Türkiye-Avusturya İş Konseyi Toplantısı'nda Yaptıkları Konuşma

21.05.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Sayın Cumhurbaşkanı Fischer,
Sayın Bakanlar,
Milletvekilleri,
İş Dünyasının Değerli Temsilcileri,
Sayın Başkanlar,
Saygıdeğer Konuklar;
Kayseri'de bu toplantıda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Fischer, Türkiye'ye ziyaretini yaparken, doğduğum şehir Kayseri'ye de gelme arzusunu belirttiğinde, bundan büyük bir mutluluk duydum ve ümit ediyorum ki, kendisi de geçen süre içerisinde Kayseri'yi tanımaktan ayrıca mutlu olmuştur.
Geçmişte bir Anadolu şehrinde bu kapsamda bir toplantının gerçekleştirilmesi düşünülmezdi. Bugün gerek Avusturya'nın, gerek Türkiye'nin çok seçkin işadamlarını burada, bu salonda görmek, bunun en güzel ifadesidir. İnanıyorum ki, bu beraberliklerden birçok ortaklıklar ortaya çıkacaktır, çok iyi yatırımlar söz konusu olacaktır ve işbirlikleri gerçekleşecektir.
Bu, Türkiye'nin bugün geldiği seviyeyi de göstermektedir. Bu aynı zamanda, Türkiye'nin sadece büyük şehirlerinin değil, İstanbul, Ankara'nın değil, Anadolu'daki şehirlerin de giderek ekonomilerinin yükseldiğini ve Türkiye ekonomisi içerisinde yer aldığını göstermesi açısından önemlidir. Kayseri gibi, Gaziantep, Konya da, güzel potansiyel taşıyan şehirlerimizdir. Bir Cumhurbaşkanı olarak Anadolu'daki bu faaliyetleri görmek beni gerçekten mutlu etmektedir.
Değerli Konuklar,
Avusturya ile Türkiye arasında yüzlerce yıllık ilişkileri kapsayan ortak bir tarih bulunmaktadır. İlişkilerimizin hızlı şekilde uygun bir işbirliği seviyesine ulaşması için daha da çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum.
Ekonomi ve ticaret, ikili ilişkilerimizin en önemli ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Bu alanda son yıllarda ivme sağlandığını da memnuniyetle görüyorum. Biraz önce de ifade edildiği gibi, dış ticaret hacmimiz 2 milyar doları geçmiş, Avusturya'nın Türkiye'de yaptığı yatırımlar dikkatleri çekmeye başlamıştır. Ancak, ülkemizde faaliyet gösteren Avusturya firmalarının sayısı ve yatırım miktarlarının daha da artması mümkündür. Türkiye ekonomisinin potansiyeli, Türkiye'nin neler vaadettiği dikkate alındığında, bunu en iyi iş adamları görecektir.
Avusturyalı yatırımcıların önümüzdeki dönemde başta enerji alanında olmak üzere Türkiye'nin sunduğu fırsatları daha iyi değerlendireceklerini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Sayın Fischer ve benim burada bulunmamız, ekonomik bağlarımızın daha da gelişmesi için en üst seviyedeki siyasi iradeyi açıkça göstermektedir. Bizler sizleri teşvik etmek için buradayız. Dolayısıyla bundan sonra iş size düşmektedir. Her türlü siyasi iradeyi arkanıza açıkça koyuyoruz.
Esasen ikili işbirliğinin her alanda güçlendirilmesinde siz değerli iş adamlarının önemli bir rolü bulunmaktadır. Sizler, yani iş adamları, değerli müteşebbisler, iki ülkenin potansiyelini ve önemini yöneticilere dolaysız, etkin bir biçimde aktarabilirsiniz. Kurduğunuz iş bağlantıları, yaptığınız yatırımlar sayesinde iki halk birbirini daha yakından tanıma fırsatını bulacaktır. Bazıları açıkça şunu soruyor, biliyorum. "Peki, Türkiye ile Avusturya bir araya geldiğinde veyahut Türkiye Avrupa Birliğine üye olduğunda Avusturya halkının ne çıkarı olacaktır? Avusturyalı için bunun bir faydası var mı?" Bu gayet haklı bir sorudur, doğru bir sorudur.
