Değerli Basın Mensupları,
Bildiğiniz üzere, Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi’nin resmi programı dün yapılan Dışişleri Bakanları Toplantısı ile başlamıştı. Bu sabah, Devlet Başkanları düzeyindeki Zirve’yi gerçekleştirdik ve az önce çalışmalarımızı tamamladık.
Toplantımız sırasında ortak dil, din, tarih ve değerleri paylaştığımız kardeş ülkeler arasındaki çok taraflı işbirliği mekanizmalarını ve ikili ilişkileri gözden geçirme imkânını bulduk.
Zirve sırasında genel görüşmelerin yanısıra, Devlet Başkanları ve Dışişleri Bakanları arasında ve Başbakan Sayın Erdoğan ile misafir Devlet Başkanları arasında yoğun bir görüşme trafiği yaşanmıştır.
Ayrıca, Azerbaycan, Türkmenistan ve Türkiye Enerji Bakanları üçlü bir toplantı gerçekleştirerek, Hazar Havzası enerji kaynaklarına ilişkin işbirliği imkanlarını ele almışlardır.
Tüm bu temas ve görüşmeler bir bütün olarak dikkate alındığında, bu önemli toplantının, bölgesel barış, istikrar, huzur ve refahın teminine katkı sağlaması bakımından Türk dünyasına yaraşır bir etkinlik olduğunu ifade etmek isterim.
Malumunuz, geçen sene Nahçıvan’da yapılan Zirve Toplantısında imzalanan anlaşma ile; Türk dünyasının kardeş ülkeleri arasındaki işbirliğinin kurumsallaştırılması için İstanbul’da Türk İşbirliği Konseyi Sekretaryası kurulması kararlaştırılmıştı. Bu yılki Zirve Toplantısında ağırlıklı gündem maddesini bu Sekretarya’nın kurulmasına ilişkin düzenlemeler teşkil etmiştir.
Bu çerçevede, Genel Sekreter olarak son derece tecrübeli bir diplomat olan eski Moskova büyükelçimiz Büyükelçi Halil Akıncı’yı atadık. Büyükelçi Akıncı’dan Sekretarya’nın kuruluş çalışmalarını bir an evvel bitirmesini ve hızlandırmasını istedik.
Türk İşbirliği Konseyi; Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Aksakallar Konseyi, Kıdemli Memurlar Komitesi ve Daimi Sekretarya’dan müteşekkil olacaktır.
Ankara’da faaliyet gösteren TÜRKSOY ve Bakü’de yerleşik Türk Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) ile Astana’da kurulan Türk Akademisi’nin de bu kurumsal yapıyı güçlendirmesi öngörülmektedir.
Toplantı sırasında, ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki karşılıklı etkileşimi, dayanışmayı ve işbirliğini daha da kuvvetlendirmek maksadıyla,
-Ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla “Türk İş Konseyi”nin kurulmasını,
-Türk kültürü ve mirasının korunması için Bakü’de bir vakıf kurulmasını,
-Astana’nın TÜRKSOY tarafından 2012 yılı Türk Kültür Başkenti olarak ilan edilmesini,
-Astana’daki Türk Akademisi bünyesinde bir müze ve kütüphane kurulmasını,
-“Üniversitelerarası Birlik” adı altında bir yapılanmaya gidilerek, bu alandaki işbirliğinin ilerletilmesini,
-Araştırma-geliştirme faaliyetleri için özel bir fon kurulmasını ve
-3 Ekim gününün, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdık.
Ayrıca kardeş Türk cumhuriyetlerinin 20. bağımsızlık yıldönümünü önümüzdeki yıl hep beraber kutlamayı da kararlaştırdık. Bu çerçevede Türkmenistan Aşkabat'ta bir büyük kültür festivali düzenlemeyi kararlaştırdık.
Bu fırsattan yararlanarak açıkça ifade etmek isterim ki, kardeş Türk devletleri arasındaki işbirliğinin tek hedefi halklarımızın menfaati değildir. Aynı zamanda bölgesel işbirliğini de güçlendirmeyi ve bu sayede bölgemizde yaşayan bütün halkların barış, istikrar, huzur ve refahının geliştirilmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Katılımcı ülkelerin bu yöndeki ortak iradesi, Zirve Toplantısı’nda bir kere daha teyit edilmiştir.
Ülkelerimizin bulunduğu coğrafya büyük potansiyel vaat etmekle birlikte çeşitli sorun ve risklerle de karşı karşıyadır. Bu sorun ve risklerin, bölgemizdeki işbirliği imkanlarını zedelemesine de izin vermeyeceğiz.
Türk İşbirliği Konseyi’nin, Avrasya coğrafyasındaki mevcut işbirliği mekanizmalarını tamamlayan bir bölgesel teşkilat olarak kendini kısa sürede ispatlayacağına inancımız tamdır.
Değerli Basın Mensupları,
Müteakip toplantıya evsahipliği yapmayı teklif eden Kazakistan’ı şahsım ve Değerli Cumhurbaşkanı Kardeşlerim adına bir kere daha tebrik ediyorum. Gelecek yıl hep beraber Kazakistan'da olacağız. 2012 yılında da Kırgızistan'da olacağız.
Kardeş Türk dünyasının çok kıymetli Cumhurbaşkanlarına Zirve’ye iştiraklerinden ötürü bir kez daha teşekkür ediyorum. Kendilerini Türkiye’de ağırlamaktan her zaman büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum.
Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki, artık birkaç senede bir veya senede bir kez değil, bir senede çok kez hepimiz bir araya gelmekteyiz veya ayrı ayrı görüşmekteyiz. Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü bir sözümüz var malum; "Gözden ırak olursak, gönülden de ırak oluyoruz." Hepimiz göz göze olduğumuzda, yan yana olduğumuzda, senede birkaç kez beraber veya ayrı ayrı toplandığımızda, oturup istişareler yaptığımızda, gönüllerimizde de şüphesiz ki yerlerimiz çok daha güçlü olarak devam etmektedir.
Bu vesileyle şahsım ve Türk halkı adına; kardeş Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen ve Özbek halklarına en içten sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. “Biz bir millet, altı devletiz”. Bundan büyük bir gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz.
Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, Türkiye’deki kardeşlerinizin yürekleri acı ve tatlı günlerinizde hep birlikte beraber atmaya devam edecektir.
Keza, ortak davalarımıza sahip çıkmayı ve halklarımızın müreffeh geleceği için müştereken çaba göstermeyi de sürdüreceğiz. Bu yöndeki siyasi irademiz tamdır.
İstanbul’da bu kadar geniş ve en üst düzey katılımla oluşturduğumuz bu sinerjinin, Türk İşbirliği Konseyi’nin itici gücünü meydana getireceğine samimiyetle inanıyorum.
Bir kez daha aziz kardeşlerime, değerli Cumhurbaşkanlarına, bu toplantıyı şereflendirdikleri için ve güçlendirdikleri için çok çok teşekkür ediyorum.