Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Beşar Esad onuruna verdikleri öğle yemeğinde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
"Sayın Cumhurbaşkanı,
Sayın Konuklar,
Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Beşar Esad'ı ve beraberindeki heyet üyelerini ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.
Türkiye ve Suriye arasında ilişkiler gücünü yüzyıllara giden ortak tarihi ve kültürel değerler ile iki halk arasındaki kardeşlik bağlarından almaktadır.
Zat-ı Aliniz'in 2004 yılında ülkemizi, 10. Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'in de Suriye'yi ziyaretleriyle ilişkilerimizde kazanılan ivme bugün de sürmekte ve meyvelerini vermektedir. Başbakan ve Bakanlar düzeyindeki yoğun karşılıklı ziyaretler ilişkilerimizdeki yakınlığın ve sıcaklığın göstergesidir.
Bu ziyaretinizin de hızla gelişen ilişkilerimizin daha da ileri götürülmesine katkı sağlayacağı kuşkusuzdur.
Türkiye-Suriye ilişkilerindeki bu önemli gelişmeler sonucunda, ülkelerimiz arasındaki işbirliği alanları genişlemiş ve çeşitlenmiştir. Geldiğimiz noktada, ülkelerimiz arasında örnek alınması gereken ve gıptayla izlenen bir ilişki tesis edildiğini söylemekten memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye ile Suriye arasında son dönemde imzalanan ve 2007 yılı başında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması esasen önemli ilerlemeler gösteren ticari ve ekonomik ilişkilerimizi daha da ileriye götürecek yeni fırsatlar yaratması bakımından önem taşımaktadır. Bu fırsatlardan halklarımızın ortak çıkarlarına hizmet edecek en geniş şekilde yararlanmalıyız.
İlişkilerimizdeki bu gelişmeleri somut adımlar ve projelerle taçlandırmaya devam etmeliyiz.
Bu vesileyle, Zat-ı Aliniz'in önderliğinde Suriye'de gerçekleştirilmekte olan değişim ve reform sürecini takdirle izlediğimizi ve desteklediğimizi de vurgulamak isterim.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Ortak tarihsel, kültürel ve toplumsal değerlerle bağlı bulunduğumuz Orta Doğu bölgesi, yıllardır süregelen sorunlar ve çatışmalar nedeniyle, özlenen barış ve istikrara bir türlü kavuşamamıştır.
Bölgemizin bir an önce istikrara kavuşması, eldeki olanakların tüm bölge uluslarının refahının arttırılması ve çağdaşlaşma amaçlarıyla kullanılması, bölge ülkeleri arasında yapıcı bir işbirliği ve anlayış ortamının kurulmasıyla mümkün olabilecektir. Türkiye bu amaç doğrultusunda tüm bölge ülkeleriyle birlikte çalışmaya kararlıdır.
Suriye bölgede barış ve istikrar bakımından anahtar konumdaki bir ülkedir. Bölgedeki sorunların çözümüne katkıları fevkalade önemlidir.
Orta Doğu'daki sorunların temelinde Filistin meselesi yatmaktadır. Bu meselenin çözümü, bölgedeki diğer sorunların halli yolundaki çabalara olumlu yansıması bakımından da önem taşımaktadır. İki devletli çözüm vizyonu çerçevesinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması Türkiye'nin dış politika gündeminin ön sıralarında yer almaktadır.
Kasım ayında düzenlenmesi öngörülen Orta Doğu toplantısının barış sürecinde önemli bir aşama olabileceği düşüncesindeyiz.
Bu toplantıya bölgede barış ve istikrara katkıda bulunabilecek ülkeler ve bu bağlamda Suriye de katılmalıdır. Bölgede barış ve istikrar ancak kapsamlı olduğu takdirde kalıcı olacaktır. Bu çerçevede, barış sürecinin Suriye kanalının da bir an önce canlandırılması ve sonuçlandırılması gerektiği inancındayız.
Irak'taki mevcut durum ve bu ülkenin geleceği Türkiye ve Suriye'yi yakından ilgilendirmektedir. Irak'ın toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin korunması temel önemdedir. Irak'ın halkıyla barışık, komşularıyla uyumlu, özgür ve egemen bir devlet olarak uluslararası toplum içindeki yerini en kısa sürede alması ortak amacımızdır. Komşu ülkeler olarak, Irak'ta barışın tesis edilmesine katkıda bulunmak konusunda bizlere de sorumluluk düşmektedir. Bu çerçevedeki gayretlerimizi sürdüreceğiz.
Diğer taraftan, Irak'ın, ülke içinden ve dışından teröristlerin faaliyet alanı olmasına izin verilmemelidir. Bu çerçevede Türkiye, Irak'tan kaynaklanan PKK terör eylemlerine karşı mücadelede kararlıdır. Irak'tan da terörizmle mücadele konusunda uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesi beklenmektedir.
Iraklı mülteciler sorununun da dost ve kardeş Suriye'yi derinden etkilediğini üzülerek müşahede ediyoruz. Bu konuda Suriye'nin fedakarlığını takdirle izliyor ve üzerindeki yükün hafifletilmesine imkanlarımız ölçüsünde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, önümüzdeki dönemde Türk Kızılayı ile Suriye Kızılayı arasındaki işbirliğini ve yardımlarımızı arttıracağımızı bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Aziz Kardeşim,
Ziyaretinizin ilişkilerimize yaptığı anlamlı katkıdan duyduğumuz mutluluğu özellikle vurgulamak isterim.
Ülkelerimiz arasındaki mevcut ilişkilerin yeni atılımlarla daha da gelişeceğine inanıyorum. Zat-ı Alilerine sağlık ve mutluluk, kardeş Suriye ulusuna esenlik ve refah diliyorum. "