Sayın Cumhurbaşkanı, Değerli Kardeşim, Muhterem Hanımefendi, Değerli Misafirler;
Bugün Bakü'de bulunmaktan sizlerle beraber olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yurtdışına yaptığım ilk ziyareti Azerbaycan'a yapıyor olmakla aramızdaki dostluk ve kardeşliğin sadece sözde olmadığını, dillerimizde olmadığını, kalbimizde ne kadar çok yer ettiğini gösterdiği inancındayım.
Azerbaycan'a her gelişimde Azerbaycan'ın değiştiğini görmekten her zaman gurur duyuyorum. Ekonomik olarak giderek zenginleşen, her bakımdan güçlenen, büyük projeleri gerçekleştiren, sadece bölgede değil, dünyada dikkati çeken bir ülke olma yolunda Azerbaycan çok büyük mesafeler katetmiştir.
Bu ziyaretimin Azerbaycan'ın 15. bağımsızlık yıldönümüne rastlıyor olması da ayrıca çok anlamlıdır. Bu 15 sene içerisinde çok büyük mesafelerin kat edildiği, çok büyük gelişmelerin sağlandığı gayet açıktır. Geçmişte, eski yıllarla mukayese ettiğimizde, bu gelişmenin ne kadar büyük olduğunu eminim ki herkes görecektir.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri en iyi şekilde ortaya koyan sözler Azerbaycan'ın büyük önderi rahmetli Haydar Aliyev tarafından ifade edilmiştir:
"Bizler bir millet, iki devletiz", demiştir, ki bundan daha güzel, daha veciz bir şekilde bu beraberlik ifade edilemezdi.
Bizler gerçekten bir milletiz, iki devletiz, aslında iki devletten de daha fazlayız. Bütün bölgemizde, çevremizde, başka devletler de vardır, ama hepimiz aynı milletteniz. Bugünkü dünyada ayrı devletler içerisinde olabiliriz ama işbirliği yapmak, kardeşliğimizi, dostluğumuzu göstermek, dayanışmamızı göstermek mümkündür. Bu siyaseten de mümkündür, ekonomik işbirliği şeklinde de mümkündür, kültürel alanda da mümkündür. Büyük bir memnuniyetle burada ifade etmek istiyorum ki, çok büyük projeler gerçekleştirilmiştir. Bu projeler başlangıçta -hatırlayacaksınız- bazıları tarafından hayal olarak, rüya olarak düşünülmüştür. Ama bunların açılışlarını hep beraber yaptık. İnanıyorum ki, ileride de çok büyük projeleri gerçekleştireceğiz. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı projesi dünyanın üçüncü büyük uzun boru hattı projesidir. Artık sadece Kafkasların, Azerbaycan'ın değil, Orta Asya'nın da petrolleri Akdeniz'den bütün dünyaya pazarlanabilmektedir.
Geçen sene Sayın İlham Aliyev ile Sayın Nazarbayev Kazakistan'da oturdular, anlaşma imzaladılar. Bundan sonra Kazakistan'ın petrolleri Akdeniz'den, büyük petrol boru hattı üzerinden pazarlanabilir hâle gelmiştir. Aynı şekilde Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz projesi bitmek üzeredir. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu projesi de uzun yıllar konuşulmuştur. Hatta unutulmaya yüz tutmuştur; "Artık bu gerçekleşmez" denildiği bir noktada tekrar canlandırılmıştır, temeli atılmıştır. İnşallah bu projenin de bittiğini hep beraber göreceğiz. O zaman sadece Kazakistan'dan değil, ta Çin'den kalkan vagonlar Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye üzerinden -İstanbul Boğazı'nı alttan Asya ile Avrupa'yı bağlayan, Marmaray projesi bitecek ve o zaman- aktarma yapmadan, ta Avrupa'nın sonuna kadar gidebilecek.
İşte bütün bu büyük projeleri hep beraber gerçekleştiriyoruz. Bu büyük projelerin iki çok temel lokomotifi Türkiye ve Azerbaycan'dır. Şimdi inanıyorum ki, bunlar büyük işbirliği projeleri. Bütün bu saha büyük bir ekonomik alan hâline gelmiştir, ticarette, yatırımda. Burada Sayın Aliyev'e teşekkür ediyorum. Bazı işadamlarınız buradalar. Bugün 140 işadamıyla beraber geldik. Bir kısmı ancak burada. Onlar da şunu çok iyi biliyorlar ki, sizlerin verdiğiniz imkânlar sayesinde burayı zaten kendi vatanları, kendi evleri gibi gördükleri için burada büyük yatırımlar yaptılar, büyük işleri bitirdiler.