Bu beraberlik ve işbirliğinde karşılıklı bir kazanç var mı, yok mu? Bunu siz göstereceksiniz. Sizlerin işbirliği, yatırımlarınız ve kazançlarınız direkt olarak hem Türk halkını hem Avusturya halkını ilgilendirmektedir. Onun için sizlerin sadece ekonomik alanda değil, tanıtma ve iki ülkenin çıkarlarını açıkça ispatlama açısından da bir göreviniz olduğu kanaatindeyim. O açıdan Sayın Cumhurbaşkanı, bu toplantılara önem veriyoruz ve sizlere teşekkür ediyoruz, birlikte ülkenizin en değerli önemli iş adamlarını Türkiye'ye beraberinde getirdiniz. Ayrıca, Sayın Başkan size de çok teşekkür ediyorum. Bu konuda aktif bir rol oynadı Sayın Hisarcıklıoğlu'yla birlikte.
Yakın bir gelecekte, ülkemizin tam üye olması için çalıştığımız Avrupa Birliği sürecinde de bu konudaki katkılarınız gayet açık olacaktır ve bizim için fırsattır.
Sayın Cumhurbaşkanı Fischer,
Değerli Konuklar;
Bu noktada Türkiye'nin Avrupa Birliği tam üyeliği konusunda Avusturya'nın da desteğini beklediğimizin altını bir kez çizmek istiyorum. Avrupa Birliğine katılım süreci ülkemizin stratejik hedefidir. Türkiye bütün kurumlarıyla bu hedef doğrultusunda kararlılıkla çalışmaya devam etmektedir. İktidar, muhalefet, tabii ki bütün siyasi partiler, bütün kurumlarımız bu stratejik hedefte aynı istikamete gitmektedirler. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum.
Bu süreçte, Avrupa Birliği üyesi muhataplarımızla müzakere sürecinin objektif kriterler çerçevesinde sürdürülmesini bekliyoruz. Burada açıkça söylemek istiyorum; herhangi bir ayrıcalık beklentisi içerisinde değiliz. Sadece tek arzumuz objektif olunması, tabii ki atılan imzaların günü geldiğinde onurlandırılmasıdır.
Bu süreçte Türkiye üzerine düşenleri yapacaktır. Bu süreç aslında Türkiye için bir reform sürecidir. Türkiye'nin kendisini değiştirme, transformasyona tabi tutma sürecidir. Şimdi Türkiye bunu yapacaktır, Türkiye standartlarını yükseltecektir ve sizler de bunu takip edeceksiniz. Bu süreç ne kadar olur, onu bilmiyoruz. Ama bir acelecilik içinde olmadığımızı da burada ifade etmek isterim. Neticede Komisyon Türkiye'nin bu süreci tamamlayıp tamamlamadığını ilan edecektir. Bu gerçekleştiğinde -ne zaman olacak, onu bilemem, ama- o günkü Türkiye çok farklı bir Türkiye olacaktır. O günkü Türkiye çok daha farklı imkanları ortaklarına sunacaktır.
Ayrıca, Türkiye'nin üyeliğinin getireceği ekonomik fayda ve AB'nin küresel plandaki konumuna yapacağı katkının gözardı edilmemesi, kısa vadeli siyasi çıkarlar temelinde hareket edilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Dünyayı kültür ve din eksenli bölme çabalarına tanık olduğumuz, aşırılığın yıkıcı bir hal aldığı bir dönemde Türkiye'nin uzlaşmayı teşvik eden rolü ve kimliğinin önemli bir değer teşkil edeceği konusunda benimle hemfikir olduğunuzu düşünüyorum.
Değerli Konuklar,
Bugün uluslararası ilişkilerde önemli değişimlerin yaşandığı bir geçiş dönemi içindeyiz. Bu genel konjonktür içinde Türkiye, ağırlığı pekişen, somut katkıları aranan bir uluslararası ortak hüviyetiyle öne çıkmaktadır.
Dış politika alanında dengeli ve yapıcı politikalarımız; hukuk temelinde uluslararası toplumla daima sergilemeye özen gösterdiğimiz dayanışma, kendi bölgemizden başlayarak dünyanın diğer bölgelerine doğru genişleyen bir refah çemberi yaratmaya yönelik kararlılığımız ve sürekli büyüyen ekonomimiz şüphesiz bu sonuca ulaşılmasında önemli rol oynamaktadır.
Bölgemizdeki mevcut istikrarsızlıklara rağmen tesis ettiğimiz istikrar yabancı yatırımcıların da güvenle ülkemize gelmelerine imkan sağlamaktadır.
