Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası'nda Yaptıkları Konuşma

05.10.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın Değerli Mensupları,

Önce burada, bu nezih ortamda sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Sizin de bildiğiniz gibi dünden beri, ülkemizin bu güzel, şirin kenti Trabzon’dayım. Gerçekten dünden beri büyük bir gurur duyuyorum. Büyük bir huzur içindeyim. Çünkü uzun süredir şehrinize gelmek istiyordum ve gelmeyeli epey bir olmuştu. Bu ziyaretimde gördüğüm her şey beni ziyadesiyle mutlu etti.

Hem şehrin geliştiğini, güçlendiğini, yeniliklerin hayata geçirildiğini, şehirdeki olumlu, pozitif atmosferi gördüm hem de herkesin büyük bir dayanışma içerisinde, kamu özel, herkesin büyük bir dayanışma içerisinde, bu şehir için, burada yaşayan insanlar için, büyük bir çaba içinde olduğunu gördüm; bundan büyük bir memnuniyet duydum.

Dünden beri birkaç konuşmamda ifade ettim. Trabzon, belki resmi olarak büyükşehir olarak anılmıyor. Bildiğim kadarıyla yakında o da olacak. Ama onlara hiç ihtiyacı olmayan, kendisi gerçekten büyük olan bir şehir. 1884’ten beri ticaret ve sanayi odası olan, Fatih Sultan Mehmet’ten, Yavuz’dan, Kanuni’den hatıraları olan, daha eski çağlara gittiğimizde, birçok farklı medeniyetlerin gelip buralarda eserler bıraktığı büyük bir şehir. Çok derin bir kültürü var. Büyük bir üniversitesi var. İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir ile beraber kurulan bir üniversitesi var. 100 binin üzerinde mezun vermiş bir üniversite. Sporuyla, Türkiye’nin en önde olan bir ili. Bilmiyorum dünyada bu kadar futbolu, sporuyla bütünleşmiş başka bir il var mı? Trabzonspor’u ziyaret ettiğimde bunları söyledim.

Sizler Trabzon’dasınız, ama Trabzon’a artık sığmayan ve Türkiye çapında, dünya çapında çok büyük işler yapan, çok büyük müteşebbisler, iş adamları çıkartmış bir ilsiniz. Bütün bunlarla tabii ki çok büyük gurur duyuyoruz. Ama Trabzon tarih boyunca, sadece bu söylediğim vasıflarıyla değil, ticaret olarak da çok önemli izler bırakmış. Tarihi İpek Yolu'nu hepimiz biliyoruz. Çin’e gittiğimde, bu güzergah üzerindeki birçok ülkeyi ziyaret ettiğimde de, bu yolun ne büyük işlev yaptığını, tekrar hatırlarım.

Yine Trabzon limanıyla önemli bir fonksiyon görmüş. Bugün de limanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Bugün de buraya gelmeden, limanı ziyaret ettim. Orada da gördüm. Özellikle özelleştikten sonra limanlarımız, çok daha fazla iş yapmaya başladılar, gerçekten. Bu Akdeniz'deki limanlarımız için de geçerli, Karadeniz'deki limanlarımız için de geçerli. Havalimanı olarak adeta bir hub oluşturmuş. Kafkaslar’a giden, Afganistan’a giden, Ortaasya’ya giden uçakların ikmal merkezi, bakım merkezi ve durduğu bir yer. Bütün bu noktalardan Trabzon önemini muhafaza ediyor ve önemi giderek artıyor.

Şu bir gerçek ki: Trabzon’un ekonomik üstünlükleri göz önüne alındığında, hizmet sektörü burada daha fazla öne çıkıyor. Hizmet sektörüyse çok geniş bir sektör, turizm de bunun içerisine giriyor, ticaret de bunun içerisine giriyor, ulaştırma da bunun içerisine giriyor. Bunları çok daha genişletebilirsiniz. Bu alanlarda Trabzon’un çok daha önem kazanacağına inanıyorum.