Şimdi büyük bir memnuniyetle ifade ederim ki, Azerbaycanlı müteşebbisler, işadamları Azerbaycan'ın büyük şirketleri de artık Türkiye'ye yatırım yapmaya başlamışlardır. Bildiğiniz gibi Türkiye'nin en büyük petrokimya tesislerinden birisi olan Petkim özelleştirmede Azerbaycanlılar tarafından devralınacaktır ki, bu bize büyük bir gurur vermektedir.
Yine inanıyorum ki, önümüzdeki dönem içerisinde Ceyhan'da, Akdeniz'in kıyılarında çok büyük rafineriler yapılacaktır ve bunlara, inanıyorum ki, yine Azerbaycan'ın ortaklıkları söz konusu olacaktır.
Bütün bunlar, dediğim gibi, önümüzün ne kadar açık olduğunu göstermektedir. Siyasî sahada Türkiye ile Azerbaycan birbirini daima desteklemiştir. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü Türkiye için çok önemlidir. Azerbaycan için neyse, Türkiye için de böyledir. Bu vesileyle şunu da ifade etmek isterim ki; Azeri Türklerin kanayan yarası dinmeden Türkiye de hiçbir zaman huzur içinde olmayacaktır. Bununla Yukarı Karabağ sorununu kastettiğimi eminim ki anlamışsınızdır. En kısa süre içerisinde bu yaranın artık kapanmasını arzu ediyoruz.
Bir milyona yakın Azeri göçmeni, yani sizin deyiminizle 'kaçkının' hâlini dünya görmemezlikten geliyor ama bütün dünyaya bunları anlatmak da hepimizin vazifesidir. Ben her ortamda, her fırsatta bundan bahsederim ve bunun unutulmaması gerektiğini herkese anlatırım.
Değerli Dostlar,
Bu sene yine çok önemli bir hadisenin 90. yıldönümü. Nuri Paşa'nın Kafkas İslâm Ordularının başında gelip işgal altındaki, Ermeni ve Bolşevik işgali altındaki Bakü'yü kurtarmasının 90. yıldönümüdür. Bunun da en iyi şekilde değerlendirileceğini, nesillere, gençlere en iyi şekilde anlatılacağına inanıyorum. Çünkü tarih bilinci ve tarih şuuru çok önemlidir. Bütün nesillere, gençlere özellikle bunun anlatılması önemlidir. 90. yılın da bunun için iyi bir vesile olduğuna inanıyorum.
Kültürel sahada da biz o kadar birbirimize bağlıyız ki, işte ben Türkçe konuşuyorum, siz de Türkçe konuşuyorsunuz, birbirimizi anlıyoruz. Televizyonlarımız her iki ülkede takip ediliyor. Öğrenci programları çerçevesi içerisinde yüzlerce, binlerce öğrenci hem Türkiye'de hem Azerbaycan'da tahsil görmektedir. Türk okulları çok başarılı bir şekilde buralarda Azeri kardeşlerimizin eğitim hizmetlerindedir. Yine üniversiteler arasında çok iyi işbirliği vardır. Bütün bunlarla çok büyük bir gurur duyuyorum.
Geçen sene Antalya'da yaptığımız Türkçe Konuşan Ülkeler Zirvesi'nin gelecek toplantısını Sayın Aliyev'in önderliğinde Azerbaycan'da yapacağız. Yine kısa bir süre sonra Türk Kurultayı yapılacak. Dünyanın her tarafından, bütün Türk dünyasından, Balkanlar'dan, Avrupa'dan, her yerden, Ortadoğu'dan buraya insanlar gelecek, kardeşlerimiz gelecek ve burada toplanacak. Bütün bunlar bizlerin sağlam bağlarla bağlı olduğumuzu gösteren en iyi göstergelerdir.
Ben sözümü şöyle bitirmek istiyorum:
Yine büyük Azeri şairi Bahtiyar Vahapzade'nin; "Bir ağacın iki kolu, bir ananın iki oğlu, o da ulu, bu da ulu, Azerbaycan, Türkiye..."
Yaşasın Azerbaycan - Türkiye kardeşliği!