Sayın Cumhurbaşkanımızın öğretmen ve öğrencileri kabulünde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
"Ne güzel manzara.
Sevgili Çocuklar, Onların Çok Değerli Öğretmenleri,
Hepinizi burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Buradaki bu neşeyi, bu sevgiyi ve bu coşkuyu görünce ben de sizler gibi küçükken ezberlediğim "23 Nisan neşe doluyor insan" sözünü hatırladım hemen. Gerçekten bugün herkes neşe dolu. Herkesin, hepinizin böyle ömür boyu neşeli olmasını temenni ediyorum.
Bugün 23 Nisan. 23 Nisan'ın ne olduğunu, 23 Nisan'ın niçin bayram olduğunu eminim ki, öğretmenleriniz okullarınızda size en güzel şekilde öğretiyorlar. Onun için ben size bunu geniş geniş anlatmayacağım. Hepiniz de bunu muhakkak ki çok iyi şekilde biliyorsunuz, 23 Nisan'ı bize kimin armağan ettiğini.
23 Nisan 1920'de Atatürk tarafından bizlere armağan edildiğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kurulmamıştı ama, Meclisimiz kurulmuştu. Bunların hepsini biliyorsunuz. Bunları siz büyüdükçe, daha yukarıdaki sınıflara geçtikçe, orta, lise, o okullarda okudukça daha geniş bir şekilde tarih kitaplarınızda öğreneceksiniz. Onun için, bunu size bugün anlatmak istemiyorum. Bunları öğretmenleriniz anlatacaklar. Ama ben, sizi böyle neşeli görmek istiyorum. Ben, sizin hep öğretmenlerinizin sözünü en iyi şekilde dinlemenizi arzu ediyorum. Annenizin, babanızın tavsiyelerini, onların sözlerini en iyi şekilde dinlemenizi tavsiye ediyorum. O zaman inanıyorum ki, okullarınızı en güzel şekilde bitireceksiniz. Derslerinizi en güzel şekilde öğreneceksiniz. Ve sizler de, yıllar geçtikten sonra, çok büyük insanlar olacaksınız. Buradan çıkarken bir resim göreceksiniz, o resimde birçok tanıdığınız insanın, vaktiyle nasıl sizin gibi küçük olduğunu göreceksiniz. Ben de sizin gibi küçüktüm. Bizi de 23 Nisan'da öğretmenlerimiz elimizden tutup okul okul gezdirmişlerdi, sergilere götürmüşlerdi. Bu bayramı sizin gibi çocuk olarak kutlamıştık. Ama yıllar geçti, bizler büyüdük, yıllar geçecek sizler de büyüyeceksiniz. Sizler de o zaman, bizim oturduğumuz koltuklarda oturacaksınız, bu ülkeyi yöneteceksiniz. Bu ülkenin idarecileri, işadamları; bu ülkenin sanatçıları, sporcuları olacaksınız. O zaman bu günleri çok daha iyi hatırlayacaksınız. Biz size güzel bir Türkiye bırakmak için uğraşıyoruz. Biz size kardeşliği, barışı, beraber yaşamayı öğretmeye çalışıyoruz. Öğretmenleriniz de size bunu öğretiyor. Onun için okullarınız giderek güzelleşiyor, evleriniz giderek güzelleşiyor. Yaşadığınız şehirler giderek güzelleşiyor. Seyahat ederken daha güzel imkânlarla seyahat ediyorsunuz. Ama inanıyorum ki, sizler Türkiye'yi yönetmeye başladığınızda, sizler Türkiye'nin idarecileri olduğunuzda o zaman ki Türkiye bugünkü Türkiye'den çok daha zengin, çok daha güzel olacak ve Türkiye'deki çocuklar, çok daha yeni şeylerle karşılaşmış olacaklar. Bunlar sizin elinizde olacak, sizin elinizde güçlenecek ve Türkiye sizin elinizde daha da yücelecek. Ama siz de öğretmenlerinizin elinde eğitileceksiniz. Öğretmenlerinizin elinde, onların sizlere aktardığı bilgilerle yetişeceksiniz. Çok daha büyük, çok daha zengin Türkiye'yi hep beraber sizlerin eliyle yapacağız.
Ben böyle bir günde sizin neşeli olmanızı istiyorum. Sadece Türkiye'deki çocukların değil, dünyadaki bütün çocukların neşeli olmasını istiyorum. Hiç acı duymamalarını istiyorum. Herkesin geleceğinin parlak olmasını istiyorum. Sizi Çankaya'da, burada ağırlamaktan da büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Hepinizin gözlerinden tek tek öpüyorum. Döndüğünüzde öğretmenlerinize, diğer arkadaşlarınıza, annenize, babanıza da sevgilerimi, selâmlarımı iletmenizi istiyorum.
Hepinize sevgiler sunuyorum çocuklar. Hoş geldiniz.