Kıymetli Kardeşim, Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Değerli Bakanlar, Değerli İşadamları, Değerli Dostlar;
Bugün Azerbaycan'da sizlerle beraber olmaktan çok büyük bir mutluluk duyduğumu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Ayrıca dünden bu yana bize gösterilen misafirperverliğe de ayrıca çok çok teşekkür ediyorum.
Sizlerin de söylediği gibi, bu benim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden sonra ilk yaptığım yurtdışı gezisi, ziyarettir. Bu ziyareti Azerbaycan'a yapıyor olmam bizatihi dostluğumuza, kardeşliğimize, ilişkilerimize verdiğim önemi göstermektedir. Daha ilk gün beni tebrik edip, teşekkür ettiğimizde, davet etmiştiniz. Bu davete bu şekilde icabet ediyor olmak gerçekten beni çok mutlu ediyor.
Bu ziyaretimize sadece değerli bakan arkadaşlarım ve yanımızdaki devletimizin önemli bürokratlarıyla gelmedik. Bu ziyaretin başka bir özelliği de Türkiye'nin çok seçkin işadamlarıyla birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin organizasyonunda her sektörde temayüz etmiş, burayla iş yapan veyahut da iş yapmayı düşünen veyahut burada ortaklıklar kurmayı düşünen, Türkiye'nin birçok değerli, başarılı işadamlarıyla beraber geldik.
Bugün Azeri işadamlarıyla birlikte onların toplantısına katılıyor olmak sizi ne kadar çok memnun ettiyse, beni de o kadar çok memnun ediyor ve heyecanlandırıyor.
Biraz önce Odalar Birliği Başkanımızın konuşmasını çok dikkatli bir şekilde takip ettik. O tavsiyeyi gayet açık bir şekilde ortaya koydu. Aslında Türkiye gerçekten son yıllarda çok büyük ekonomik hamleler yaptı. Biraz önce söylediğiniz gibi, Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisi olurken dış ticaret hacmi 220 milyar dolar civarında oldu. İhracat yüz milyar doları aşıyor.
Çok önemli bir nokta, bu ihracatın içerisinde bazı önemli kalemler, meselâ otomobil ihracatı 20 milyar doları geçti, demir-çelik ihracatı 12 milyar doları geçti. İhracatı da, eskiden oldu gibi sadece tarım ürünleri veya tekstil değil, bunun dışında da çok farklı üretimlere yönelmeye başladı ve ihraç ettiğimiz pazarlar Avrupa pazarları ve Amerikan pazarları oldu.
Tabii biz ne kadar çok güçlenirsek, siz o kadar çok gururlanıyorsunuz, siz de ne kadar çok güçlenirseniz, inkişaf ederseniz biz de o kadar çok gururlanıyoruz.
Azerbaycan'daki inkişafı ben gözlerimle görüyorum. Çünkü buraya daha önce de dışişleri bakanı olarak geldim, başka vesilelerle geldim, şimdi cumhurbaşkanı olarak geliyorum ve bunu görmek inanın bizi çok gururlandırıyor. Bu salonda geçen sene toplantı yaptık. Biz de o zaman burada yemek vermiştik. Bu salonun etrafında bu inşaat hamlesi yoktu, bu üst yollar yoktu, bu binalar, bu inşaatlar yoktu. Bir seneden bahsediyorum. Her geldiğimde Bakü'nün ne kadar değiştiğini, her geldiğimde inkişafın ne büyük boyutlara ulaştığını görmek bizi inanın çok sevindiriyor. Anadolu'da herhangi bir şehre gidip de oradaki gelişmeyi gördüğümüzde ne kadar mutluluk duyarsak, hangi hissiyatı duyarsak, hissedersek burada da aynını duyuyoruz.
Bundan dolayı, başta tabii zatıâliniz olmak üzere, bütün emeği geçen herkesi de tebrik etmek istiyorum.