Değerli Konuklar,
Ülkemiz bütün dünyada örnek gösterilen ve önümüzdeki dönemde de devam edecek ekonomik bir performans yakalamıştır. Şüphesiz ki Türkiye'nin küresel ekonominin ortaya çıkardığı problemlerden dolayı sıkıntıları vardır, bunları görmezden gelmek mümkün değildir. Ama bu performanstan bahsederken beş sene içindeki ortalama yüzde 35'lik büyümeden bahsediyorum. Bugün dünyanın 17'nci, Avrupa'nın ise altıncı büyük ekonomisiyiz. Rekabet gücümüzü verimlilik ve teknolojik yenilik ekseninde arttırmak için gerekli adımları ısrarlı biçimde atmaktayız. Avrupa Birliği'nin yedinci ticaret ortağıyız. Avrupa'ya hammaddeden ileri teknoloji ürünlerine kadar geniş bir yelpazede ihracat yapmaktayız. Sayın Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu örnek verdi ama ben başka örnek vereceğim. Örneğin, Avrupa'nın dördüncü büyük demir-çelik tedarikçisiyiz ve yine Avrupa'nın dördüncü büyük otomotiv tedarikçisiyiz, Avrupa'nın ikinci büyük tekstil tedarikçisiyiz. Tüm bunlar Türkiye ekonomisinin geldiği seviyeyi göstermektedir. Bir zamanlar otomobil ithal ederdik sadece ama, bugün bütün Avrupa Birliği üyesi ülkelere de otomobil satan bir ülkeyiz. Türkiye'nin otomobil ihracatı geliri 25 milyar doları geçmiş seviyededir.
Değerli Konuklar,
Ülkemizde gerçekleştirilen reformlar ile AB katılım kriterlerinin hedefleri örtüşmektedir. Bu süreçte sürdürülebilir bir büyüme ve istikrarla ekonomimizi ve demokrasimizi daha da geliştirmeyi ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmeyi hedefliyoruz.
Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinin merkezindeki coğrafi konumu ve bu bölgelerle tarihi ve kültürel yakınlığı da Türkiye'ye yatırım yapan yabancı şirketler için Orta Asya, Orta Doğu ve Kafkas piyasalarına ulaşmayı kolaylaştırmaktadır.
Bu konum özellikle enerji alanında Türkiye'ye bir köprü rolü de sağlamaktadır.
Türkiye, dünyadaki petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık dörtte üçüne sahip bölgelerin kavşağında yer almaktadır.
Bu coğrafi konumumuz bölgede enerji merkezi ve transit ülke olmamıza katkı sağlamaktadır .
Bu çerçevede, Ceyhan Terminali bir enerji ticaret merkezi haline dönüştürülmektedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı işletmeye alınmıştır. Kazak petrolleri bu boru hattına yüklenmeye de başlamıştır. Dolayısıyla sadece Kafkaslar değil, Orta Asya'nın petrolleri Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanmaktadır. Sırada, Samsun-Ceyhan By-pass Petrol Boru Hattı, Hazar Geçişli Doğal Gaz Boru Hattı, Arap Doğal Gaz Boru Hattı ile Türkiye-Avrupa şebekelerinin bağlantılandırılması projeleri bulunmaktadır.
Bu bağlamda Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Enterkonektörünün Türkiye-Yunanistan bölümü 2007 tarihinde çalışmaya başlamıştır..
Bu gelişmeyle, doğal gaz alanında Avrupa'nın dördüncü ana arteri olma hedefimize doğru önemli bir adım da atılmıştır.
Türkiye, başta Nabucco Projesi olmak üzere, ileride geliştirilecek diğer projelerle birlikte Avrupa'nın enerji güvenliğine önemli katkılarda bulunacaktır. Avusturya ile işbirliğimizin önemli bir unsuru olan Nabucco Projesi'nin en kısa zamanda hayata geçirilmesine büyük önem vermekte ve bunun için gerekli siyasi irade ve kararlılığı göstermekteyiz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki dün biz Sayın Cumhurbaşkanı Fischer ile görüşmelerimizi yaparken, Enerji Bakanımız, ilgili Avusturyalı Bakanla görüşmelerini yapmış, bu konuda iyi bir mutabakata ulaşmışlardır.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Değerli Konuklar,
Bu forumun ülkelerimiz arasında ekonomik işbirliğinin daha da geliştirilmesine katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Başta TOBB Başkanı, Avusturya Federal Ekonomi Odası Başkanı, Kayseri Sanayi ve Ticaret Odaları Başkanları olmak üzere bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. İnanıyorum ki bu toplantılar netice verecektir ve bu toplantıların ortaya koyduğu fırsatlar en iyi şekilde değerlendirilecektir. Bu ilişkilerin her iki ülkenin çıkarına olduğunu hep birlikte göstereceğiz. Sizleri Kayseri'de ağırlamaktan memnun olduğumu tekrar ifade etmek istiyorum ve herkese başarılar diliyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı