Sayın Cumhurbaşkanımızın, 31. IRU Dünya Kongresi'nde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
(Konuşma İrticalen Yapılmıştır.)
"Değerli Misafirler,
Değerli Katılımcılar,
Baylar, Bayanlar,
31. IRU Dünya Kongresiyle, İpek Yolunun canlandırılması konusunda düzenlenecek olan Bakanlar Konferansı dolayısıyla aranızda bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum ve bu vesileyle ülkemize gelen değerli konuklara, misafirlere hoş geldiniz diyorum.
Ayrıca aranızda bugünkü yeni dünya düzeninin kurulmasına öncülük eden değerli devlet adamı Gorbaçov'u görmekten ve onu da Türkiye'de, İstanbul'da misafir etmekten ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çünkü; biraz önce kendisinin de gayet güzel bir şekilde ifade ettiği gibi, yeni bir dünya kurulurken, değişimi gerçekleştirirken, sadece kendi bölgesinde, kendi ülkesinde, Sovyetler üzerinde bulunan ülkelerde değil, aslında bütün dünyadaki yeni değişime katkısı olan, ön ayak olan kişilerden, liderlerden birisidir. İz bırakan bir kişidir ve damgasını vuran bir kişidir. Dolayısıyla, yeni siyasî düzen, daha çok işbirliğini, daha çok beraber olmayı, yeri geldiğinde daha çok dayanışmayı da mecbur kılmaya başlamıştır. Bu, Sayın Gorbaçov'un öngörülü fikirlere sahip olması, kendisinin dünyanın geleceğini çok daha iyi görmesi, cesur adımları atması ve önderlik yapmasıyla gerçekleşmiştir. Bu fikirlerini bugün de dünyanın her tarafına yaydığı, güçlü bir şekilde savunduğu için kendisine burada gerçekten teşekkür ediyorum. Ayrıca, bugünkü dünyanın da problemleri var; açlıktan, iklim değişikliğine ve insanî birçok olaya kadar. Bunları gündeme getirdiği için kendisi önemli bir sestir, bu bakımdan da kendisini tebrik ediyorum.
Değerli Katılımcılar,
Aslında küreselleşme sadece elektronik alandaki büyük değişimlerin neticesi olarak ortaya çıkmadı. Şüphesiz ki dünyayı birbirine daha çok bağlayan ve dünyayı küçük bir köy haline getiren, dünyanın neresinde bir iş oluyorsa, bir olay varsa, onu öbür tarafta takip etmemizi imkânlı kılan şey, elektronik hayattaki gelişmelerdir. Ama şu bir gerçek ki, ulaşım da küreselleşmeye çok büyük katkı sağlamaktadır. O bakımdan bu konferansın çok önemli bir konferans olduğuna ve ülkeler arasındaki işbirliğinin gelişmesine çok büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Bugünkü dünyada duvarların kalkması, soğuk savaş döneminin bitmesi, ülkeleri daha çok birbiriyle işbirliği yapmaya adeta mecbur etmektedir. Öyle ki, -ekonominin temel kurallarından- kim mukayeseli üstünlüğe sahipse onu daha çok üretip, onu daha çok satma yoluna gitmeye adeta mecbur etmektedir. Bunu kolaylaştıran, hukuki altyapı da dünyada giderek hızlanmakta, Dünya Ticaret Örgütü başta olmak üzere birçok kuruluşlar tarafından birçok anlaşmalar yapılmakta, dünyada ticaretin daha yaygınlaşması, kolaylaşması için birçok standartlar geliştirilmekte, gümrük standartları yeniden düzenlenmekte ve teşvik edilmektedir. Ortak gümrük birlikleri yapılmakta, serbest ticaret anlaşmaları yapılmakta; bütün bunlar herkesi daha çok ticaret yapmaya sevk etmektedir. Tabii ülkeler büyük gelişme hamleleri yaparken, büyük yatırımlar yaparken, ekonomik büyümeyle ilgili çok önemli işler başarırken de bir taraftan ticaret gelişmektedir.
