatı’nın Kıymetli Mensupları,
Değerli Öğretim Üyeleri ve Değerli Öğrenciler,
Bugün sizlerle beraber olmaktan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Biraz önce de çeşitli vesilelerle ifade edildi, bu kuruma çok önem veriyorum ve her zaman yakından takip ettim.
Eylül-Ekim ayları, üniversitelerimizin akademik yıllarının açılışına hep sahne oluyor. Bu vesileyle birçok üniversitenin akademik yıl açılışına katıldım. Ama bugün farklı bir üniversitemizde, güvenlikle ilgili akademik eğitim veren bir üniversitemizde, bir akademimizde, bir merkezimizde sizlerle beraberim. Bu gerçekten bir farklılık ortaya koyuyor. Şundan dolayı: Çünkü sizin mesleğiniz, kariyer olarak ayrı bir meslek ve tamamen güvenlik konularıyla ilgili. Bu konular da tabii Türkiye’nin çok gündeminde olan, Türkiye’yi çok ilgilendiren mevzular. Dolayısıyla, böyle bir okulda, böyle bir akademide sizlerle beraber olmak, benim için büyük bir memnuniyet kaynağı oldu bugün. Ve başından beri de doğrusu başta Sayın Rektör olmak üzere çok güzel konuşmaları dinledim. Çok değerli bilgiler de, burada ortaya kondu. Duyduklarımın hepsinden de çok memnun oldum.
Sizler de artık biliyorsunuz ki, devletin ana fonksiyonları tekrar hep gözden geçiriliyor ve ana fonksiyonlarının biri de, güvenliği temin etmek. Güvenliği de sizler vasıtasıyla ülke içerisinde temin ediyor. Hak, hukuk, daha doğrusu, kanunların uygulanması, anayasanın uygulanması, herkesin huzurlu ve güvenli bir ortam içerisinde ülkesinde hayatını devam ettirebilmesi, bunlar ancak devletin bu ortamı sağlamasıyla mümkün olur. Eğer güvenlik söz konusu olmazsa bir ülkede, ondan sonraki diğer önemli konular gerçekleşemez; onun için birinci konu bu. Şüphesiz ki, güvenliğin sağlanması denilince, ne pahasına olursa olsun, güvenlik sağlanacak değil. Bir taraftan güvenlik sağlanırken, diğer taraftan da gelişmiş, kalkınmış, demokratik ülkelerde olduğu standartları ülkemizde gerçekleştirebilmek. İşte güvenlik, demokrasi anlayışı ve buna bağlı bir iç güvenlik konseptinin oluşturulmasının temelleri aslında buralarda oluşturuluyor. Buralarda teorik olarak tartışılıyor, Üniversitenizde tartışılıyor, sonra bunlar uygulamaya yine sizler vasıtasıyla geçiyor. O açıdan, Üniversiteniz, Polis Akademisi, bünyenizdeki diğer birçok eğitim kurumları, bunların hepsine çok önem veriyoruz. Eminim ki bunun, sizler de farkındasınızdır.
Yakından takip ediliyorsunuz, ihtiyaçlarınız yakından karşılanıyor ve çok da teşvik ediliyorsunuz. Sizlerin geleneksel bir şekilde eğitim almanız değil, gelişen teknoloji, bilgi teknolojisi, bütün bunları en iyi şekilde uygulayan, en iyi şekilde akademik çalışmaları hür bir ortam içerisinde yapan, diğer akademik kurumlarla çok yakın işbirliği içerisinde olan bir yapıda olmanızı çok istiyoruz ve onun için zaten akademik bağımsızlığınızı da kazanmış vaziyettesiniz. Bunlar çok önemli. Eskiden böyle değildi. Eskiden çok geleneksel bir şekilde bu eğitimler veriliyordu. Belki de yetersizliğimiz, bundan oluyordu. Ama bunun farkına varıldı ve yeni bir yapılanma söz konusu oldu. Bu yapılanmanın en sağlıklı bir şekilde geliştiğini görmekten, tabii büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bir taraftan, kariyer mesleği olan mesleğinizin teknik vasıflarını en iyi şekilde öğrenirken, bunlarla ilgili en iyi şekilde donatılırken, diğer yandan da yine mesleğinizden ayrı düşünülemeyen hukuk, demokratik ilkeler, insan haklarıyla ilgili konular; daha geniş anlamda siyasi diyebileceğimiz, günlük siyaset anlamında değil, ama bütün bu söylediklerimi kapsayacak anlamdaki mevzularla da yakından ilgili bir eğitimden geçiyorsunuz. Bu, şunu gösteriyor ki: Dünyanın gidişatıyla birlikte, Türkiye’nin gidişatını da siz yakından takip ediyorsunuz. Çünkü Türkiye’nin demokratik standartları, sürekli olarak yükseltilmekte. Demokratik standartlarımızın noksanlığından kaynaklanan birçok problemler, bu şekilde problem olmaktan çıkmakta, bunlar tabii ki yeni güvenlik konseptini oluşturmakta ve siz de buna göre vazife yapmaya başlamaktasınız. Bütün bunları halk da takip ediyor ve neticede halk da değerlendiriyor. Bütün bunlar, Türkiye’yi de güçlü hale getiriyor.
