Sayın Cumhurbaşkanımızın TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin ilk mezuniyet töreninde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
Saygıdeğer Konuklar, Sevgili Öğrenciler;
Sözlerime başlamadan önce hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum.
Bugün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde bulunmaktan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Şimdi hatırlıyorum, 4 sene önce bu üniversitenin açılışında da bulunmuştum. Ama 4 sene önce açılışını yaptığımız bu üniversitenin kısa süre içerisinde bu kadar saygın bir konuma geleceğini tahmin etmek de tabii ki zordu. Bundan dolayı böyle güzel bir üniversitenin ortaya çıkmasını, böyle güzel bir üniversiteyi Türkiye'ye armağan ettikleri için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Sayın Başkanına, onun değerli arkadaşlarına, Yönetim Kurulu üyelerine hepsine şükranlar sunuyorum ve hepsini kutluyorum.
Ayrıca, 4 sene gibi kısa bir süre içerisinde bu üniversiteyi yine bu kadar saygın bir hâle getirdiği için başta Sayın Rektör olmak üzere bütün akademik kadrosunu, idarecilerini, bütün yöneticilerini de tebrik ediyorum. Şüphesiz ki, ne kadar övünseniz azdır. Biraz önce burada anlatılanlar, biraz önce verilen rakamlar ve istatistikler bütün bunlar sizi övünmeye ve haklı bir gurur duymaya muhakkak ki sevk edecektir.
Bugün sadece bir mezuniyet töreninde bulunmuyoruz, bu üniversitenin ilk mezuniyet töreninde bulunuyoruz. Yani, sizler bu üniversitenin ilk mezunlarısınız. Sizlerin hepinizi tebrik ediyorum, hepinize başarılar diliyorum. Ailelerinizi de tebrik ediyorum.
Ayrıca, şu düşüncelerimi de bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Devlet üniversitelerinin yanında vakıf üniversiteleri gerçekten çok önemli bir fonksiyon görmeye başlamıştır. Aslında vakıf üniversiteleri çok da kolay olmamıştır. Birçok ülkede vakıf üniversiteleri üniversitenin aslında başlangıcı olarak ortaya çıkmış. Ama ülkemizde üniversitelerin tarihine baktığımızda, çok uzun yıllardan sonra 80, 84'lerde vakıf üniversitelerinin önü büyük zorluklarla açılmıştır. Vakıf üniversitelerinin hayatımıza girmesinde önemli katkıları olan herkesi burada şükranla anıyorum. Bunlardan birisinin de Sayın Profesör Doğramacı olduğunu çok iyi biliyorum. Ve o gün aslında birçok engellemelere rağmen, birçok zorluklara rağmen biraz iterek çabayla vakıf üniversiteleri kurulmuştur. Ama bugün görüyoruz ki, vakıf üniversiteleri de diğer devlet üniversitelerinin yanında çok çok saygın, çok seçkin bir yer kazanmışlardır ve Türk eğitim hayatına çok büyük katkı vermektedirler. Bunun giderek zenginleşmesini arzu ediyorum ve Yüksek Öğretim Kurulunun da buna çok önem vereceğini, vakıf üniversitelerinin sorunlarını yakından ilgileneceğini ve onları teşvik edeceğini tahmin ediyorum ve bunu da doğrusu öneriyorum.
Şüphesiz ki, bu köklü devlet üniversitelerimizin ihmali veyahut da onların başarılarının gölgelenmesi anlamına gelmez. Önemli olan üniversiteler arasında da bir rekabetin ortaya çıkması, üniversiteler arasında da bir yarışın ortaya konmasıdır. Nasıl serbest piyasa ekonomisi içerisinde rekabet, yarış kaliteyi, başarıyı ortaya çıkartıyorsa üniversiteler arasındaki bu yarışın da Türkiye'ye çok şeyler kazandıracağına inancım tamdır.
Üniversiteler, hepimiz biliyoruz ki kalkınmanın, gelişmenin lokomotifidir, motorudur. Her türlü fikrin, düşüncenin rahatlıkla konuşulduğu, her türlü önerinin, teklifin rahatlıkla ele alınabildiği merkezlerdir. Bu açıdan, üniversiteler Türkiye'nin ilerlemesine en çok katkıyı yapacak kurumların başında gelmektedir.
