İKÖ Üyesi Ülkelerin Büyükelçilerine Verdikleri İftar Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

15.09.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Sayın Büyükelçiler,
Baylar ve Bayanlar,
Ramazan ayı münasebetiyle, İslam Konferansı Örgütü'ne üye veya gözlemci olan ülkelerin ve İKÖ ile ilgili kuruluşların temsilcileri ile birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
Ramazan ayının, İslam aleminin de bir parçası olduğu bütün insanlığa barış, huzur ve refah getirmesini dilerim.
Bu vesileyle bütün dünyada, açlık, yoksulluk veya hastalıklardan muzdarip olan milyonlarca insanın, işgal, savaş, doğa veya çevre felaketi, yoksulluk gibi çeşitli sebeplerle evlerini veya ülkelerini terketmiş olan göçmen ve mültecilerin, ırkçılık, ayırımcılık, şiddet veya terör mağdurlarının çektikleri acılara Ramazan'ın anlamı gereği hepinizin dikkatini bir kez daha çekmek isterim.
Onların acılarının hepimizin acısı olduğu anlayışıyla, evrensel sorunların çareleri üzerinde hep birlikte düşünmemiz gerekmektedir.
Bu noktada, bu akşam birlikte olduğumuz İslam ülkelerine mensup devlet adamlarının, diplomatların, entellektüellerin ve yurttaşların büyük katkıları olabileceğine inanıyorum.
Zira İslam ülkeleri, dünyanın karşı karşıya bulunduğu sorunlardan izole olmadığı gibi bunlardan belki de en fazla etkilenen grubu teşkil etmektedir.
Ancak İslam ülkeleri aynı zamanda dünyada barış, refah ve uyuma aktif katkıda bulunma potansiyeline sahip bulunmaktadır.
Uluslararası toplum ve dünyanın böyle bir katkıya ihtiyacı vardır.
Gerçekten de İslam ülkelerinin ve halklarının tarihsel tecrübe ve birikimleri, insani, kültürel ve ekonomik zenginlikleri ve yetenekleri, bu ülkelere sadece İslam coğrafyasında değil, bunun da ötesinde yoksulluğun azaltılmasında, uluslararası uyum ve anlayışın geliştirilmesinde öncülük etme imkanları sunmaktadır.
Ancak günümüzde bu potansiyelin ve imkanların yeterince kullanılmakta olduğunu söylemek mümkün değildir.
İslam dünyasının henüz çözemediği derin iç sorunlar ve kronik ihtilaflar, böyle bir rolü yeterince oynamasına ne yazık ki mani olmaktadır.
Ancak iyimser olmamızı gerektiren gelişmeler de yok değildir.
Bahsettiğim engellerin ortadan kaldırılması için ciddi gayretler gösterilmektedir.
Başta İKÖ, AL, ECO ve KİK olmak üzere çeşitli forumlarda İslam ülkelerinin sorunları yine bu ülkelerin kendilerince açık yüreklilikle ciddi biçimde irdelenmeye, çözüm yolları aranmaya başlanmıştır.

Bölgesel, ikili veya iç ihtilafların çözümü için çeşitli İslam ülkeleri, liderleri veya kuruluşları yorulmaksızın cesur girişimlerde bulunmaktadırlar.
Diğer yandan, ulusal planda ise, İslam dünyasında her ülke kendi koşullarında ekonomik-sosyal reformları tecrübe etmekte, demokrasi, insan hakları ve kadın-erkek eşitliği alanlarında ilerlemeler kaydetmektedir.
Sayın Büyükelçiler,
Filistin meselesinin odağında yer aldığı Orta Doğu'daki ihtilaflar, dünyada barış ve istikrarı da etkileyen kronik niteliğini sürdürmektedir.
Tabiatıyla bütün bu sorunların tek tek çözüm yolları bulma çabaları sürmelidir.
Ancak, aynı anda, bölgede yeni güvenlik ve işbirliği mekanizmalarının, güven arttırıcı önlemlerin ve kriz önleme yöntemlerinin tesis edilmesinin ayrı ayrı çözümlerin kalıcı hale gelmesine katkıda bulunacağına inanıyorum.
Bu yöndeki bütünsel, dışlayıcı olmayan ve ortak düzenlemeler üzerinde ciddi biçimde düşünmenin zamanının geldiğini düşünüyorum.
Böyle bir egzersizin bölge ülkelerine gelecek için olumlu bir perspektif ve ufuk sağlayacağını tahmin ediyorum.
Türkiye, Balkanlar'da ve Kafkasya'da yaptığı gibi, Orta Doğu'da da kalıcı barış, istikrar ve refahın sağlanması için yeni ve yaratıcı fikirler üzerinde diğer ülkelerle birlikte çalışmaya hazır bulunmaktadır.
Bu düşüncelerle, bu akşam sizlerle birarada olmaktan ve bu iftar sofrasını sizlerle paylaşmaktan duyduğum mutluluğu yineler, Ramazan ayının tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dilerim.
Türk halkı ve şahsım adına sizlerin ve halklarınızın Ramazan Bayramını da şimdiden kutlar, Devlet Başkanlarınıza en iyi dileklerimi ve bayram tebriklerimi iletmenizi rica ederim."
Yazdır Paylaş Yukarı