Ulaştırma söz konusu olduğunda, hepinizin uzun yıllardır hep dile getirdiğiniz demiryolu konusu var. Gerçekten artık Trabzon’un güneye, Ortadoğuya bağlantısının demiryoluyla sağlanmasının vaktinin geldiği kanaatindeyim. Aslında bunun önemini her zaman Türkiye kavramıştır. Ama büyük projeler, büyük maliyetli projeler söz konusu olduğunda, tabii ki ülkeler kaynaklarını önceliklere göre ayırırlar. Daha öncelikli başka konularımız olduğu için, önemi bilinmesine rağmen, belki başlanamamıştı. Ama bugünkü Türkiye, çok büyük projeleri artık gerçekleştirebilen bir ülkedir. Çok büyük maliyetli projeleri hizmete sunan bir ülkedir. Hatta çok büyük projeleri gerçekleştirirken, dışarıdan çok kolay finansman sağlayabilen, çok ucuz finansman sağlayabilen, hatta dışarıdan çok kolay ortaklıklar çekebilen bir Türkiye’dir. Türkiye’nin makro ekonomisi elhamdülillah bu noktaya gelmiştir. OECD ülkeleri içerisinde, en hızlı büyüyen bir ülkedir. Risk primi, birçok Avrupa Birliği ülkesinden daha düşük olan bir ülkedir. Bütün bu açıdan baktığımızda artık Trabzon, Erzincan veyahut da ta güneye sarkan demiryolunun da ciddi bir şekilde ele alınması ve yapılması zamanının geldiğine inanıyorum. Bununla ilgili zaten fizibilite çalışması yapılıyor, bunun ihalesi yapılmış vaziyette. Kısa süre içerisinde de tam maliyeti, güzergahı her şeyi ortaya çıkınca, o zaman Trabzon’un ticarette yeni büyük bir hamle yapacağına inanıyorum. Bu demiryolu tabii ki insan taşımak için değil, artık kargo amaçlı demiryolları çok daha fazla öne çıkmaktadır, ulaşım, mal taşıma açısından. İnsan taşıma açısından belli güzergahlar, İstanbul, Ankara gibi şüphesiz ki her zaman önemlidir. Hızlı tren de zaten bunun için yapılmaktadır. Ama yük taşımacılığı demiryollarının esas fonksiyonu olmaya başlamaktadır.

Bunun dışında havaalanının da biraz genişletilmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer mümkünse tabii biraz pistinin uzatılması, diğer hizmetlerin orada rahat verilmesi. Çünkü birçok firmalar, uçaklar transit geçerken bile, transit bir havalimanı olarak da burayı kullanmaktadırlar. Bu daha da fazla genişleyecektir.

Üniversite 50 yıldır mezun vermektedir. Üniversite sadece, Trabzon şehrine hizmet eden bir üniversite değildir. Onun getirdiği heyecan, onun getirdiği dinamizm, ayrıdır tabii ki. Çünkü Üniversiteye Trabzon dışından çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci gelmektedir. Ama Üniversitenin bütün bilimsel faaliyetlerinin, Trabzon’un gelişmesine, güçlenmesine muhakkak ki ışık tutması gerekmektedir. Bunu dün Üniversite'de konuştuk. Üniversiteler, önce bulundukları bölgeye lokomotiflik yapacaklar. Sonra tabii ki ülkeye yapacaklar. Yeni teknoparkın kurulmasıyla birlikte bilimsel faaliyetlerin ekonomiye transferi gerçekleşecektir. Yoksa çok güzel bilimsel araştırmaların kitaplar arasında kalması, çok fazla bir şey ifade etmiyor. Onların ekonomiye transferi ve onlardan faydalanılması çok önemli. İşte teknopark bu hizmeti yapacaktır ve bu da ticaret, sanayi ile direkt ilgili olan bir husustur.

Turizmin Karadeniz’de giderek çok daha önemli hale geldiğini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu bağlamda hemen şunu söylemek isterim ki: Turizm değeri ifade eden, hem tarihi eserleri hem de o güzel yaylalarınızı muhakkak korumaya devam etmeniz gerekir. Özellikle de yaylaları çirkin yapılaşmayla bozmamak gerekir. Bir kez bozulunca, onları tekrar yapmak, tekrar eski haline getirmek mümkün değil. Bu bakımdan çevrenin korunması çok önemli bir konudur. Buna da son günlerde çok dikkat edildiğini ve bu konuda yeni bir bilinçlenmenin olduğunu görüyorum. Bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Turizm açısından Trabzon’un potansiyelinin hâlâ yeteri kadar tanıtılmadığı kanaatindeyim. Bu konuda eminim ki çok daha fazla çalışmak gerekir. Özellikle Ortadoğudaki ülkelere, birçok Arap ülkesine Trabzon’un tanıtılması, oralardan çok daha fazla buraya turistin gelmesini garanti edecektir. Buradaki beş yıldızlı otel sayısı da çoğalmalıdır, buna paralel olarak. Eminim ki o da çoğalacaktır. Ama turizmin önemli bir gelir kaynağı olduğunu unutmamamız gerekir. Akdeniz, bu açıdan çok başarılı oldu. Sadece Antalya, 10 milyon turist misafir ediyor. Bunun bütün bölgeye getirisini düşündüğümüzde, inanılmaz. Bu sene 30 milyar dolar turizm gelirimiz oldu. Karadeniz'in güzelliklerini, Karadeniz'in kendine has farklılıklarını dünyaya da en iyi şekilde tanıtmamız gerekir. Sadece Batılılara, sadece vaktiyle buralardan gelip geçmiş olan insanlara değil, bunu Ortadoğu başta olmak üzere, dünyanın her tarafına tanıtmamız gerekir. Bu yönde de çalışmalar sizin için tabii ki ayrı bir alandır.

