Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türkiye Kızılay Derneği'nin 140. Kuruluş Yıldönümü programında yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır :
"Değerli Konuklar, Türkiye Kızılay Derneği'nin Değerli Mensupları, Türk Kızılayı'na Destek Veren, Katkı Veren Değerli Misafirler, Yurt Dışından Gelen ve Şu An Aramızda Bulunan, Kızılay'la İşbirliği İçerisinde Olan Değerli Konuklar;
Hepinize iyi akşamlar diliyorum, sizleri saygıyla, sevgiyle selâmlıyorum.
Hemen sözlerimin başında Kızılay Başkanı'na, -biraz önce ufak bir rahatsızlık geçirdi- acil şifalar diliyorum. İşte gördüğünüz gibi, Kızılay nasıl zor anlarında herkesin yanına koşuyor, insanlara hizmet etmek için, derdine deva olmak için çaba gösteriyorsa, öyle bir an oluyor ki, Kızılay'ın Başkanı'nın yardımına koşanlar da yine Kızılaycılar oluyor.
Bu, Başkanın ve ekibinin ne kadar çalıştığını, ne kadar yorulduğunu, kendilerini nasıl feda ettiğini gösteriyor. Tekrar kendisine acil şifalar diliyorum.
Değerli Misafirler,
Bugün gerçekten hepimizin büyük bir gurur ve onur duyması gerekir. Niçin derseniz, Türk Kızılayı'nın 140. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz burada.
Ülkeler birçok şeyleriyle gurur duyarlar. Tarihî ve köklü birçok kuruluşları vardır. Ama bu kuruluşların içerisinde hayırsever, bu kuruluşların içerisinde başkalarına yardım etmek için, bu kuruluşların içerisinde sınır tanımadan, ırk tanımadan, din tanımadan sadece insanlık için, zor durumda olan insanların yardımına koşmak için kurulmuş bir kuruluşunuz varsa, 140 yıldır bu kuruluşunuz bu güzel hizmetleri yapıyorsa ve bu bir Türk kuruluşuysa tabiî ki bundan hepimiz büyük bir gurur duyarız, büyük bir onur duyarız.
Ben de bu vesileyle zaten Cumhurbaşkanı olarak en üst seviyede bu kuruluşa her türlü desteği veriyorum. Çünkü Kızılay, en basit söylemiyle, insanların kara gün dostudur. Ve insanlar söz konusu olduğunda sadece kendi vatandaşlarımız değil, sadece kendi yurttaşlarımız değil, bütün insanlık onun hizmet alanıdır. Bunu da çalışmalarıyla göstermiştir. Endonezya'dan, Pakistan'dan, İran'dan, komşumuz Yunanistan'dan çok daha uzak yerlere, hiç kimsenin gidemediği yerlere, Afrika'ya, Somali'ye, vaktiyle Darfur'a, her yere giden, her yere yardım taşıyan bir kuruluştur. Tabiî ki böyle bir kuruluşla gurur duyarız. Öyle olmuştur ki, askerimiz gitmiştir, diplomatımız gitmiştir, iş adamımız gitmiştir, eğitim için okullar gitmiştir, Türkiye'nin adını duyurmuşlardır, bayrağımızı oralarda göstermişlerdir. Ama onların hiçbirinin gidemediği yerlere Kızılay gitmiştir, Hilâl-î Ahmer gitmiştir ve yine bu hilâli orada göstermiştir. Yaptıkları hizmetlerle her zaman gurur duyuyoruz, her zaman onur duyuyoruz.
Tabiî ki, Kızılay için çalışanlar, Kızılay'a güvenip, ona destek veren sizler, tamamen gönüllü olarak çalışıyorsunuz. Bunu herkesin, toplumun bilmesi gerekir. Gönüllü hizmetleri yapmak kolay değildir. O bakımdan da bir taraftan kendilerine emanet edilen paraları en şekilde yerine ulaştırırken büyük sorumlulukları olduğu gibi, diğer yandan da tabiî ki çok büyük, onur duyacakları bir işi yapıyorlar.
Yine memnuniyetle ifade etmek isterim ki, Kızılay'ın bu geleneği birçok sivil toplum kuruluşumuza da örnek olmuş. Türkiye'de birçok sivil toplum kuruluşu ortaya çıkmış, hepsi gönüllü olarak bir taraftan çalışmışlar, bir taraftan kaynakları toplamışlar ve sadece Türkiye sınırları içerisinde değil, Türkiye'nin de sınırlarını aşarak, en zor yerlere gitmişlerdir ve en zor yerlerde hizmet etmişlerdir.
Gerek Dışişleri Bakanı olduğum dönemde, gerek Cumhurbaşkanı olarak yaptığım yurt dışı ziyaretlerde, Türkiye'nin bu üstünlüğünü ve Türkiye'nin bu hizmetlerini bazen yerinde görmüşümdür, bazen muhataplarım bana söylemişlerdir ve gerçekten büyük bir gurur duymuşumdur.
Ben bir kez daha Kızılay'ın Genel Merkezi'ndeki, illerdeki bütün görevlilerine, Kızılay'ın bütün yöneticilerine ve Kızılay'a güvenip onlara destek veren sizlere çok çok teşekkür ediyorum.
Şu da bir gerçek ki, özellikle son yıllarda Kızılay tekrar güç toplamış, çalışmalarını neredeyse bin misli artırmıştır. Bir zamanlar maalesef ufak bir sarsıntı geçiren Kızılay, sadece Türkiye'de değil. dünyanın her tarafında itibarını ve gücünü toparlamıştır.
Kızılay uluslararası kuruluşlarla da çok iyi işbirliği içerisinde olmuştur. Gerek Kızılhaç, gerek İslâm dünyasında, gerekse diğer yine topluluklarda dengi olan kuruluşlarla bir araya gelmiştir, onlarla çok iyi çalışmalar içerisinde olmuştur, sorumluluk almıştır ve sorumluluğunu da en iyi şekilde yerine getirmiştir. İşte bunun bir örneği geçen hafta içerisinde gerçekleşti. Özellikle İslâm dünyasından gelen Kızılay dengi kuruluşlarla yaptığı toplantılar, onların yeniden organize olmasına yaptığı katkılar ve liderlik herkes tarafından da büyük bir takdirle karşılanmıştır.
Ben bir kez daha herkese teşekkür ediyorum.
Kızılay bugün 140. yıldönümünü kutluyor. İnanıyorum ki, daha nice yıllar başarıyla geçecektir ve insanlığın hizmetinde olacaktır. Zor durumda olan, 'Bana uzanan bir el yok mu?' diye bekleyen insanların hizmetinde olacaktır. Hepimiz ne kadar iftihar etsek, onur duysak azdır.
Hepinize tekrar sevgiler, saygılar sunuyorum."