Aramızda çok büyük projeler tabii gerçekleştiriliyor. Bunların temelinde dostluk, beraberlik, kardeşlik var. Bizim kurucumuz büyük önder Atatürk'ün;
"Azerbaycan'ın kederi Türkiye'nin kederi, Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz" dediği gibi, Azerbaycan'ın büyük önderi Haydar Aliyev'in de;
"Bizler bir milletiz, ayrı ayrı devletleriz" vecizeleri aslında her şeyin altyapısını hazırlamıştır. Şimdi biz bunun üzerinde gidiyoruz, bunun üzerinde başarılar elde etmeye çalışıyoruz. Sadece dostluk ve kardeşlik duygularının ötesinde elle tutulur büyük projeleri gerçekleştiriyoruz ve milletimizin, halkımızın çıkarına büyük işler yapıyoruz. Yine dünden beri tekrarladığımız; Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu projeleri...
Bunlar başında hayal gibi gözüken, rüya gibi gözüken, kimilerinin 'olmaz' diye engellemeye çalıştığı projelerdi. Bütün bunlar bugün artık çalışıyor, fonksiyon görüyor, Azerbaycan'ın petrolü Akdeniz'den pazarlanıyor. Hatta Kazakistan da bağlandığı için... Değerli kardeşim geçen sene Kazakistan'a gitti, Sayın Nazarbayev ile bu anlaşmaları yaptılar. Orta Asya'nın petrolleri Akdeniz üzerinden bütün dünyaya pazarlanıyor. Bütün bunlar hep gerçekleşti.
Şimdi tabii yeni yeni büyük projelerin peşinde olmamız lazım. Bunlar da inşallah gerçekleşecek. İnanıyorum ki, kısa süre içerisinde Akdeniz'de kurulacak büyük rafinerilere Azerbaycan'ın dahil olacağını ve buralardan bütün Akdeniz ve dünya piyasalarına hitap edileceğine inanıyorum. Aynı şekilde Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan projelerin gerçekleştirileceğine inanıyorum.
Çok sevindirici bir nokta da şu:
Sadece Türk işadamları Azerbaycan'da faaliyet göstermiyorlar, artık Azerbaycan'ın büyük şirketleri de Türkiye'de kendini göstermeye ve faaliyetler icra etmeye başladı. Son özelleştirmelerde Azerbaycan şirketlerinin başarıları, büyük petrokimya tesislerinde 'biz de varız', demeleri Türkiye için inanın ki, büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Aynı şekilde rafineri projelerinde de ben Azerbaycan'ın yer alacağına inanıyorum, bunun için hep beraber zaten çalışıyoruz.
Azerbaycan'da Türk işadamlarının başarıları herkesin malumudur. Türk işadamlarına güvendiğiniz için, onlara bu fırsatları verdiğiniz için ülkem, devletim ve bütün vatandaşlarımız ve müteşebbislerimiz adına tekrar teşekkür ediyorum sizlere. Sizler bu güveni göstermeseniz tabii ki onlar da burada bu başarıyı gösteremezlerdi.
Azerbaycan'daki büyük inkişafta, özellikle altyapı yatırımlarında çok büyük projeler tamamlanmıştır, yenileri devam etmektedir. Bunları çok yakından takip ediyoruz, sizler de bunları çok yakından takip ediyorsunuz. Bunlar hepimiz için büyük kıvanç kaynağıdır.
Tabii bugünkü modern dünyada devletlere, hükûmetlere düşen görev şu: Altyapıyı hazırlamak, yani iş dünyası arasında işbirliğinin altyapısını hazırlamak, hukuki düzenlemeleri yapmak, ekonomik anlaşmaları yapmak... Bütün bunları yaptıktan sonra yolları döşemek, rayları döşemek... Bunun üstünde de işadamları, müteşebbisler, şirketler yürüyecekler ve ülkeleri birbirine iyice bağlayacaklar.