Ticaretin gelişmesi, ekonomik büyüme, otomatik olarak nakliyeyi ve bunların taşınmasını da gündeme getirmektedir. Dolayısıyla, sizler dünya ticaretinde ülkelerin büyümesinde, gelişmesinde, kalkınmasında çok önemli rol oynayan bir sektörsünüz. Bu konuda Türkiye çok başarılı olmuştur. Eminim ki bu konuyla ilgilenenler yakından takip ediyor, ama bu konuyu kendi ilgi alanı olmadığı için yakından takip etmeyip, bugün bu gerçekleri duyanlar da Türkiye'nin bu konudaki başarısına hayret etmekte ve takdir etmektedir, Sayın Gorbaçov'un da biraz önce söylediği gibi. Bunun altında şöyle bir sebep var: Türkiye serbest piyasa ekonomisinin içerisindedir ama, uzun yıllardan beri devletin belki de hiç karışmadığı, gerçekten tamamen serbest piyasaya bıraktığı sektörlerin başında nakliyecilik, kara taşımacılığı gelmektedir. Hem yük taşımacılığında, hem insan taşımacılığında, piyasa kendi dengesini Türkiye'de o kadar iyi bulmuştur ki, Türkiye'nin her şehrine, her köyüne, her kazasına muhakkak otobüs seferleri vardır, muhakkak ulaşım vardır ve devletin de bunda yol yapmanın dışında hiçbir rolü yoktur. Bunun avantajını nakliye sektörü çok iyi şekilde değerlendirdi ve Türkiye nakliye konusunda gerçekten Avrupa'nın en önde gelen, dünyanın en önde gelen ülkelerinden birisi oldu. Şimdi bunu daha da çok teşvik ediyoruz. Onun için bu toplantının İstanbul'da yapılıyor olması, ayrıca anlamlı. Buna emeği geçen bütün kuruluşları, sadece Türkiye'deki Odalar Birliğini ve Nakliyeciler Birliğini değil, buna destek veren Uluslararası Nakliyeciler Birliğini de tebrik ediyorum ve hepsine teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki süreçte de nakliye önemini kaybetmeyecektir. Her ne kadar gemilerle, trenlerle, büyük uçaklarla nakliye yapılıyor olsa da, şu bir gerçek ki, en verimli en hızlı, kapıdan kapıya ulaşım, yine eğer karlılığını muhafaza ediyorsa, karayoluyla olacaktır. Bu konuda devletlerin en iyi şekilde yatırım yapması, planlama yapması da ayrıca öncelikli bir konudur. Türkiye bu alanda da son yıllarda çok büyük hamleler yapmıştır. Bir taraftan Anadolu'nun içinde çift yollar, duble yollar yapılırken, diğer taraftan otoban yapmaya da devam etmiştir. Bunun en son örneği Karadeniz Otobanıdır. İstanbul'dan Artvin'e kadar otobandan gidebilirsiniz. İnanıyorum ki, Karadeniz'in etrafındaki diğer bölgeler de tamamlanacak. Ve İpek Yolunun eskiden olduğu gibi Asya'nın ortalarına kadar bir gün ulaşacağına inanıyorum. Aslında bununla ilgili çalışmalar da var ve Türkiye bunu çok güçlü bir şekilde teşvik ediyor. Karadeniz Yolunun bir gün Tiflis'e -ki, mesafe çok kısa, Bakü-Tiflis arasını Gürcistan yapıyor- daha sonra oradan Bakü'ye, oradan feribotla geçip Aşkabat'a, oradan bu yolun Almatı'ya, ta Çin hududuna kadar uzandığını beş on sene içerisinde göreceğiz. Belki 10 seneye de kalmayacak. Çünkü bütün bu ülkelerde yaptığım ziyaretlerde de gördüm, aslında bu yolların hepsi kendi ülkeleri içerisinde programlanmış ve yatırımları bir taraftan devam etmekte.
Bunu şunun için söylüyorum. Bu toplantınızın teması olan İpek Yolunu tekrar canlandırmaya Türkiye olarak biz çok önem veriyoruz. Sadece Türkiye içinde değil, Türkiye dışında olan ve bu güzergâhta bulunan bütün dost ve kardeş ülkelerle de çok yakın bir işbirliği içerisindeyiz ve inanıyorum ki, -on seneye kalmaz- beş sene içerisinde bütün bu yolların otoban haline geldiğini göreceğiz.
Ticaret daha çok geliştikçe, refah da daha çok yayılacaktır, üretim daha çok olacaktır, kalkınma daha çok olacaktır ve karşılıklı olarak herkes bundan hissesine düşeni alacaktır. Bunun en önemli ayaklarından birisi sizlersiniz. Hepinize başarılar diliyorum.
Bu toplantının aynı zamanda Türkiye'nin tanıtılması, İstanbul'un tanıtılması, iki kıtayı birleştiren ülkemizin çok daha iyi bilinmesi, potansiyelinin çok daha iyi görülmesi açısından da iyi bir fırsat olduğu kanaatindeyim. Onun için emeği geçen, Türkiye içinde ve Türkiye dışındaki herkese çok çok teşekkür ediyorum. Ayrıca siz katılımcılara da tekrar ülkemize, Türkiye'ye hoş geldiniz diyorum ve hepinize başarılar diliyorum."