Üniversiteler sadece eğitim veren kurumlar da değildir, üniversiteler bilgiyi üreten, teknoloji üreten kurumlardır. Üniversitenizin bir farkı, ürettiği bilgiyi ve teknolojiyi eğitim süresi içerisinde de hayatla paylaşması, sanayi ile iş dünyasıyla paylaşmasıdır. Bu anlamda üniversitenizin yeni ve önemli bir model olduğu kanısındayım ben. Eminim ki, bunu birçok üniversite yakından takip edecektir ve belki de örnek alacaktır. Ama üretilen bilgiler ve teknoloji hayatın bir parçası olursa, ekonomik hâle gelirse, ekonominin bir parçası olursa o zaman şüphesiz ki değerli olmaktadır. Bu açıdan da TOBB Üniversitesinin bir ayrıcalığı olduğunu görmekteyim.
Son olarak sizlerle şunu paylaşmak istiyorum: Geçenlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çıkarttığı araştırma ve geliştirmeyle ilgili kanunu çok önemli bir kanun olarak görüyorum. Yine TÜBİTAK fonları, Avrupa 7'nci Çerçeve Programı çerçevesindeki birçok fonlar, bütün bunların üniversitelere yeni ufuklar açacağını tahmin ediyorum. Bütün bu fonları üniversitelerin en iyi şekilde değerlendirmesi, araştırma, geliştirme faaliyetlerine en üst seviyede katkı vermeleri gerektiğine inanıyorum. Maalesef, mevcut olan birçok fonlar yeteri kadar faydalanılmadığı için, yeteri kadar güzel, fizibl projeler sunulmadığı için değerlendirilememektedir. Bu konuda da bütün üniversitelerin aktif hâle gelmesinin Türkiye açısından çok önemli olduğuna inanıyorum.
Değerli gençler, siz şimdi mezun oldunuz, bir kısmınız belki yüksek lisans yapacaksınız, bir kısmınız doğrudan hayata başlayacaksınız; aslında esas sınav bugün başlıyor sizin için. Gerçek hayatı da bundan sonra tanıyacaksınız. Ama şanslısınız, iyi donanımlı olarak bu hayata atılıyorsunuz. Ama unutmayın ki, hayatın her dönemi aslında eğitimdir. Burada öğrendikleriniz gibi çalıştığınız yerde veya yüksek lisanslara devam ettiğiniz üniversitelerde de yenilerini öğreneceksiniz.
Bütün bunları öğrenirken, bir göreviniz de bunların sadece sizde kalmamasıdır; bunları ülkeniz için, vatanınız için, memleketiniz için de yararlı ve değerli hâle getirmektir.
Onun için, nerede olursanız olun, kim bilir bir kısmınız belki Türkiye'nin dışında çalışacaksınız, çünkü bugünkü dünyada artık hiç kimse doğduğu yerde veyahut da ülkesinde, şehrinde yaşamıyor. Ayrıca, bugünkü küreselleşme içerisinde rakipleriniz sadece Türkiye'den mezun olan gençler değil, dünyanın her tarafında başarılı olmalısınız. Dünyanın her tarafında rekabet var ve bu rekabet içerisinde yükselmeyi, daha da iyi konumlara gelmeyi gerçekleştirmeniz gerekir. Bu, önce şahsınız için, sonra aileniz için ve nihayet de tabii ki ülkeniz için iftihar edilecek bir davranış şekli olacaktır.
Ama bütün bunları yaparken bu ülkeye bağlı olduğunuzu, bu ülkenin ferdi olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın. Nerde olursanız olun bunu unutmayın ve daima ülkenize borcunuz olduğunu, bu borcu bazen ticarete atılırsınız, sanayie atılırsınız orada gösterirsiniz, bazen akademik hayatta olursunuz bilimsel çalışmalarla gösterirsiniz, bazen bürokraside önemli mevkiler elde edersiniz orada gösterirsiniz. Nerede olursanız olun muhakkak ki bu ülkeye faydalı olmak her şeyin önünde gelmelidir.
Ben bu duygular içerisinde olacağınıza inanıyorum.
Hepinize tekrar başarılar ve hepinize tekrar çok iyi gelecekler temenni ediyorum. Ailelerinizi bir kez daha tebrik ediyorum. Ve üniversitenizin bu mezunlarının arkasından yeni mezunlarının da başarıyla gelmesini temenni ediyorum.
Hepinizi tebrik ediyorum.