Bu yönde de önemli adımlar atılmıştır. Dün imzaladığımız ortak bir işbirliği anlaşması işte tüm bunlara imkân vermektedir. İnşallah kısa süre içerisinde imzalanacak tercihli ticaret anlaşmaları bütün bunlara imkân verecektir. İnanıyorum ki, bütün bu bölgede büyük bir ekonomik, ortak bir ekonomik alan oluşturulacaktır. Buna tabii ki Kafkasya'daki diğer ülkeler de katılabilir. Nasıl Gürcistan katılıyor ve onlar da bu büyük projelerden pay alıyor ve bu refahtan pay almaya başlıyorlarsa, burada barış ve huzur kurulduğunda, burada zorla toprak işgalleri sona erdiğinde diğer ülkeler de tabii ki bu projelere katılabilir. Bizler, hepimiz bu bölgede istikrar ve güven ve karşılıklı birbirine saygı, karşılıklı herkesin topraklarına saygı söz konusu olduğunda bu bölgedeki güven ve istikrardan ekonomik kalkınmanın, refahın da bütün bölgeye yayılabileceğine inanıyoruz. Bu konuda önyargılarımız yoktur. Ama tabii ki zorla toprak işgal edilirse, tabii ki bu kadar göçmen dünyanın en zor şartlarında hayatlarını devam ettirirse bunlara da gözümüzü kapayacak hâlimiz yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanı, Değerli Kardeşim, Değerli Dostlar;
Bizler, sizlerin önünü açmak için varız burada. Sizler gayet dürüst bir şekilde, çalışkan bir şekilde kendinizi ispatlayacaksınız. Azerbaycan'ın 15 yıl içerisinde yaptığı inkişaf gerçekten büyük bir takdirle izlenmektedir. Bu inkişaf sadece ekonomik alanda değil, diğer alanlarda da; kendi silâhlı kuvvetlerini sağlam bir şekilde kuruyor olması, giderek güçlenmesi, ordusunun güçlenmesi, ekonomisinin güçlenmesi, Avrupa Konseyi'nin bir üyesi olan Azerbaycan'ın demokrasisinin giderek derinleşiyor ve güçleniyor olması, Azerbaycan'ı Kafkaslarda parlayan bir yıldız yapmaya başlamıştır; dünyanın da dikkatini çekmeye başlamıştır.
Bütün bu hamlelerde Türkiye başından beri hep yanında olmuştur. Büyük davalarında Türkiye Azerbaycan'ın yanında olmuştur, yanında olmaya da devam edecektir. Bunu bütün dünya böyle bilmelidir, zaten biliyor.
Bu beraberlik bizim iki ülkenin çok samimi ilişkisinin ötesindedir. Aynı milletin iki devlet çatısı altındaki ilişkileridir. O bakımdan çok özel ilişkilerdir, çok stratejik ilişkilerdir ve bu giderek çok daha güçlenecektir. Hükûmetlerimizin, her iki devletin siyasî iradesi gayet açıktır. Bizler de bu toplantıyı bunun için yapıyoruz, sizleri teşvik etmek için yapıyoruz. Sizler ne kadar çok başarılı olursanız, sizler ne kadar çok büyük projeleri beraber, ortak şekilde gerçekleştirirseniz biz o kadar mutlu oluruz. İnanıyorum ki, önümüzdeki yıllar yeni yeni büyük projelerin, yeni yeni büyük rüyaların, hayallerin gerçekleştiği yıllar olacaktır. Buna olan inancım tamdır.
Ben bu vesileyle bir kez daha değerli kardeşime bizlere gösterdikleri misafirperverliğe, dostluğa teşekkür ediyorum, kendimizi evimizde hissediyoruz. Aslında kendi evimiz, kendi yurdumuz; atalarımız bizim hep buralardan gelmiştir. Yarın Gence'ye gideceğiz. Yine ilk defa bir Türkiye devlet adamının Bakü'nün dışında başka bir şehre gidiyor olması ve bunu benim yapıyor olmam da, Gence'yi biliyor olmam da bana ayrı bir gurur vermektedir. Oralarda çok ortak tarihimiz vardır, oralarda çok büyük hatıralar vardır. Bu hatıraları gidip yerinde görmek de ayrıca heyecan vermektedir bana.
Bir kez daha sizlere başarılar diliyorum. Azerbaycan'ın geleceğine olan inancımı tekrarlıyorum ve Türkiye - Azerbaycan kardeşliğinin, dostluğunun çok baki olduğunu, çok köklü olduğunu ve geleceğinin de çok parlak olduğunu burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Hepinize başarılar diliyorum.