Sayın Cumhurbaşkanımızın, TOBB Üniversitesi'nde düzenlenen Ankara Forumu İmza Töreni'nde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
Sayın Cumhurbaşkanları, Sayın Bakanlar, Sayın Odalar Birliği'nin Başkanları ve Değerli Konuklar;
Bugün herhalde önemli, tarihi bir gün yaşadığımızın hepimiz farkındayız. İnanıyorum ki, bu buluşmalar, bu toplantılar Annapolis'te yapılacak toplantıdan önce olumlu havayı besleyen, ona katkı yapan ve orada olumlu neticelerin çıkmasını teşvik eden faaliyetler olarak görülür.
Türkiye, Filistin, İsrail ortak geçmişimiz var, ortak yanlarımız var. Bundan da hareketle Türkiye, Filistin ve İsrail ile çok yakın ilişkiler içinde olan, her ikisiyle diplomatik münasebetleri olan, ta başından ve barış için büyük gayret sarf eden bir ülke. Filistin-İsrail meselesi sadece iki tarafın meselesi olmanın çok ötesinde büyük bir problemdir. Sadece Ortadoğu'nun problemi de değil, bütün dünyanın problemidir. Bunun için yıllardır çok büyük gayretler sarf edilmektedir, çok büyük enerjiler harcanmaktadır. Zaman zaman ümitvar olunmakta, zaman zaman ise çok karamsar olunmaktadır. Türkiye olarak biz daima yapıcı ve kalıcı bir barışın tesisi için çok yoğun çaba içerisinde olduk, bunun için gayret sarf ettik.
Bugün yapılansa çok anlamlıdır. Aslında refahın olması için istikrarın olması gerekiyor, istikrarın olması için de eğer problem varsa, problemin çözülerek barışın sağlanması gerekiyor. Dolayısıyla barış ve istikrar refahı getirecektir. Bunun bilinci içerisinde her iki tarafın işadamlarını bir araya getiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin çalışmalarını ta başından beri çok destekledim ve biraz önce Sayın Başkan'ın da söylediği gibi, bunun hukuki altyapısını hazırlamak için her iki bölgeye vaktinde gittim, anlaşmalar yaptık ve bu anlaşmalar üzerine bugün yedinci toplantının yapıldığını görüyorum.
Bu proje gerçekleşirse ki, gerçekleşeceğine inancım tamdır, Gazze'de ve Batı Şeria'da çok sayıda Filistinliye iş imkânı çıkacaktır. Kurulacak sanayi bölgelerine teknoloji transferi yapılacaktır. Buralarda üretilen mallar dünya pazarlarına; Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve körfez ülkelerine satılabilecektir.
Bunun için siyasî iradelerin olması gerekiyordu. Bu iradelerin varlığı bugün de gözüküyor işte. Sayın Peres ve Sayın Abbas biraz önce yaptığımız kendi aramızdaki toplantılarda da her türlü hukuki altyapının hazır olduğunu gördük, toprağın Filistin tarafından verildiğini Sayın Başkan Abbas ifade etti. Her türlü güvenlik ve hukuki desteğin verildiğini Sayın Peres söyledi. Çünkü burada üretilen malların dünya pazarlarına ulaşabilmesi için İsrail'in hava ve deniz imkânlarından faydalanmak şarttır. Bütün bunlar, inanıyorum ki, çok somut, müşahhas, elle tutulur adımların atıldığını gösterecektir.
Barış için çok şey yapılmıştır, demin söylediğim gibi, çok enerji harcanmıştır. Ama bizim yaptığımız elle tutulur, gözle görülür ve yakın süre içerisinde dumanların tüttüğü, insanların çalıştığı bir projedir.
Buna ilâveten Türkiye'nin yaptığı başka şeyler de vardır. Bunu çoğunuz bilmiyorsunuz. Bu da yine Filistin ile İsrail arasında kurulacak bir üniversitedir. Bu sefer araziyi İsrail tarafı verecektir ama bu Filistin tarafına açık olacaktır ve en az beş bine yakın insan istihdam edilecektir. Bilkent Üniversitesi ile yaptığımız görüşmeler neticesinde, Bilkent Üniversitesi bu projeyi üstlenmiştir, Rektör Doğramacı bununla ilgili ilk görüşmeleri yaptıktan, desteğimizi verdikten sonra Başbakan Olmert buraya geldiğinde, ona da geniş bir şekilde bu projeyi anlatmıştır. Daha sonra İsrail'e gitmiştir, Filistin'e gitmiştir. Orada da bu projenin gerçekleşmesi ile ilgili her türlü görüşmeler yapılmıştır ve tam destek alınmıştır.
Bu kurulacak üniversitede fakültelerin yanında bir de hastane olacaktır, okullar olacaktır ve burada da, dediğim gibi, çok sayıda yine Filistinli istihdam edilecektir. Kapısı Filistin'e açık olacaktır, hastane yine Filistinlilere hizmet verecektir.
Bütün bunlarla şunu söylüyorum: Türkiye sadece siyasi olarak barış için uğraşan bir ülke olmanın ötesinde elle tutulur, gözle görülür somut projeleri de gerçekleştirmek için uğraşan bir ülkedir. İnanıyorum ki, bunlar çok takdir edilecektir, zaten her iki Sayın Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili desteklerini ve takdirlerini hep açıkça söylemişlerdir. İnanıyorum ki diğer ülkeler de bunu takdir edeceklerdir, bu sanayi bölgeleri açıldığında buralara onlar da gelip yatırım yapacaklardır. Sadece Türk, Filistinli ve İsrailli işadamları değil, herkese açıktır; Japonlara da açıktır, Avrupalılara da açıktır, herkese açıktır, Amerikalılara da açıktır. İnanıyorum ki bunlar kalıcı barışı da teşvik eden çok önemli adımlar olacaktır.
Ben tekrar davetimi kabul edip Türkiye'ye geldikleri için her iki başkana ve onlara destek veren bütün yardımcılarına teşekkür ediyorum. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne teşekkür ediyorum; çok kararlı bir şekilde bu projeyi sahiplendikleri için; Bilkent Üniversitesi'ne teşekkür ediyorum bu projelerini onların da en kısa süre içinde gerçekleştireceğine inanıyorum. Yine İsrail ve Filistin Odalar Birliği'nin başkanlarına çok çok teşekkür ediyorum.
Sağolun.