Kültür, spor, bunlar yine hizmet sektörünün ayrı bir alanıdır. Hizmet sektörü çok geniştir. Bu konuda, yapılacak çalışmaların burada çok büyük istihdam oluşturacağı kanaatindeyim. Spor; başında da söyledim, burada her ile nasip olmayan bir başarıdır doğrusu. Hem şehrinizi en iyi şekilde tanıtıyor, bütün dünyaya hem de ayrı bir ekonomik faaliyet haline geliyor. Bütün bunların Ticaret ve Sanayi Odası'nın ilgi alanı içerisinde olduğu kanaatindeyim.

Şuna inanıyorum ki: Ülkemizin geleceği gerçekten çok parlaktır. Son dönemlerde yaptığım konuşmaları, eminim ki takip ediyorsunuzdur. Gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerek yurtdışında, BM vesilesiyle yaptığım birçok konuşmada ifade ettim, Türkiye’nin geleceği gerçekten çok parlaktır. Türkiye’de inanılmaz değişiklikler olmaktadır. Belki bazı eğer sıkıntılar varsa, bunlar bu değişikliklerin sıkıntısıdır, ama bunlar geçmiş olan değişikliklerdir. Türkiye’de yeni bir anayasanın, çok daha demokratik standartlara uygun, hukukun standartlarına uygun bir şekilde yapılması, en çok iş adamlarımıza, sanayicilerimize, müteşebbislerimize katkı yapacaktır. Farkına varmadan, birçok şekilde eliniz kolunuz aslında bağlı olmaktadır. Biraz önce Sayın Başkan Ticaret Yasası'ndan bahsetti ve "Neredeyse bizim Odamız kadar eski" dedi. Siz hâlâ 1936 tarihli kanunla, Ticaret Yasası'yla işlerinizi yürütüyorsunuz. Halbuki iş alanlarınız, vizyonunuz o kadar değişik ki, o günkü şartlarla bugünkü şartlar o kadar değişik ki. Şimdi tüm bunların süratli bir şekilde yapılacağına inanıyorum. Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde, müzakere sürecinde -sonunda ne olur onu bilemem ama-standartlarını o ülkelerin standartlarına çıkartması, neticede iş dünyamızı güçlendirecektir, ekonomimizi güçlendirecektir.

Bakın bu ülkeye, aynı ülkeye, yabancılar gelip yatırım yapmazdı, paralarını yatıramazdı. "Türkiye Cumhuriyeti tapusu" denilen kağıda güvenip, milyonlarca dolarını getirip bu ülkeye yatıramazdı. Çünkü hukukumuz o zaman çok müsait değildi, güvenemezlerdi. Ama hukukumuzun standartlarını yükselttik. Ekonomimizi daha şeffaf hale getirdik. Herkese eşit davranılması gerektiğini gösterdik. Şeffaf olmayı gösterdik. Her şeyin ihalelerle yapıldığını ortaya koyduk. İhalelerin çok açık ve şeffaf olduğu gösterilince o zaman insanlar güvenmeye başladı. Başka ülkelerin, başka insanların tasarrufları Türkiye’ye gelip, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkı vermeye başladı. Bütün bunlardan bütün illerimiz kendine düşen payları almaktadır.