Şunu unutmayın ki: Hepimiz her şeyden önce bireye çok önem veriyoruz, ferde çok önem veriyoruz. Bu çağ, bireyciliğin öne çıktığı, bireyin hak ve özgürlüğünün öne çıktığı bir çağdır. O bakımdan, güvenlik anlayışının bireyin o özgürlüğünü ve mahremiyetini zedelememesi, ama onun da tabii ki kamu düzenini bozacak bir noktaya gelmemesi, sınırını en iyi şekilde gözetmesi gerekmektedir. Bunlar çok tabii ki hassas konular olduğu için, bu konuları ciddi bir eğitimden geçerek ancak öğrenebilirsiniz ve uygulamalarınızda yanlışların olmaması için de çok ciddi bir, sağlam bir eğitim "background"ınızın olması gerekmektedir. O açıdan, Polis Akademisi’nin geldiği bu noktadan, gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bunu büyük bir gururla hep takip ediyoruz.
Dünyaya açılmanız, başka ülkelerden öğrencilerin gelmesi, onlara eğitim vermeye başlamanız, bütün bunlar hep bizim takdir ettiğimiz konulardır. Güvenlik konuları sadece, ülkelerin kendi iç meselesi de değil. Bugün dünyanın en büyük meselesi, güvenlik konuları. Artık bildiğimiz klasik savaşlar söz konusu değil. Bunun yerine başka savaşlar söz konusu. İşte bu başka savaşlarla mücadele etmenin de yine yollarını bu okullarda sizler en iyi şekilde öğreneceksiniz ve en etkin şekilde tabii bu mücadeleyi vereceksiniz.
Bir taraftan, herkesin sonuna kadar özgür olması, ama diğer taraftan da kamu güvenliğinin sağlanması, kanunların hâkimiyetinin sağlanması, herkesin hukuka uymasının temin edilmesi. Güçlü güvenlik kurumları söz konusu olmazsa, o zaman caydırıcılık da tabii ki söz konusu olmaz. Silahlı Kuvvetler dışa karşı caydırıcılığın en önemli grubudur. O bakımdan, güçlü, kuvvetli olması, hepimiz için büyük bir gurur kaynağıdır. Polis gücü de içeride suç işlemeyi caydırıcı bir güçtür. Eğer herhangi bir şekilde suç işlenirse de, bunu meçhul bırakmamak, suç işleyeni en kısa süre içerisinde ortaya çıkartmak, bu beceriyi göstermek de yine sizin kabiliyetiniz ve kapasitenizle tamamen ilgilidir. Bir zamanlar, bırakın normal suçlarda, cinayetlerde bile faili meçhul dediğimiz dönemlerin olduğunu ve bunların sayılarının çokluğunu düşündüğümüzde, aslında güvenlik güçlerimizin yetersizliğini bir anlamda hatırlamamız gerekiyor. Ve bu, bir ülkenin itibarıyla ilgili bir konu, gayet açık bir şekilde. Bir ülkenin hukukunun, kanunlarının yeteri kadar uygulanamadığını gösteren bir işaret. Bugün büyük bir memnuniyetle görüyorum ki, artık bunlar geçmişte kaldı. Eğer suç ortaya çıkarsa, süratli bir şekilde, bunun failleri ortaya çıkartılıyor ve bunlar getirilip mahkemelere teslim ediliyor.
Rektörünüz tabii çok güzel bir konuşmayla, aslında size ilk dersi çok iyi verdi. Güvenlik, aynı zamanda, eğer meşruiyeti varsa, o zaman saygıyla karşılanacak, ama meşruiyeti yoksa daima sorgulanacak bir konudur. Dolayısıyla, gücü kullanmak, güç sahibi olmak, üzerinize çok büyük sorumluluk vermektedir. Büyük bir yetkidir, ama aynı zamanda da çok büyük bir sorumluluk. Tabii ki güç kullanmanın kademeleri çok farklı farklıdır. Siyasi kademelerden, nihayette kolluk kuvvetlerine kadar bu sınıflandırılabilir. Ama sizler söz konusu olduğunda, bu size verilen gücü kullanabilmeniz, yetkiyi kullanabilmeniz için de en iyi şekilde donatılmanız gerekmekte ki, bir yanlış yapmayasınız. Nihayette, bir yanlış söz konusu olursa, bu yaptığınız yanlış, direkt devleti ilgilendirecektir. O bakımdan, büyük bir sorumluluk içerisindesiniz. Bundan dolayı, Polis Akademisi’nin kendisini tekrar gözden geçirmesi, imkânlarının artırılması, eğitim, akademik programlarının yükseltilmesi, öğretiminin akademik kariyer sahibi kişiler tarafından verilmeye başlanması; bu Türkiye’nin gücüne güç katacaktır. Polis Teşkilatı güçlü olan bir ülkenin, iç düzeni de güçlü olacaktır. Bunlar da sizin sayenizde olacaktır. Onun için, birçok üniversitenin açılışına giderken, Polis Akademisi’nin 2010-2011 Akademik Yılının açılışına da gelmeyi özellikle istedim. Hem bu başarıları gördüğümü burada ifade edeyim hem sizleri daha çok teşvik edeyim hem de sizleri hep takip ettiğimizi bilin ve sizler de bu heyecan içerisinde ve bu azmin içerisinde daha çok çalışın istedim. Hepinize başarılar diliyorum.
Yeni öğrenciler, inanıyorum ki, burada hep mutlu olacaksınızdır, aileleriniz de hep mutlu olacaktır. Sizler ne kadar iyi yetişirseniz, bizler de sonunda sizlerle hep gurur duyacağız. Tekrar, hayırlı olsun. Hepinize başarılar diliyorum.