Sizlere özellikle bir çağrıda bulunmak istiyorum, Trabzonlular’a; bu bölgeye, bu şehre verilen teşvikler olağanüstüdür. Buraya verilen teşvik ile Hakkari’ye verilen teşvik aynıdır. Bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekir. Bunu sadece siz kendi içinizde oturup konuşmayın. Bunu bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya anlatın ve buraya dünyanın her tarafından yatırımcıları getirin. Bu sizlerin gayretleriyle olacaktır. Bu teşvikler tabii ki ilelebet devam etmeyecektir. Dolayısıyla bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirin ve Trabzon hakettiği payları en iyi şekilde alsın. Muhakkak ki konuşulacak çok şey vardır, ama dünden beri düşüncelerimi birkaç vesileyle, aranızda bazılarının da olduğu toplantılarda paylaştığım için uzatmak istemiyorum.

Özel sektör artık Türkiye’nin esas dinamosudur. Devletin fonksiyonları, yeniden tespit edilmiştir. Devlet sizlere en iyi şekilde iş yapma imkanını oluşturacaktır. Yolları döşeyecektir, sizler de bu yollardan yürüyeceksiniz. İstihdamı artık siz oluşturuyorsunuz, ihracatı siz yapıyorsunuz. Tabii ihracat söz konusu olduğunda, unutmadan ifade etmem gereken başka bir husus da; Trabzon’un önemli bir ihracat merkezi olduğudur ve limanı olduğudur. Bu noktada Rusya ile son dönemde ortaya çıkan sıkıntıların kısa süre içerisinde giderileceğine inanıyorum. Bununla ilgili bilgileri hep aldım. Soçi Limanı'nın kapatılmasından sonra Adler Limanı'nın kısa süre içerisinde devreye girmesi gerekmektedir. Soçi'de büyük spor faaliyetleri söz konusu olacak, önümüzdeki kısa dönemde. Oradan sizin de faydalanmanız gerekir. Oradaki büyük inşaat hamlesinden zaten şu anda birçok Türk firması faydalanıyorlar. Çok büyük alt yapılar yapılıyor. Hemen yine Batum’da çok büyük altyapı faaliyetleri söz konusu. Bütün bunlardan Trabzon’un faydalanması gerekmektedir.

Trabzon sadece Türkiye’ye değil, çok geniş bir coğrafyaya tarih boyunca hitap etmiş, bugün de hitap edecek, bundan sonra da daha çok hitap edecek bir ilimizdir. Onun için sizin şöyle bir hinterlandınızı çizdiğimizde, bu Rusya’dan, Kafkaslar’dan İran’a kadar uzanmaktadır. İran ile ilişkiler, Türkiye için önemli. Bununla ilgili ben gerek New York’ta geçen hafta içerisinde gerekse Ankara’da hep açıklamalarda bulundum. Bilmeyenler, bizim İran ile olan ticaretimizden rahatsız olabilirler. Ama Türkiye ile İran’ın ticareti önemlidir, işbirliği önemlidir, iki komşu ülkeyiz. Bugün tesadüfen İran Ticaret Odası'nın değerli başkanı ve bazı üyelerinin de burada olduğu gördüm, liman ziyaretinde, bundan çok memnuniyet duydum. Biraz önce Osman Beyin anlattıklarını da hep beraber dinlediniz, kendisiyle ben daha önce de hep konuşmuştum. Artık tüm konuşmaların, devlet yetkilileri arasındaki konuşmaların, pratiğe dönmesi gerekir. Bu pratikle Trabzon ve İran arasındaki ticaretin, eskiden olduğu gibi, tekrar başlamasıyla gerçekleşecektir. Bunun direkt ve dolaylı çok büyük faydaları olacaktır şüphesiz ki.

Ulaşımla ilgili karşılaştığımız sorunları uzun yıllardır hep dinliyoruz. Bunların da pratik bir şekilde çözülmesi gerekmektedir. Bununla ilgili İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Sayın Rahimi geçen haftalarda Türkiye’ye geldiğinde kendisiyle konuştum. BM’de İran Cumhurbaşkanıyla konuştum. Ümit ediyorum ki bu yönde de önemli adımlar atılacaktır. Ama İran Liman'ıyla ilgili İran ortaklığı söz konusu olursa, bununla ilgili biraz önce bilgi aldım, ileri derecede görüşmeler yapılmış, bu bile bu beklenen ticaretin gelişmesine büyük bir katkı yapacaktır.

Sözlerimi uzatmak istemiyorum. Tekrar, burada bulunduğum süre içerisinde gördüklerimden duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum, hepinize ayrı ayrı başarılar diliyorum. Trabzon’un ve ülkemizin geleceğinin çok daha parlak, çok daha iyi olduğuna olan güvenimi bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepinize tekrar iyi günler diliyorum, başarılar diliyorum. Sağolun.

Yazdır Paylaş Yukarı